Türk Dünyasında en fazla soykırıma uğrayan Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Varlığına baktığımızda
gerçek soykırımın yapıldığı bir Türk bölgesini görürüz. Tarih boyunca kurulan Türk Devletleri
incelendiğinde Karadeniz’in kuzeyinin 2500 yıllık Türk yurdu olduğu görülür.
Aşağıdaki Türk Devletlerinin yaşadığı dönemleri üst üste koyduğumuzda Türklerin 2500 yıldan fazla
bir dönem o bölgede olduğu ortaya çıkar.
1) İskitler – Sakalar (MÖ 8. Yüzyıl – MÖ 3. Yüzyıl)
2) Avrupa Hun İmparatorluğu (374 – 469)
3) Avrupa Avar İmparatorluğu (565 – 835)
4) Hazar İmparatorluğu (468 – 965)
5) Peçenek Hanlığı (860 – 1091)
6) Kuman – Kıpçak Hanlığı (9. Yüzyıl – 13. Yüzyıl)
7)Altınordu Devleti (1223 -1502)
8) Kırım Hanlığı (1427 - 1783)
9) Nogay Hanlığı (1426-1563)
10) Osmanlı Devleti (1299-1923)
Kırım Hanlığı 1475 te Osmanlı himayesine girdi. 1548 de Kanuni ile Nogay Hükümdarı Yusuf Bey
anlaştılar. Nogay Hanlığı Osmanlı eyaleti oldu. Aynı durum Kazan Hanlığı ve Astrahan Hanlığı içinde
söz konusu.
Kırım ile Tuna arasına yani bugünkü Ukrayna’nın bulunduğu yere Özü eyaleti kuruldu. Eyalet valisi
Nogay Kandemir Paşadır. Eyalet halkı Yedisan ve Bucak Nogaylarıdır. Yani Karadeniz’in kuzeyi
tamamen Osmanlı hâkimiyetinde idi. Bu durum 1783 yılına kadar devam etti. 1783 yılına kadar bölge
halkının % 80 den fazlası Türk’tü.
Bugün bu bölgede Türk nüfusu % 10 bile değil gerçek soykırımın yapıldığı bölgeden sadece bir Türk
Topluluğundan örnek vereyim. Diğer Türk toplulukları da aynı soykırıma maruz kalmıştır.
Vereceğim örnek Nogay Türkleri ile ilgilidir.
Nogay Türkleri Türk toplulukları içinde en fazla soykırıma uğramış bir Türk topluluğudur. Haliyle en
çok şehit veren Türk topluluğu olarak şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Nogayların uğradığı sürgün ve
soykırımlara kısaca değinelim.
Bilindiği gibi Nogay adı Altınordu Han ve Başbuğlarından biri olan Nogay Han'ın adından gelmektedir.
Nogay Han'a bağlı Türk boyları onun ölümünden sonra kendilerine Nogay adını verdiler.
Nogay Han, 1299 yılında Mecusilikte kalan Altınordu Hükümdarı Tokta Han'la yaptığı savaşta bir Rus
eri tarafından şehit edilmişti.
Tokta Han ile Nogay Han arasındaki mücadeleden Nogaylar pek sarsılmış olarak çıktı. Rus
kaynaklarındaki haberlere bakılırsa, bu pek kalabalık topluluk Nogay'ın ölümünden sonra ana yurtları
olan Kırım ile Tuna arasındaki sahadan ceza olarak doğuya İdil(Volga) ırmağının öte yakasına doğru
sürülüp, Hazar Bozkırının Yayık(Ural) ile Çim(Emba) ırmakları arasında bırakıldı. Bir grup Nogay da
Bizans yoluyla Anadolu'ya geçti. Bu Nogayların birinci soykırım ve sürgün hayatı idi
1558 yılında Nogay Hanlığında çok büyük kıtlık olur. Ruslar bu ekonomik şartlarla siyasi
kargaşalıklardan yararlanarak mirzalar arasında entrika çevirdiler. Bir ağıtta 'Bu gâvur (Rus) baba
ve ecdada ve malum asil insanlar arasına kağıt parçaları dağıtarak entrikalar çevirdikleri,
birbirlerini tahrip ettikleri bir zamanda yaşandığı'ndan bahsedilir. Yusuf Beyin tuzağa düşürerek
şehit edilmesinden sonra İsmail Mirza Rus hâkimiyetini tanır. Rus esaretini istemeyen Nogayların ise
entrikalar karşısında artık Volga (İdil) nehrinin batısına yani Kırım tarafına göçmekten başka çareleri
kalmamıştı. Nogaylar arasında 'Çocuğum gâvur olmasın diye ben buzları yararak Kırım tarafına
geçer giderim' denmeye başlandı. İşte bu hadise de Nogaylarda ikinci soykırım ve sürgün
hadisesidir.
16. yüzyılın ikinci yarısında birçok Rus-Nogay çatışması oldu. 1580'de Ruslar Nogay topraklarından
işgal ettikleri yerlere yerleşmeye başladı ve aynı yıl Nogayların başkenti SARAYCIK’ı yaktılar(5). 1586
yılında Ruslar Samar ırmağı kıyısındaki Samara şehrini kurdular. 1600 yılında da Rus köylüleri
Samara çevresini işgal etmeye başladı. 1601 yılında ikinci açlık hüküm sürdü. Bu ekonomik
durumdan faydalanan Ruslar Büyük Nogay Ordası topraklarını tamamen işgal etti. Bu olayda bir
milyon Nogay Türkünün öldüğü söylenir. Şiirlerde 'On san Nogay bülgende, Ormembet Biy
ölgende' sözü ile Ormembet beyin öldüğü tarihte bir milyon Nogay'ın iflas ettiği belirtilmektedir. Bu
olay da üçüncü soykırım hadisesidir.
Rus İdaresi Osmanlı Devletine ve Kırım Hanlığına karşı, Nogaylardan faydalanmaya kalkışmış ret
cevabı alınca da şiddete başvurmuştur. Bu baskıdan onlar yılmamış, Ruslara karşı ayaklanmışlar ve
isyanlar çıkarmışlardır. Millet ve milliyetlerine sadık Nogaylar, bu direnme ve boyun eğmeme
yüzünden, ceza olarak öteye beriye dağıtılmışlar, hudut dışı bile edilmişlerdir. 28 Haziran 1783 yılında
Rus generali Suvorov (Nogay kasabı) kadın, çocuk, ihtiyar demeden yüz binlerce Nogay Türk'ünü
şehit etmiştir. İşte 233 yıl önce yapılan bu faaliyet Nogaylar için dördüncü büyük soykırım
olayıdır.
Beşinci büyük sürgün ve kıyım hadisesi ise 1944'te Kırım Türkleri ile birlikte hayvan vagonlarına
bindirilerek çoğunun yollarda şehit edildiği kıyım ve sürgün faaliyetidir. Bu olayda sürgün edilen Nogay
Türklerinin akıbetleri halen belli değildir. Sağ kalanlar eritildi mi yoksa varlıklarını sürdürüyorlar mı
bizce bilinmemektedir.
Şehitlerimizi rahmetle anarken, bütün Türk topluluklarının insan haklarına uygun ve zulümüz
yaşamalarını yüce Allah'tan niyaz ediyoruz.
Görüldüğü gibi ERMENİ SOYKIRIMI YOKTUR. MÜSLÜMAN TÜRK SOYKIRIMI VARDIR.
Allah’a emanet olunuz.
Sami Nogay