Futbolla içli dışlı olanlar bilirler. Türkiye’nin en köklü takımlarından biri
Ankaragücü’dür. 1922 yılında sahaya çıkan Ankaragücü; bugüne kadar bir Türkiye Futbol
Şampiyonası, iki Türkiye Kupası ve bir Türkiye Süper Kupası kazanmış bir takımdır. Süper
ligin değişmeyen takımlarından olan Ankaragücü’nün benim bildiğim en önemli sloganı
“Bastır Ankaragücü” ‘dür. Ankaragücü bastırıyor mu bilmem ama Ankara’nın güçlüleri
bu aralar fena bastırıyorlar. Toplarını, pardon zamlarını ne kaleyi tutmaya çalışan vatandaşlar
önleyebiliyor ne de bu kazıklı zamlara file dayanıyor. Yağan zamlar, zaten delikli olan filede
öyle büyük gedikler açıyor ki bu deliklere ne yama dayanır ne de ip yetişir. Ardı arkası
kesilmiyor zamların. Birileri “bastır” demekten yorulmamış olacak ki gün günü aratıyor.
Artık zarla, kâğıtla kumar oynamaya gerek yok. “Yarın neye ne kadar zam gelecek?”, sözü
en büyük bahis oyunu… Mesela “yarın mazot ne kadar olacak? Var mısınız bahse?”
Enflasyon almış başını gidiyor. Türk parası yerlerde sürünüyor. Sahi 2010 yılında bir
dolar kaç liraydı? Hemen söyleyeyim “Bir dolar 1,5 liraydı.” “2015’te 2,5 lira”, “2020’de 7
lira…” Peki, şimdi? Bir dolar 27 lira. El insaf yahu! Ne demişti bir zamanların allı şanlı
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak;Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz
var mı? Dolarla bir işiniz var mı? dolarla maaş almıyoruz Paşam; ama paramız maalesef
dolara endeksli. İthale bağladınız ya ülkeyi o nedenle doların ateşi yükselir yükselmez zam
topları fileleri dövmeye başlıyor. Hâsılı kaçırdınız kantarın topunu.
Ne dediniz, duymadım. “İsrafa para mı gerek…”, “İtibardan taviz olmaz mı?”
Yahu ne diyorsunuz siz Allah aşkına! Pazar yerinde çürük domatesi askıdan aldığı ekmeğine
katık yapmaya çalışan bir vatandaşın ülkesinde itibar olur mu? Çocuğunu yetersiz beslenme
çantası ile okula gönderen bir annenin feryadına kulak tıkayan kişilerce yönetilen bir ülkede
itibardan bahsedilir mi? Hz. Ömer sizi çarpa! Hiç böyle ülke yönetilir mi? Hiç böyle adalet
olur mu?
Elbette bu duruma hemen gelinmedi. Önce milli varlıklarımız olan fabrikaları,
işletmeleri, madenleri, limanları yani devlete gelir getiren ne varsa “babalar gibi” sattınız.
Yetmedi 460 milyar dolar dış borçla bebelerimizin geleceğine ipotek koydunuz ve hâlâ
nereden yüksek faizle para buluruz diye fellik fellik dolanılıyorsunuz. O da yetmedi
vatandaşlığımızı satışa çıkardınız? Şimdi de vatandaşın cebine göz diktiniz. Vur abalıya öyle
mi? Bastır Ankara Gücü öyle mi! Ele geçirdiğiniz medyayla, yalanla, algıyla, renkli
reklamlarla gözlerini boyayıp aldatınız vatandaşları.
“Temizlik imandandır.” ,diyor dinimiz. Temizlik imandan da deterjanın, çamaşır
suyunun, tuvalet kâğıdının KDV’si %20. Çok mu dağıttım konuyu? Öyle oldu herhalde…
Neyse sizi ZAMKOLİK şiirimle baş başa bırakayım. Bu arada ben de“Bastır Ankara
Güçlüleri”nin vatandaşların kalesine attığı topları seyretmeye devam edeyim.
ZAMKOKOLİK
Olmaz olsun böyle yar
Sen ne yaptın iktidar
Ettin dünyamızı dar
Cep delik cepken delik
Olduk hepten zamkolik
Afetler kanatıyor
Gün günü aratıyor
Softa, ilim satıyor
Söz sahte; güven lastik
Olduk hepten zamkolik
Uzatmışız yanağı
Yanaklarda kan dağı
Öyle sermiş ki ağı
Yok, kaçacak bir delik
Olduk hepten zamkolik
Saraylar ki kalası
İsraf dersen alası
Üşür yoksul balası
Sabra da attık ilmik
Olduk hepten zamkolik
Adaletin A’sı yok
Haklının hak tası yok
Yoksulun ferdası yoksa
Yasaklanmış satirik
Olduk hepten zamkolik
Faturayı halka kes
İçe nanik; dışa yes!
Muhalefet tık nefes
Sanırsınız küfelik
Olduk hepten zamkolik
Ay dedik geldik vay’a
Yüz üstü kaya kaya
Gemi vurdu karaya
Birliği kırdı kemlik
Olduk hepten zamkolik
Gözlere bak gözlere
Vamp ağızlı yüzlere
Parende atar pire
Hava pus, tahta silik
Olduk hepten zamkolik
Hem sinsi hem de ödlek
Toplu gelir gelmez tek
Muhalif şaşkın ördek
Ekmek içi köftelik
Olduk hepten zamkolik
Mazlum zalimi över
Nalbant mıhını döver
Eşek nalına söver
Yazı çiy harf italik
Olduk hepten zamkolik
Faiz, döviz, enflasyon
Güçsüz vücuda hormon
Soyulduk kaldı bir don
Bastık, dediler; borik
Olduk hepten zamkolik
Hadi ÖNAL/Elazığ