Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Robert Fitso bunu AzerTac ve AzTV'ye verdiği röportajda söyledi.

"Kendisinin dünyadaki en iyi yer olduğuna ve başkalarına öğretme hakkına sahip olduğuna kendini inandırdı. Ama diğer ülkeler bizden daha iyi olabilir. Bazen bana öyle geliyor ki Avrupa Birliği'ndeki fırsatlar azalıyor. Avrupa Birliği'nde neyin normal, neyin anormal olduğunu bulmaya çalışıyoruz" dedi. Ona göre Strazburg'daki Avrupa Parlamentosu seçimleri için yapılan kampanyalarda sosyal ve ekonomik koşullar tartışılmıyor:

"Affedersiniz, bu kampanyada bazı yerlerde 2-3 tuvaletin olması tartışılıyor, transseksüellerden bahsediliyor. Bu konular artık Avrupa'da moda. Ama topluma bir ilerleme getirmez. Avrupa Birliği çok iddialı hale geldi ve bu bizim için zararlı. Yeşil enerjiye bakalım.

Bu açıkça AB endüstrisine zarar verecektir. 2035 yılında artık benzinle çalışan araba üretmeyeceğimizin sözünü verdik. Savaşa ve Ukrayna'ya çok para harcıyoruz. Bunu Avrupa Birliği'ne harcayabiliriz. Egemen ve bağımsız görüşlere saygı kaybolduğu için sinirler yıpranıyor. Eğilirsen seni rahat bırakırlar, hiçbir sorun olmaz. Ancak egemen düşüncenizi ifade ederseniz sorun yaşarsınız."

Robert Fitso, Avrupa Birliği'nin kendine ait bir dış politikası olmadığını ve Atlantik Okyanusu'nun diğer yakasına dönüp, oraya baktığını ve ABD'nin ne yapacağını beklediğini sözlerine ekledi: "Slovakya'nın iç işleriyle sizi sıkmak istemiyorum. . Beni doğru anlayın Sayın Gazeteci. Slovakya'da muhalefete yönelik ceza kanununun 2000'li yıllarda suistimal edildiğini tüm Avrupa biliyor. O dönemde ben de muhalefetteydim. Ben de suç işlemekle suçlandım ve tutuklanmak üzereydim. Bu suçlamalar ekonomik olmaktan çok siyasiydi. Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu Slovakya'daki olaylarla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Çünkü o dönemde Slovakya'da Avrupa Birliği'nin her dediğini uygulayan bir hükümet vardı.

Avrupa Birliği Ukrayna'daki savaş konusunda farklı düşünüyor. Durum değişiyor. Tekrar ediyorum, bu savaşın çözümü askeri değil. Ancak Avrupa'da değil, tüm dünyada konuya objektif bakan güçler var. AKPM'de delegasyonunuz olmadan nasıl bir diyalogdan bahsedebilirsiniz? Sayın Cumhurbaşkanımla görüşmemde Avrupa Birliği'nin tam üyesi olarak Schengen'in ve avronun parçası olduğumuzu söyledim.

Biz küçük bir ülkeyiz, dolayısıyla fikirlerimizi her zaman dikkate almıyorlar. Ne yazık ki Avrupa Birliği büyük ve küçük ülkelere bölünmüş durumda. Objektif olarak tanınmalıdır. Şunu söylemeliyim ki, Avrupa Birliği'nde ülkenizle ilgili konular tartışılırken objektif bir şekilde tutumumuzu ortaya koyuyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza açıkça söyledim, biz de Azerbaycan gibi büyük adaletsizlikler yaşadık. Çünkü Azerbaycan'ın Avrupa Birliği'ne hak iddia etmemesi gerektiğini anlıyorum. Bu tür duyguları defalarca yaşadım. İşbirliğimizi sürdürmek istiyoruz."