SAVAŞ VE VİCDAN Rusya –Ukrayna savaşı başladıktan sonra, gözünü hırs bürümüş Putin halkının refah düzenini, huzurlu yaşamını hiçe sayarak Ukrayna’yı (aslında ABD-yi) yeneceğim diye taşra ülkelerle de kritik konuma gelince, her an büyük bir savaş çıkacak endişesi altında bölge halkları, özellikle Avrupa’nın yaptırımları sayesinde parasal ve ihracat yaptırımlarına maruz kalan Rus İş adamları “yarınki” geçim kaygısı ile bölgede en güvene bilecekleri ülke-Türkiye devletine sığınmakla ülkemizde şirket kurarak kaç yıldır var olan Ticari bağlarını, geniş çaplı üretim ve ihracat işlerini ülkemize taşımaya karar vermişler. Bu kararı vermelerinde bir diğer faktör de Putin’in bu zengin iş adamlarının varlığına kısıtlama getirip, cepheye zorunlu destek olmaları için baskı uygulamasıdır. Nitekim, vicdanı ve kalbi güzel olan nice Rus iş adamları bu haksız ve zalimce kardeş savaşına asla ve her hangi şekilde katılmayacaklarını belirterek vicdanının sesini dinlemeye karar vermişler. Elbette bunun için Türkiye’yi tercih etmeleri boşuna değil, çünkü, Türk demek- mert, sıcakkanlı, güvenilir, dostluğa vefalı olan demektir. Ve Ruslar bunu iyi bilir. Lakin, cennet ülke Türkiye’de yasalar, bilhassa yabancılarla ilgili mevzuat hala da kapsamlı olmayıp, daha çok kafa karıştıran, çıkmaza sürükleyerek yıldıran belirsizliklerle doludur. Bizzat gözlemlediğim ve tanığı olduğum olayları toparlayacak olursam ortaya şu manzara çıkıyor: Rus iş adamı hayati önemli ürünün ülkemizde üretimi için sanayi şehirlerimizden birine gelip şirket kuruyor, yasalar ev adresi, oturum izni talep etmeden Şirket kurulumu için her türlü işlemi yapıyor, Ticaret Odasında tescil ettiriyor, Vergi numarası veriyor, İmza Sirküsü, Şirket Ana Sözleşmesi, Vekaletname ve diğer yetkiler için Noterliklerde işlemler yaptırıyor, fakat, Şirketi Kurduktan sonra vergi numarası, vergi levhası olan bir Yabancı Vergi Mükellefine bankalar hesap açmıyor, İl göç İdaresinden oturum izni, ev adresi ile başvuru yapması zorunlu imiş. Şirket Kurmak için önemli tutarda para harcayan İş Adamı ev adresi için tanımadığı şehirde acilen kiralık ev bulması, devamında İl Göç İdaresine önce İnternet üzerinden randevu talebi ile başvuru yapması, sonra randevu gününde listede belirtilmiş evraklarla, mutlaka ev adresini gösterir belgeyi de hazır bulundurarak Göç İdaresine oturum başvurusu yapması gerekir. Bu başvuru değerlendirilir ve İkamet İzin kartı ev adresine gönderilmeden önce 1 aylık süreçte Polis şahsın belirttiği adreste oturup oturmadığını teyit etmek için beklenmedik zamanda adrese gelir ve iş adamı evde olmazsa oturumu iptal ediyor!? Buraya kadarki süreç için sayın yetkililerimize birkaç sorum olacak: 1. Şirketi kuran yabancı iş adamı bütün bu masraflardan sonra bankada ev adresi yüzünden (Şirket adresi geçerli sayılmıyormuş) hesap açtıramıyor ve ev bulması, İl Göç İdaresinden oturum izni almaya muvaffak ola bilmesi en az 15-25 gününü alıyorsa, ama düzenli olarak vergisini ödemeli ise bu işlemi nasıl aksatmayacak? 2. Madem mevzuat gereği mutlaka ev adresi zorunludur, o zaman neden bu insan ülkemizde Şirket kuracağı sırada gerekli prosedürler anlatılmayıp, bu insanın Şirket kurması için peşinen harçları alınıyor ve işlemleri hallolunup, tescil verilip, vergi mükellefi yapılıyor? 3. İl Göç İdarelerindeki sorun da, Rusya’dan yüklü parası, Türkiye bütçesine mühim katkısı olacak, Sanayi sektörümüze önemli ürün üretmekle ilgili alanlarda çağın gereksinimi olan ürünler ortaya koyacak, kültürlü, eğitimli İş adamları ile Ülkemize “dilenci” görünümlü, kaba ve suçlu davranışları ile halkımızı son günlerde iyice bunaltan mültecileri bu Göç İdareleri neden aynı mevzuata tabi tutar? Hatta oturum almak için daha zor şartlar sunar? Bu soruların en kısa zamanda devletimizin büyüklüğüne yakışır seviyede çözüleceğine inanıyorum. Son iki Rus iş adamının ülkemize teşrif ederek yüklü Sermaye yatırmak ve tüm işini Kayseri’ye taşımak istemeleri bizim açımızdan olumlu ve güzel bir gelişme, ama ben o insanların dışarıdan pek görünmeyen acılarını hissettim. Kayseri’den itibarlı ve güvenilir İş adamı bulup eşi ile şehrimize gelmiş Rus Sermaye sahibi ile bizim Türk İş adamı da ailecek akşam yemeğinde buluştular. İki taraf arasında niyet ve meramlarını bir birilerine aktarmak da bana müyesser oldu. Çok mühim bir şey fark ettim: bazen savaş güzel insanları buluşturur, güzel niyetleri ekonomik anlamda önemli boyuta taşır. Bu aileler bir birilerine ne kadar güveniyorlar, anladım. İki taraf ta helal kazanç için mücadele veren kültürlü ve saygın zengin iş adamları. Dünya’yı sevgi kurtaracak demiştim, şimdilik kendim için kanıtlamış oldum. Evet, doğru düşünüyorum: Dünyayı Sevgi kurtaracak! Görünüşe bakarsanız tarih boyu Türkler ve Ruslar dostluktan daha çok savaş ve siyasi kriz noktasında daha çok karşı karşıya gelmişler. Ama şimdi, kan, zulüm, felaket gibi en çok çocuklarımızı tehdit eden günümüz vaziyetinden kaygılanan bu gibi temiz ruhlu insanlar güzellik adına neler yapa bilirler diye mücadele edip, dostluğa, kardeşliğe gönüllerini açmışlar. Hepsi de evlat sahibiler. Bu anlamda Rus, Türk diye kavram kalmıyor, esenlik gelecek ve çocuklarımıza yaşanılır dünya diye tek bir kavram kalıyor. Akşamki yemekte “Na zdorovye” diye bir çok kez kadeh kaldırarak en güzel yarınlar için yeminler ettiler. Vüsale ALİYEVA