14229,41%0,33
42,80% 0,17
50,14% -0,07
5972,47% 0,30
9632,85% 0,24
Ne bu şimdi?
Bu şehirde Vakıflar Bölge Müdürlüğünün el atması gereken yüzlerce alan var iken, yıkılması zaruri olan ve hatta tehlike yaratan onlarca yer var iken, şehrin ana merkezinde ve şehir tarihiyle eş değer olan ve şehir ekonomisine katkı sağlayan el sanatlarının merkezi konumundaki bir yerin yıkım kararı çıkarılması, vatandaşlarımız arasında şaşkınlıktan öte büyük bir hayal kırıklığı meydana getirmiştir.
tum1haber/medya/kültür ve sanat/ÖZELHABER
Erzurum ilimizin; bilhassa OLTU TAŞI sektöründe ve KUYUM sektöründe sayılı iller arasında olduğu gerçeğinden yola çıktığımız zaman, yıkım kararı alınmış olan 1. Vakıf İş Hanının ve bünyesinde bulunan 44 esnafının büyük çoğunluğunun, bahse konu bu el sanatlarımızın ender yetişen ustalarımızın bir arada bulunduğu bir iş hanı olduğunun, İlimizin el sanatları açısından birçok ürünün imal edildiği, Oltu taşı ve gümüşünün yanı sıra altın işlemeciliğinin ve sanatkârlığının merkezinin olduğu da unutulmaması gerekmektedir.
Erzurum 1. Vakıf İş Hanının tarih içersindeki önemi ise ayrı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Lala Paşa Cami, Yakutiye Belediyesi, Vergi Mahkemesi ve 1. Vakıf İş Hanı dörtlüsünün tarih içerisinde bir birlerini tamamlayan güzel anılarını, şehrimize değer katan güzelliklerini, sırf maddi kazanç uğruna yok etme kararı alınması mantık dışıdır. Bugün 1.Vakıf İş Hanını gözden çıkaran aynı zihniyetin yarın bir gün saydığımız diğer alanlara dokunmayacağının garantisini kim verebilir ki? Oysaki 1. Vakıf İş Hanı saydığımız diğer üç mekân ile aynı değerde ve aynı tarihte bir yer olup, şehrimizin de en sağlam yapılı binalarından birisidir.
Yıktığınız onlarca ve hatta yüzlerce yerin yerine yenilerini henüz yapmamışken, yapılmış olunan yerlerin büyük bir kısmının da borç karşılığında bir yerlere hesapsız bir biçimde “ben yaptım oldu” mantığıyla dağıtmanız henüz hazmedilmemişken bu kadim şehrin göbeğinde, şehrin tarihiyle özdeşleşmiş bir mekânın başka çarelere başvurmadan ve her hangi bir gerekçe göstermeden “bir yazı” ile boşaltma kararı almanız, akıllara başka düşünceler getirmektedir.
Gerçekten de; bu durum, aklımızın almadığı ve kendi kendimize sorduğumuz onlarca soru yağmuru içerisinde cevap bulmaya çalıştığımız en karmaşık sorulardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sözleşme sahiplerine tebliğ edilen resmi yazı da “2024-2025 dönemine ait kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği” belirtilmiş olup; kurumun kendi açısından ve bürokrasi açısından, evrakın tamamlanması açısından, verilen görevin yerine getirilmesi açısından olay kökten çözüme kavuşmuştur.

Bu kadar basit.
Oldu da bitti Maşallah…
Sonrası?
Sonrasında ne olacak peki?
Bu muhatap 44 esnaf ne yapacak? Nereye gidecek? Hem de kışın başlangıcında.
Bu şehri yıkma meraklısı olan kurumların başında gelen Sağlık Bakanlığına da aynı durumu belirttik, üşenmeden size de yazalım; Sağlık Bakanlığımız asli vazifesini unutmuş olacak ki, sesimize kulak vermeyip, kimseleri de muhatap almayıp “dediğim dedik, çaldığım düdük” mantığıyla yaşlı ve çocuklardan oluşan yüzlerce hastasını kış başlangıç vaktinde ana caddelerde, hem de şehir trafiğinin en yoğun olduğu bir bölgede trafiğin altına atma kararı aldığı için umarız ki alınan bu karar ile şehrimiz sağlık açısından istenilen refah seviyesine gelmiştir ve hatta gelecektir.
Şimdi Kültür Bakanlığımızın; kış başında yıkım kararı çıkardığı bu iş hanı açısından ele aldığımızda, şehrimiz size Ankara’dan farklı görünebilir ama Erzurum bir “KIŞ ŞEHRİ” dir ve Palandöken eli kulağında beyaz gelinliğini her an giyinebilir. Bizim buralarda inşaat ve tadilat/tamirat hayatı Haziranın sonuna kadar iptal olur sayın bürokratlarım. Sokağa atmayı planladığınız bu 44 esnafın, bu şartlar içerisinde başka bir yere nakilleri mümkün değildir. Kaldı ki bu iş hanında yapılan el emeği ve el sanatları işçilikler, sadece kendi bünyelerinde değil şehrimizin hemen her yanına dağılmış bulunan kuyum sektörüyle bağlantılı esnafımızın ihtiyacına cevap vermektedir. Bu durumun hayata geçirilmesi şehrimizin ekonomisine gerçekten de ağır bir darbe vuracağı gerçeğinin unutulmaması gerekmektedir.
Bahse konu olan bu uygulamalar esnasında; Taş Mağazaları Koruma, El Sanatları Değerli Metalleri Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hakan Tazegül tarafından verilen bilgiler ışığında 1. Vakıf İş Hanında bir arada bulunan El Sanatları ustalarının şehrimizin bu konudaki sanatını ve sanatkârlığını temsil ettiklerini, buradan çıkarılıp dağıldıkları takdirde bu sanatında, diğer el sanatlarımız gibi unutulacağını ve devamının gelemeyeceğini belirterek konunun ciddiyetini belirtti.
Bu durum karşısında ilimizde bulunan birçok sivil toplum kuruluşunun tabela kurumu olduğu ve var olan odaların veya birliklerin sadece koltuk doldurma olayından başka bir şey olmadığı bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Çarşı esnafının çaresizliği ve yüzlerinden okunan belirsizliğin korkuya dönüşmesi demek, yalnız bırakıldıklarını göstermektedir. Bu şehrin yerel yönetimleri ve yöneticileri bulundukları her ortamda “sanata ve sanatçıya” yapmış oldukları yardımlardan bahsederken, acaba hangi sanat ve sanatçılardan bahsettikleri ve ne tür yardımlar yaptıkları da “araştırılacak” başka bir merak konusu olarak karşımıza çıkmaktadır.