ÇYDD’den liselerin iki yıla indirilmesi önerisine sert tepki: ‘Gençleri kalıba dökmek, eğitimden koparmaktır’

‘Eğitim bir yarış değil, zamanla gelişen bir oluş sürecidir’
ÇYDD’nin açıklamasında liselerin iki yıla indirilmesi önerisinin sadece teknik bir reform gibi sunulmasının yanıltıcı olduğu ifade edilerek, bu yaklaşımın pedagojik değil, ideolojik bir paradigma değişikliğinin yansıması olduğu vurgulandı. Açıklamada şu değerlendirmeye yer verildi:

“Lise dönemi, gençlerin sadece bilgi edindikleri değil, aynı zamanda kimlik geliştirdikleri, düşünsel olgunluk kazandıkları kritik bir evredir. Bu dönemi yapay biçimde daraltmak, gençleri düşünmeden hızla bir rotaya sokmaktır. Oysa eğitim, bir yarış değil; zamanla gelişen bir oluş sürecidir.”

‘Eğitimi iş gücü aracına indirgemek toplumsal eşitsizliği derinleştirir’
ÇYDD, önerinin temelinde gençleri daha erken yaşta iş gücüne yönlendirme hedefi olduğunu savunarak, eğitimin asli işlevinin ekonomik üretim değil, bireysel ve toplumsal gelişim olduğuna dikkat çekti. Dernek, Türkiye’de 17-29 yaş arası gençlerin üçte birinin ne eğitimde ne de istihdamda olduğuna işaret ederek şu uyarıda bulundu:

“Gençler sistemin kıyısında beklerken, önlerindeki tek engelin eğitim süresi olduğunu varsaymak, sorunun kökenine değil, yalnızca yüzeyine odaklanmaktır.”

‘Kız çocukları erken yaşta eğitimden kopar, eşitsizlik artar’
Açıklamada, eğitim süresinin kısaltılmasının yalnızca pedagojik değil, sosyokültürel sonuçlar da doğuracağı vurgulandı. Özellikle kız çocuklarının eğitimden erken kopmasının, çocuk yaşta evliliklerin artmasına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine neden olabileceği belirtildi:

“Eğitim süresinin kısalması, kız çocuklarının okullaşma süresini daha da azaltacaktır. Bu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artıracağı gibi, çocuk yaşta evliliklerin önünü açabilir.”

‘Eğitim, bir aydınlanma aracı olmaktan çıkabilir’
Eğitim politikalarının günübirlik yaklaşımlarla değil, bilimsel verilerle, uzun vadeli stratejilerle belirlenmesi gerektiğini vurgulayan ÇYDD, söz konusu değişikliğin eşitsizlik üretim mekanizması yaratabileceğine işaret etti:

“Eğitim, yalnızca ayrıcalıklı kesimlerin sürdürebileceği bir imtiyaza dönüşmemelidir. Gençleri yalnızca ‘ara eleman’ olarak konumlandıran bu anlayış, eğitimi insanın çok yönlü gelişim hakkından uzaklaştırır. Aksi halde eğitim, bir aydınlanma aracı olmaktan çıkıp, bir eşitsizlik üretim mekanizmasına dönüşebilir.”

‘Kapsayıcı bir toplumsal uzlaşıyla karar alınmalı’
ÇYDD açıklamasının sonunda, bu tür yapısal kararların şeffaf, katılımcı ve bilimsel temele dayalı bir şekilde alınması gerektiğini vurgulayarak, gençlerin geleceğini etkileyecek her adımda toplumsal uzlaşı çağrısında bulundu:

“Eğitim politikaları, bilimsel veriye, pedagojik ilkelere ve toplumsal sorumluluk bilincine dayanmalıdır. Gençlerin geleceğini biçimlendirecek kararlar özenli ve kapsayıcı süreçlerle alınmalıdır.”

Kaynak : PHA