Yazıma başlarken son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: ABD, Akdeniz'e iki değil yirmi getirse de İran'a saldıramaz. ABD ve İsrail için kendinden olmayan milyonlarca insanın sokak köpeği kadar değeri yoktur ama kendinden olan bir insanın ise çok değeri vardır. O yüzden İnsan kaybetmeyi göze alamaz. Kaldı ki kara harekatı başlatıp üzerine giden taraf karşı tarafın en az 3 katı bir kuvvetle saldırmak zorundadır. İran'ın nüfusu gereği 24 saatte yirmi milyon asker çıkartır. Bu da ABD, İsrail ve müttefiklerinin altmış milyon askeri İran sınırına yerleştirmeyi demek. Öncelikle, Rusya'nın elli milyonluk Ukrayna'yı iki senedir yenemediğini; İsrail'in de nüfusunun on milyon olmadığını hatırlatarak, bu kadar askeri nerede konuşlandıracağını; askerlerin, askeri ve gıda lojistiğini binlerce km uzaktan nasıl sağlayacaĝını, silah mühimmatı nereye yığacağının, kaç asker kaybedeceğinin hesabını siz düşünün. Kaldı ki; saklamayarak benim örgütüm dedigi Hizbullah'la İsrail yıllardır savaşıyor. İnsanlari bu kadar önemli, kendisinin saldırıya uğraması bu kadar önemliydi madem; Kaç tane de askerini öldüren Hizbullah'a dolayısıyla da İran'a karşı şimdiye kadar haklı değil miydi de, İran'a savaş açamadı, savaşamadı. Neden mi? Çünkü, İran, İsrail'e öyle bir cevap verir ki, İsrail ile ABD en az yüz bin insan kaybeder ki bunu burnundan kıl bile aldırmak istemeyen ne ABD, ne de İsrail kaldırabilir. Bunun verdiği psikolojik basınçla ülke iktidar sahipleri çok sevdikleri, kıçlarıyla yapışık kardeş oldukları koltuklarında da oturamazlar. Peki, ne ABD, ne İsrail İran'ı vuramazsa bunların ağız dolusu tehditleri, ABD'nin Akdeniz'e gemi getirmesi niye? Orta vadede planlarını bir kenara bırakalım; bunların kısa vadede oluşturmak istedikleri bir planları var. Bütün bu olan biten yaygara da bunu üzerine kurulu. Alın size iki örnek: Dün, Suriye'deki Şam Havaalanı vuruldu, Bugün ise Lübnan! Madem bunu İran yapmış ki İran Hamas'a sahip çıkıyor yalanlamıyor; o zaman iç savaştan kırılmış, vatandaşları başka ülkelere kaçmış üç-beş milyon kalmış Suriye'yi, beş milyonluk Lübnan'ı değil git yiyorsa doksan milyonluk İran'ı vur! Vur bakalım, ben vurdum de bakalım ne oluyor! Ama, kısa vadede mevzu başka; Suriye ve Irak'taki özellikle Türkiye sınırına yakın koşullanan, İran destekli örgütleri buradan silah zoruyla atıp, boşalan yerlere; bizim on binlerce Askerimizi Şehit eden; kol, bacaklarından, gözlerinden mahrum ederek Gazi eden çok sevdikleri PKK, PYD unsurlarını yerleştirerek, kısa süre sonra da kurmak istedikleri Kürt Devleti'ne, özellikle mağduriyet psikolojisi ile algısal ortam hazırlayarak Türkiye, İran, Rusya'nın etkinliğini kırmak. Orta vadede gerçekleştirilecek, özellikle daha ağır hedeflerini bir kenara bırakırsak; Kısa vadede gerçekleştirmek istedikleri hedefleri bu! Sanki bu benim yazdıklarımı destekler tarzda, gunler önce değil, daha dün; Şimdiye kadar Suriye'deki terör örgütlerine müdahalesine ses çıkarmayan; terör örgütleri için binlerce km yol gelip sivil katliamı yapan ABD; Biden'ın aĝzından, 'benim kuklalarını zayıflatma' dercesine Suriye'deki PKk varlıklarını bombalayan Türkiye'ye öyle bir tepki gösterdi ki, sanki milyonlarca sivilin ölümünden, sakat kalmasindan; milyonlarca kadının tecavüzünden sorumlu o değil de sanki başkası. Basit iki soru soracağım; paranızla arabasını size satan adama siz minnet duyar mısınız? Peki yirmi sene önce size araba satan adamın ismini hatırlıyor musunuz? Peki, bazılarının, son Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'a parayla silah sattı, yardım etti diye öve öve bitiremediĝiniz İsrail, Amerika'nın nesi: Soru soranın cevap vermesi ne kadar garip olsa da; Cevap vermeye hakkım olduğuna inanarak sizler katılmasanız da kısaca da olsa bu soruya bende cevap vermek isterim! Bizim on binlerce askerimizin kanında parmağı olan Amerika'nın uzatmalı mecbur metresi! Yalan mı; yanlış mı? Akıl ve vicdanınızda cevaplayacağınızı umduğum,kolay bir soru daha: Peki Türk Dünyası için, ABD ve İsrail yüzünden Karabağ Savaşları'nda verdiğimiz Şehitlerden daha fazla, on binlerce Şehit veren Türkiye, Türk Dünyası için ne? Bakın, şu anki ABD Başkanı Biden, 1986 yılında ne diyor: 'Eğer İsrail olmasaydı, Amerikan çıkarları için yeni bir İsrail oluşturmak zorunda kalırdık.' İyi okudunuz mu? Siz İsrail'i mi savunuyorsunuz; yoksa İsrail'i savunuyoruz derken, aslında on binlerce Türk askerinin katili olan Amerikan çıkarlarını yani Amerika'yı mı savunuyorsunuz. Kendini Türkiye dostu olarak adlandıran en cahili için tekrardan yazıyorum; Bu savaşta kısa vadede düşünülen Türkiye'yi çevreleyecek bir Kürt devleti kurdurmanın legal ortamıdır. Biz bunları görüyoruz, basit, vatansever bir nefer olarak ne şartta olursak olalım, Türkiyemizin yanındayız! Türk Dünyası'nda daha hala, balık hafızalı olup, istedigini istedigi gibi gören, öngörü sakatlığı, algıyı çabuk yutma hastalığı olan, İsrail Bayrağı sallayan Türk Ülkelerinde yaşayanlara da; İçine mürekkep bile koymadan, kalemimi bileyip kime, neresine gelirse gelsin; ne kadar girerse girsin diyerek, bol acılı vereceğim sorular ve cevaplar olacak. Bir daha ki yazıma kadar, şimdilik; Türkiye dostu zannedenlere değil; sadece Türkiye dostlarına,; Şimdilik sağlık, huzur diliyor; saygılarımı belirtiyorum!