Seçim sonuçları hakkında! Öncelikle Hiçbir Siyasi Partiye ne gerekçe ile olursa olsun, Devlet Desteği verilmemeli! Siyasi partiler giderlerini ve seçim harcamalarını üyelerinin aidatlarından karşılamalı. Her üye zorunlu olarak üye olduğu partiye aidat ödemeli, aidat ödemeyen üyelikten düşürülmeli, partisinde söz hakkı olmamalı Şahsen aidat ile aidiyetin birbirini tamamladığını düşünenlerdenim! Yeterli üye sayısına ulaşamayan partiler de seçimlere girememeli! *** Delegelik sistemi kaldırılmalı Her üyenin kendi partisinde oy hakkı olmalı İlçe başkanlığı seçiminde mevcut ilçe üyeleri, il başkanlığı seçiminde ilde ki tüm üyeler, genel başkan seçiminde de hep birlikte! Yani, hemü bi hev re! *** Yönetim kurulu üyeleri Başkan yardımcıları belirlenmesi de aynı şekilde! Milletvekili adayları ve sıralamaları ön seçim ile! Ve hiç kimse aynı göreve 2 den fazla aday olamamalı En fazla 2! İlla da Demokrasi isteriz diyen varsa yöntem bu! *** Tabi bunun olması için de ilk önce çoğunluğun istemesi lazım İsterler mi? Sanmam. Bence iktidar partisi bu yönteme en yakın olanı Muhalefet partileri ise en uzak! Muhalefet partileri, sanki iktidar karşıtlarını oyalama gazlarını alma hayaller kurdurup kırma gibi bir görevleri var gibi! *** Ayrıca! Memura da siyaset hakkı verilmeli, sendika seçimlerinde de aynı seçim sistemi ve aidat zorunluluğu olmalı, Sendikal destek adı altında ne sendikaya ne de sendikalıya Devlet Desteği verilmemeli vs… vs… İlla da Demokrasi isteriz diyen varsa yöntem bu! *** Sadece siyasi partilerde değil, derneklerde sivil toplum kuruluşlarında bile Disiplin kurulunu, denetim kurulunu yani başkanı denetleyecekleri bile başkan seçiyor! Uzun lafın uzunu, her şey çok güzel olsun demekle olmaz, herkesin bir şeyler yapması lazım, Ülkemizde sadece Cumhurbaşkanı yok, yüzbinlerce başkan var! Dernek başkanları, oda başkanları, sendika başkanları, kulüp başkanları, meslek kuruluşlarının başkanları, sınıf başkanları… *** Seçilmek için de, seçim sürecine girilince çarşı Pazar gezmekle, her elini sıktığın ile resim çekilmekle, gelişi güzel broşür vermekle olmaz o işler, seçmen ile yaşamı paylaşmak lazım. Misal Atatürk’ün halkçılık ilkesi! Seçimden önce resminin cisminin isminin olmadığı insanlar sana 1 fotoğrafçı 5 – 10 da partili ile geldin gülücükler saçtın diye oy vermez! *** Solu Fransızlardan öğrenirsen sandıkta da Fransız kalırsın Halkın istediği Anadolu solu o da galiba muhalefet partilerinde prim yapmıyor! *** Yani demem o ki iktidara oy verenleri anlamak yerine hakaret etmek, hakir görmek, cahil bulmak ve ya tüm suçu seçilememe rekoru kıran muhalif adayda bulmak işin kolay tarafı. Ömrü hür düşüncenin hakim olduğu sivil toplum kuruluşlarında geçen biri olarak demokrasiye en uzak partilerin mevcut muhalefet partilerin olduğunu, gelir seviyesi tahsil seviyesi, geçim düzeyi düşük olan kenar mahallelerin sol yerine sağ partileri desteklemesinin bu durumun en önemli göstergesi olduğunu, Gelir seviyesi düşük insanlar daha kanaatkar ve halinden daha memnun, Eğitim ve gelir seviyesi yükseldikçe de nispeten daha tatminsiz, daha mutsuz, daha kızgın, daha eleştirel bir arayış içerisinde ve geleceğinden daha endişeli olduğunu söyleyebilirim. Kocaman bir yalan olduğunu düşündüğüm muhalif siyasi bir söylem de!

• Bana göre hava hoş ben garibanlar için milletim için üzülüyor endişeleniyorum! onlar için siyaset yapıyorum sözü…

Hiçbir şeyden memnun olmayan, sivil toplum kuruluşlarının toplum yararına faydalı işlerinin içinde pek olmayan görüntüden ve facebook resimlerinden ibaret siyasetçilerin sözü! “istisnalar da dahil!” Allah sanki bir tek onlara akıl ve ağız vermiş *** İktidarın değişmesi için sadece muhaliflerin adayının değişmesi iyi bir aday bulması da yetmez, Kendilerinin de değişmesi lazım. Gördüğüm kadarıyla toplumda karşılığı olan muhaliflerin partisinde, partisinde de karşılığı olan muhalif siyasetçilerin sokakta pek karşılığı yok! Bende de! Bence bu seçimde pandemiydi, enflasyondu, ekonomik sorunlardı derken çok büyük oranda oy aldılar, hem de kendi seçmenlerine rağmen hazırladıkları listeler ile! Bir daha ki seçim de bu kadarı da mümkün değil, böyleyken böyle! Selam ve dua ile!