Taşlar yerine oturmaya başladı…/Vedat Kan

Mart 31 demeden, 6 Şubat diyelim… Asrın felaketinde kaybettiğimiz canlarımızın ve yok olup giden 11 şehrimizin yasını/yadını eyleyelim önce. 

Sakın zannedilmesin giden gitti, kalan sağlar bizimdir mantığı işler burada. Gölcükte olduğu gibi. Biz nefes aldığımız müddetçe yaptığı iyilikleri sırf kendi fikirlerinde değil diye “haram-zıkkım” olsun diyenleri, sırf asker diye verdiği yol parasını geri alanları, kamera karşısında ağlayıp kamera kapatılınca katıla katıla gülenleri, daha bir çoklarını asla ve asla ve asla UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ! Rabbim bu millete bir daha 6 Şubat yaşatıp, “devlet nerede” safsatası adı altında, iti köpeği havlatmasın. 

Miracımızın duası da bu olsun inşallah…

Neler olacak, neler olacak demiş; ilimizin siyaset kanında kaynamaya başlayacak olan bazı adımlardan az buçuk bahsetmiştik. 

Şimdi ağırdan da olsa AK Parti adayları belli olduktan sonra taşlar yerine oturmaya başladı, yakında cümbüş kopar. Kimin ne söylediğini veya ne söylemlerde bulunduğunu bu saatten sonra sadece halkın kendisi gözlemleyecek.

Ve bu ötelenen, umursanmayan vatandaş ta beklenen büyük gün 31 Mart geldiği vakit de kesin hükmünü vererek adayım, tercihim “budur” deyip oyunu kullanacak.

Sandıktan kimin çıkacağını işte o zaman hepimiz öğreneceğiz… 

Mehmet Sekmen’in 3. Dönem olarak Erzurum’da kalış macerası her ne kadar sancılı geçse de, aslında inceden inceye bilinen ve hissedilen bir olaydı ama ciddi manada kalışında bu şehrin menfaatlerine yarar var düşüncemizi hep koruduk. Halkın gözünde Sekmen’in eksi puan almasını sağlayan durum, başkanın kendi ekibi ve ekibinde bulunan menfaatperest olanlardı ki; görünen o ki, bir kaçı yeniden encümenlik için ilçe belediyelerinden adaylıklarını ceplerine koymuş gibi davranmaya başladılar bile. Encümenlere dikkat etmek gerekir ki “bazıları” nın amacı bize hizmet etmek için değil, üzerine kapaklanacakları arsalara şimdiden ok atmak içindir. 

Tıpkı geçmişte olduğu gibi. 

Tıpkı bu dönem de olduğu gibi. 

İşte Erzurum…  İşte tapu müdürlüğü, işte belediyelerin arsa kayıtları, haritaları ve arsa satış, devir veya tahsis işlemleri… 

Kimlere ne için ve ne amaçla verilmiş ve bu kişiler veya uzantıları kim? 

Bu arsaların üzerinde şimdi ne var?

Mehmet Sekmen’in samimiyetine inanlardanım. Ciddi olarak bu şehirde geçirdiği evreleri yaşayan ve çoğunu eleştirsem de takdir edenlerdenim. 

Sekmen Başkanın karşısında seçim için yarışacak adaylar çıkmaya başladı. Her ne kadar şimdilik birkaç aday görünse de “biri” hariç diğerlerinin hayal peşinde olduklarını baştan söylemekte fayda var diye düşünüyorum. 

Neden mi hayal?

Mehmet Sekmen’in bir ekol olduğunu, bir siyasi fenomen olduğunu bırakın Erzurum’u Türkiye’de bilmeyen yok. Hem bu durumu kendi kalemlerimizden bir kaçı daha evvel de deklare etmediler mi? 

Sekmen; birkaç hayalpereste koltuk verecek siyasetçimidir Allah aşkına? Seçim kazanmanın başka yolları var…

Neyse gelelim Sekmen’in seçim çalışmalarına; 2. Dönemden kalan yarım kalmış yatırımlarının devamı yanı sıra, yeni olduğuna inandığımız projelerinin varlığını zaten biliyorduk. Bilhassa Mareşal Hastanesi civarında yapacağı çalışmaları, şehir merkezinden Palandöken’e ulaştırmayı düşündüğü hava hattını ve daha birçok çalışmayı merak ve heyecanla takipteyiz. Ama bu encümenler orada da arsa payına düştüler ise sıkıntı büyüyecek haberiniz olsun…

Takipteyiz ama bu işin bir de aması var. 

Tabii ki “kazanması” durumunda! Ne şartlar altında olur ise olsun öncelikle resmi olarak bu şehrin anahtarlarıyla birlikte mazbatasının kendisine yeniden verilmesi gerekmektedir. Bunun içinde başkanın ivedi ve çok acil durumda, hiç beklemeden ve tabir-i caiz ise derhal etrafındaki birçok kişiyi uzaklaştırması gerekmektedir. Bu iş öyle açgözlülerle, tok gözlerle, deli gözlerle yapılacak işin olmadığını, olmayacağını Sayın Başkanım bizden daha iyi biliyor… 

Halkımız sizin etrafınızda dönen bu “kibir dalgacıklarını” istemiyor!

Taşlar yerine oturmaya başladı dedik. Cumartesi günü mahşeri bir kalabalık gördük, gerek salonun içerisinde ve gerekse davuluyla zurnasıyla dışarıda. 

Ama iktidar partisine yakışır bir çalışmamıydı bu? Asla değil…

Organizasyon sıfır altındaydı.

Ev sahibinin kim olduğu belli olmadığı gibi birkaç kişinin çığırtkanlığı dışında da kuru bir kalabalık ve gürültü kirliliğinden öte bir şey göremedim ben orada. Arada sırada bana gelip “kardeşim sen şöyle geri git” diyen birkaç kişi dışında. Onlarda ne yapsınlar gariplerim, sözleri o kalabalıkta bulunan hiç kimseye geçmiyor du ki, beni gözlerine kestirdiler, yapacak bir şey yok, alışkınız vesselam... Onlara da çok görmüyorum, ömrü hayatlarında ilk kez bir görev verilmiş, yapmasınlar mı? 

Göz demişken, gözlerimiz birilerini aradı. Küstüm oynamıyorum, bilyelerimi geri verin diyen İlçe başkanımızı, ilçe belediye başkanımızı falan filan. Bu arada halef/selef derken, Pasinler boylarından gelen o iki cengaveri yan yana kim oturttu öyle. 

O nasıl bir bakıştı Allah’ım.

Ben onu bunu bilmem, siyaset her zaman aynıdır, asla ve kat’a değişmez, tecrübelerimiz öyle öğretti bize, bu günler iyi günler. Hem “neler olacak neler olacak” dedik bir kere. Bu daha başlangıç bile değil. 

Seçim mi?

Erzurum’da bu seçimde AK Partinin işi gerçekten ama gerçekten çok zor. Çoğu yerde mümkün bile değil… Dediğimiz gibi taşlar yerine oturmaya başladı.