"Sayın Bakanlar,

Bayanlar ve baylar,

Bakü'deki COP öncesi etkinliğe hoş geldiniz diyorum.

İklim değişikliği tüm kıtalardaki ülkeleri etkiliyor ancak gelişmekte olan küçük ada devletleri bu etkilere karşı daha savunmasız. Bu, küresel olarak insanların geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemeyi engelliyor.

Azerbaycan burada bir istisna değil. Her yıl nehirlerimizde su seviyesinin azaldığını, Hazar Denizi'nin seviyesinin de düştüğünü görüyoruz. Azerbaycan da su sıkıntısı çekiyor.

Azerbaycan bu zorlukları aşmak için cesur adımlar atıyor. Sosyo-ekonomik önceliğimiz olan "temiz çevre ve yeşil kalkınma"yı ulusal düzeyde başarıyla uyguluyoruz. Azerbaycan 2024 yılını "Yeşil Dünya İçin Dayanışma Yılı" ilan etti.

Bol rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelimiz yenilenebilir enerji gündemini ilerletmemizi sağlıyor. İşgalden kurtarılan ve "yeşil enerji" bölgesi ilan edilen Karabağ ve Doğu Zengezur'da yeterli miktarda yenilenebilir enerji kaynağı bulunuyor.

Azerbaycan ayrıca petrol ve gaz üretiminden elde ettiği geliri "yeşil enerjiye" yatırıyor. Bu, fosil enerji bolluğumuzun yeşil gündemi destekleme çabalarımıza engel olmadığını açıkça gösteriyor.

Azerbaycan, küresel sera gazı emisyonlarındaki payı yalnızca yüzde 0,1 olan bir ülke olarak, emisyon payı daha düşük olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli katkılar sağlayabileceğinin bir örneğini gösteriyor.

Küresel iklim eylemini destekleme taahhüdümüz, COP29'a ev sahipliği yapmaya aday gösterilmemizle sonuçlandı.

Azerbaycan'a verilen oybirliğiyle verilen desteği, uluslararası toplumun ülkemize duyduğu güvenin bir göstergesi olarak görüyorum. Güney Kafkasya'da ve tüm bölgede ilk COP'un Azerbaycan'da yapılacak olmasından gurur duyuyoruz.

Önümüzde bir yıldan az süre olmasına rağmen tüm sorumluluğu aldık ve dikkate değer başarılar elde ettik. Kadınlar, parlamento üyeleri ve sivil toplum temsilcilerinden oluşan kapsayıcı COP29 Organizasyon Komitesi, Bakü COP etkinliği için kapsamlı hazırlıklar sağlıyor.

"Yeşil Bir Dünya İçin Dayanışma" sloganıyla yola çıkan COP29 Başkanlığı, tüm paydaşlarla yapıcı ve şeffaf bir şekilde işbirliği yapıyor, çok sayıda ziyaret gerçekleştiriyor ve herkesi dinleyerek kaygılarını dikkate alıyor.

İklim değişikliğinin gelişmekte olan küçük ada devletleri için yarattığı zorlukları ele almaya öncelik verdik. Azerbaycan, bu devletlere yardım etmeyi ahlaki bir görev olarak görmektedir ve Birleşmiş Milletler teşkilatı çerçevesinde de dahil olmak üzere onları hem maddi hem de siyasi olarak desteklemektedir.

Bu çabaların sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla BAE, Azerbaycan ve Brezilya tarafından COP28, COP29 ve COP30'un başkanları olarak "İklim Troykası" kuruldu.

Azerbaycan barış, finans, insan sermayesi, su gibi bir dizi başka konuda 14 girişimden oluşan iddialı bir Eylem Gündemi hazırladı. Mevcut jeopolitik gerginliklerin arka planına karşı, "COP'un ateşkes çağrısı" daha da anlamlı hale geliyor.

Bu yılın Eylül ayında Bakü'deki Kayıp ve Hasar Müdahale Fonu'nun faaliyete geçmesi yönünde önemli bir ilerleme kaydedildiğini belirtmek gerekir.

Ancak önümüzdeki asıl zorluk, gelişmekte olan, en az gelişmiş ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinin ihtiyaçlarını karşılayan adil ve iddialı bir Yeni Toplu Nicel Hedef (NCQG) üzerinde anlaşmaya varmaktır. Yeni finansal hedef önemli bir büyüme gerektiriyor.

COP29'un başkanı olarak ne Azerbaycan ne de başka bir devlet başkaları adına karar veremez. Bizim rolümüz müzakereleri destekleyecek bir platform sağlamaktır ve bunu tarafsız bir şekilde yaptığımıza inanıyoruz. Azerbaycan tarafından başlatılan yenilikçi "Şamahı istişareleri", iklim müzakerelerinin daha da geliştirilmesi için etkili bir gayrı resmi format görevi görebilir.

COP29 hazırlıklarının son aşamasına girerken sizleri insanlık adına yapıcı ve iyi niyetle işbirliği yapmaya çağırıyorum. Devletlerin ortak ama farklı sorumlulukları olsa da farklılıklarını bir kenara bırakıp, birbirlerini suçlamayı bırakıp ortak bir paydada buluşmaları gerekiyor. Küresel ısınmanın sorumlusunun kim olduğunu, çevreye kimin daha fazla zarar verdiğini bulmaya çalışarak zaman kaybetmeye hakkımız yok.

Tekrar tekrar vurgulandığı gibi, Bakü COP etkinliği çok taraflılık açısından belirleyici bir sınav olacaktır. Uluslararası toplum başarısız olmayı göze alamaz ve Yeni Toplu Niceliksel Hedef (NCQG) üzerinde anlaşmaya varılması gerekmektedir. COP29'da tarihe ortak başarımız olarak geçecek olan tarihi anlaşmaya, "Bakü Anlaşması"na varmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Burada bazı medya kuruluşlarının Azerbaycan'ın imajını zedelemeye yönelik iftira kampanyasına değinmeden geçemeyeceğim. Bu çabalar boşunadır ve bizi iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadele etme yönündeki asil misyonumuzu yerine getirmekten alıkoyamaz.

Yeşil bir dünya için dayanışma ruhuyla birlikte çalışmak amacıyla 12-13 Kasım tarihleri ​​arasında Bakü'de düzenlenecek Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi'nde devlet ve hükümet başkanlarına hoş geldiniz demek istiyorum.

Son olarak önümüzdeki ay Bakü'de başarılı sonuçlara yol açacak verimli tartışmalar diliyorum.

Teşekkür ederim."