9886,05%0,60
34,72% -0,02
36,57% 0,10
2959,06% 0,29
4840,56% 0,03
Kazakistan ile Çin arasındaki ticari anlaşmalar dizisine bir yenisi daha eklendi. Kazakistan Başbakanı Olcas Bektenov, 4 Kasım 2024 tarihinde Şanghay ziyareti sırasında Çin'in önde gelen şirketlerinden China Huadian Corporation, CHN Energy ve Zijin Mining Group ile değeri 2,5 milyar dolar olan 8 ticari anlaşma imzaladı.
ÇİN'İN STRATEJİK SEKTÖRLERE SIZMA GİRİŞİMİ: YERLİ ÜRETİME DARBE!
Kazakistan hükumeti ile Çinli şirketler arasında imzalanan anlaşmalar enerji, metalurji, otomotiv ve ileri teknoloji alanlarını kapsıyor. Bu sektörlerdeki anlaşmalar, ilk başta ekonomik büyüme ve istihdam yaratma potansiyeli sunsa da, uzun vadede ülkedeki yerli üretimi ve teknolojik gelişmeyi sekteye uğratıyor. Kazakistan gibi kaynak zengini bir ülkede yapılan bu tür anlaşmalar, başlangıçta cazip görünse de uzun vadede ülkeyi borç yükü altına sokabiliyor. Bu durum, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, borçların geri ödenememesi sonucunda ülkelerin stratejik varlıklarını kaybetmesi riskini taşıyor. Çinli şirketlerin yerli piyasalara girmesinin rekabeti artırmak yerine, yerli firmaların güçsüzleşmesine ve bağımlılığının artmasına neden olacağı da değerlendiriliyor.
KAZAKİSTAN'A UZUN VADEDEKİ RİSKLERİ NELER OLABİLİR?
Kazakistan'ın bu anlaşmalar aracılığıyla elde edeceği kısa vadeli ekonomik faydalar, uzun vadede bağımsızlık ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından sorun teşkil ediyor. Ülkelerin, büyük ekonomik güçlerle kurduğu ilişkilerde dikkatli olması gerektiği konusunda birçok uzman hemfikir. Kazakistan'ın, bu anlaşmaların sonuçlarını dikkatle değerlendirmesinin ve Çin'le olan ekonomik bağlarını gözden geçirmesinin önemli olduğu ifade ediliyor.
BORÇ TUZAĞI STRATEJİSİ
Çin'in "borç tuzağı" stratejisi, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki büyük altyapı projeleri ve enerji yatırımları ile kendini gösteriyor. Örneğin, Sri Lanka, Çin'in finanse ettiği Hambantota Limanı projesi nedeniyle büyük bir borç yükü altına girdi. Borçlarını geri ödeyemeyen Sri Lanka, limanın yönetimini Çinli bir şirkete devretmek zorunda kaldı. Bu durum, ülkenin stratejik varlıklarının kontrolünü kaybetmesine neden oldu ve uluslararası kamuoyunda ciddi bir tartışma yarattı.