Bu kana bari siz elinizi bulaştırmayın. 

Siyaset dalgasının, tusunamiye dönüşmeye başlamasının sinyallerinin fazlalaştığı bir haftanın başlangıcında; yüreğimizin burukluğu, öfkemizin doruklara ulaşmış hali ve yarınlara ait umutlarımızın patlamaya hazır bir yanardağ misal kabardığı izlenim olarak ortada. Bu aşamada elimizden daha da başka bir şey gelmediği ve hatta gelmeyeceğin de ortada olduğu gibi.

Her ne kadar umuttan bahsetsek te, bu durum; on yıl önce de aynıydı, yirmi yıl önce de aynıydı, otuz yıl önce de aynıydı… Hatta ve hatta görünen odur ki on yıl sonra da aynı olacaktır. Değişen pek fazla bir şey olmayacağı gibi çaba da sarf edilmeyecektir.

tum1haber/medya/Vedat Kan

2023 ün son günlerini yaşadığımız şu günlerde hemen her duygumuz değiştiği halde terör belasına verdiğimiz canların, terör belasına sarf ettiğimiz maddiyatın ve zamanın, bizlerden neleri alıp götürdüğünün halen daha farkına varamamışız ki içimizde birileri halen daha bu kan damarından beslenmesine devam etmektedir.

1984 yılının kinci yarısında; hem de Kürt kökenli vatandaşlarımızın menfaatlerini savunduğunu söyleyerek yola çıkan bu eli kanlı terör örgütü, eylemlerinin büyük bir çoğunluğunu ve hatta neredeyse tamamına yakınını Kürt kökenli vatandaşlarımızın üzerinde gerçekleştirerek onları nasıl savunduğunu, onları nasıl koruduğunu ve onları nasıl bir töhmet altında bıraktığını da ortaya koymuş bulunmaktadır. İlk eylemlerini de Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde başlatarak Kürt kökenli kardeşlerimize verdikleri değeri ortaya koymuş bulunmaktadırlar. Bu duruma son 40 yıl içerisinde nasıl ve ne şekilde devam ettiklerini de ne yazıktır ki, bütün ülke halkı olarak hep beraber yaşadık ve gördük. 

Daha bir kaç saat öncesine kadar yurdumuzun değişik yerlerinde kaldırılan şahadet erenlerinin bayraklı naaşları da bu acımızın katmerli olanının resmi olarak hafızalarımızdaki yerini korumaktadır. 

Bu resim;

Bu coğrafyayı yurt edinmenin bedelidir. 

Bu resim;

Bu topraklarda ayakta kalabilmenin bedelidir.

Bu resim;

Bu kardeşliği sürdürmenin bedelidir.

Zor olan şey; bedeli ödeyenlerin de, bedeli ödetenlerin de kim oldukları ortada iken, halen daha birilerimizin kendi menfaatlerinin gardırobuna bir şeyler asma derdinde olmaya devam etmesidir.

Oysaki bu durum ne ilkti, ne de son olacaktı.

Binlerce yıldır devam ede gelen bir kinin hesaplaşma şeklinin kalleşlik tarafıydı. 

Amaçları; içimizdeki satın aldıkları köpeklerle, beyinlerini yıkadıkları ve hatta zaaflarıyla kandırdıkları ellerle 6 yı 12, 12 yi de 120 etme derdinde olarak, binlerce yıldır aynı toprakta yaşayan halkları bir birine düşürerek parçalayıp, sonrasında da bu parça parça ettiği küçük lokmaları tek tek yok etmektir. Gerçek bu iken, hakikat bu iken benim gariban halkım halen daha önlerine konulan her sandıkta gidip-gelip aynı zihniyete oy atabilmektedir.  Bu zihniyete oy verenler kendi komşularımız, kendi halkımız ve kendi insanımızdır. Adları ister o olsun, ister bu olsun ama biliniz ki her daim başımızda bizden akıttıkları kanlar ile kendi sarhoşluklarında, birilerinin destekleriyle gözümüzün içine baka baka  DEM lenmeye devam edeceklerdir.

Ey kurban olduğum halkım! Görün bunların sözde zafer sarhoşluğunu da, bu kana bari siz elinizi bulaştırmayın.