Şimdi artık hizmet zamanı…

Şimdi artık hizmet zamanı…/ Vedat Kan

Seçimler de bitti, bayram gelmek üzere ve bahar kapımızı sayılı günlerin hafiflemesinin ardından, ha çaldı ha çalacak… 

Kimlerin makama oturduğunu ve ne şekilde oturduğunu ve nasıl oturduğunu hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz, bu aşamadan sonra bunları dile getirmenin ne bu şehire; ne de bu şehirde yaşayanlara, hiç ama hiçbir faydası dün olmadığı gibi bugün de, yarın da olmayacaktır… 

Kimin ne yaptığının bu saatten sonra inanın hiçbir önemi yok. Bu nikâh kıyıldı, imzalar atıldı ve gidilecek yol ile yapılacak faaliyetler de bellidir. 

Vatandaşlar hizmet beklemektedir. Ya bu deveyi güdeceksiniz ya da bu diyardan gideceksiniz!

Vatandaşlar hizmet beklemektedir. Her ne şekilde olur ise olsun; züğürt tesellisinde bulunmanın anlamı da, manası da yoktur…

Vatandaşlar hizmet beklemektedir. Şimdilerde mantıksız bir şekilde birbirlerine hasım çıkarılma gayretine çalışılan başta büyükşehir belediyesi olmak üzere, 20 ilçe belediyemiz ortaklaşa ve birlik beraberlik içerisinde çalışmak MECBURİYETİNDEDİR… 

Eliniz mahkûm, tek başına bir hiçsiniz ve öyle de kalacaksınız!  

Tek olarak adım atma imkânınız yok.

Tek olarak sadece ve sadece bahane üretip sıkıntıları halka yansıtmaktan başka hiçbir iş yapamazsınız!

Oyuna gelmeyin, mücadele bitti, tamam; kale veya kalecikleri veya tepecikleri ele geçirdiniz. Şimdi oraları size tanınan süre zarfında nasıl elinizde tutacağınızın hesabını yapın… Kendi partinizin bayrağını öpüp başınıza koyun ve katlayıp bir kenara koyarak hizmet için, halk için, vatandaş için ve verdiğiniz sözlerin yerine getirilmesi için gayret göstermeye başlayın artık.

Hatta ortalama bir yıl sürmesi beklenen hayırlı olsun ziyaretlerini askıya alarak yapalım bu işi…

Hatta yine ortalama bir yılı süreceğini bildiğimiz iadei ziyaretlerinizi askıya alarak yapalım bu işi…

Ve hatta mümkünse; birlik ve beraberlik ortamı içerisinde, ideolojiye bulaşmadan, mantık yürütmeden, kin gütmeden, birilerinin kışkırtmasına müsaade etmeden, sen-ben demeden, dünü ve seçim meydanlarını hatırlamadan, kimin kime ne dediğini yorgun beynimizde dolandırmadan ve aklımızı bulandırmadan yapalım bu işi.  

Ve hatta mümkünse; bilmem hangi grubun, hangi cemaatin ve hangi kanadın adamı olmadan sadece ve sadece Erzurum’lu olarak yapalım bu işi. 

Hep birlikte bu şehri gerçek manada insanca yaşanabilir bir ortamda, birbirine saygılı ve sevgi dolu bir ortamda yapalım bu işi.

Tıpkı yanı başımızda bulunan ve imrenerek ziyaret ettiğimiz bazı şehirlerin yaptığı gibi!

Tıpkı ülkemizde birçok şehrin yaptığı ve bizim hiç yapamadığımız gibi. 

Hep birlikte; sadece ve sadece şehrimiz için, vatandaşımız için. 

Kendimiz için…

Bırakalım artık, falanca tik-tokçunun söylediği ileri geri lafların altında yatan “falanın anası, filanın anasını bilmem nerede görmüş” ifadesindeki kan davası tahrikçiliğini.

Bırakalım artık, filan kalemin, falan aday hakkında yazdığı değişik emoji dolu tehditkâr mısralarına takılıp kalmayı.  

Bu şehir bizim, hepimizin.

Kalkındığı zaman sadece bu şehrin adı ve insanı kalkınsın.

Yeter artık birilerini sırtımızda taşıyıp adam ettiğimiz.

Ve yeter artık birilerinin bu şehri parselleyip gizli veya korkusuz ve aşikâr biçimde sahiplenmesine seyirci kaldığımız. Kendi amaçları doğrultusunda, yine bizi kullanarak bu şehirde hükümdarlık sefası sürdüğü…

Ve yeter artık birilerinin kalemlerinin bu şehirde bu gariban halkı lüzumsuz bir şekilde oyaladığını ve güdümlü olarak hep bir tarafa yönlendirdiği… 

Özümüze dönelim ve hep birlikte artık bu şehir için gayret gösterelim. 

İnsanlar ve isimler gelip geçicidir. İnsanlar ve isimler fanidir, acizdir. Ancak; bu şehir kadimdir, halkı ile birlikte vardır ve yine var olacaktır. Dün, bu şehrin idare koltuğunda oturanların hiç birisinin bugün aramızda olmadığı gerçeğinden yola çıktığımız zaman, yarın da bugün olanların olmayacağını artık kabullenelim ve birbirimizi gereksiz ithamlardan uzak tutarak artık hizmete odaklanalım.

Büyükşehir Belediyesi bu şehrin abisidir. 

Ve ilçeler de küçük kardeş.

Ya hep birlikte bir aile olarak, ortaklaşa kalkınma adımlarını adımlarız ya da hep beraber bu batağın içerisinde yok olur gideriz.

Bu şehrin ve insanının kaybedecek bir kaç yılı daha yok artık.

Trafik çilesi, ulaşım çilesi, işsizlik ve kalkınma ortalamalarında geri kalmışlığımız bize ayıp olarak yetmez mi?

Bu şehrin tarihine ayıp değil mi?

Bizim Erzurum halkı olarak, başka bir şehirde insan gibi yaşayan diğer halklardan ne eksiğimiz var?

Bu halkın gideceği başka bir Erzurum yoktur ve asla ve kat’a da olmayacaktır.

Bizi birbirimize kan davası çerçevesi içine çekmeye çalışanlarda bu şehrin dostu değildir ve asla da olmayacaktır…

Bu şehir hizmete açtır, muhtaçtır… 

Bu şehrin insanı tarihine ve kültürüne ve elindeki imkân zenginliğinin şanına layık olarak yaşamak için sizden hizmet beklemektedir.

Bırakın artık bir yerlere, birilerinin egolarına ve hatta menfaatlerine hizmet etmeyi de, halka hizmet etmeye bakalım. 

Şimdi artık hizmet zamanıdır!