Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Doğu Türkistan’daki en üst düzey yönetici olan sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” Komünist Parti sekreteri Ma Xingrui, Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgede İslam’ın ‘Çinlileştirilmesi’ “kaçınılmaz” olduğunu söyledi.

Ma, Doğu Türkistanlıları “etnik ayrılıkçılık, dini aşırılıkçılık ve şiddet yanlısı terörist güçler" olduğunu savunan Xingrui, "Herkes Xinjiang'daki İslam'ın Çinlileştirilmesi gerektiğini biliyor, bu kaçınılmaz bir eğilim" dedi.

SİSTEMATİK SOYKIRIMI YALANLADI
Çin’in Pekin’deki yıllık Halk Kurultayı oturumları sırasında konuşan, Çinli yetkili Ma, “Herkes bu bölgedeki İslam’ın Çinlileştirilmesi gerektiğini biliyor, bu kaçınılmaz bir eğilim” dedi. Ma ayrıca, diasporadaki Uygurların dile getirdiği zorla çalıştırma ve sistematik soykırım iddialarını yalanlamaya çalıştı. 

Ma’nın yanında Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri nedeniyle ABD tarafından yaptırım uygulanan sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” başkanı Erkin Tuniyaz ve eski başkanı Shohrat Zakir de hazır bulundu. 

UYGURLARI TERÖRLE İLİŞKİLENDİRDİ
Çin Komünist Parti Üyesi ve sözde “Xinjiang halk vekili” Wang Mingshan, toplantıda "Terörist faaliyetlere karşı ciddi bir baskı uyguladık, terörizmin çeşitli biçimleriyle mücadele etmek için yasalar çıkardık ve uyguladık" ifadelerini kullandı. 

Çin Komünist Parti Lideri ve Devlet Başkanı Şi Cinping defalarca İslam, Budizm ve Hıristiyanlık gibi dinlerin ‘Çinlileştirilmesi’ çağrısında bulunmuştu. 

Çin rejimi “13. beş yıllık Plan” kapsamında 2018 yılında Doğu Türkistan'ı hedef alan sözde “İslam dinini Çince sosyalizme uyarlama” politikası çerçevesinde İslam’a ait tüm emareleri yasaklamış, bu minvalde 16 bin Cami ya yıkıldı veya tahrip edildi. Daha sonra aynı zulüm, Huy Müslümanlarına da uygulanmaya başlanmış, Çinli yetkililer, ilk olarak “Araplaşma karşıtlığı” bahanesiyle olabildiğince fazla Caminin kubbelerini ve minarelerini yıkmış veya Çin tapınağı görünümü vermeye çalışmıştı. 

Öte yandan Çin rejimi 20 Aralık 2023’te sözde "Xinjiang'da İnsan Haklarının Yasal Olarak Korunmasına İlişkin Rapor" başlığıyla Mavi kapaklı Kitap yayınlayarak, Müslüman halkın dini ve etnik kimliğinin, inanç özgürlüğünün tamamen Çin yasalarıyla korunduğunu iddia etmişti. 

Oysa ki komünist Çin rejimi, “İslam Dinin Çin’ce Sosyalizme uyarlanması, Kuran’ı Kerim’in Konfüçyüs ideolojisiyle yorumlanması” gibi İslamofobi siyasetleriyle Doğu Türkistan halkını dini, milli değerlerinden, örf ve adetlerinden, Uygurları Çinlilerden açıkça ayıran bütün özelliklerden mahrum bırakarak, sözde “Ulusal Ortak bilinç” kisvesi altında tek tip Çinli birey yaratmaya çalışıyor.

Söz konusu toplantıda ise yabancı gazeteciler ve diplomatların önünde tamamıyla yalan ve yanıltıcı söylemlerle Uluslararası toplumu kandırmaya kalkıştı.