Dr. Şehla Aslan: “27 Eylül, milli hafızamızın korunması ve şehitlerimize duyulan vefanın en güçlü ifadesidir”

AZERBAYCAN-BHA

Bu özel günün milli ve siyasi önemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dr. Şehla Aslan, Anma Günü’nün yalnızca bir yas günü değil, aynı zamanda ulusal hafızanın korunması ve vatanseverliğin gelecek nesillere aktarılması açısından stratejik bir değer taşıdığını vurguladı.

Dr. Şehla Aslan’ın kaleme aldığı yazı şöyle;

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Anma Günü her yıl 27 Eylül tarihinde kutlanmaktadır. Bu günün tesis edilmesi, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 2 Aralık 2020 tarihli kararnamesi ile resmiyet kazanmış ve 2020 yılının 27 Eylül’den 10 Kasım’a kadar süren İkinci Karabağ Savaşı’nda hayatını kaybeden Azerbaycan Ordusu şehitlerine adanmıştır. Bu kararname, devletin şehitlere verdiği saygının resmi ifadesi olmakla birlikte, aynı zamanda milli hafızanın korunması ve gelecek nesillere vatanseverlik dersinin aktarılması amacını taşımaktadır.

İkinci Karabağ Savaşı, Azerbaycan tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 27 Eylül 2020 tarihinde Ermenistan silahlı güçlerinin geniş çaplı saldırısıyla başlayan operasyonlar, Azerbaycan Ordusu’nun stratejik kararlılığı ve halkın birliğinin bir göstergesi olmuştur. Savaş 44 gün sürmüş ve işgal altında bulunan topraklar kurtarılmıştır. Bu açıdan Anma Günü yalnızca şehitlerin anıldığı bir gün değil, aynı zamanda devletin egemenlik ve toprak bütünlüğünü koruma çabalarının sembolü olarak da değerlendirilmektedir.

Anma Günü, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin hukuki ve siyasi alanında da önemli bir rol oynamaktadır. Savaş ve şehitlerin anısı ile ilgili olayların belgelenmesi ve devlet düzeyinde anılması, hem ulusal hem de uluslararası hukukun korunması açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, bu gün genç nesillere Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü mücadelesinin özünü aktararak, milli bilincin ve vatanseverliğin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.

İkinci Karabağ savaşı

İkinci Karabağ Savaşı’nın temel nedeni, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını yaklaşık otuz yıl boyunca işgal altında tutması ve 2020 yılının başlarından itibaren sınırda yeni provokasyonlara girişmesidir. Bu durum, Azerbaycan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğü açısından ciddi bir tehdit oluşturmuş, çatışmanın diplomatik yollarla çözümünü büyük ölçüde imkânsız hale getirmiştir. Uluslararası toplumun çeşitli çağrılarına rağmen Ermenistan’ın işgalci politikaları sürmüş, bu da Azerbaycan’ı meşru müdafaa hakkını kullanmaya zorlamıştır.

27 Eylül 2020’de başlayan askeri operasyonlar 44 gün sürmüş, Azerbaycan Ordusu stratejik planlama, modern askeri teknoloji ve yüksek moral sayesinde işgal altındaki bölgeleri aşamalı olarak kurtarmıştır. Bu süreçte dronlar ve ileri teknoloji silah sistemleri, savaşın seyrini belirlemede kritik rol oynamış, hem savunma hem de taarruz operasyonlarının etkinliğini artırmıştır. Bu askeri başarı, sadece toprakların geri alınması açısından değil, aynı zamanda uluslararası hukuk açısından da büyük önem taşır. 1993 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlar, işgal altında bulunan Azerbaycan topraklarının derhal boşaltılmasını talep ediyordu ve bu savaş, bu kararların fiili uygulanmasını sağlamıştır.

Savaşın diplomatik ve siyasi sonuçları da kayda değerdir. Azerbaycan’ın diplomatik pozisyonu uluslararası alanda güçlenmiş, Ermenistan’ın işgal politikaları daha geniş çapta ifşa edilmiştir. Bölgedeki güç dengeleri değişmiş ve Azerbaycan, hem askeri hem de siyasi olarak stratejik üstünlüğünü pekiştirmiştir. Bu durum, gelecekte benzer provokasyonların önlenmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması açısından da önemlidir.

Savaşın insani ve sosyal etkileri ise geniş kapsamlıdır. On binlerce insan yerinden olmuş, yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş ve altyapı ciddi şekilde zarar görmüştür. Bununla birlikte, halkın gösterdiği dayanışma ve devletin stratejik kararlılığı, operasyonların kısa sürede başarıyla sonuçlanmasını sağlamıştır. Bu süreç, sadece askeri zafer olarak değil, aynı zamanda ulusal birliğin ve kolektif bilincin güçlenmesi açısından da anlam taşımaktadır.

İkinci Karabağ Savaşı yalnızca askeri bir zafer ve işgal altındaki toprakların kurtarılmasıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda uluslararası hukukun uygulanması, devletin meşruiyetinin güçlenmesi ve bölgesel politik istikrarın sağlanması açısından tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Bu savaş, Azerbaycan halkının kararlılığını, devletin stratejik kapasitesini ve ulusal birliğin önemini ortaya koyan bir süreç olarak değerlendirilmektedir.

Anma Günü’nün toplumsal ve siyasi önemi

İkinci Karabağ Savaşı’nda elde edilen şanlı Zafer, halkımızın yiğit evlatlarının kanı ve canı pahasına kazanılmıştır. Topraklarımızın işgalden kurtarılması uğrunda yürütülen kanlı çatışmalarda 2.900’den fazla asker ve subayımız şehit düşmüştür. Şehitlerimizin ve gazilerimizin kahramanlığı, hem devletimiz hem de halkımız tarafından yüksek bir değer olarak kabul edilmektedir. Halkımız ve dünya genelindeki Azerbaycanlılar, şehitlerin kıymetli hatırasını yalnızca 27 Eylül - Anma Günü’nde değil, her zaman saygı ve hürmetle yaşatmaktadır.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Anma Günü’nün tesis edilmesine dair imzaladığı kararname de bu gerçeği vurgulamaktadır: “Topraklarımız, kahraman şehitlerimizin, asker ve subaylarımızın, gazilerimizin kanı ve canı pahasına işgalden kurtarılmıştır. Muzaffer Ordumuzun bugün yazdığı tarih, yarın daha güçlü bir şekilde gelişecek ve çiçeklenecek Azerbaycan için sağlam bir temel oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda bölgede kalıcı ve uzun vadeli barışın, huzurun ve güvenliğin sağlanmasına hizmet eden önemli bir unsurdur.”

Anma Günü’nün tesis edilmesi, Azerbaycan devletinin şehitlere verdiği yüksek değerin göstergesidir. Bu günün kutlanması sadece resmi bir tören değil, aynı zamanda milli hafızanın korunması, vatanseverlik değerlerinin güçlendirilmesi ve siyasi meşruiyetin sağlanması açısından önemlidir.
Anma Günü, genç nesillere özgürlük ve toprak bütünlüğü mücadelesinin önemini aktarır ve toplumun kolektif hafızasının oluşmasına katkı sağlar. Şehitlerin gösterdiği kahramanlık örnekleri, gelecek nesillere vatanseverlik ve sorumluluk bilinci kazandırır.

Devlet tarafından düzenlenen anma etkinlikleri ve törenler, vatandaşlarda milli gurur duygusunu artırır, sosyal dayanışmayı güçlendirir ve eğitim sistemi kapsamında vatanseverlik bilincinin geliştirilmesi için platform oluşturur.

Anma Günü, devletin Karabağ zaferinin hukuki ve siyasi sonuçlarını topluma aktarması ve uluslararası alanda Azerbaycan’ın konumunu güçlendirmesi açısından sembolik öneme sahiptir. Bu gün, milli birliğin simgesi olarak toplumsal dayanışmayı gösterir ve devletin kararlarının halk tarafından desteklendiğini teyit eder.

27 Eylül – Anma Günü, Azerbaycan halkı için hem hüzün hem de gurur günüdür. Bu tarih, vatan uğrunda canını feda eden şehitlerimizin gösterdiği fedakârlık, kahramanlık ve azmi hatırlatır ve gelecek nesiller için örnek teşkil eder. Anma Günü, tarihi adaletin sağlanması, milli kimliğin korunması ve sosyal-siyasi açıdan stratejik önem taşıyan bir olaydır.

Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve Karabağ’ın özgürlüğü uğrunda canını feda etmiş tüm Vatan evlatlarının hatırası bugün saygı ve hürmetle anılmaktadır. Halkımız, zafer tarihimizin yazılmasında emeği geçen şehitlerimizin kıymetli hatırasını daima kalbinde yaşatmakta ve gelecek nesillere aktarmaktadır. Onların gösterdiği Vatan sevgisi ve kahramanlık, her birimiz için örnek teşkil eder.

Bu bağlamda, Anma Günü yalnızca bir hatırlama etkinliği değil, aynı zamanda milli birliğin, vatanseverliğin ve devletin simgesel ifadesidir.

Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin!