Bir iş ortadaysa, hayır adına yapılacak bir şey varsa, sağına soluna bakma, sağına bakarsan sağcı diye ayırırlar, soluna bakarsan solcu diye itham ederler. Ben buradayım diye elini kaldıran sen ilki, Allah ile senin ilişkin düzelsin.
Ayak izlerini takip etmeye çalıştığımız sahabe efendilerimiz, onlar yaşamak için değil, yaşatmak için yaşamışlar. Onlarda kurtulmanın mücadelesi olduğu için, kurtarma ümidine tutulmuşlar.
Sen eğer bu iman hakikatleri ile başkasına abı hayat taşırsan Allah'ta senin kalbini ihya edecektir.
Sen başkalarının kurtulması için mücadele edersen, Allah'ta senin kurtulmana yardım edecektir.
Yani rahat döşeklerde bir dava yok dostum. Koşturacaksın, geceni gündüzüne katacak koşturacaksın. Yanan imanların ızdırabını bir şekilde çekeceksin.
Bu ızdırabı çekmenin ilk yolu, kendi yanan imanına üzülmek. Kendi imanında endişe duymaya başlarsan, kendi imanına derin bir şekilde üzülmeye başlarsan, o başka imanlarada üzülme noktasında sirayet edecektir.
Şimdiki hayatımız oturuyoruz internetin başına yirmi tane hoca dinliyoruz, otu tane makale okuyoruz ne aradığımızı da bilmiyoruz.
Asıl problemde burada. Ne aradığımızı bilsek belki bu kadar koşturmayacaksın.
Zihnimiz neye dönüyor . Ön yargılarla dolu, kirlerle dolu bir hale dönüyor. Daha sonrada benlik artıyor. Bir çok yolun öncüsünden bile bu yolu daga iyi bildiğimizi zannediyoruz.
Hayır dostum kurtuluş burada değil. Kurtuluş nerde biliyormusunuz.
Kurtuluş ümmilikte. Ancak onlar gibi saf temiz anadan doğma bir kalbe dönebilirsek o sahabe efendilerimizin ruh hallerini belki bir nebze duyabiliriz.
Kurtuluş tonlarca o bilgi kirliliğinde değil, kurtuluş ümmilikte, onların kalbindeki, ruhundaki saflıkta ve temizlikte
İ'LAY_I KELİMETULLAH İÇİN
YEDİ KITAYA YEDİ HİLAL ÜLKÜSÜ
LİDERİ HACI KARACA