Kurban, Allah’a yakınlaşmanın sembolüdür

Siirt Müftülüğü Fetva Kurulu Üyesi Vaiz Murat Nergis, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde kurban ibadetinin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurbanın, Allah’a yakınlaşmanın sembolü olduğunu vurgulayan Nergis, bu ibadetin samimiyet ve ihlasla yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

"Kurban, Allah’a yakın olma gayesiyle yapılan bir ibadettir"

Vaiz Murat Nergis, kurban ibadetinin özünü şu sözlerle anlattı "Kurban, takarrub manasında, yani Allah’a yakın olmak için kesilen hayvandır. Burada samimiyet ve ihlas çok önemlidir. Cenab-ı Allah emretmiş, bu yüzden kurban kesilmesi gerekir. Yoksa pazardan daha fazla ya da daha kaliteli et almak, kurbanın yerine geçmez."

Kurbanın temel amacının Allah’a yaklaşmak olduğuna dikkat çeken Nergis, kurban ibadetinin şeklen değil, ruhen ve niyetle eda edilmesi gerektiğini vurguladı.

"Bayramın birinci günü kurban kesmek daha faziletlidir"

Kurban kesim süresine dair mezhepler arasında farklılık olduğunu dile getiren Nergis, şöyle konuştu "Şafii mezhebine göre kurban, bayramın dördüncü gününe kadar kesilebilir. Hanefi mezhebinde ise bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleri kurban kesilebilir. Ancak bayramın birinci günü bu ibadetin yerine getirilmesi daha faziletlidir.”

"Kurban, sadece bir gelenek değil, Peygamber Sünnetidir"

Vaiz Nergis, kurban ibadetinin, sıradan bir gelenek değil, Peygamber Efendimizin sünneti olduğunu hatırlattı "Kurban kesmek, Allah’ın ve Peygamberimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) emridir. Bu bizim için sadece bir kelime değil, bir yükümlülüktür. Kurban kesmek sünnet-i müekkededir. Özellikle Şafii mezhebinde çok kuvvetli bir sünnettir. Bu ibadet tembelliğe kurban edilmemelidir.”

Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Arafat dönüşü 100 deve kestiğini hatırlatan Nergis, bu ibadetin ne kadar büyük bir teslimiyet ve adanmışlık örneği olduğunu vurguladı.

"Aileden bir kişinin kesmesi yeterli olur"           

Şafii mezhebine göre kurban ibadetinin aile fertlerinden birisi tarafından yapılmasının yeterli olacağını belirten Nergis "Bir aile varsa, aileden bir kişinin kurban kesmesi sünnet yerine geçer. Ancak kişi yalnızsa, kendi adına kesmesi gerekir. Kesmezse sünnet sevabından mahrum kalır." dedi.

"Sahip olduğu mal varlığına rağmen kurban kesmeyen, nimetten mahrum kalır"

Fıkıh kitaplarında yer alan kurban hükümlerini hatırlatan Nergis, maddi durumu iyi olanların bu ibadeti ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı “Şafii mezhebine göre bir kişi, bayram gününün birinci günü, kendi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nafakasını karşıladıktan sonra kurban kesecek kadar mal varlığına sahipse, kurban kesmesi üzerine sünnettir. Ancak bazı insanlar, 50 koyunu olduğu hâlde ‘sünnettir’ diyerek kesmiyor. Oysa mal varlığına büyük bir etkisi olmayacak bu ibadeti yerine getirmemek doğru değildir.”

"Müslümanın şiarı, sünnete tabi olmaktır"

Vaiz Murat Nergis, sözlerini şu dua ve temennilerle tamamladı "Selametle sonuçlanan bir ibadettir. Müslüman, mal varlığı varsa bu ibadeti yerine getirmeli ve ‘yaparım’ demelidir. Allah sofralarımıza bereket versin, bizleri kazalardan ve belalardan muhafaza etsin. Müslümanın şiarı, sünnete tabi olmaktır. Cenab-ı Allah’ın emri ve Peygamberimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünneti varken, maddi varlığını gerektiğinde ayağının altına alıp, Allah rızası için kurban kesebilen Müslüman, Allah katında büyük bir değer kazanır. Çünkü yaptığı ibadetin bilincindedir. ‘Allah emretmiş, ben de yapıyorum’ der. O bilinçle yaparsa, hiçbir zahmet ona ağır gelmez. Cimrilikten de kurtulur. Maddi imkânı olduğu hâlde kurban kesmeyenler, büyük bir nimetten mahrum kalmış olurlar.” (İLKHA)