Rauf Denktaş, tarihteki “Türk Kahramanları” arasına adını yazdırmış büyük bir yurtseverdir. Kıbrıs eğer Girit gibi Yunanistan’ın olmadıysa, Kıbrıs’ta hala Türkler varlığını sürdürüyorsa, bu sonuçta en büyük rolü olanlar arasında o da vardır. Elbette devletimiz de her zaman onun yanında yer almış, özellikle Kıbrıs Devletinin kurulmasını sağlayan Londra- Zürih antlaşmalarından sonra Ada’da göreve başlayan Türk Alayı onun en büyük destekçisi olmuştur. Rumların 1964 noelinde Türk katliamına başlamaları üzerine, Kıbrıs Devleti yıkılmış ve Türklerin varlıklığını sürdürebilmek için, Denktaş’ın başkanlığında Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kurulmuştur. Genelkurmay’ın Kıbrıs Türk Alayı’na er kimliği ile gönderdiği subaylar, TMT’deki mücahitlerin eğitimini ve komutasını üstlenmiştir. TMT sayesinde Kıbrıs Türkleri 1974’e kadar varlığını sürdürmüş, 1974’te yapılan “Barış Harekatı” ile de özgürlüğüne kavuşmuştur. AKP iktidara gelene kadar Türk hükümetleri Kıbrıs’a ve Denktaş’a desteğini sürdürmüş, ancak AKP iktidar olduktan sonra durum değişmiştir. Özellikle AB ile müzakereler başladıktan sonra Kıbrıs Türkleri üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlamıştır. Türkiye’ye, “AB’ye girebilmek için Kıbrıs sorunun çözülmesi” dayatılmış, çözümün önünde engel olarak da Rauf Denktaş gösterilmiştir. Bu görüş AKP’ye de kabul ettirilmiştir. AKP, “çözümsüzlük çözüm değildir” diyerek, Rauf Denktaş'ı düşürüp yerine Rumcu Mehmet Ali Talat getirmek istemiştir. Aslında AB, müzakerelerde öne sürdüğü koşullarla yalnız KKTC’yi yıkmak değil, TC’yi de parçalamak istiyordu. Zamanın AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg’un ortaya çıkan e-postaları bunu gösteriyordu. Bu e-postalar, Fogg’un ilişki kurduğu mandacı yazarlar ve büyük elçilerin deşifre olmasını sağladı. Ancak vatana ihanet suçu işlemiş olan bunlara hiçbir işlem yapılmadı ya da yapılamadı. Bunlara yasal işlem yapılmadı ama halkımız onlara koyduğu adla gerekli cezayı kesti: 'Karen Fogg’un çocukları.' Karen Fogg’un çocukları yalnız Türkiye’de değil, Kıbrıs’ta da vardı ve Fogg, onlarla yazışarak, “Denktaş ve Türkiye’ye karşı sokaklara dökülme çağrısı” yapıyordu. Her zaman doğal davranan ve espri yapmaktan hoşlanan Denktaş da bunlara “Karen Fogg’un çocukları” demekten çekinmiyordu. Bu çocuklardan biri olan Mehmet Ali Birand, Rauf Denktaş ile yaptığı bir röportajın sonunda serzenişte bulundu: “efendim, bize Karen Fogg’un çocukları diyorsunuz. Çok gücümüze gidiyor. Sanki “o. Çocukları” diyorsunuz gibi geliyor” dedi. Rauf Denktaş, “bu da size kapak olsun” der gibi bir yanıt verdi: “İyi ya Mehmet Ali bey, biz de zaten öyle diyemediğimiz için Karen Fogg’un çocukları diyoruz. Anladığın için tebrik ederim.” Ölümünün 11. Yılında saygı ile anıyorum. Işıklar içinde uyusun…