Nerede insan varsa orada umut vardır.
İnsanin bulunduğu yerde
umut bitmez, yok olmaz!
İnsanla gelen ilk şeydir umut, insanla giden ilk şey!..
Bir şehir bombalandıysa, taş taş üstünde kalmadiysa orada, yıkıntılar
arasından çocuk iniltileri geliyorsa, orada umut vardır. Iniltiler kesilir yerini konuşmalar, sevinç çığlıkları alır...
Nereye yürek çarpıyorsa orada umut çiçekleniyor demektir.
Umut da aşk gibi, sağlıklı insanın varlığından atamadiğı bir gerçektir.
Hastalıkların, kırımların, yıkımların, salgınların altında otlar gibi umut yeşirir.
Yalanlar, yanlışlar, oyunlar, düzenler geçicidir. Zaman gider, ürün ve umut kalr. Umut hemen bir tasarıya dönüşür, tasari hemen bir çabaya bağlanır; bir de bakarsınız insanın yapısı, elleri işliyor. Toprağı, bezi, tahtayı taşı işliyor; boyara birleşiyor resim oluyor; taşlar kırılıyor yontu oluyor.
Nerede umut varsa, orada insan vardır.
Unmutsuzluk ölümdür!..
'Tamam, bitti işte, artık tamam, bir daha olmayacak, tamam' diyenlere bakmışın, neymiş tamam olan?..
İnsanin varolduğu yerde hiçbir şey tamam değildir. Nerede insan varsa eksiklik var.
Insan dünyası bir bitmemişlikler dünyasıdır.
'Tamam' diyen kendini bitirmiştir...
Insanlar biter, insan sürer. Insan sürecektir!.. Bastiğı toprak varoldukça, makine seslerinin yükseldiği yerde umut nasıl bitermiş?..
Baltanın oduna gömüldüğü yerde, tırpanın otlara pırıl pırıl sokulduğu yerde, küreklerin suyu hışır hışır yardiğı yerde, her şey bitebilir; ama umut bitmez!..
Ekmek bitebilir; su bitebilir; ama umut bitmez!..
Umutsuzlar mikrop saçar dünyaya... 'Tamam, biti işte!' der umutsuz.
'Artık olmayacak!' nedir olmayacak olan?..
Güneş doğmayacak mı?
Çocuklar konuşmayacak mı?
Tohum patlamayacak mı?
'Balıklarımı vermem' mi diyecek denizler?...
Yağmurlaşmaktan mı kaçınacak bulut?..
Rüzgâr esmeye yanaşmayacak mı?
İnsanın olduğu yerde, bitimler yoktur! İnsanın olduğu yerde
değişmeler vardır! Değişmelerden umut doğar. Yikımlardan bile umut doğar...
Bombalanan şehir eskisinden daha güzel kurulur.
Düşmandan daha büyük düşmandır umutsuziuk...
Umutsuzluğa düşen şehir yenillir.
Umutsuzluğa düşen insan ipi eliyle geçirir boğazına.
Umutsuzluğa düşen kaptan gemiyi kayalara bindirir.
Umutsuzluğa düşen savaşçı yenilir...
Nerede umutsuzluk varsa orada bitmişlik vardır!
Umutsuzluğun olduğu yerde insan yoktur artık!..
İnsan biçiminde
canlılar vardır....
Birbirlerini yiyen canlilar.
Umutsuzlar da çöpler gibi yok olur gider, suyla, rüzgârla. Geriye umutlar kalir, gerçek insanlar,, direnen, inanan savaşan insanlar kalir...
Düştūğü yerde uzun uzun sızlanhmadan kalkan, tutsak edildiği yerde korkularla içli dişli olmadan kendini toplayan, hiçbir şeysiz bırakıldığı yerde, hemen bir toparlanma tasarısını kuruveren, her şeyin pisleştiği yerde pisliğe bulaşmadan varlığını sürdüren
Insanlar...
Onlar çağımızın adlı ve adsız kahramanlarıdırlar...
Nerede insan varsa orada umut vardır. Vişnelerin karaya çalan kırmızısı gibi, incirlerin sayılmakla bitmeyen oyuncak çekirdekleri gibi, bir odanın penceresinden bir çırpıda girip bir portakalın yuvarlandiğı gibi, odamızı kaplayan ve ruhumuzu aydınlatan bir gün ışığı gibi umut!..
Bir kelebeğin kanadına konan yağmur damlasI gibi umut...
Nerede umut varsa orada hayat vardır!
Nerede bir hayat varsa orada umut vardır!..
Can çıkar, umut çıkmaz!...
Gün aysın gelecek bizimle olsun...