Doğu Türkistan'a seyahat için giden Çinli bir turist, Çin rejim hükümetinin Doğu Türkistan'daki sıkı gözetim ve sistematik baskısının, çeşitli bahanelerle halka yönelik zulüm politikasının devam ettiğini, “Uygurlar Mutlu” propagandasının tamamen sahte olduğunu ifşa etti.

Çin’in iç kesiminden bir turist, Doğu Türkistan turunu sosyal medyada yayımlayarak, Hotan Eyaletine bağlı Guma İlçesindeki bir kontrol noktasına vardığında bölge polisinin araba bagajını açıp didik didik arama yaptığını ve seyahati boyunca kullandığı meyve bıçağı ve küçük bir tüp bulduğunu, eşyaların fotoğrafını çekerek üstlerine bildirmesi gerektiğini söylediğini, eşyalardan büyük bıçağı da “kayıt dışı kesici alet” kategorisine alarak el koyduğunu saniye-saniye kaydetti. 

Video ’da Polis memuru, bu ebattaki bütün bıçakların bölgede yasaklı olduğunu, günlük hayatta kullanılan bıçak, makas ve diğer kesici aletlerin kesinlikle ikili Kodla (QR) etiketlenmesi ve kullanıcı kimlik numarası ile kaydedilmesi gerektiğini söylüyor. 

KAYITDIŞI KESİCİ ALETLER YASAK
Memur, bu gibi durumlarda vatandaşların yedi gün içinde bölge polis karakollarına bildirmesi gerektiği, aksi takdirde görüldüğü an el konmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. 

Ayrıca Polis memuru Çinli turiste, kişisel eşyaları arasında drone olup olmadığını soruyor. Çinli turist ise drone olmadığını söyleyinde, Doğu Türkistan’ın bazı yasaklı bölgeleri olduğunu, çoğu yerin askeri bölge olduğundan, hava sahasının uçuşa yasak bölge olarak belirlendiğini ve drone kullanan kişilerin yerel yetkilileri önceden bilgilendirmesi gerektiğini söylüyor. 

Bu şiddetli baskının kendisini çok ürkttüğünü söyleyen Çinli turist, "Çin’in başka neresinde böyle şeyler var?" sorusuyla şaşkınlığını gizleyemezken, işgalci rejim hükümetinin Doğu Türkistan’daki masum halka farklı, Çin’deki vatandaşlarına farklı muamele uyguladığı ikiyüzlü siyasetini gözler önüne seriyor.

Daha evvel açık kaynaklardan elde edilen görüntü kayıtlarına göre, Çin rejiminin Doğu Türkistan'da akıl almaz bir baskı rejimi uygulamaya devam ettiğini ve son zamanlarda Doğu Türkistan'da aktif kullanımda olan bütün kesici aletleri kayıt altına alarak kimlik doğrulama sistemine geçirdiğini, nedeniyse 2015'ten bu yana Çin’in haddi aşan baskısı ve zulmüne karşı olası isyanların önüne geçebilmeyi amaçlayan Çin, Doğu Türkistan’daki esnaflar ve İş yerleri, Seyyar satıcılar, Çiftçiler ve bireyler başta olmak üzere gündelik yaşamda sıklıkla kullanılan makas, Çakı, bıçak, satır, balta, kürek Orak, vb. kesici aletlerin tamamını, ikamet ettiği bölge polis amirliğince kayıt ettirmesi ve edevat sahibinin adı, kimlik numarası ile QR kod koydurma zorunluluğuyla halkı yıldırma siyaseti sürdürdüğünü ortaya koyuyor. 

Hatta bütün esnaf ve seyyar satıcıların kullandığı kesici aletlere zincir vurularak tezgaha bağlanmış vaziyette, bu görsel deliller Uygur halkının günümüzdeki yaşam koşullarını net bir şekilde yansıtıyor. Bütün bu uygulamalar rejimin işlediği insanlık dışı suçların sonuçlarından duyduğu korku ve endişe psikolojisi tarafından yönlendirilirken, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş baskı ve hayatı zorlaştırıcı uygulamalaralar bastırdığı her Uygur'u potansiyel suçlu mantığıyla davrandığının göstergesidir.