Sağlıkta “çağ” atlayan Erzurum’da hasta olmak

Hiç sağı solu uzatmadan konuya girmek artık en iyisi.

Doktorun karşısında bir öksürüğe tonlarca para verdiğimiz günler yine kapımızda, az kaldı. Hatta ve hatta başta üniversitelerimizde olmak üzere birçok yerde başladı bile. Normal öğrencilere, asistanlara muayene olacak iseniz geçin sıraya, artık rast gele. Randevusuydu, muayenesiydi derken gitti en az bir gününüz. O da bahtınıza ne çıkar ise… Bölümün hocalarından birisini isterseniz şayet, makbuz alacaksınız gerçi onlarda da sıra gırla gidiyor ama sınırlama getirmişler günlük hasta sayısı belirli. 

tum1haber/köşeyazıları

Ertesi gün veya sonrası günlerde şansınıza. 

Sakın ameliyat olmaya kalkmayınız her ne kadar inkâr edilse de, döner sermayeydi falan denilse de adı bıçak parasıdır ki (ödeyebilene aşk olsun ölüm daha iyi dercesine) o bir yandan; ders notu niyetine masaya alınma korkusu bir yandan, Allah muhafaza yandınız demektir. Asistana veya öğrencilere kalan bedeniniz, adı üstünde öğrenim yoluna “eğitim zayiatı” olmaya birebir aday konumundasınız demektir… 

Temizlik konusuna zaten hiç girmiyorum. “Rezalet” kelimesi bile konunun yanında daha temiz kalır… O kadar maaş verdikleri elemanlarını çalıştıramayan başhekim beyimiz buyursun temizlik malzemeleri oralarda bir yerdedir. 

Hem hastalara, bilhassa yaşlı bayan hastalara hakaret olayınız bir kenarda duruyor, unutmadık-unutmayacağız-unutturmayacağız… 

Devlete ait Şehir Hastanelerinde durum biraz farklı, rutin hastalıklar için sorun yok. Başı ağırana, ortalığın hastalığı diye tabir ettiğimiz Erzurum ilimize has rahatsızlığımıza, görünen ve bilinen hastalıklara çare çok rahat ve kolay. İlacının da parasını verdikten sonra sıkıntı yok. 

Randevu olayı oturdu gibi ama doktor kapısında halkımız hiç te bu işe alışacakmış gibi durmuyor. Yardımcı personellerimizin olaya bakış açısı zaten hiç değişmedi. Zannediyorlar ki kendileri olmasa bu ülke batar. Doktordan daha doktor, başhekimden daha başhekim… Oysaki bilmezler ki “arlı arından utanır, arsız da zannedermiş ki benden utanırlar…” Katlara veya servislere göre temizlik konusunda değişiklik arz etmekle beraber paspas atmakla temizlik yapılmış olmuyor değil mi?  Genel kanı mademki ücretleri o kadar artırdınız ve faturasını vatandaşa kestiniz o zaman vatandaşa hizmet konusunda personellerinize şunu öğretiniz ki “vatandaşlar sizin velinimetinizdir, siz onların efendisi değil, hizmetkârısınız” diye bilsinler. Hastamızın yanında sesimiz çıkmıyor diye onların yaptığı şımarıklığı görmüyor değiliz. Temizlik olayı sıfır bile değil.

Bu arada hastane başhekimine ve hastane müdürüne aleni çağrımdır; çok kısa bir zaman içerisinde asansör konusunda başınız ağıra bilir, benden demesi. Hastadan çok olan personelleriniz için ayrıca bir asansör belirleyin ve üzerine de “PERSONEL ASANSÖRÜDÜR, VATANDAŞLAR ASLA VE ASLA BİNEMEZ” ibaresini koyun ki ayrıcalığınız tescillensin. 

Ameliyatlara sıra gelince acil durumlar ile basit olanlar gayet rahat yapılıyor ama bazı uzmanlık konusu olanlara dokunacak yürek te yok, eleman da yok, malzeme de yok… Hatta ve hatta malzeme yok diye ameliyat erteleniyor. Malzeme yok diye ÖZEL hastanelere hasta sevki yapılıyor veya imza karşılığı hasta taburcu edilerek, ÖZEL hastanelere yönlendiriliyor.   

Eğer hastada farklı bir durum söz konusu ise (!) en yakın Özel Hastanelere sevk, bu durum üniversite hastanesi için de geçerli ve hatta aldığımız duyumlara göre o özel hastanenin ameliyathanesini kiralayıp ameliyat yapan doktorlarımız bile varmış…

Maşallah Erzurum’da da tek bir ÖZEL Hastanemiz var ya paslaşır dururuz artıkın… 

Sağlık kurumlarının kapılarının önü sigara duvarından, sigara dumanından ve hatta sigara kasırgasından geçilmiyor. Hastanenin kapısının önünde “keş” misali sigara çekmek ne demek, bu hastanelerin yetkilisi yok mu? Yasak değil mi yetkili kardeşim, neredesiniz siz?  Kimin ne içtiği veya kendisine zarar verdiği kimsenin umurunda değil ama hastane kapısının önünde yapmayınız, bizler sizin sigara dumanınızı çekmeye mecbur muyuz?  

Bazı konularda uzman veya işin anlayanı olmadığı için Ağrı’ya ve hatta Aşkale’ye hasta sevki yapılıyormuş, doğru mu-yanlış mı bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var bu şehir bir zamanlar gerçek manada Doğu Anadolu Bölgesinde sağlık açısından bir taneydi. Hatta Türkiye’mizin birçok yerinde görev yapan değerli hocalarımızın buradan gitme olduğudur. Kimilerini biz sahip çıkamadığımız için çıkıp gittiler. Kimileri mecburiyetten kendi istekleri üzerine çıkıp gittiler. Kimileri de birilerinin koltuk ve güç egosunun kurbanı olarak gönderildiler… 

Hepsinin farkındayız ve bizlerde o ego sahibi olanları, sağlığımızı para kaynağı olarak görenleri ALLAH’a “SEVK” ediyoruz…

Bu da bizim sevkimiz olsun, olmaz mı?