7 Ekim 2023 tarihinde güne şok gelişme ile başladık: Filistin, “HAMAS” İslami Direniş Harekatı İsrail’e tam 21
bölgeden baskın yapmış. Baskın demek hafif kalır, resmen savaş başlatmış. Füzelerle havadan , karadan
askeri birliklerle saldırılar ve kötüsü zulümle, sivillere yönelik vahşetle saldırı gerçekleştiriyor. Bu zalimce
saldırının dinimizde yeri yok! Savaşın da bir kuralı var: kadınlara, çocuklara dokunmamak! Allahü Ekber
deyip kadınlara zulüm etmenin cüzi dahi meşruluğu yok, olamaz!
Ama camilerden vaaz vererek özgür insanları cihada davet ediyorlar. Akabinde tüm İslam ülkelerine taraf
olma çağrısı yaparak Arap ülkelerinden destek talep ediyorlar. Ve tabi ki, hiçbir Arap- İslam ülkesi doğrudan
Filistin’e destekte bulunmuyor:
Suudi Arabistan, İsrail ile Filistin arasındaki şiddetin derhal durdurulması' çağrısı yaptı
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Gazze'den İsrail'e yönelik 'Aksa Tufanı' ve İsrail'in bölgeye yönelik
saldırıları, üzerine konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Olayların yakından takip edildiği belirtilen açıklamada,
'Suudi Arabistan Kraliyeti, bir çok cephede yüksek düzeyde şiddetin yaşanmasına neden olan, birkaç
Filistinli grup ile İsrail işgal güçleri arasındaki eşi benzeri görülmemiş durumdaki gelişmeleri yakından takip
etmektedir. Suudi Arabistan, iki taraf arasındaki tırmanışın derhal durması, sivillerin korunması ve
sükunetin sağlanması çağrısı yapmaktadır' denildi.
Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi: 'Uluslararası toplumu, her iki tarafın da çatışmayı daha fazla tırmandırmasını
önlemek için aktif rol oynamaya ve anlaşmazlığın ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararları ve uluslararası hukuka uygun
olarak gecikmiş barışçıl çözümü için çalışmaya çağırıyorum.'
Mısır: Filistin ile İsrail arasındaki gerilimin durdurulması ve tarafların itidalli olmasının önemini vurguladı.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 'İsrail işgalinin kardeş Filistin halkına yönelik apaçık ihlalleri
ve saldırılarının sonucu olarak abluka altındaki Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan gerilimden
endişe duyulduğu' kaydedildi.
Arap Birliği, Hamas ile İsrail'in karşılıklı saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yayımladı:
Ebu Gayt’ın, İsrail’in Gazze’deki saldırıları derhal durdurması çağrısında bulunduğu bilgisine yer verilen açıklamada, şu
ifadeler kullanıldı:
“İsrail'in şiddet ve aşırılıkçı politikalarını uygulamaya devam etmesinin, bölgeyi istikrara yönelik ciddi fırsatlardan
mahrum bırakan saatli bir bombayla aynı anlama geldiği konusunda daha önce defalarca uyarıda bulunuldu.”
Afrika Birliği (AfB) Komisyonu Başkanı Musa Faki Mahamat, İsrail ile Filistin arasındaki krize ilişkin yaptığı açıklamada,
Filistinliler ile İsraillilerin derhal çatışmaları durdurmaları ve sivillerin hayatlarını korumak için koşulsuz olarak
müzakere yapmaları çağrısında bulundu.
Bütün bunlar yaşanırken gidişatın kötüye gittiğini ardı sıra gelen görüntülerden tahmin ede biliyor ve savaşın
boyutunun tüm dünyaya ulaşacağından endişeleniyoruz.
İsrail de misli ile karşılık vereceğini belirterek böyle bir karmaşada müttefik ülkelerden taraf olmayı bekliyor.
Bu durumda Türkiye ve Azerbaycan’ın da bu beklenmedik saldırıya nasıl tepki vermesi gerektiği gündeme geldi.
Yorumları gözden geçirdiğimde Türkiye ve Azerbaycan halkının bu savaşta ikiye bölündüklerini fark ettim. İslam
değerlerini önde tutan bir kesim kesinlikle Filistin’e destek vermemiz gerektiğini aralarında İsrail’e destek olanlara
kaba tepki verdiklerini, siyasi çıkarları önemseyen kesimin de Filistinlilere destek olmazlarsa dinden çıkacaklarının
tehdidini savuruyorlar.
Biz Azerbaycanlılar 1. Karabağ savaşında Rusya ve İran’ın Ermenilere doğrudan ve dolaylı destekleri, ABD lobisinin ve
AB ülkelerinin Ermenilere taraf oldukları bir zamanda bir İslam ülkesi olarak tüm İslam devletlerinden yardım ve
destek bekledik. Hiçbir Arap –İslam Ülkesi Azerbaycan’a haklı davasında taraf olmadı, soykırım yapan Ermenilere
tepki göstermediler. Hatta Filistin Başkanı Yaser Arafat : “Mazlum ermeni halkının yanındayız” diye yaramıza tuz
bastı.
Tam o sırada 2000 yıldır Azerbaycan’da yaşayan dağ Yahudileri İsrail devleti ile danışmalar, görüşmeler yaparak
Azerbaycan’a destek verilmesi için çağrıda bulundular. İsrail devleti Azerbaycan’da güvenli ve huzur içinde yaşayan
Yahudilerin taleplerini olumlu karşılayarak Azerbaycan’a askeri mühimmat desteği vermeye başladı. Zira Azerbaycan
petrol ülkesi olduğu ve İsrail ile ticari ilişkilerinin gelişmesi üzerine Azerbaycan’la daha sıcak ilişkiler kurmaya başladı.
1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığını ilan ederken Türkiye’den sonra Azerbaycan’ı ikinci tanıyan ülke İsrail idi. Hatta
1. Karabağ savaşına gönüllü katılarak kahramanca şehit olan, Ermenilerin korkulu rüyası Albert Agarunov milliyetçe
Yahudi idi. Ermeni lobisi sadece İsrail lobisine sözünü geçiremedi. Bu bir gerçek ki, İsrail Azerbaycan’ı ermeni lobisine
karşı her zaman destekledi. 2013 yılında İsrail dış İşleri Bakanı Bakü’de : “İsrail için Azerbaycan’la ilişkiler Fransa ile
ilişkiden daha önemlidir’ -dedi. 2016 yılında ise 4 günlük savaşta Azerbaycan İsrail’den aldığı silahlar sayesinde ermeni
ordusunun mühimmatça Azerbaycan ordusundan üstünlüğü fikrini alt etti. 2004 yılında Macaristan’ın başkenti
Budapeşte’de askeri eğitime katıldığı sırada ermeni kursiyerin aşağılamalarına dayanamayarak başını keserek öldüren
Ramil Seferov’un Macaristan’daki davasının adil yürütülmesi için banka hesabına Bakü’deki Yahudi iş adamı yüklü
para yatırarak Üsteğmen Ramil’in haklarını savunmak için çaba göstermişti.
Evet, biz Müslüman ülkeler – Türkiye ve Azerbaycan olarak elbette Kudüs’ün ve Mescidi-Aksanın huzur ve refah
içerisinde İslam alemine ait olmasını istiyoruz. İsrail devletine Müslüman halklara gösterdiği zulmü de kınıyoruz.
Yalnız, aziz Peygamberimizin biz Müslümanlara sıkı –sıkı tembih edip Ümmet birliğinden ayrılmayınız vasiyetini bu
gün hiçbir Arap-İslam devleti uygulamıyor. Filistin halkı kendisi zulüm gördüğü halde ezilen halklara değil ermeni gibi
vahşette alternatifi olmayan millete taraf oluyor. Sonuç olarak oldukça çıkmaz bir durumun içindeyiz. Bu kavgayı
durdurmak için kışkırtıcı değil, yapıcı olmak lazım bence. Ve Türkiye de , Azerbaycan da duruma mesafeli davranarak
temkinli yol almakta fayda var derim.
Diye bilirsiniz ki, İsrail Azerbaycan’ı destekledi diye Filistin halkına soykırım mı yapılsın, ne olur olsun Müslümanlar.
Evet, onlar Müslüman, Azerbaycan da Müslüman ülkesidir. Biz Sovyetlerden bağımsız olduktan sonra etrafımızdaki
büyük ülkelerin baskısı ile çok zor dönemlerden geçtik, o zaman İslam ülkeleri bize maddi- manevi destek olsalardı
İsrail’in desteğini kabul etmeye de bilirdik. Özetle ne Türkiye ne de Azerbaycan İsrail’den destek kabul etmeyip, ticari
ilişkiler kurmayacaktık. Ama yaptık, ve onların verdiği destekle Azerbaycan bölgede İstihbarat konusunda, askeri
eğitim ve savaş mühimmatı konusunda İsrail sayesinde mühim aşamalar kaydetti.
Ümmet kavramına tüm İslam devletleri uysa idi tabi ki, şu anki durum çok farklı olacaktı.
Bu saten sonra Cihanda Sulhun ve Barışın sağlanması için neler yapa biliriz, fikriniz var mı?
VÜSALE ALİ
KAYSERİ