KAAN ARSLAN

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından yıkılan binalarla ilgili başlatılan soruşturma büyürken hakimler, süreci Aydınlık’a değerlendirdi. Savcı ve hakimlerin önündeki öncelikli görevinin depremzede vatandaşların kimlik tespitlerinin yapılması olduğuna dikkat çeken hakimler, depremden zarar gören binalardan numunelerin alınarak yargılama aşamasına geçileceğini ifade ettiler. Hakimler, soruşturmaların çok kısa sürede tamamlanacağını da vurguladılar.   Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi'nde görev yapan hakim Erhan Çavuşoğlu, delillerin toplanmadan enkazların kaldırılmaması gerektiğine dikkat çekti. Çavuşoğlu, enkazlardan toplanacak numuneler ve devamındaki yargılama sürecine ilişkin şunları söyledi: “Delil toplama işlemleri Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yapılıyor. Eğer doğrudan müteahhitlerle ilgili soruşturma açılmışsa savcılık aracılığıyla da yapılabilir. Muhafaza altına alınan numuneler üzerinde bir bilimsel inceleme yapılıp binaların durumu ortaya konulabilir. Kolon kesilme iddiaları çok oluyor depremlerde. Ben de bakmıştım Van depreminden sonra. Onları da ispat etmek ancak şahit beyanlarıyla oluyor. Yok örnek alınsa bile onun ispatı zor oluyor.

‘GÖREVLERİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPACAKLARDIR’

“Öyle çok uzun bir süreci alacak bir şey değil. Sadece oradaki binalardan örnekler alınacak. Bunlar zaten mühendislerin işi. Bilirkişi kurullarını oluşturacaklar, binaların durumunu bilimsel olarak ortaya koyacaklar. Raporları yazacak. Ondan sonra olay da doğrudan davaya döner. Çok kısa bir süre içerisinde soruşturmalar tamamlanacaktır. Ondan sonra da kamu davasına döner. Yeter ki deliller sağlansın. Hakim ve savcılarımız bu süreçte görevlerini en iyi şekilde yerine getirecektir.”

‘BAŞVURDUM’

Deprem bölgesinde görev almak üzere gönüllü olma talebi ilettiğini belirten Çavuşoğlu, “Ben depremden sonraki gün HSK’ya gönüllü olarak başvurdum. ‘Bir ihtiyaç olması halinde herhangi bir şehirde veya bir ilçede görev almaya gidebilirim’ dedim. HSK'dan dönüş bekliyorum.” dedi.  

‘VATANDAŞLAR HAKLARINI ARAMALI’

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde görev yapan Hakim Nuh Hüseyin Köse de deliller alındıktan sonra vatandaşların hukuk mahkemelerinde haklarını arayabileceklerine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Öncelikli olan iş çıkarılan insanların kimlik tespitlerinin yapılması. Çünkü adli vaka bunlar. Yarın yıkılan binaların müteahhitleri, mühendisleri, kontrol mühendisleri yargılanacak. Taksirle ya da bilinçli taksirle ya da öngörülü olası kastla. Öldürme suçunun sanığı olarak yargılanacak insanlar. Suçludur, değildir, onu bilemeyiz. Ama şüpheli hepsi. Dolayısıyla burada öncelikle enkazdan çıkarılan cenazelerin kimlik tespitleri yapılmalı. Bunu da cumhuriyet savcıları yapıyor. “Ölüme sebebiyet verme suçlarının delillerini toplamak amacıyla kirişlerden, kolonlardan, toprak örnekleri, demir numunelerinin alınması, fotoğraflanabilmesi gerekiyor. Ondan sonra enkazların kaldırılması gerekiyor. Ceza hukuku açısından böyle. Bir de hukuk mahkemesinin bakacağı taraf var. “Ayrıca hasarlı yapılarda oturan insanların da binalarının dayanıklılığını tespit ettirmeleri gerekiyor. O da sulh hukuk mahkemelerinin işi. Bilirkişilerle gidip orada numuneler alınacak. Onu ceza dosyasına sunacaktır. Vatandaşlar gerekli tespitleri yaptırdıktan sonra hukuk mahkemelerinde dava açarak haklarını aramalılar.   “Ben HSK'ya duyuru yaptım. Şimdilik sadece ilk derece mahkemelerinden gönüllüleri aldılar bölgede görevlendirmek için. Eğer sıra bize gelirse seve seve gideriz.”