Rudaw’a konuşan Eski HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve fesih çağrısını değerlendirdi. Tan, 'Kürtlerin de ABD’ye, İsrail’e, İran’a ya da Batılı ülkelere sırtını dayayarak bir sonuç alması mümkün değil.' dedi.

Eski HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik silah bırakma ve fesih çağrısını değerlendirdi. Bugün kimsenin Türk Devleti’ne karşı silahla başarı kazanamayacağını vurgulayan Tan, “Kürtlerin de ABD’ye, İsrail’e, İran’a ya da Batılı ülkelere sırtını dayayarak bir sonuç alması mümkün değil.” dedi.

Barzani’nin kanalı Rudaw’da soruları yanıtlayan Altan Tan, sürecin iki temel ayağı olduğunu belirterek, “Birincisi silahların bırakılması, ikincisi ise Kürtlerin haklarıdır.” dedi. Tan, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla PKK'nın silah bırakma sürecine girdiğini belirterek, “Silahların bırakılması başka, demokratik mücadele yolları başka.” dedi.

Hükûmet’in herhangi bir pazarlık yapılmadığını belirttiğini söyleyen Tan, muhalefetin ise pazarlık iddialarında bulunduğunu ifade etti. Tan, “Bilmediğimiz şey üzerine konuşamayız ancak silah bırakmak önemli bir mesele. İnşallah bir-iki ay içerisinde PKK, Kandil’de kongresini toplar ve silahları bırakır. Ondan sonraki süreç Kürtlerin hakları, hukukları ve anayasa değişikliği gibi konuların ele alınacağı yeni bir aşama olacaktır.” dedi.

‘SİLAHLA SORUN ÇÖZÜLMEZ’

Altan Tan, Kürt siyasetinin demokratik mücadele ile ilerlemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“PKK de, başkası da silahla, öldürmekle, terörle bir şeyi halledemez. Bir sorunu çözemez. Türkiye’de Kürtler güçlüdür. 2015’te 80 milletvekilimiz, 102 belediyemiz vardı. Eğer silahlar devre dışı bırakılırsa, demokratik yollarla yolumuz daha açık olur. O zaman biz pazarlık yapabilir, kazanabilir ve bir şeyler elde edebiliriz. Bugün artık kimse Türkiye Devleti’yle silahla mücadele edemez.”

Kürt siyasetçilerin akıl ve fikirle siyaset yapması gerektiğini belirten Tan, Kürt siyasi hareketinin geçmişte önemli fırsatları kaçırdığını söyledi. Tan, “Maalesef bizden güçlü, bilgili siyasetçiler çıkmadı. 12 yıl önce Sayın Selahattin Demirtaş, Erdoğan’a ‘Seni başkan yaptırmayacağız!’ demişti ama bugün ‘Allah Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan’ın ömrünü uzatsın!’ diyor. Biz 12 yıl kaybettik.” dedi.

‘ÇÖZÜM TÜRKİYE İLE OLUR’

Ortadoğu’daki siyasi gelişmeler hakkında da konuşan Tan, Kürtlerin bölgedeki büyük değişimin parçası olacağını ifade etti. Tan, “Ortadoğu’da üç büyük kavim var: Türkler, Kürtler ve Araplar. Birkaç gün önce Necef, Kerbela ve Bağdat’a gittim, durumu yerinde inceledim. Kürtler olmadan Ortadoğu ittifakı mümkün değil. Ancak Kürtlerin de ABD’ye, İsrail’e, İran’a ya da Batılı ülkelere sırtını dayayarak bir sonuç alması mümkün değil. Türkiye ile yol uzun olsa da çözüm Türkiye ile olur. Adım adım bu politikayı izlersek sonuç iyi olacak.” ifadelerini kullandı.

‘DEYREZOR VE RAKKA ARAPLARINDIR’

Suriye’nin kuzeyindeki duruma ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tan, Kürtlerin Suriye’de nasıl bir statü talep etmesi gerektiği konusunda şu yorumu yaptı:

“Bugünkü gibi Fırat’ın doğusunun, Deyrezor ve Rakka da dahil, Kürtlerin elinde kalması mümkün değil. Çünkü Deyrezor ve Rakka Araplarındır. Fırat’ın doğusunda halkın yüzde 80’i Arap. Kürtler ancak kendi bölgelerinde, yani Afrin’den Derika Hemko’ya (El-Malikiye) kadar olan hatta, Kamışlı merkezli olarak kendi hak ve hukuklarını savunabilirler. Arap bölgelerini kontrol etmek ve pazarlık unsuru olarak görmek gerçekçi bir yaklaşım değil.”

‘DEM VE PKK’NIN POLİTİKALARI GÜNÜMÜZ ŞARTLARINA UYGUN DEĞİL’

DEM Parti’nin sürece nasıl yaklaşması gerektiği konusunda konuşan Tan, Abdullah Öcalan’ın geçmişte Marksist ve sosyalist bir çizgide olduğunu ancak bu ideolojinin iflas ettiğini kabul ettiğini söyledi. Tan, “PKK ve DEM Parti’nin fikirleri ve politikaları günümüz koşullarına uygun değildir. Kendilerini değiştirmelidirler. Biz revizyon, restorasyon diyoruz. Yeni kadrolar, yeni fikirler ve yeni programlar gerekiyor. Mevcut kadrolar bu süreci kazanamaz. Çünkü zihniyetleri, kültürleri ve kabiliyetleri buna uygun değil.” ifadelerini kullandı.

Hükûmet’in de “daha yumuşak ve samimi bir dil kullanması gerektiğini” savunan Tan, sürecin ancak akılcı bir siyasetle ilerleyebileceğini vurguladı.