Yıllardır kendi ana yasasındaki hukuk ve ilkeleri ayaklar altına alarak Doğu Türkistan halkına yönelik ayrımcı ve devlet terörü ile baskı uygulayan Komünist Çin rejimi, Urumçi'de gerçekleşen Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 2 toplantısında Doğu Türkistan'da insan haklarını beş kategoride güvence altına aldığını iddia ederek uluslararası toplumu kandırmaya çalıştı.

Doğu Türkistan’daki sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Siyasi Konseyi" 13. Komitesi'nin 2. toplantısı 29 Ocak Urumçi’de bulunan sözde "Xinjiang Halk Sarayı"nda gerçekleşti. Çin’in toplantıya ilk kez yabancı medya mensupları ve yabancı konukları davet etmesi ise uluslararası toplumun dikkatini çekti.

Çin propaganda ajansı Halk Ağı'na göre, Doğu Türkistan’daki sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi" 14. Halk Kongresi 2. Oturumu ve Siyasi Konsey 13. Komitesinin 2. Oturumu 3. basın toplantısı, 1 Şubat sabahı iki toplantının basın merkezinde gerçekleştirildi.

Toplantıda Sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi" Halk Kongresi daimi üyesi ve sözde "Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi" Halk Kongresi Yasama Komitesi Başkan Yardımcısı Li Juan, gazetecilere Doğu Türkistan'daki mevcut durumu tamamen yanıltıcı ve yalan beyanlarla anlatarak, sözde "Xinjiang” 'da insan haklarının beş kategoride garanti altına alınmakta olduğunu ifade ederken, ekonomik, Siyasi, sosyal, kültürel ve gelişim alanlarında halkın çıkarlarının Çin anayasasıyla güvence altına alındığını, İşçilerin yasal hak ve menfaatlerinin hukuka göre korunduğu ve de anayasaya uygun olarak terörle mücadele edildiğini, bu sayede halkın istikrara kavuştuğu ve bölge genelinde kalkınma başarılarına imza atıldığını iddia etti. 

Çin rejimi “13. beş yıllık Plan” kapsamında 2018 yılında Doğu Türkistan'ı hedef alan sözde “İslam dinini Çince sosyalizme uyarlama” politikası çerçevesinde İslam’a ait tüm emareleri yasaklamış, bu minvalde 16 bin Cami ya yıkıldı veya tahrip edildi. Daha sonra aynı zulüm, Huy Müslümanlarına da uygulanmaya başlanmış, Çinli yetkililer, ilk olarak “Araplaşma karşıtlığı” bahanesiyle olabildiğince fazla Caminin kubbelerini ve minarelerini yıkmış veya Çin tapınağı görünümü vermeye çalışmıştı. 

Öte yandan Çin rejimi 20 Aralık 2023’te sözde "Xinjiang'da İnsan Haklarının Yasal Olarak Korunmasına İlişkin Rapor" başlığıyla Mavi kapaklı Kitap yayınlayarak, Müslüman halkın dini ve etnik kimliğinin, inanç özgürlüğünün tamamen Çin yasalarıyla korunduğunu iddia etmişti. 

Oysa ki komünist Çin rejimi, “İslam Dinin Çin’ce Sosyalizme uyarlanması, Kuran’ı Kerim’in Konfüçyüs ideolojisiyle yorumlanması” gibi İslamofobi siyasetleriyle Doğu Türkistan halkını dini, milli değerlerinden, örf ve adetlerinden, Uygurları Çinlilerden açıkça ayıran bütün özelliklerden mahrum bırakarak, sözde “Ulusal Ortak bilinç” kisvesi altında tek tip Çinli birey yaratmaya çalışıyor.

Söz konusu toplantıda ise yabancı gazeteciler ve diplomatların önünde tamamıyla yalan ve yanıltıcı söylemlerle Uluslararası toplumu kandırmaya kalkıştı.