Çin, Doğu Türkistan’da devam eden sistematik soykırım suçlarını gizlemek ve meşrulaştırmak amacıyla Afrika ve Arap ülkelerinden genç siyasetçilere yönelik sahte propaganda faaliyetlerini artırdı.

Çin kontrolundaki Tanrıdağ Ağına göre, sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesi" sekreteri Ma Xingrui, kukla yetkililerden Erkin Tuniyaz, Dini figüranlardan sözde “Xinjiang İslam Enstitüsü” müdürü Abdurakip Temurniyaz ve diğer yetkili isimler, 29 Kasım'da Urumçi'de Afrika ve Arap ülkelerinden gelen genç siyasetçiler heyetiyle bir araya geldi.

Görüşmede Çinli vali Ma Xingrui, Çin'in sahte propagandasını yineleyerek, "Çin Komünist Partisi’nin etnik politika ve din politikasını eksiksiz bir şekilde uyguladık, her milletin dini inanç özgürlüğünü tam anlamıyla garanti altına aldık ve insan hakları güvence seviyemizi kapsamlı bir şekilde geliştirdik" dedi.

PEKÇOK MÜSLÜMAN ÜLKE BULUNUYOR
Bu ziyaret grubunda Mısır, Komor Adaları, Cibuti, Libya, Moritanya, Fas, Sudan ve Tunus gibi ülkelerden temsilciler yer alıyor. Çin medyasına göre, yabancı delegeler ziyarette toplumsal huzur ve istikrarın sağlandığını, ekonominin geliştiğini ve halkın mutlu bir şekilde yaşayıp çalıştığını gördüklerini dile getirerek, Çin’e övgü dolu sözler sarf ederken, Çinli gazeteciler bölgedeki insanlık dışı zulüm ve soykırımın, iddia edildiğinin aksine Batı uydurması ve sahte yalanlar olduğu safsatasına geniş yer veriyor.

Çin rejimi , son yıllarda büyük harcamalar yaparak birçok turistik tesis kurdu. Ancak sınırlı alanları gören ziyaretçiler, Doğu Türkistan’daki mevcut içler acısı durumu yerine Çin’in sahte propagandasını dinledi. Bu ziyaret gruplarının çoğu Çin'in yalan propagandasına ya da buna uyum sağladı.

Türkistan Press Editörü Muhammed Ali ATAYURT Konu ile ilgili, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) yıllar süren acımasız baskısının ardından Doğu Türkistan'ı bir turizm noktasına dönüştürmeye çalıştığını, son 8 yıldır Doğu Türkistan'ın dünyadan izole bir şekilde yeniden dizayn edildiğini, Havayollarının art arda açılmasının ise hem iç hem de dış turizmi teşvik ederek 2017’de başlatılan soykırıma yönelik yabancı eleştirileri engellemeyi ve bölgedeki sözde kalkınma ve “Mutlu Uygur” tablosunu gören yerli ve yabancı turistleri destekçi olarak kazanmayı hedeflediğini, Oysa yurdun saklı kalan büyük bölümünde bir milyondan fazla Uygur çocuk giderek artan sayıda ailelerinden alınarak dillerinin ve kültürlerinin yasak olduğu Çin yatılı okullarına kapatılırken, Uygur kadınların sistematik olarak kısırlaştırıldığını, Erkeklerin çoğu Toplama kampında veya Cezaevlerinde işkenceye maruz kalırken, sağlam olanlarında zorla çalıştırılmakta olduğunu değerlendirdi.