İstiqlal TV ekibinin mercek altına aldığı Çin propaganda ağı Tanrıdağ sitesinde yer alan haberde, işgalci Çin rejimi, Doğu Türkistan meselesinde Endonezyalı Müslümanların gözünü boyamak için Endonezya'nın Orta Java eyaletindeki bir kısım dini cemaat temsilcilerini 21-22 Mayıs tarihleri arasında Urumçi’yi gezdirdi. 

Heyeti Sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” Çin Komünist Peti (ÇKP) Komitesi sekreter Ma Xingrui, kukla yetkililerden İlzat Ahmetcan, Dini figüranlardan sözde Çin İslam Cemiyeti başkanı Komünist İmam Abdurakip Tömürniyaz Urumçi’de düzenlediği özel bir törenle karşıladı.

Heyet, Çin tarafından önceden kurgulanan propaganda ziyarette, merkezi şehir Urumçi’de yer alan “Ak mescid” Camii, sözde “Xinjiang Sanat Enstitüsü”, sözde “Xinjiang İslam Enstitüsü” ve diğer kurum kuruluşların yanı sıra bazı şirket ve toplulukları da ziyaret etti.

Ziyaretin ardından Endonezya'nın Orta Java Eyaleti Ulu Cami cemaat lideri Ahmed ismindeki adam, tamamıyla Çin ağzıyla konuşma yaparak, "bütün etnik kökenlerden insanların Xinjiang'da barış içinde yaşadığını ve dinini tam anlamıyla özgürce yaşamakta olduğunu hissediyorum. Döndükten sonra bu geziye dair izlenimlerimi daha fazla Müslümanlarla paylaşacağım.” Şeklinde Çin propagandasına alet oldu. 

Geçtiğimiz yıl 19 Ekim'de bir diğer Endonezyalı din adamlarından oluşan heyetinde, Çin'in daveti üzerine Doğu Türkistan'a gittiği “bölgede zulüm yok, her şey güllük gülistanlık izlenimi yaratılan gezi sonrası, Çin'in yalan propagandalarına kanarak yaptıkları açıklamalarla, yurtdışındaki Doğu Türkistanlı STK’lardan, özelliklede Endonezya’daki Müslüman cemaat ve kuruluşlardan sert eleştiriler almıştı.

İSLAM’İYETE AİT HER ŞEY YASAK!
Halbuki Bölgeye giden turistler bölgede islama ait bütün emarelerin yasaklandığını, insanların “Essalamu Aleyküm” ‘a dahi cevap vermekten çekinir hale geldiğini, üzerlerindeki baskının ne denli büyük olduğu gerçeğini video kaydına alarak kendi sosyal paylaşım sitelerinde paylaşarak, Uygur Müslümanlarının yaşam koşullarını ifşa ediyor. 

Nitekim Çin rejimi 1949 işgalinden bu yana çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan halkını baskı altına almaya çalışıyor. Son 10 yıldır da sözde "terörle mücadele", "Çin Ulusal Ortak bilincinin pekişmesi ve yaygınlaşması", "Xinjiang’ı (Çin) kültür yoluyla besleme”, "İslam Dininin Çince sosyalizme uyarlanması”, "Kuran-ı Kerim'i Konfüçyüs ideolojisiyle yorumlamak” kisvesi altında halkın inançlarını, kültürlerini, dillerini, geleneklerini, en temel yaşama haklarını kısıtlayarak Uygurları Çinlilerden açık ara ayıran bütün özelliklerden mahrum bırakarak, envâı çeşit bahaneler altında tek tip Çinli birey yaratmaya çalışıyor. Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur ve diğer Türk halklarını düzmece mahkemelerce türlü iftiralarla suçsuz yere Toplama Kamplarına ve Hapishanelere hapsederek soykırım uyguluyor.

Gözlemciler Çin’in bu tür din düşmanlığı politikasını her geçen gün genişlettiğini hatırlatarak, 2024 yılı sözde "İslam'ın Çinlileştirilmesi” siyasetini yılın hedefine koyduğunu, Öte yandan da, Çin yanlısı ülke ve bireyleri özenle seçerek Doğu Türkistan'ı ziyaret ettirirken, bölgede yürüttüğü sistematik soykırımı örtbas etmeye çalıştığını, nitekim “İslam dininin Çince sosyalizme uyarlanması” siyaseti başlı başına İslama açılan savaş olduğunu kaydetti.