İstiklal mücadelesinin büyük kadın kahramanı KARA FATMA
Türk halkı, kadın-erkek demeden Kurtuluş Savaşı’nda destan yazdı.
Aradan geçen yıllara rağmen o kahramanlar hiçbir zaman unutulmadı. Tıpkı ufak tefek görüntüsüne tezat cesaretiyle,
kurtuluş mücadelesine destek veren Fatma Seher gibi. Yaralansa da esir de düşse mücadeleyi bırakmayan Fatma Seher
birçok muharebeye girerek İstiklal madalyası kazandı. Ölümünün yetmiş üçüncü yılında nam-ı değer Kara Fatma’yı
rahmetle anıyoruz.
Erzurumlu Yusuf Ağa'nın kızı olan Fatma Seher Hanım, aynı zamanda Binbaşı Derviş Bey'in hanımıdır.
Savaş zamanında 45 yaşındadır.
Milli Mücadele'de oğluyla birlikte çarpıştı, İzmit'te görev yaptı.
Millî Mücadele'nin en ünlü kadın savaşçılarından biridir.
Kara Fatma'nın kendi kurduğu müfrezesinde en fazla 43 kadın, 700 de erkek olduğu bilinmektedir. Kendisinin söylediğine
göre, I. Dünya Savaşı'nda Edirne'de Yanıkkışla'da çarpıştı. Mütarekeden sonra Erzurum'a dönmüştür. Balkan Harbi'nde
kocasıyla birlikte Edirne'de mahsur kalan Fatma Seher Hanım, askerlik hayatını Yanık Kışla'da çok zor şartlar altında
yaşayarak öğrendi. Mütarekeden sonra ölen kocası Binbaşı Derviş Bey'in orduda bıraktığı yeri doldurmayı aklına koyarak,
birçok muharebeye katılan kıtasını bizzat kendi oluşturdu. Millî Mücadele'nin başında, kara propagandadan etkilenerek
mücadeleye destek olmayanları ikna faaliyetlerinde bulundu. İznik Cephesi'nde göğsünün sağ tarafına bir mermi saplansa
da kanlar içinde çarpışmaya devam eden Fatma Seher Hanım'ın, bir başka çarpışmada ise dokuz yaşındaki kızı Fatma'nın
eli parçalandı.
'SİZİN IRZINIZI, MALINIZI BEN KORUYACAĞIM'
Mustafa Kemal'in önünü keserek kendisine görev vermesini istedi. Kara Fatma, 1944'de yayınlanan anılarında bu
görüşmeyi şöyle anlattı:
'Mustafa Kemal'in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafetlere girerek üç günlük bir mücadeleden sonra devamlı bir
takibin neticesi olarak, Sivas'ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı
ve yüzüm de peçe ile kapalıydı. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan
kullanarak 'ne görüşeceksin' dedi. Kalbimdeki vatan aşkı, bu sert muameleye üstün geldi. Derhal peçemi kaldırdım ve
'İstanbul'dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldim ve maruzatımı bir dakika için dinlemenizi ısrarla rica ediyorum'
dedim. Sonra, pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler.'
Mustafa Kemal kendisine adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip bilmediğini sordu. Aldığı cevaplardan duyduğu
memnuniyeti, 'Bütün kadınlar senin gibi olsa idi Kara Fatma' sözleriyle ifade etti. Fatma Seher, işte bu olaydan sonra 'Kara
Fatma' olarak anılmaya başlandı. Paşa'nın verdiği talimatları İstanbul'a giderek görevini orada yerine getirir. İzmit'e geçip
Davulcular Ormanı'nda gizlenerek 150 kişilik bir milis gücünün başına geçti. Burada çevre köylerin muhtarlarına kendini
Kara Fatma olarak tanıtarak bundan sonra Ermeni jandarmalara ayda 200 lira vermeyeceklerini bildirdi ve 'Sizin ırzınızı,
malınızı ben koruyacağım.' dedi. Kara Fatma ve emrindekiler, işgal edilen İzmit'teki cephanelerin Anadolu'ya kaçırılmasında
çok önemli roller üstlendiler. Kara Fatma söz konusu faaliyetlerinin birinde yakalanıp hapsedildi hatta dövüldü ancak bir
yolunu bulup oradan kaçtı. Girdiği pek çok yerel çarpışmanın yanında, I. ve II. İnönü Muharebeleri'ne Dumlupınar Savaşı'na
ve Sakarya Savaşı'na katıldı. Müfrezesindeki pek çok asker şehit olduğu gibi kendisi de yaralandı. İyileştikten sonra Düzce
çevresinde asker kaçaklarını vatan görevine çağırmak için faaliyetlerde bulundu. Kara Fatma asıl başarısını İzmit'in işgali
sırasında gösterdi. Yunan işgaline karşı 480 kişilik çetesiyle mücadele verdi. Burada gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe
yazdırdı. Hisarcık'ta, Kaynarca mıntıkası Kumandanı Naim imzasıyla Süvari Livası'na (tugay) gönderilen yazıda, 'Bugünkü
harekâtta pek çok yararlığı görülmüş olan Fatma Seher Hanım'a teşekkür ederim' deniliyordu. Kara Fatma, ardından 43
kadın ve 700 erkekten oluşan müfrezesiyle İnönü Savaşlarına da katıldı. Bu savaşta müfrezenin pek çok kadın neferi şehit
düştü.
'ANADOLU'DAKİ KARA FATMALARIN EN KUVVETLİSİ BENİM'
Büyük taaruz'da Afyon çevresinde Sürmeli köyünde Yunanlara yaptığı bir taarruzda esir düştü. Yarım saat sorgulandıktan
sonra Yunan başkumandanı Trikopis 'Sen Kara Fatma ha!' diye üç kez seslendi. O da 'Anadolu'daki Kara Fatmaların en
kuvvetlisi benim.' der. O anılarını şöyle anlatır:
'Altımdaki Ceylan ismindeki, güzel talim ettirilmiş çok akıllı bir hayvandı; âdeta bir piyade neferi gibi düşman mevziine
sokulmakta fevka'l-âde mahirdi. Afyon civarındaki Sürmeli köyünde bulunan düşmana müfrezemle taarruz esnasında,
hayvanımla düşmanın mevziine sokulmak icap etti. Bu esnada düşman tarafından bir kemend atılarak yakalanmıştım ve
hayvanda şahlanarak bizim tarafa firar etmeye muvaffak oldu; ben de bu suretle düşmana esir olmuştum. Beni yakaladıktan
zaman gözlerim bağlanarak, kendi mevzilerinin iki saat gerisinde bir yere götürülmüştüm ve burada gözlerimdeki mendil
çözüldü ve sürmeli köyünde kurmuş oldukları karargâhlarında yarım saat isticvap edildim; benden izahat almak için
mütemadiyen sıkıştırıyorlardı; ben de verdiğim cevaplarda kaçamak cevaplar veriyordum. Bunlar arzu ettikleri maksadı
temin edemediler. Bunun üzerine, Başkumandanları olan Tirikopis'in yanına götürdüler. Beni görünce son derece hayretle
bana bakıyordu ve 'Sen Kara Fatma!' diye üç defa hayretle ismimi tekrarladı. Biraz sonra hayret ettiğinin sebebini son
sualinden anladım. Meğer bunlar, Kara Fatma'yı devasa bir şey tahayyül ediyorlarmış ve bende bunlara cevaben
'Anadolu'daki Kara Fatmaların en kuvvetlisi benim' demiştim. Beni bilahare bir yere kapadılar. Evvela başıma dört tane
süngülü nöbetçi diktiler; birkaç gün geçtikten sonra bir kişiye indirilmişti. Her gün beni mütemadiyen dövüyorlardı. Gücüm tükenmeye başlamıştı. Bir gün nöbetçinin yanına bir misafir arkadaşı geldi. Şarap içiyorlardı. Misafir olan arkadaşı kalktı
gitti. Bu nöbetçi şarap içmeye devam ediyordu. Her halde çok içmiş olmalı ki sabaha karşı sızdığını gördüm. Fakat bir türlü
inanamıyordum. Bir iki yoklamadan sonra hakikaten sarhoş olduğuna kanaat getirmiştim. Elindeki silahı alarak ortalık
ağarmadan yola çıktım. On dokuz gün esaretin öldürücü ezalarına maruz kaldıktan sonra nihayet bir hayli müşkülattan
sonra kaçmaya muvaffak oldum. Bursa'nın işgalini duyunca halime bakmadan Sürmeli köyündeki ovada kıtamın başına
geçtim. Bu muvaffakiyetimden dolayı Üsteğmenliğe terfi edildim.' Fatma Seher Hanım, Bursa zaferini ise şöyle anlatır:
'Bursa Cephesi'nde harbe girdim. Bizim vazifemiz kıtanın gerilerine akın etmek ve yollarını kesmekti. Vazifemizde başarılı
oluyorduk. Yunanlılar bizim ordunun hücumuna fazla dayanamadı. Bozgun başladı. Birkaç gün içinde e Yunan'ı denize
döktük. Artık vazifem bitmişti. Yorgun vücudumu dinlendirmek için izin verdiler.'
İSTİKLAL MADALYASIYLA ÖDÜLLENDİRİLDİ
İstiklal mücadelesinin büyük kahramanlarından Fatma Seher, İstiklal madalyasıyla ödüllendirildi.
Mili Mücadele'de Adana, Dinar, Afyonkarahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tire'de asker olarak çalıştı. Sovyetlerin askerlik işleriyle
ilgili olarak gittiği Rus konsolosluğunda onunla tanışan bir Rus diplomatının anılarında da yer alan Kara Fatma adeta
uluslararası bir üne kavuştu. Bu diplomatın anılarında ondan şöyle bahseder: 'Fatma Çavuş kısa boylu, zayıf, enerjik yüzlü,
kara gözlü bir kadındı. Fatma'nın sırtında siyah bir ceket, altında çizgili bir eteklik, ayağında çizme vardı, belindeki geniş
kuşağında tüfenk mermisi, kama, omuzunda kayış görünüyordu. Başını bir yemeni ile sarmıştı'. Zaferden sonra terhis
edilen Kara Fatma, yokluk içinde yaşamasına rağmen, kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını 'Ben bütün mücadeleleri
vatanım ve milletim için yaptım bir beklentim yok.' diyerek Kızılay'a bağışladı.
Fatma Seher Hanım, onbaşılık rütbesiyle başladığı,askerlikten üsteğmen rütbesi ile emekli oldu. Emekli
maaşını Kızılay’a bağışladı. İzmir İktisat Kongresi'nde İzmir delegelerinden birisi olarak yer aldı.
AÇIM, AMA ŞEREFLİYİM!
Kara Fatma, 1930'lu yıllarda büyük sıkıntılar içerisindeyken kendisiyle röportaj yapan Mekki Sait Bey'e şunları anlatır
:'İşten bahsediliyor… İş bulamıyorum ki…
Kapıcılık, kolculuk bulsam çöpçülüğe de razıyım. Kızımla torunlarıma bakayım.' '55 yaşındayım. Askere 24 yaşında girdim.
Seferberlikte Kars, Kağızman, Bayazıt taraflarında çalıştım. 275 kişilik bir çetenin reisi idim. İstiklal Harbi'nde Garp
Cephesi'nin hemen her tarafında bulundum. Bereket Alakaya taarruzunda, sonra Düzce'de eşkıya ile müsademede
Sivrihisar'da, bir de Değirmendere'de yaralandım. Bunlardan başkan ufak tefek sıyrıklar, çizikler onları saymıyorum. Kızımın
parmaklarını da şarapnel kesti. Zavallı yarı deli vaziyettedir. Yetimleri bana kaldı. Çalıştığım sürece amirlerimin takdirlerini
kazandım. Bütün sefaletimi unutturan, beni yaşatan bu İstiklal madalyasıdır, Açım, ama şerefliyim!'
Kara Fatma, 1944 yılında Defterdarlık'ta bir işe yerleştirildi.
Geçim sıkıntısı çeken Fatma Seher Hanım, geçimini sağlamak için anılarını yayımladığını 'Muhterem
Vatandaşlarım' başlıklı paragraf ile açıkladı. Aynı yıl, kendisine maaş bağlanarak yardım edilmesi için Baş
Vekalet'e bir dilekçe ile başvurduysa da yanıt alamadı.
1950'de Kadın Gazetesi'ne ihtiyaç içinde olduğu haberinin yayımlanması üzerine yardım listeleri açıldığı,
zamanın İstanbul Belediye Başkanı Lütfi Kırdar'ın girişimi ile defterdarlıkta bir iş verildiği ve Belediye bütçesinden
düzenli yardım yapıldığı, 1946 Ankara gazetelerinden öğrenilmektedir.
1954 yılı başlarında ise yaşı ilerlediği için çalışamayan ve bakacak kimsesi bulunmayan Kara Fatma, zor
durumda kaldı. Kendisi ile karşılaştığında fakirlik ve çaresizliğini gören Kars mebusu Tezer
Taşkıran ve Rize mebusu Yusuf İzzet Akçal’ın 1954 yılında verdikleri önerge ile TBMM, Kara Fatma için 22 Şubat
1954 yılında ise özel bir kanunla ömür boyu 170 lira maaş bağlandı.
Geçirdiği hastalık üzerine 21 Haziran 1955'te Darülaceze’nin hastane bölümüne yatırılan Fatma Seher Hanım, 11
gün sonra kalp yetmezliği nedeniyle 2 Temmuz 1955’te Darülaceze’de 67 yaşında vefat etti ve
Kasımpaşa’daki Kulaksız Mezarlığı'na defnedildi.
Gökalp Şentürk
[gallery ids='123984,123985,123986,123987,123988,123989']