Yıllardır gözlediğim ve öğrenciliğim sırasında dersler aldığım filim (bilim) dünyasında birkaç değerli hocam istisna son zamanlarda kaliteli yayına rastlamak neredeyse imkânsız.
Filim(Bilim) dünyasının temel taşları ile oynanması sonucu yarım yamalak yada hiç yabancı dil bilmeyen, alanındaki eserlere vakıf olmayan ve üretme, çalışma heyecanı bulunmayan, deniz fıskiyeleri, liyakatsiz kişiler dayı yeğen usulü üniversiteleri işgal etti. Ortalık PowerPoint doktora öğretim görevlileri, doçentleri ile fosil profesörlerle doldu. Taşıdıkları akademik titrler karşılığında kaliteli bir eseri, bir sorunu aydınlatan makalesi ya da çevirisi olmayan egosu yüksek akademik soytarılar türedi.
Bunlar kampüslerde, sınıflarda, televizyonlarda ya da çevrimiçi programlarda attığı attık ne dediklerini kendileri de anlamayan, konuştuğu konu üzerinde zerrece bilgisi olmayan, kendinden başkasına saygısı olmayan 'ufak tepeleri ben yarattım' edasında, Birbirlerine karşılık olarak hediyeler gönderen usta çırak ilişkisi içinde. Fakat ne yalan söyleyeyim haklarını yememek lazım teslim edelim iyi örgütlenmiş boş beleş insanlar güruhu
Kendi başlarına eser üretme bilgi ve birikimine sahip olmayanlar sözüm ona editörlük kisvesi adı altında kırk yalan esercikler piyasada dolanmaya başladı. Geçen hafta böyle bir kitap elime geçti. İçeriğin de ne bilim var ne filim ne ifade ne de akademik üslup! Bir, iki bilindik konuyu bir değil birkaç iddialı başlık altında bir araya getirerek akademik çöplüğe sebep oluyorlar. İşi bilmeyen sadece ders geçmek için önüne geleni alan öğrenciler bu durumdan bi haber. Sorgusuz, sualsiz kendilerine sunulanı almakla yetiniyor.
Bir de kendini dev aynasında gören fantezi sahibi hoca ve öğrenciler var! Türk bilim, tarihine bir katkı sunmayacak üfürükten konuları yüksek lisans ve doktora tezi yaptırıyorlar. Eş dost ilişkisi içinde ve kapalı kapılar ardında bol bol gereksiz uzman ve doktor üretiyorlar. Gerçi kendileri de gereksiz oda ayrı bir konu. Dün doktorasını bitirmiş birisi ertesi günü doktora dersi verip doktora tezi yönetebiliyor?
Etmeyin ağalar beyler onbaşıyı paşa yapmakla ordu güçlenmez. Akademik bilgi birikimine sahip olmadan bol keseden unvan dağıtmak da üniversiteyi yüceltmez.
Bunların böyle gelmiş böyle devam edeceğini düşündükçe daha güneşli günlerimiz var diyesim geliyor!
Hakan Dikmen
Yorum Ekle
