Bugün, 24 Aralık 2025 Çarşamba
14169,30%0,02
42,85% 0,06
50,69% 0,07
6187,83% -0,07
9975,22% 0,00
Yüz on yıldan beridir Türklüğün düşünce, kültür ve siyasi ufuklarına enerji takviyesi sağlayan Türk Ocakları konferanslarıyla kitleleri bir araya getirme, tecrübe ile gençliği bir araya getirme görevini sürdürüyor.
Matbuat, basın, kitle iletişim araçları, medya kavramları bilimsel ve teknolojik gelişmelerle bağlantılı olarak isim değişiklikleriyle günümüze kadar uzanmıştır.
Her şeyden evvel fikir akımlarında matbuatı görmekteyiz. Osmanlıcılık, Yeniden İslamlaşma, Türkçülük ve diğer tali fikirlerin tamamı matbuatta karşılık bulmuş, kendi içerisinde ve birbirleri arasında tartışmalarla şekillenmiş hem fikir akımları, hem fikirler, hem de fikir adamları kendilerini güncelleme imkanı yakalamışlardır.
İsmail Gaspıralı, Şemsettin Sami, Ziya Gök-Alp, Remzi Oğuz Arık, Mehmet Akif, Halide Edip, Peyami Safa, Atsız, Cevat Rifat Atilhan, İsmail Hami Danişment, Dündar Taşer, Osman Yüksel Serdengeçti, Necip Fazıl, Mehmet Eröz, Cavid Ersen, Mustafa Kafalı, Necmettin Hacıeminoğlu, Erol Güngör, Yücel Çakmaklı, Emine Işınsu gibi medyanın farklı zaman ve türlerinden örneklendirmelerle gündemi belirleme yeteneği medyanın durumuna göre farklı farklı olmaktadır.
Bu anlamda medyanın görevi ve takibi haliyle yorumlanması önem arz etmektedir. NATO’ya giriş, Kore’ye asker gönderilmesi hususları bir filmle altmış sonra toplumun bilgilerini güncelleme imkanı verirken “medyatik” bazı hususlarda düşünmeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
Yavru Vatan Kıbrıs Türk’ünün İngiltere ve Yunanistan insafına bırakılmaması yolunda Milli Mukavemet Teşkilatını teşkil eden Başbakan Adnan Menderes’in Dışişleri Bakanı Ord. Prof. Dr. M. Fuat Köprülü “Bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur” ifadelerini medyadan dünya kamuoyuna iletirken, Türklüğün yılmaz kalemi Atsız aynı medyada eleştirel hakkını kullanmaktadır.
Adnan Menderes böylesine bir politika ile Kıbrıs Türklüğünün ayakta kalmasının temelleri atmış medyada yer alan yerine göre zıt ve farklı fikirler o temeller üzerine kalıcı bir bina inşasını mümkün kılmıştır.
PROF.DR. TURAN AKKOYUN
Yorum Ekle
