Emekli İmam Çınar: Filistin'e zekât vermek zaruret haline gelmiştir

Ramazan ayında sıkça sorulan sorular ve cevaplarına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Emekli İmam Cemal Çınar, bu sene Ramazan'da en çok sorulan soruların başında Filistin'e zekât verilip verilemeyeceği sorusu, en az sorulan sorunun ise Ramazan hilali ile ilgili olduğunu söyledi.

Çınar, "Ramazan'a has olan soruların başında bu yıl en çok 'hayır kurumları üzerinden Filistin'e zekatımızı gönderebilir miyiz?' oldu. Allah'u Teala'nın zekât verilebilecek sekiz sınıf insan içerisinde saydığı tüm özellikler Filistin'de mevcut. Şu anda Filistin'de zekâtı alıp fakirlere dağıtanlar dahil Filistin'de mevcut. Filistin'e zekatların verilmesi durumu belki hasenattan çıkıp bir zaruret hali almıştır." diye konuştu.

Kadınlar hangi durumlarda oruç tutmalı, hangi durumlarda tutmamalı?

İkinci olarak en sık sorulan sorunun kadınların özel durumları ile ilgili hangi şartlarda oruç tutup tutamayacağı olduğunu söyleyen Çınar, "Çünkü son dönemde bazı yazar çizerler, aybaşı halindeki kadının namazını kılabileceğini, orucunu tutabileceğini söyledi. İnternetin faal olması, herkesin bu tip görüşlere ulaşabiliyor olması nedeniyle bu yıl en çok sorulan sorulardan birisi bu oldu. Kadınların 3 sebepten ötürü kanaması olur. Bunlardan biri istihaze, biri loğusa biri de aybaşı halidir. Aybaşı günleri belli olan bayanların belli günler dışında devam eden hastalığı mazeret sayılır ve bu süreçte namazlarını kılar. Sıhhati yerinde olan her ay aybaşı hali yaşar. İstihaze kanı normal bir kanamadır. Bu durumda kadın yalnızca her namaz için ayrıca abdest alması gerekir. Bu durum namaz kılmasına da oruç tutmasına da mâni değildir. Aybaşı halinde ise namaz kılamaz, oruç tutamaz. Kılamadığı namazları kaza etmez ama tutamadığı oruçları kaza etmek zorundadır." şeklinde konuştu.

Süs için kullanılan altına zekât düşer mi?

Çınar, "Üçüncü olarak da altına ve kadınların kullandığı takılara zekâtın düşüp düşmediği oldu. Hanefi mezhebinde kadının süsüne zekât düşmüyor. O da örfe göre değişir. Kişinin maddi durumuna göre belli bir miktar sonrasına zekât düşer. Örneğin 2 bilezik süsten sayılıyorsa ve kadın 8 bilezik takıyorsa geri kalan 6 bileziğe zekât düşer. Şafii mezhebinde ise kadının altınları 914 grama ulaşmayana kadar zekât düşmez. Erkeğe ait altın varsa 81 grama ulaşmışsa zekât düşer. Ancak örneğin 50 gram altını varsa ve üzerinden bir yıl geçmişse, bununla birlikte kenarda yine üzerinden bir yıl geçmiş ve altınla birlikte 81 grama eş değer bir miktara ulaşıyorsa buna da zekât düşer." dedi.

"Tutulamayan oruçların fitresi nasıl ödenmeli?

En sık sorulan ve neredeyse her Ramazan ayında mutlak manada sıkça gelen sorulardan birisinin de oruç tutamayanların fitrelerini ne zaman ve nasıl ödeyeceği olduğunu aktaran Çınar, "Bu sorunun sorulmadığı bir Ramazan hatırlamıyorum. Bu yıl en az sorulan soru ise hilalin görülüp görülmediği oldu. Tutulamayan her güne bir fidye verilir. Şafiilerde fidye fitrenin üçte biri kadardır. Hanefilerde her güne bir tam fitredir. Bir kadın kendi sıhhati elverişli olmayıp orucu kazaya kalırsa güne gün kazasını tutar ama hamilelikte veya doğduktan sonra emzikli bebeği için Ramazan orucunu bozarsa hem fidye hem de güne gün kaza eder. Hanefilere göre ise, kendisi veya bebeği için Ramazan orucunu bozarsa güne gün kaza eder. Eğer bir sonraki Ramazan'a kadar kaza edemezse hem kaza hem de güne gün için birer fitre verir." diye konuştu.

Yanlışlıkla yemek ve içmek orucu bozar mı?

Oruçlu olduğunu unutarak yemek ile yanlışlıkla yemek arasında fark olduğunu söyleyen Çınar, "Örneğin abdest alıyoruz ve gayemiz gargara yapmak. Gargara yaparken boğazımıza su kaçarsa bu yanlışlıkla olmuş olur ve oruç bozulur. Bu durumda olan kişi oruca hürmeten akşama kadar bir şey yiyip içmez ama o günü sonradan kaza eder. Ancak oruçlu olduğunu unutursa ve doya doya yiyip içse de orucu bozulmaz. Unutarak yiyen birisini görene de ayrı bir fıkhi sorumluluk düşer. Eğer bünyesi zayıf birisiyse onu uyarmak mekruhtur. Ancak sıhhati yerinde birisiyse uyarmamak mekruhtur." şeklinde konuştu. (İLKHA)