SGK emeklileri, yıllarını devlete adanmış bir ömür boyu hizmetle geçirmiş, yıpranmış ve özveriyle çalışmış bireylerdir. Ancak bugün, bu fedakar insanlar adaletsizliklerle mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır. Grev hakkının ellerinden alındığı bir sistemde, SGK emeklileri ezilen, hakkı gasp edilen bir kesim haline gelmiştir. Devletimize olan sadakatleriyle geçmişte hizmet etmiş olan SGK emeklileri, bugün haksız bir şekilde mağdur edilmekte ve göz ardı edilmektedir. Bu insanlar, iş hayatlarında birikimleri, deneyimleri ve yetenekleriyle topluma katkı sağlamışlardır. Ancak maalesef, emeklerinin karşılığı olan maaşları, adaletsiz bir biçimde düşük tutulmakta ve yaşamlarını sürdürmeleri zorlaşmaktadır. TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları, gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. Gerçek sokak enflasyonu ile arasında uçurumlar bulunmaktadır. Bu durumda, SGK emeklileri aldıkları maaşlarla dahi büyük şehirlerde kira ödemelerini karşılamaktan uzaklaşmışlardır. Temel yaşam ihtiyaçları, özellikle gıda ve beslenme gibi temel gereksinimlere ulaşmak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Elektrik, su, doğalgaz, iletişim, internet gibi temel hizmetlerin faturalarını ödemekte bile güçlük çeken emekliler, okuyan çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmiştir. Bu adaletsizlik sadece emeklilerin değil, aynı zamanda onların eşlerinin, çocuklarının ve torunlarının da haklarını gasp etmek anlamına gelmektedir. Bu insanlar, yıllarını fedakarlıkla çalışarak geçirmişlerdir. Ancak, adaletin göz ardı edildiği bir sistemde, haksız bir biçimde düşük maaşlarla yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakılmaktadırlar. Grev hakkının olmamasıyla sendikaların işlevsiz hale getirilmesi, bu tür adaletsizliklere zemin hazırlamaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki bu adaletsizliklere sebep olanlar, hesaplarını sadece insanlara değil, Yüce Allah'a da verecektir. Adaleti göz ardı edenler, bu haksızlıklı yapanlar, gelecek seçimlerde toplumun vicdanı karşısında hesap vermek zorunda kalacaklardır. SGK emeklileri, bu ezilmişlik ve adaletsizlik karşısında sevgi ve dua ile anmamaktadır. Ancak gelecek seçimlerde, bu durumu yaratanlara hesap sorma zamanı gelecektir. Adaletsizlikleri yaratanlar, toplumun vicdanında derin izler bırakacaklardır. Emeklilik, bir kader değil, hak edilmiş bir haktır. SGK emeklileri yıllarını fedakarlıkla çalışarak geçirmiş, ülkeye hizmet etmiş ve toplumun kalkınmasına katkı sağlamış bireylerdir. Onların hakları gasp edildiğinde, sadece kendileri değil, aileleri, çocukları ve torunları da mağdur olmaktadır. Bu çığlığa kulak verelim ve adaletin sağlanması için gereken adımları atalım. Emeklilikte yaşanan adaletsizliklere son vermek, insan haklarını korumak ve toplumun huzurunu sağlamak hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım, emeklilerin haklarına sahip çıkmak, geleceğimizi inşa etmek ve toplumsal adaleti tesis etmek için bir zorunluluktur.