1923 te cumhuriyetin ilanı ile birlikte bitmiş,harap olmuş bir ülkeden,yeniden küllerinden doğan bir ülkeye dönüşmek için millet meclisi Atatürk'ün önderliğinde bir sanayileşme ve ağır sanayi hamlesini başlattı. Yetişmiş eleman olmadığı için fabrika ile birlikte geçici olarak iş öğretmesi için kalifiye eleman da getirilerek, her elemanın yanına birden çok Türk genci çırak olarak verildi. Herkese iş öğretildi. Bir yandanda Avrupa'ya, memleketin ihtiyacı olan her alanda mühendislik okutulması için öğrenci gönderildi. Bu kişiler Türkiye'ye dönünce, memlekette ki sanayileşme hamlesine büyük bir ivme kazandırdı. Peşpeşe onlarca fabrika kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ihtiyacı olan ne varsa yerli ve milli olmalıydı. Her türlü ihtiyac için ayrı bir fabrika kuruldu. Öyle ki işi en üste taşıyan vefalı mühendislerimiz tabanca, torpil, füze top mermisi, torpido, mayın gibi üç noktada bir üretime bile başladılar. Hatta öyle bir abartıldi ki 1936 da uçak fabrikası bile kurularak peyderpey 3 âdet yapılan bu fabrikalarda uçak üretimine başlandı. İnanmayacaksınız bu fabrikalarda üretilen uçaklar yurtdışına bile satılmaya başlandı. Atatürk'ün zamansız ölümü ile bir anda tüm ağır sanayi hamlesi çökmeye başladı. Öylesine bir çöküş ki bu yetki ve milli fabrikalarda üretilenleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti bile almadı. Devket destekleri bile kesildi. Uçak fabrikası devletleştirilerek pasifize edildi. Füze torpido üretilen fabrikalar soba üreterek batmamaya çalıştı. Silah üretilen fabrikalar şüpheli patlamalar ile yerle bir edildi. Yeniden dışa bağımlı bir ülke olduk. Peşine Kıbrıs Türklerine aleni katliamlar başladı. Çöken millileşme hamlesi ve ağır sanayi hamlesinin neticesinde olmayan irade, olmayan gemi ve silahlar ile ysrdimdahi edemedik. 1960 dan 1974e kadar zulüm ve katliamlar giren Kıbrıs Türklerine Libya'dan silah ve mühimmat desteği alarak yardıma gidebildik. Bize yardım adı altında ucuz verilen 2. Dünya Savaşı'nın artıklarını,yada yedek parçalarını da vermez oldular. Kıbrıs Barış harekatı sonucu neredeyse bütün dünya bize ambargo uygulamaya başladı. Yakıt, gıda, vb. her alanda sıkıntı başgösterdi. Bunun üzerine yeniden bir uyanış olmaya başladı. Kendimiz üretelim fikri ağır basmaya başladı ve bunun için altyapı oluşturulmaya başlandı. Erbakan hükümet ortağı olarak bir çok yerde fabrika temeli attı. Hemen koalisyon hükümeti devrildi. Sağ sol olayları iyice tırmandirilarak ülke el altından artık her üç beş yılda bir önümüze çıktığı için normal karşılanan ihtilale hazırlandı. 12 Eylül öncesi Kenan Evrenin komuta olarak önünde olan generaller bilinçli olarak emekli edilerek Kenan Evren genel kurmay başkanı yapıldı. Artık herşey hazırdı ve ihtilal oldu. Yeniden başlanılan ağır sanayi hamlesi tekrar sekteye uğratıldı. Varolan kututm ve kuruluşların başına bilinçli olarak rölanti bir çalışma yada çalışmama için adamlar koyuldu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti emperyal güçler için büyük bir pazardi. Kaybedilemezdi. Siz üretmeyin biz verelim. Paranız biterse kredi verelim demediler ama içimizde ki, makam itibar sevdalısı, satılık kişileri istedikleri yerlere, istedikleri amaç için getirerek bunu sağladılar Bürokrasi,ordu, siyaset hep onların adamları ile dolduruldu. Taki 2015 teki milletin aşırı tepkisi sonucunda çözüm süreci dolaba koyulana kadar herşey onların istediği gibi tıkırında gidiyordu. Dışardan gelen aşırı tepki ve baskı siyasi erkte bir silkinişe sebep oldu. Direk ve dolaylı tehditler ise yaramayınca, içimizde ki satılık kisiler yine ortaya çıktı. 15 Temmuzda darbe yapılmaya çalışıldı. Başarılı olsa idi yine büyük pazar Türkiye sömürülmeye devam edecekti. İpi çekilen Erdoğan MHP'nin de desteği ile Yeniden milli bir sanayi hamlesi başlatarak öncelikli olarak, dünyanın her tarafında yapılan artık alışılmış ve bilindik bir ikinci hamle olan sudan sebeplerle askeri müdahalenin önüne geçmek için, askeri savunma ve taaarruz silahları sanayisinde büyük başarılar sağlandı. Peşine hemen en büyük gider kalemi olan, petrol ve doğalgazın yerli kaynaklarla temini için Karadeniz ve Akdeniz de ki ülkemiz kira sahanlığı dahilinde gemi ve teçhizat temin edilerek arama ve sondajlama çalışmaları başladı Oluşan yerli ve milli hamle sanayi psikolojisi sonucunda birçok silah ve mühimmatın yanısıra teknolojik silahlar konusunda da büyük gelişmeler sağlanarak dünyanın kullanımında olan bazı silah ve uçakların havada safdışı edilmesi için güzel çalışmalar yapılarak başarılı sonuçlar da alınmaktadır. Neticede gelinen noktada bunca şeyi şunun için anlattım. Millet olarak bizler eğer ki akılcı hamleler yapan siyasi erki destekleyip,daha fazla yapılması için teşvik etmez isek, ne verirler ise kabul dersek, hala küçük yardımlar,küçük hesaplar peşinde koşmaya devam eder isek, Yarın birgün, içerden yada dışardan bir askeri müdahale ile Yada rahmetli Atatürk'e yapılan kinin zehirlenmesi gibi bir gizli suikast ile siyasi erkte ki bir değişiklik ile Bu başlamış olan ağır sanayi hamlemiz çökertilmek istenebilir. Biz akıllı olmaz isek bize gösterilen bir emperyal işbirlikçiyi süsleyip bize sectirerek tekrardan biz eski suskun, pusmuş, üretmeyen,tüketim toplumu olmamız için ellerinden geleni yapacaklardır. Bir Türk milliyetçisi olarak, son yıllarda ilk defs bağımsız bir devlet olduğumuzu hissetmeye başladım. Bizim yanımız sıra Irak, Suriye, Libya , hatta son günlerde Azerbaycanda bizim bu dik duruşumuzun meyvelerini yemeğe başladı. Mazlumun ümidi olmaya başladık. Türk özlenilendir Türk beklenilendir Fakat miskin bir toplumu kimse özlemiyorda , beklemiyorda Turk tarihini bilen iyi biler ki tarihte hep mazlumun koruyucusu, hakkın , hakikatin savunucusu,adaletin temsilcisi olmuşuz ve bunun için de bizi sevmisler. Türk demek güçlü olmak demektir. Güçlü olur isek Akıllı olur Mantıklı hamleler yapar isek işte o zaman Türk özlenen ve beklenen güçlü bir millet olur ve herkeste buna onay verir. Hakllı davanda kazanmak ve cevrenede de kabul ettirmek için güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmak için de üretmek zorundayız. Son söz Herşeyi üretin ama mazeret ve fitne üretmeyin ne olur. Gökalp Şentürk