Batmanlı genç kızdan örnek başarı hikâyesi: Medreseden fakülte birinciliğine

Batman'da yaşayan ve adım adım ilerlediği eğitim yolculuğunu birinciliklerle taçlandıran Fatime Zehra Balur, hem akademik hem de manevi alandaki başarısıyla dikkat çekiyor.

İlkokul ve ortaokul yıllarında sınıf birincisi olan genç öğrenci, ortaokul sonrası medreseye yönlendirilerek burada hafızlık eğitimine başladı. Hafızlık eğitimini de birincilikle tamamlayan Balur, bu süreçte liseyi dışarıdan okuyarak mezun oldu.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) aldığı yüksek puanla Batman İslami İlimler Fakültesi'ni kazanan genç kız, fakülteyi de birincilikle tamamlayarak mezun oldu.

Anadili Kürtçeye ek olarak Arapça, Farsça ve Türkçeyi ileri düzeyde konuşabilen Fatime Zehra Balur, hem dini hem akademik hem de dil alanlarındaki başarılarıyla örnek bir hayat hikâyesi sergiliyor.

Ailesi ve çevresi tarafından takdirle karşılanan bu başarı hikâyesi, azim ve disiplinin ne denli büyük sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Eğitim sürecine dair duygularını İLKHA muhabiriyle paylaşan başarılı öğrenci, "Her adımda zorluklar vardı ama sabırla ve azimle ilerledim. Ailem ve hocalarımın desteği çok büyüktü." dedi.

İlköğretimi Hürriyet İlköğretim Okulunda, ortaöğretimi ise İMKB Belde Ortaokulunda tamamlayan Balur, daha sonra ailesiyle birlikte hafızlık yapma kararı aldı. İki yıl süren bu süreci başarıyla tamamladıktan sonra dışarıdan imam hatip lisesini bitirerek üniversiteye hazırlandı.

Dört dil, beş yıl, birincilikle mezuniyet

İslami İlimler Fakültesi'ni beş yıllık eğitimin ardından birincilikle bitiren Balur, hem Arapça hem Farsça dillerinde yabancı dil sınavlarına girerek yüksek puanlar aldı. Şu anda İngilizce üzerine çalıştığını ve bu alanda da başarılı olmayı hedeflediğini ifade etti.

Okumaya olan sevgisinin başarısının temel kaynağı olduğunu vurgulayan Balur, şöyle devam etti: "Hafızlığa başladığım zaman da bu şekilde devam etti. Okulu bırakmayı hiçbir zaman düşünmedim. Medresede hafızlığımı yaparken okulu bırakmadım ve açıktan bitirdim. Üniversiteye örgün gitmeyi hep düşündüm. Çok şükür bu hedefime de ulaştım."

"İsteyince, azmedince oluyor"

Üniversite sınavına ağabeyinin kitaplarıyla hazırlandığını anlatan Fatime Zehra Balur, "İsteyince başarının geleceğini aslında göstermek istedim ve olabilecek bir şeymiş, imkansız değilmiş. Hem medrese eğitimi almak hem de dışardan okul okumak zordu ama isteyince, azmedince oluyormuş." dedi.

Çalışma yöntemi hakkında bilgi veren Balur, okuldan geldikten sonra ders çalışmaya zaman bulamadığında hafta sonlarını değerlendirdiğini, dersleri kendi kendine anlatarak öğrenmeyi pekiştirdiğini söyledi.

"Hiçbir zaman vazgeçmedim"

Balur, ikinci sınıfta zorlandığı bir dersi örnek vererek, "Tüm öğrenciler olarak çok zorlandığımız bir dersti. Umutsuzluğa kapıldığımız tabi ki de oluyordu ama çok şükür hiçbir zaman vazgeçmedim. O ders için bazen gece yarısına kadar çalışıyordum. O dersi de iyi bir puanla geçtim." diye konuştu.

"Gençlerin ilahiyata karşı çok büyük bir önyargısı var"

Topluma faydalı bir birey olmak istediğini söyleyen Balur, şu ifadeleri kullandı:

"Hem hafız hem de üniversiteyi bitirmiş biri olarak öncelikle gençlerle iletişimimizin olması daha doğru olur diye düşünüyorum. Çünkü gençlerin ilahiyata karşı çok büyük bir önyargısı var. İlahiyat demek dünyadan kopmak veya uzaklaşmak değil. Okulda hem dünyayı hem de ahireti istememiz gerektiğini öğrendik. Her fırsatta hocalarımız da bunu dile getirdi. Hem iyi birer bilim insanı hem de iyi bir ilim insanı olmamız gerekiyor. İslam'a yaklaşmak demek, İslami ilimler öğrenmek demek dünyadan uzaklaşmak demek değildir."

"Okullarımızda çok az kadın hoca var"

Gelecekte akademisyen olmayı hedeflediğini belirten Fatime Zehra, "Yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Bunun için dil puanları almaya çalıştım. 2 tane dil puanım var. Yüksek lisans yaptıktan sonra da doktora düşünüyorum. Bir yerde akademisyen olmak istiyorum. Çünkü okullarımızda çok az kadın hocalarımız var. Şu an okuduğum okulda 2 veya 3 kadın hoca var. Bu da öğrencilerin aslında ihtiyacını gideremiyor. Kız öğrencilerin sayısı çok fazla. Sürekli erkek hocalardan ders almak istemeyebiliyorlar. Erkek hocalara karşı daha rahat davranamayabiliyorlar. Sormak istedikleri şeyler varsa soramıyorlar. Bilhassa kız öğrencilerle daha yakından iletişim kurmak için kadın bir hoca olarak üniversitede akademisyen olmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

"Asla pes etmeyin"

Başarıya ulaşmak isteyen öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Balur, şunları söyledi:

"Öncelikle düzenli bir şekilde çalışmaları gerekiyor. Etraftan çok çalıştıkları için bazen laf, söz edenler oluyor. İşte 'bu kadar çalışma, ne gerek var' diyenler oluyor. Bunlara kesinlikle kulak asmamak gerekiyor. Kendileri çalışsınlar, azmetsinler. Yapamayacakları şeyler yok. Çünkü yapanlarda onlar gibi birer insan. Sadece daha fazla çalıştıkları için daha iyi yerlere gelebiliyorlar. Gençler bu bilinçte olmaları gerekiyor. Çok çalışmaları gerekiyor. Pes etmemeleri gerekiyor. Bu yolda tabi ki zorluklarda olacak. Karşılaştıkları her zorluk onlar için daha büyük bir güç kaynağı olmalıdır. Bu şekilde öncelikle kendilerinden güç almalarını öneriyorum. Rekabet öğrencileri yıpratan bir şey. Rekabeti çok doğru bulmuyorum. Kendilerine rakip olsunlar. Azla yetinmedim, hep daha fazlasını istedim. Çünkü azla yetinen insanlar bir yerde takılıp ilerlemiyor. Daha fazlasını istemeleri gerekiyor. Kendilerine güvenmeleri gerekiyor. Kendilerindeki ışığı fark etmeleri gerekiyor. Bu şekilde yollarına devam etmeleri gerekiyor."

Balur, eğitim hayatında kendisine destek olan ailesine ve hocalarına da teşekkür etti.

Abdurrahim Balur

"Medrese eğitimi, okul eğitimine engel değil"

Fatime Zehra'nın babası Abdurrahim Balur da kızının başarısıyla gurur duyduğunu belirterek, "Hem hafızlık hem de okul eğitiminde hep öndeydi. Medrese eğitiminin okul hayatına engel olmadığını yaşayarak gördük. Ailelere tavsiyem, çocuklarının hem dini hem de akademik eğitimlerini desteklemeleri yönünde." ifadelerini kullandı. (İLKHA)