"Önümüzdeki günlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriye'nin başkenti Şama bir ziyaret gerçekleştireceği uluslarası basında yer almaktadır. Bu ziyaret önümüzdeki günlerde planlanacağı ve yüksek güvenlikli bir şekilde yapılacağı beyan edilirken, rejimi deviren Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri, Ahmed eş-Şara ile ve Suriye Türkmenleri ile de bir araya gelebileceği ve ziyaret kapsamında önümüzdeki süreçte yeni Suriye'nin nasıl inşa edilmesi gerektiği konusunda görüşmeler yapacağı servis edildi. Bu çok önemli bir gelişmedir."

Bunu Oxu.Az'a açıklamasında Türk siyaset bilimci İsmail Cingöz söyledi. Ona göre, süreçlerin gidişatı açısından bu çok önemli bir faktördür:

"Heyet Tahrir el-Şam Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütleri listesindeydi ancak yeni süreçte Amerika başta olmak üzere yavaş yavaş Avrupa ülkeleri de HTŞ'yi terör örgütleri listesinden çıkartmaya hazırlandıkları da bilinmektedir; çünkü bu konuyla ilgili uluslarası basına servisler başladı. Yani şu anda HTŞ lideri Ahmet Eş Şara ya da diğer adıyla Coloni bu konuyla alakalı olarak öne çıkartılan, yıldızı parlatılan bir şahıs olarak Suriye liderleri olarak hazırlanmaktadır.

Türkiye burada Sayın Erdoğan'girişimleri ile proaktif bir çıkış gerçekleştirerek Ahmed El Şara ile görüşerek Türkiye'nin ağırlığını fiilen hissettirmeye çalışabileceği konusu önemlidir; çünkü sahada olmazsanız, masada olamazsanız mantığıyla Türkiye, Özgür Suriye Ordusuyla, hem de siyaseten sahada bulunmaktadır ve önümüzdeki süreçte de masada yer alarak Suriye'nin, hem devlet yönetim şeklinin belirlenmesi, hem toprak bütünlüğünün korunması için çalışırken bir yandan da yeni sistemde varlığını hissettirmeye çalışmaktadır."

"Sayın Erdoğan'ın bu ziyaretinin devlet başkanı düzeyinde olması ve Ahmed eş-Şara bir araya gelebileceği ve fiilen görüşebileceği düşüncesi, Türkiye'nin bu işe ne kadar büyük önem verdiğini göstermektedir.

Şimdi Türkiye, PYD-YPG/PKK terör örgütünün Suriye'den çıkartılması için çalışırken bir taraftan da diğer gruplar arasında bir iç savaş yaşanmaması için yoğun gayretler sarf etmektedir. Bunun örneği daha önce Afganistan'da yaşanmıştı. Afganistan'dan Rus orduları gönderildikten sonra işgale karşı mücadele eden bütün gruplar birbirleri ile iç savaşa tutuşmuşlardı ve kanlı çarpışmalar yaşamıştı. Afganistan'daki gibi Suriye'de de grupların birbirleri ile savaşmaması, yeni bir iç savaşa dönüşmemesi yani etnik mezhebi ve dini olarak bir çatışma sahası olmaması için Türkiye yoğun gayretler içerisindedir. Bunu da fiilen Sayın Dışişleri Başkanı Fidan ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından organize edilerek bir şekilde tartışmaların önlenmesi toprak bütünlüğünün korunması için Türkiye yönetimi çalışmaktadır."

Uzman, önümüzdeki dönemde kurulacak Suriye yönetiminin Türkiye ile yakın diyaloğunu sürdürmesinin önemli olduğunu ekledi:

"Önümüzdeki süreçte inşa edilecek Suriye yönetiminin Türkiye ile yakın diyaloglar içerisinde olması önemlidir. Türkiye; "Suriye'nin güvenliği Türkiye"nin güvenliği, Suriye'nin istikrarı Türkiye"nin istikrarı" mantığıyla hareket etmektedir. Bin yılı aşkın bir süredir bu sahada Türklerin var olduğu unutulmamalıdır. Tolunoğulları Türk Devleti, İhşidiler Türk Devleti, Memlükler Türk Devleti ve daha sonra Osmanlı Devleti ile bin yılı geçen bir süredir Türk yönetiminde kalan Suriye'de Türk varlığının devam etmesi için çalışılmaktadır, orada insan haklarının, sosyal hakların koruması için çalışılmaktadır. Suriye'de yeni kurulacak olan yeni yönetimde Suriye Türklerinin eğitim hakları, sosyal ve kültürel haklarının Suriye'nin yeni anayasasında da yer almasına çalışılmaktadır. Bu inşa sürecinde Suriye'nin anayasasında Türklerin eşit bir şekilde devlette yer almaları önemli olacaktır.

Türkiye'nin gayesi; Suriye halkının tabii ki istikrarlı bir yönetim altında güvenli, huzurlu bir geleceği olmasını dilemektedir. Türkiye emperyalist ülkeler gibi kendi çıkarları için değil Suriye halkının huzuru ve güvenliği için çalışmaktadır."

Merahim Nesib