Bugün, 14 Aralık 2025 Pazar
  • BIST 100

    14155,46%0,76
  • DOLAR

    42,69% 0,23
  • EURO

    50,15% 0,06
  • GRAM ALTIN

    5897,70% 0,71
  • Ç. ALTIN

    9533,17% 2,62

AYETLER VE HADİSLER

AYETLER VE HADİSLER

Köşe Yazarları 3.08.2023 09:29:59 0
AYETLER VE HADİSLER
AYETLER VE HADİSLER 'Bana yakın olanlar, SOYUMDAN gelenler değil; YOLUMDAN gidenlerdir.' HZ. MUHAMMED (S.A.V.) MENZİL tarikatındakilerin ve PEYGAMBERİMİZİN soyundan gelenlerin BU HADİSİ bilmedikleri kesin. Yada BU HADİSİ kendi çıkarlarına uymadığı için SAHİH saymıyorlar mı? SOY ÖNEMLİ olsaydı, HZ.İBRAHİM'İN babası PUTPEREST olmazdı, PEYGAMBERİMİZİN amcası MÜŞRİKLERDEN olmazdı. ALLAH DOSTU olduğunu iddia edenler, Allah'tan ÖLÜMÜ isteyin ama İSTEMEZLER. PEYGAMBERİMİZ 63 yaşında vefat etti. Siz de 63 yaşından sonra TÜM DÜNYA ile PARASAL BAĞINIZI yokedin dağıtarak. İşte o zaman ne kadar SÜNNETLERE BAĞLI olduğunuzu görürüz. ALLAH insanların başka şartlarda dünyaya gelseydi neye inanacağını, inançlarındaki aklettikleri yöntemleri gözlemleyerek önceden biliyor ve MELEKLERİ de şahit tutuyor. Yani MÜSLÜMAN olarak doğup ŞANSLI olduğunu düşünenler, KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okumadan MÜSLÜMAN olduklarını zannetmesinler, ki zaten KELİME-İ ŞEHADETİN ANLAMINI bilmeyen bile birçok insan var. Yani bugün KURAN-I KERİM'İ ANLAMADAN okuyanların tamamı MÜSLÜMAN olarak doğmasalardı, MÜSLÜMANLIĞI bulmazlardı. Çünkü başka dinlerden MÜSLÜMAN olanlar KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK yani ANLADIĞI DİLDEN okuyarak MÜSLÜMAN oluyor. İşte bu yüzden DİNİMİZDE AKLETMEK önemlidir. KABULLENEREK İNANANLAR değil, AKLEDEREK BİLENLER imtihanları geçebilir. İMTİHANLARI geçmeden de İMAN ETMİŞ sayılmazsınız. Akletselerdi İMTİHANLARIN İBADETLERDEN bile DEĞERLİ olduğunu anlarlardı. Akletselerdi DİNİN İNANÇ değil, BİLİNÇ olduğunu anlarlardı. Akletselerdi ALLAH'IN varlığını KABULLENMEK yerine herşeyi incelerlerken ALLAH'I görürler ve ALLAH'A AŞKLARI artardı. Ama insanların çoğu NEFİSLERİNİ TERBİYE etmeyi değil, GÜNLÜK GEÇİŞTİRMEYİ, KURAN-I KERİM'İ DUYMAMAYI ve işine gelmediği için ANLAMAMAYI tercih etti. AKLETSELERDİ ANLAYARAK okurlardı ve İNANMAKTAN öte BİLİRLERDİ. En ufak ŞÜPHE duymadan YÜZDE YÜZ bilirlerdi. Ufacık da olsa ŞÜPHE duydukları için ZENGİN olmaya çalışmıyorlar mi? SERVETLERİ onlara YOKSULLARI , AHİRETİ ve ALLAH'I unutturuyor. Halbuki SADECE İNANMAK yerine BİLSELERDİ, ALLAH'I unuturlar mıydı? Onlar KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okumadan AHLAKLI bir insan olduğuna nasıl inanırlar, sanki AHLAKIN KURALLARINI kendileri yaratmış gibi? Evlerini SAĞLAM ZEMİNE yapmayıp, SAĞLAM olduğuna İNANIYORUM demek sizi AZAPTAN kurtarmaz. Her insan TEK BAŞINA TÖVBE edebilir. TÖVBE için DUAYA da gerek yok, PİŞMANLIK duyup O GÜNAHA bir daha GERİ DÖNMEMEYE sabretmek yeterlidir. ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmek EN BÜYÜK ZİYANDIR. HAKKA Suresi 44-47.Ayet: Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler UYDURMAYA kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak YAKALARDIK; sonra da onun ŞAH DAMARINI KESER atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. EN'AM Suresi 93.Ayet: Allah hakkında yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “BANA VAHİY GELİYOR” iddiasında bulunan kimseden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin BENZERİNİ ben de indiririm” diyenden daha zâlim kim olabilir? PEYGAMBERİMİZE İTAAT kavramı, özellikle MÜSLÜMANLIĞI ve AYET tebliğlerini kabul etmeyen MEKKELİ MÜŞRİKLER için söylenmiştir. Eğer Müslümansanız zaten o zaman PEYGAMBERİMİZE de itaat etmiş olursunuz. Şimdi KURAN-I KERİM'E uygun yaşayın da ALLAH'A da İTAAT etmiş olun. HAKKA Suresi 44-47.Ayetlere göre PEYGAMBERİMİZ AYETLERDEN başka birşey bildirmemiştir. Aksine YAPTIKLARININ ve KENDİ SÖZLERİNİN yazılmasını istememiştir. İSTEMİŞ olsaydı PEYGAMBERİMİZİN VEFATINDAN hemen sonra KURAN gibi KİTAP haline gelirdi. Ama 250 YIL sonra yaşayanlar HADİSLERİ kitap haline getirdiler. Benim CENAZEME kimse katılmaz inşallah. Beni çok insan sevmese de olur. Ben sadece ALLAH'IN beni sevmesini isterim. İnsanlarca övülmek de istemem sevilmek de. TÜM ÖVGÜLER SADECE RABBİMİZEDİR. EL ETEK öptürmem. Hatta benim ölmüş bedenimi ÇÖPE atsınlar. MEZARI güzel olanın AHİRETİ kurtulmuyor. FİRAVUNLARIN mezarları PİRAMİTLERDİR. Tüm insanlar PEYGAMBER TORUNUDUR. Hepimiz HZ.ADEM'İN torunlarıyız. İşte bu yüzden SOY ÖNEMLİ değildir. Bakara Suresi 257.Ayeti okuyun. Ayette ALLAH iman edenlerin DOSTUDUR diyor yani TÜM MÜMİNLER ALLAH DOSTUDUR. Herkese sadece ALLAH yeter. Eğer kimse ALLAH yolundan ayrılmasaydı, ne KİTAPLAR gönderilirdi, ne PEYGAMBERLER. Onlar 'Dinden çıkanı öldürün.' derler. GERÇEKTEN HAYIRLI olanlar ise dinden çıkanı dine geri getirirler. Zorlama ile değil AKILLA. PUTLARA TAPMA olayı çok eskiden gelir. ÇOK TANRILI DİNE inanırlardı. MEKKELİ MÜŞRİKLER de o putların TANRILARINI TEMSİL ettiğini ve o putların kendilerini TANRILARINA ulaştıracağına inanırlardı. O zamanlar TAŞLARI putlaştırmışlar. Günümüzde ise İNSANLARI ve PARAYI putlaştırıyorlar. Hz.İBRAHİM putları kesmek için ibadethaneye girdiğinde en büyük put da ALTIN TAHT üzerindeydi. HZ.İBRAHİM bile ATEŞE ATILMAK üzereyken MELEKLERİN TEKLİFİNE değil, ALLAH'TAN GELENE razı olmuştu. ALLAH varken MELEKLERDEN İSTEMEK bile TAKVASIZLIKKEN, sizler İNSANLARDAN mı YARDIM diliyorsunuz? Gerçek kahramanlar EL ETEK öptürmezler İYİLİK yapıp denize atarlar. BÜTÜN ÖVGÜLER SADECE RABBİMİZEDİR derler. GERÇEK MÜSLÜMAN kendi TARİKATINA değil, ALLAH'A ve KURAN'A davet edendir. Peygamberimiz de insanları ALLAH'A ve KURAN'A davet etti. ALLAH size ŞAH DAMARINIZDAN daha yakınken siz ALLAH'TAN MERHAMETLİ zannettiğiniz başka insanlardan mı medet umuyorsunuz? HZ.NUH oğlunu kurtaramadı, HZ.LUT eşini kurtaramadı. TARİKATÇILAR mı sizi kurtaracak? İMANIN ŞARTLARINDA tarikatçılara İMAN yok. Onlara TAPMAYIN. Sadece ALLAH'IN RIZASINA ulaşmak isteyin. KIYAMET ile ALLAH'TAN başka HERŞEY yokolacak. Siz de gerçekleri AHİRETTE göreceksiniz. KURAN-I KERİM'İ eksik görenler, ALLAH'IN İLMİNİ eksik görüyorlar aslında. Ben MEALCİ değilim. HİÇBİR GRUBA dahil değilim. Sadece İSLAM dinindeyim ELHAMDÜLİLLAH. İslamı bölenlere, gruplara ayıranlara karşıyım. HZ.ADEM'DEN beri var bu din. HZ.İSA'NIN HAVARİLERİNİN bile ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIZ dediklerini AYETLERDEN okumadınız mı? HİÇ GÜNAHI yok dimi bu ALİMLERİN sizlere göre?HATTA tövbe haşa PEYGAMBERLERDEN bile daha ÜSTÜN görüyorsunuz dimi onları? ALİMLERİ koruduğunuz kadar ŞEHİTLERİN hakkını koruyor musunuz? Gerçekten sizin AHİRETİNİZİ KURTARMAK için o TARİKATÇILAR çaba gösterseydi, sizlere NAMAZI ANLAYARAK kılmanız konusunda TAVSİYELER verirdi. Peygamberimizin SÜNNETİDİR NAMAZI ANLAYARAK kılmak. Sizler AYETLERDEN bile BİHABERSİNİZ. DİN, İNANÇ meselesi değil, BİLİNÇ meselesidir. 'SAĞLAM ZEMİN olduğuna inanıyorum' demek sizi DEPREMDEN KURTARMAZ, SAĞLAM ZEMİNE yerleşmek kurtarır. O yüzden sadece İNANDIK demek yetmez. ANKEBUT Suresi 2.Ayet: ALLAH'A İNANDIK demekle İMTİHAN edilmeden İMAN ETMİŞ sayılmazsınız. İMTİHANLAR da bir İBADETTİR. AKLIYLA algılamayan diğer organlarıyla uygulayamaz, AHİRETTE SADECE DİLİ şahitlik eder. SAHİH olmayan bir HADİS de bu. Ahirette PEYGAMBERİMİZE İFTİRA atmaktan hiç mi utanmayacaksınız? PEYGAMBERİMİZİN YÜZÜNE nasıl bakacaksınız? SAHİH HADİS demek, KURAN-I KERİM'deki ayetleri TEZAT olmayacak şekilde TAMAMLAYAN HADİS demektir. Dolayısıyla KURAN-I KERİM'DE yazmayan bir konunun HADİSİ, yanlış aktarılmış UYDURMA bir HADİSTİR. Kuran-ı Kerim'de SAKAL BIRAKMA konusu geçmemektedir. Ve HADİSLERİN neredeys ÇOĞU UYDURMADIR, pek azı SAHİHTİR. HADİSİN doğru olup olmadığını KURAN-I KERİM'E UYGUNLUĞU ile TEYİT edebilirsiniz. Lütfen en azından 1 kere ANLAYARAK OKUYUN lütfen KURAN-I KERİM'İ. AHİRETTE esas sorguya çekileceğiniz kitap KURAN-I KERİM. ZÜMER Suresi 45.Ayet: SADECE ALLAH'TAN söz edildiğinde AHİRETE gerektiği gibi inanmayanların YÜREKLERİ daralır; ama ALLAH ile ARALARINA koyduklarından söz edilince hemen YÜZLERİ güler. PEYGAMBERİMİZ insanların İP UZATARAK mı TÖVBE etmesini sağlıyordu? Her insanı SADECE ALLAH yarattı. ALLAH dışında taptıklarınız sizi yaratmadı. Onlar ALLAH'TAN daha MERHAMETLİ de değiller. YARATILMANIZDA da ALLAH ile ARANIZA başka varlıklar mı koyuyorsunuz? Veya sizi ALLAH'TAN daha iyi bilen veya sizi ALLAH'TAN daha çok düşünen mi var? TAPTIĞINIZ İNSANLAR cehenneme gidecekse, siz de mi CEHENNEME gideceksiniz? ALLAH'TAN ÜMİDİNİZ onlara mı BAĞLI veya AHİRETTE de ne olursa olsun onlardan ayrılmamaya YEMİN edebilir misiniz? TAPTIKLARINIZ size ALLAH'TAN daha mı YAKIN? ANKEBUT Suresi 45.Ayete göre, ALLAH'I ANMAK en büyük ibadettir. 70 yıl ömrü olan bir insan HER SANİYE ALLAH'I ansa 2 MİLYAR saniye boyunca 2 MİLYAR kez ALLAH'I ANMIŞ olur. ALLAH dışında ANDIKLARINIZ ise bu sayıyı azaltır. Yani ALLAH dışında andıklarınız ALLAH'A DAHA YAKIN olmanızdan sizi uzaklaştırır. Çünkü AYETTE de dediği gibi, EN BÜYÜK İBADETTİR Allah'ı anmak. Sadece DİLİNİZ ALLAH'I anmasın. TÜM ORGANLARINIZ ve TÜM YAPTIKLARINIZ da ALLAH'I ansın. ASKERLİKTE ESAS DURUŞ, saygı ve birlik ruhu içindir. NAMAZ da bir nevi ESAS DURUŞTUR. SALAT ise bir nevi SAYGI ve BİRLİK RUHUDUR. BAŞ ÖRTÜSÜ ile TAKVA ÖRTÜSÜ de bu misaldedir. SALAT, NAMAZIN TAKVASIDIR. ESAS DURUŞU bozuk kişi SAYGISIZ demek değildir. Ama SAYGISIZ kişinin ESAS DURUŞU olsa nafile. KURAN-I KERİM'İ kıyamda, rükuda ve secdede okumaktır NAMAZ. SALAT ise KURAN-I KERİM'İ okuyup aktarmak ve insanları KURAN'A davet etmektir. SALAT, DİNİ sadece ALLAH'A HAMD ederek yaymaktır. NAMAZ sizi kötülüklerden alıkoyar. SALAT ise toplumu kötülüklerden alıkoyar. NAMAZ sizin MANEVİ SAĞLIĞINIZ içindir. SALAT toplumun MANEVİ SAĞLIĞI içindir. KURBAN keserseniz kendi MANEVİ SAĞLIĞINIZ içindir. Ama onu DAĞITIRSANIZ ve ZEKATINIZI verirseniz işte o zaman TAKVANIZ ALLAH'A ulaşır. ORUÇ tutmak sizin MANEVİ SAĞLIĞINIZ içindir. Ama kurtuluşa erenler SABREDENLER ve SABRI TAVSİYE edenlerdir. ASR Suresi 2-3.Ayette de SABRI TAVSİYE edenlerin ZARARDA olmadığından bahseder. ANKEBUT Suresi 45.Ayete göre, NAMAZ sizi kötülüklerden alıkoyar. SALAT ve ZEKAT ise CEHENNEMDEN alıkoyar. MÜDDESSİR Suresi 43-46.Ayetlerde cehenneme girenler SALAT edenlerden olmadıklarını ve YOKSULU doyurmadıklarını söylerler. NAMAZ, HZ.ADEM'DEN beri vardır. MAUN SURESİ, hayra engel olup NAMAZ KILANLARA yazıklar olsun der. Sorun şu: Çoğu kişi NAMAZ kılıyorlar ama SALAT ve ZEKAT yapılmıyor. Ben hiçbir zaman NAMAZI, SECDEYİ ve BAŞ ÖRTÜSÜNÜ reddetmedim. NAMAZ salatın şekli ibadeti yani sünneti, BAŞ ÖRTÜSÜ de TAKVA ÖRTÜSÜNÜN şekli ibadeti yani sünnetidir. Sadece NAMAZ kılmak ve sadece BAŞÖRTÜSÜ takmak insanı CENNETE götürmez. SALAT ve ZEKAT gerçek takvayı gösteren ibadetlerdir. Ama insanların çoğu MÜDDESSİR Suresi 43-46.Ayetlerde bildirildiği gibi SALAT etmezler ve YOKSULU DOYURMAZLAR. İnsanlar bilgilerini saklarlar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın derler. MADDİ ibadet olan ZEKATTA ise cimrilik yaparlar. PEYGAMBERİMİZ yaşıyor olsaydı, sizi KAFİRLERLE savaşmak için BEDİR SAVAŞI'NA davet etseydi, o zaman da 'Niye dini ve bildiklerimi yayayım? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.' mı derdiniz? ÖLEN insan öldüğü an, yaşamış ve YAŞAYACAK tüm insanlarla birlikte AHİRETTE dirilir. Çünkü ÖLEN insan zamandan muaftır, YAŞAYAN insan ise zamana bağlıdır. YAŞAYAN insana mesela BİNLERCE YIL gibi gelen zaman, ÖLEN insana GÖZ AÇIP KAPAMA süresi kadar gelir. Bu yüzden HER ÖLÜM, toplu büyük kıyametten önceki, kişinin kendi kıyametidir ve TEK ALAMETİ DOĞMAKTIR. Peygamberimiz RÜYASINDA Miraca yükseldiğinde tıpkı ÖLÜM gibi ZAMANI AŞIP, sadece ZAMAN aşılınca ulaşılabilecek yer olan CENNET ve CEHENNEMİ içlerinde yeryüzündeki tüm insanlar olacak şekilde görmüştür. ÖLEN kişi, YAŞAYAN kişileri ölmüş olarak HEMEN GÖRÜR. Yani ÖLEN kişi AYRILIK ACISI çekmez, YAŞAYAN kişi AYRILIK ACISI çeker. Bu yüzden YAŞAYANLAR ölüleri duyamaz ama ÖLÜLER yaşayanları duyabilir ama MEZARLIKTA değil, AHİRETTE. Ve hatta hiç ayrılmamışlardır ÖLÜLERE göre. Zaten ALLAH katındaki İLAHİ BİLİME göre, bu DÜNYA hayatı, AHİRETTEKİLERE itiraz etmemeleri için gösterilen KISACIK bir ÖZGEÇMİŞTİR. Esasında ALLAH için şu an AHİRET yaşanmaktadır ama DÜNYADAKİ İNSANLAR için daha henüz yaratılmamıştır bile çünkü bu dünya hayatı ZAMANDAN MUAF değildir. İNSANIN ölümü, insanın kıyametidir. DÜNYANIN ölümü, dünyanın kıyametidir. Çoğunuzun ölümü, KIYAMETTEN önce olacağına göre, neden KIYAMETİN TARİHİNİ merak ediyorsunuz? YARIN ölmeyeceğinizin garantisi var mıki, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorsunuz? ÖLEN kişi AYRILIK ACISI çekmez ama YAŞAYAN kişi AYRILIK ACISI çeker. ÖLEN kişi TÜM İNSANLARLA aynı anda ve öldükten hemen sonra dirilir AHİRETTE. O yüzden ÖLÜM aslında KIYAMETTİR. ÖLEN kişi ZAMANDAN muaf olur ama YAŞAYAN kişi ZAMANA bağlıdır. Yani sizden BİNLERCE YIL önce ölenle SİZ aynı anda ve öldükten sonra hemen dirilirsiniz AHİRETTE. ÖLÜM zamanımızı bilemediğimize ve çoğumuz KIYAMETTEN önce öleceğimize göre, neden KIYAMETİN zamanını TAHMİN etmeye çalışıyorsunuz. ÖLÜM zamanımız bile belli değilki. İnsanın ölümü insanın kıyametidir. Dünyanın ölümü dünyanın kıyametidir. 80 MİLYON milletimizden sadece 80 BİN kişi Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okumuş. Onlardan biri olabilmek istemez misiniz? AHİRETTE her 1000 kişiden BİRİ olmak için, ÜŞENMEDEN tamamını MEALİNDEN okuyun. ALLAH anlamanıza YARDIMCI olacaktır. AKLINIZA ve ALLAH'A güvenin. TAKVAN yoksa AMELİN salih amel değildir. TAKVA, DUYARLILIKTIR. AKLIN anlamadığı amel, DUYARLILIK olabilir mi? KURAN'I anlamıyorsan OKUMAN ne fayda? SALAT yoksa NAMAZ ne fayda? ZEKAT yoksa KURBAN ne fayda? SABIR ve TÖVBELERİNE SADAKAT yoksa ORUÇ ne fayda? KALBİN KİRLİ ise ABDEST ne fayda? SADAKATİN yoksa EVLİLİK ne fayda? DİLİNİN ve GÖZÜNÜN örtüsü yoksa BAŞÖRTÜSÜ ne fayda? İLMİNİ ve PARANI paylaşmazsan ZENGİNLİĞİN ne fayda? HABİL öldürülmek üzereyken bile KABİL'İ öldürmeyip, ALLAH'TAN GELENE RAZI oluyorken; siz ŞERİATI insanların hükümleri sayıp, İNSANLARDAN gelenlere mi razı oluyorsunuz? AHİRETTE gerçek takvalıları da, gerçek şeriatı da GÖRECEKSİNİZ. Keşke dünyadayken KURAN'I hikaye kitabı gibi değil, ALLAH'IN İLMİ olduğu için EKSİKSİZ görerek okusaydınız? Niyetiniz KURAN'I EKSİK görmek olmasaydı, İNKARA veya HADİSLERE yönelir miydiniz? ALLAH ile aranıza ARACI koyuyorsunuz da, ALLAH'IN da RAHMETİNİ dağıtırken sizinle arasına ARACI koymasını ister misiniz? O halde ALLAH herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakınken, siz neden ALLAH'I uzak görürsünüz? ALLAH'I ve PEYGAMBERLERİ GÖRMEDEN sevmek daha TAKVALIYKEN, siz neden GÖRDÜĞÜNÜZ İNSANLARA bağlanıyorsunuz? ALLAH ile aranıza ARACI koyuyorsunuz da, ALLAH'IN da RAHMETİNİ dağıtırken sizinle arasına ARACI koymasını ister misiniz? O halde ALLAH herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakınken, siz neden ALLAH'I uzak görürsünüz? ALLAH'I ve PEYGAMBERLERİ GÖRMEDEN sevmek daha TAKVALIYKEN, siz neden GÖRDÜĞÜNÜZ İNSANLARA bağlanıyorsunuz? TAKVAN yoksa AMELİN salih amel değildir. TAKVA, DUYARLILIKTIR. AKLIN anlamadığı amel, DUYARLILIK olabilir mi? KURAN'I anlamıyorsan OKUMAN ne fayda? SALAT yoksa NAMAZ ne fayda? ZEKAT yoksa KURBAN ne fayda? SABIR ve TÖVBELERİNE SADAKAT yoksa ORUÇ ne fayda? KALBİN KİRLİ ise ABDEST ne fayda? SADAKATİN yoksa EVLİLİK ne fayda? DİLİNİN ve GÖZÜNÜN örtüsü yoksa BAŞÖRTÜSÜ ne fayda? İLMİNİ ve PARANI paylaşmazsan ZENGİNLİĞİN ne fayda? HABİL öldürülmek üzereyken bile KABİL'İ öldürmeyip, ALLAH'TAN GELENE RAZI oluyorken; siz ŞERİATI insanların hükümleri sayıp, İNSANLARDAN gelenlere mi razı oluyorsunuz? AHİRETTE gerçek takvalıları da, gerçek şeriatı da GÖRECEKSİNİZ. Keşke dünyadayken KURAN'I hikaye kitabı gibi değil, ALLAH'IN İLMİ olduğu için EKSİKSİZ görerek okusaydınız? Niyetiniz KURAN'I EKSİK görmek olmasaydı, İNKARA veya HADİSLERE yönelir miydiniz? NAMAZI ANLAYARAK kılmanız konusunda TAVSİYEDE bulunmayanlar sizin AHİRETİNİZİ düşünüyor mudur sizce? Peygamberimiz, Kuran ayetlerini ARAPÇA ama ANLAYARAK okurdu ve NAMAZI da surelerini ANLAYARAK kılardı. O halde, KURAN'I ve NAMAZDAKİ sureleri ANLAMADAN ARAPÇA olarak okumak mı SÜNNETTİR yoksa ANLAYARAK ARAPÇA okumak mı sünnettir? Kuran-ı Kerim'i ve NAMAZDAKİ sureleri ANLAYARAK OKUMA konusunda NET anlaşılan bu soruyu özellikle, ANLAMADAN da olsa ARAPÇA okumanın SÜNNET olduğunu savunan ve ANLAMADAN okuyan kardeşlerime soruyorum. Tuvalet SÜNNETİNİ, PEYGAMBERİMİZ mi anlatmış sahabelere yoksa SAHABELER mi anlatmış ÖZEL HAYATINI? PEYGAMBERİMİZE İFTİRA atmaktan hiç mi utanmayacaksınız AHİRETTE? SÜNNET ve HADİS, AYETLERİN ana fikrine karşı olmadan AYETLERİ açıklayan uygulamalardır. AYETLERDE olmayan bir konu veya AYETLERİN ana fikrine karşı olan bir açıklama hakkındaki hadis, SAHİH HADİS değildir. ALGI bozukluğuna bakın. Sanki sadece RESSAMLAR RESİM yapabilir veya YAZI paylaşmak için sanki TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI bitirmek lazım sanki. Kuran-ı Kerim sadece İLAHİYAT MEZUNLARINA inmedi. Sanki DİNİ PAYLAŞIM yapmak için sadece İLAHİYAT MEZUNU olmak gerekiyor sanki? PAYLAŞIMLARDAN rahatsız oldum demiyor arkadaş. KUSURU başkalarında arıyor. HARAM insan sağlığına zarar verdiği için değil, ALLAH'I UNUTTURDUĞU için HARAMDIR. Çünkü bir hayvan ALLAH adına kesilirse HELAL, BAŞKA VARLIK adına kesilirse HARAMDIR. LEŞLER de kendi kendine ÖLMÜŞ olarak bulduğunuz hayvanlardır. LEŞİ yani ÖLMÜŞ olarak bulduğunuz hayvanı ALLAH adına kesemezsiniz. Araştırdığınız halde FARK EDEMEDİĞİNİZ bilgiler size vebal yüklemez. Eğer yediğiniz yemek size ALLAH'I HATIRLATMIYORSA, yani ŞÜKRETMEK için yemiyorsanız veya PAYLAŞMIYORSANIZ zaten size hayırlı değildir. SAHİP OLDUĞUNUZ herşeyi ALLAH'TAN gelmemiş gibi kullanana ALLAH verdiği rızıkları HELAL EDER mi? HARAM ise ALLAH'IN size helal etmediği şeyler değil mi? Sadece İHTİYACI olanlarla PAYLAŞIRSANIZ, gerçekten ŞÜKRETMİŞ olursunuz ve ALLAH YOLUNDA harcamış olursunuz. Kendinizin, ailenizin ve İHTİYAÇ sahiplerinin yemesi ve ALLAH'A ŞÜKRETMESİ için kestiğiniz hayvanları RIZIK olarak görmüyor musunuzki, ALLAH'A ŞÜKÜR için değil de, PARA KAZANMAK için kesiyorsunuz? Günahlarınızla ANLIK da olsa ALLAH'I UNUTURSUNUZ. Çünkü AYETLERİ de unutursunuz. Halbuki ALLAH'I gerçekten sevseydiniz, AYETLERİ BİLMEK ve UNUTMAMAK için çaba gösterirdiniz. DOMUZ ETİ kesinlikle HARAMDIR. HARAM insan sağlığına zarar verdiği için değil, ALLAH'I UNUTTURDUĞU için HARAMDIR. Çünkü bir hayvan ALLAH adına kesilirse HELAL, BAŞKA VARLIK adına kesilirse HARAMDIR. LEŞLER de kendi kendine ÖLMÜŞ olarak bulduğunuz hayvanlardır. LEŞİ yani ÖLMÜŞ olarak bulduğunuz hayvanı ALLAH adına kesemezsiniz. Araştırdığınız halde FARK EDEMEDİĞİNİZ bilgiler size vebal yüklemez. Eğer yediğiniz yemek size ALLAH'I HATIRLATMIYORSA, yani ŞÜKRETMEK için yemiyorsanız veya PAYLAŞMIYORSANIZ zaten size hayırlı değildir. SAHİP OLDUĞUNUZ herşeyi ALLAH'TAN gelmemiş gibi kullanana ALLAH verdiği rızıkları HELAL EDER mi? HARAM ise ALLAH'IN size helal etmediği şeyler değil mi? Sadece İHTİYACI olanlarla PAYLAŞIRSANIZ, gerçekten ŞÜKRETMİŞ olursunuz ve ALLAH YOLUNDA harcamış olursunuz. Kendinizin, ailenizin ve İHTİYAÇ sahiplerinin yemesi ve ALLAH'A ŞÜKRETMESİ için kestiğiniz hayvanları RIZIK olarak görmüyor musunuzki, ALLAH'A ŞÜKÜR için değil de, PARA KAZANMAK için kesiyorsunuz? Günahlarınızla ANLIK da olsa ALLAH'I UNUTURSUNUZ. Çünkü AYETLERİ de unutursunuz. Halbuki ALLAH'I gerçekten sevseydiniz, AYETLERİ BİLMEK ve UNUTMAMAK için çaba gösterirdiniz. DOMUZ ETİ kesinlikle HARAMDIR. Yani insan sağlığına zarardan dolayı HARAM kılınmaz. Öyle olsaydı, YAHUDİLERE BÜTÜN TIRNAKLI HAYVANLAR haram kılınmazdı. DOMUZ ETİ kesinlikle HARAMDIR. Domuz etini yemek de bize ALLAH'I UNUTTURUR. Çünkü AYETLERİ de görmemezlikten gelmiş olursunuz. Mesela YAHUDİLERE bütün TIRNAKLI HAYVANLAR haram kılınmıştır, ENAM Suresi 146.Ayete göre, HAKSIZLIKLARI yüzünden ceza olarak haram kılınmıştır. ALLAH'IN helal etmediği şeyler HARAMDIR ve haramlar ALLAH'I ve AYETLERİ unuttururlar. ALLAH'I gerçekten sevseydiniz, AYETLERİ BİLMEK ve UNUTMAMAK için çaba gösterirdiniz. Kuran-ı Kerim'de birkaç ayette geçen 'PİSLİK' kavramı 'MÜŞRİKLİK', 'PİS' kavramı da ŞİRK anlamındadır. DOMUZ ETİNDEN bahsedilirken de PİSLİK denmektedir. MAİDE Suresi 60.Ayette, ALLAH'IN müşrikleri DOMUZLARA ve MAYMUNLARA çevirdiklerini okumadınız mı? YUNUS Suresi 100.Ayette, 'ALLAH akıllarını kullanmayanlara PİSLİK yağdırır.' der. ALLAH dilemezse YAPRAK bile düşmez. Allah'a ARACI ile ulaşabilenlerin, direk değil ARACI ile ulaşabilmesi ALLAH'IN o kişiye o şekilde izin vermesinden dolayıdır. Tek başına ALLAH'IN HUZURUNDA değer görmez. Allah'a ARACISIZ ulaşabilenlerin ise, direk ARACISIZ ulaşabilmesi ALLAH'IN da o kişiye o şekilde izin vermesinden dolayıdır. Onlar TEK BAŞINA bile olsa ALLAH'IN HUZURUNDA değer görürler. HZ.CEBRAİL peygamberlerden kendisine BİAT edilmesini istemedi. Sadece ALLAH'IN VAHİYLERİNİ iletti. PEYGAMBERLER DE insanlardan kendilerine BİAT edilmesini istemedi. Ve HİÇBİR KARŞILIK beklemediler. Sadece ALLAH'IN VAHİYLERİNİ ilettiler. ALLAH insanlara 'PEYGAMBERLERİN ilettiklerine İTAAT EDİN' dedi. İnsanlara ise ALLAH'IN VAHİYLERİ ağır geldi. Onlar da PEYGAMBERİMİZİN GÜNLÜK YAŞANTISINI öne çıkardılar, fakat MENFAATLERİNİ karıştırarak. Oysaki TÜM PEYGAMBERLER ilettiklerinde HİÇBİR KARŞILIK beklememişlerdi. 3 AZAP VARDIR: 1.DÜNYA AZABI 2.MAHŞER YERİNDE BEKLEME AZABI 3.CEHENNEM AZABI KABİR AZABI YOKTUR ve KURAN-I KERİM'DE HİÇ GEÇMEMEKTEDİR. Âl-i İmran 56’da: Küfre sapanlar var ya, işte onlara DÜNYADA ve AHİRETTE şiddetle azap edicem. Tevbe 74’de: Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Eğer yüz çevirirlerse Allah onlara DÜNYADA da AHİRETTE de acıklı bir azapla azap edecektir. Rad 34’de: Onlar için DÜNYA hayatında bir azap vardır. AHİRET azabıysa çok daha şiddetlidir. Bu AYETLER açıkça gösteriyor ki: Allah bu DÜNYADA ve AHİRETTE cezalandıracaktır. Dolayısıyla KABİR AZABI YOKTUR. İNŞİKAK Suresi 10-11. Ayetler: Kimin de kitabı (amel defteri) sırtının arkasından verilirse, hemen yok olmayı dileyecek. Eğer KABİR AZABI olsaydı, kişi AMEL DEFTERİNİ alınca bu şekilde bir ŞOK yaşamazdı, ne tarafa gideceği KABİRDE belli olurdu. AYETLERİ anlamayarak yorumlayanlar, KABİR AZABI diye gösteriyorlar DÜNYA AZABINI. İşte bu ayetlerden biri: MÜMİN Suresi 46.Ayet: SABAH AKŞAM ateşe sunulurlar. O (Son) Saat gerçekleştiğinde “Firavun’un DESTEKÇİLERİNİ azabın en şiddetlisine koyun!” (denecektir). Bu AYETTE geçen SABAH AKŞAM kavramı DÜNYA HAYATINA ilişkin bir kavramdır. Ayrıca BİREYSEL AZAPTAN değil, TOPLU AZAPTAN bahşedilmiştir FİRAVUNUN DESTEKÇİLERİ diyerek. ARAF Suresi 133.Ayette uğradıkları bu DÜNYA AZABI şöyle anlatılır: Bunun üzerine biz de ayrı ayrı ayetler (mucizeler) olarak üzerlerine TUFAN, ÇEKİRGELER, HAŞERELER, KURBAĞALAR ve KAN göndermiştik. Yani KURAN-I KERİM'İN hiçbir ayetinde KABİR AZABI geçmez. NAZİAT Suresi 25.Ayet: 'Allah onu AHİRET ve DÜNYA azabıyla yakalamıştı.' Soruyorum ARKADAŞLAR: Sizce bu ayette neden KABİR azabı dememiş ALLAH? Ve KURAN-I KERİM'DE hiçbir ayette KABİR AZABI geçmez. ÖLEN kişi AYRILIK ACISI çekmez ama YAŞAYAN kişi AYRILIK ACISI çeker. ÖLEN kişi TÜM İNSANLARLA aynı anda ve öldükten hemen sonra dirilir AHİRETTE. O yüzden ÖLÜM aslında KIYAMETTİR. ÖLEN kişi ZAMANDAN muaf olur ama YAŞAYAN kişi ZAMANA bağlıdır. Yani sizden BİNLERCE YIL önce ölenle SİZ aynı anda ve öldükten sonra hemen dirilirsiniz AHİRETTE. ÖLÜM zamanımızı bilemediğimize ve çoğumuz KIYAMETTEN önce öleceğimize göre, neden KIYAMETİN zamanını TAHMİN etmeye çalışıyorsunuz. TÜM ÖLENLER aynı anda dirilirler. Öldükleri zaman ile dirildikleri zaman arasında HİÇ SÜRE yok gibi gelecektir insanlara. ASHAB-I KEHF'İN uykusu insanlara ÇOK UZUN YILLAR gibi geldi. Ama UYUYAN o kişilere sadece BİRKAÇ SAAT gibi geldi. DOĞUMUNUZDAN ÖNCESİNİ hatırlamadığınız gibi, ÖLÜM ve DİRİLİŞ arasını da hatırlamazsınız. ALLAH hatırlamanız gerekenleri AHİRETTE hatırlatacak size. Örneğin BU DÜNYA YAŞAMINI. Eğer KABİR AZABI olsaydı, KURAN-I KERİM'DE muhakkak bu husus geçerdi. Ayrıca KABİR AZABI yok diye sevinip de CEHENNEM AZABINI küçümsemeyin. Kabirlerde melekler RABBİN KİM diye sormazlar. ALLAH sizden alacağı cevabı size sormadan bilendir. DÜNYADAKİ YAŞAMINIZA da MELEKLERE ŞAHİT tutmuştur. Eğer melekler RABBİN KİM diye sorsalardı, ANKEBUT Suresi 2.Ayet iner miydi? ANKEBUT Suresi 2.Ayet: Allah'a İNANDIK demekle İMTİHAN edilmeden İMAN ETMİŞ sayılmazsınız. DİLİNİZİ değil, AMELLERİNİZİ ve TAKVANIZI hazırlayın AHİRETE. Keşke TAKVALICA okusaydınız ALLAH’IN AYETLERİNİ. ALLAH dediğiniz ve demeyip sakladığınız herşeyi bilir. Ama sizler ALLAH’IN dediklerini KULAKLARINIZI KAPATARAK okursunuz. 'Tüm iman edenler ölmeden O SON SAAT gelmez.' diyenlerden misiniz? KIYAMET ANSIZIN kopacaktır. İDRAK etmez misiniz ki, DEPREM de 2 ANDAN oluşur. İLK ANDA iman edenlerin RUHU alınır, siz onlar canlıyken BETONLARI üzerlerine düşmüş gibi görürsünüz. Bu, UYARIYI FARKEDENLERİ ve AKLEDENLERİ ayırt edebilmek için bir İMTİHANDIR. Müminken ÖLSENİZ de ÖLMESENİZ de sizin için HAYIRLI iken, KAFİR olarak ölmekten daha HAYIRSIZ ne olabilirki? O halde size SİZDEN başkası ZARAR veremez. Bunu görmüyor musunuz? AZAP ANINDAKİLERİN ise ÖLÜMÜ kendilerine zor gelir. Çünkü inkar edenler hep ÖLÜMÜ YOKOLUŞ olarak görmüşlerdi. Bu yüzden ÖLÜM VAKTİ gelince de DÜNYAYI TERCİH ederler ama yine de ÖLÜM VAKTİ geldiği için CANLARI ALINIR. ALLAH uyanıklık yapanların PLANLARINI tersine çevirendir. TÖVBE etmeyi haketmeyenlerin TÖVBE etmesine izin vermez. Gerçekten AHİRETE inansaydınız, TÖVBE etmeyi ertelemez ve her an ÖLÜMÜ düşünürdünüz. PEYGAMBERİMİZ sahabeleriyle AYNI giyinecek kadar MÜTEVAZİYKEN ve kendini diğer insanlardan ÜSTÜN görmezken, şimdiki TARİKAT ŞEYHLERİNİ uzaktan tanımamak elde değil. PEYGAMBERİMİZİN yaşadığı ev gibi bir evde yaşasalardı veya hiçbir ÜCRET almasalardı, kaç DİN ADAMI ilmini hayatı boyunca ÜCRETSIZ paylaşırdı? PEYGAMBERLER hiçbir zaman KARŞILIK beklemediler. Sadece DİN ADAMLARI için demiyorum. TÜM MESLEKLERDE kaç kişi 'Sadece AİLEMİN ihtiyaçlarını karşılayacak kadar ÜCRET bana yeter' deyip, MESLEKİ İLMİNİ ücretsiz paylaşır? Mesela DOKTORLAR tanımadığınız biri muayeneye gelse, PARAYA İHTİYACINIZ olmasa ÜCRETSİZ MUAYENE etmez misiniz? PSİKOLOGLAR paraya ihtiyacınız olmasa tanımadığınız biri de olsa DERDİNİ dinlemez misiniz? İHTİYAÇ NEDİR diye soruyorsunuz. Mesela bizim ARABAMIZ YOK. İhtiyaç da duymuyoruz. ALTINIMIZ YOK. İhtiyaç da duymuyoruz. KEFENİMİZ YOK. İhtiyaç da duymuyoruz. MEZAR TAŞIMIZ bile yok. İhtiyaç da duymuyoruz. İHTİYAÇLARINIZI ne kadar azaltırsanız, DÜNYAYA ve NEFSİNİZE bağlılığınız o kadar azalır. ÇOK UYUMAYA ihtiyacımız yok. ÇOK YEMEYE ihtiyacımız yok. İHTİYAÇ herkesin NEFSİNE göre değişir. Bu dünya için BİRİKTİRDİKLERİNİZ ya CENNETTEKİ nimetlerinizi AZALTIYORSA, Ahiret için KARŞILIKSIZ olarak VERDİKLERİNİZ ya CENNETTEKİ nimetlerinizi ARTTIRIYORSA, O yüzden ZEKATINIZI da İHTİYACINIZA göre eşit belirleyin. YİYECEK olarak alttaki 4 AYETTE de SADECE leş, kan, domuz eti ve ALLAH'TAN başkası adına kesilmiş hayvan bildirilmesine rağmen, HADİSLERİ AYETLERDEN ÜSTÜN tutanlara bu 4 AYET yetmemektedir. Onlar çoğunluğu SAHİH olmayan yani çoğunluğu KURAN'A uymayan HADİSLERE inanmakta fakat ALLAH'IN AYETLERİNİ ve ALLAH'IN İLMİNİ yetersiz görmektedirler. Üstelik çoğunluğu peygamberimizin söylemediği söz olan yani çoğunluğu PEYGAMBERİMİZE İFTİRA olan bu HADİSLER, PEYGAMBERİMİZİN vefatından 250 YIL sonra yazılmış olmasına rağmen. MAİDE Suresi 3.Ayet, NAHL Suresi 115.Ayet, ENAM Suresi 145.Ayet, BAKARA Suresi 173.Ayet. Onlar 'Dinden çıkanı öldürün.' derler. GERÇEKTEN HAYIRLI olanlar ise dinden çıkanı dine geri getirirler. Zorlama ile değil AKILLA. GÜNAHINDAN dolayı öldürülenlerin TÖVBE etme İHTİMALİNE engel olanlar; HADİSLERİ AYETLERDEN, kendinizi ise ALLAH'TAN üstün mü tutarsınız? GÖRMEYE gücünüz yeten varlıklardan gelen sıkıntıları, GÖRDÜĞÜNÜZ varlıktan yardım isteyerek çözmeniz NORMALDİR fakat; GÖREMEDİĞİNİZ varlıklardan gelen sıkıntıları, GÖRDÜĞÜNÜZ varlıktan yardım isteyerek çözmeniz ise AKILSIZCADIR. Bir VİRÜS sizde HASTALIK yapmışsa, DOKTORA gitmeniz NORMALDİR fakat; Bir CİN size MUSALLAT olsa, İMAMA gitmeniz AKILSIZCADIR. Veya MUSKADAN medet ummak AKILSIZCADIR. ALLAH size MUSKADAN daha yakın değil mi? Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okusaydınız, İMAMA gitmezdiniz, ALLAH size yeterdi. Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okusaydı insanlar, yeryüzü CENNETE dönerdi. Keşke AKLINIZA ve ALLAH'A güvenseydiniz. Eğer yediğiniz yemek size ALLAH'I HATIRLATMIYORSA, yani ŞÜKRETMEK için yemiyorsanız veya PAYLAŞMIYORSANIZ zaten size hayırlı değildir. SAHİP OLDUĞUNUZ herşeyi ALLAH'TAN gelmemiş gibi kullanana ALLAH verdiği rızıkları HELAL EDER mi? HARAM ise ALLAH'IN size helal etmediği şeyler değil mi? Sadece İHTİYACI olanlarla PAYLAŞIRSANIZ, gerçekten ŞÜKRETMİŞ olursunuz ve ALLAH YOLUNDA harcamış olursunuz. Kendinizin, ailenizin ve İHTİYAÇ sahiplerinin yemesi ve ALLAH'A ŞÜKRETMESİ için kestiğiniz hayvanları RIZIK olarak görmüyor musunuzki, ALLAH'A ŞÜKÜR için değil de, PARA KAZANMAK için kesiyorsunuz? Günahlarınızla ANLIK da olsa ALLAH'I UNUTURSUNUZ. Çünkü AYETLERİ de unutursunuz. Halbuki ALLAH'I gerçekten sevseydiniz, AYETLERİ BİLMEK ve UNUTMAMAK için çaba gösterirdiniz. Nasılki çocuklarınız sizin onun için yaptıklarınızı yok saydıklarında sizler HAKKINIZI HELAL etmiyorsanız, ALLAH'IN size verdiklerini de ALLAH YOLUNDA yani YOKSULLARLA paylaşmazsanız, ALLAH da size verdiklerini HELAL etmez. HELAL edilmeyen şey de HARAM demektir. Paylaşmazsanız ŞÜKRETMİŞ olmazsınız. KENDİNİZ için biriktirdikleriniz DÜNYA SEVGİNİZİ, başkalarına karşılıksız paylaştırdıklarınız AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. MEZHEPLER ve TARİKATLAR, PEYGAMBERİMİZ döneminde de yoktu, KURAN-I KERİM'DE de yoktur. O halde MEZHEPLERE ve TARİKATLARA özgü uygulamalar FARZ da değildir, SÜNNET de değildir. Şeytan, ALLAH'A inanıyordu. Ama İNSANLARI CİNLERDEN küçük görmüştü. ALLAH'A inananların arasında KENDİ GRUBUNU diğer gruplardan ÜSTÜN görmüştü. TARİKATTAKİLER de diğer insanların arasında kendilerini ÜSTÜN görüyorlar. PEYGAMBERLER kendilerini diğer insanlardan hiçbir zaman ÜSTÜN görmediler, hiçbir KARŞILIK da beklemediler. Ancak TARİKAT ŞEYHLERİ kendi tarikatlarını ÜSTÜN görüyorlar demekki, ÇÜNKÜ bu yüzden ENAM Suresi 159.Ayette ve RUM Suresi 32.Ayette bildirildiği gibi DİNİ parça parça GRUPLARA ayıranlardan olmuşlar. ŞEYTAN da AYNI KİBİRE düşmemiş miydi? ALLAH, meleklerden HZ.ADEM'E secde etmelerini isterken; TARİKAT ŞEYHLERİ ALLAH'IN meleklere 'ŞEYHLERE secde edin.' emrini mi işitmişler? ALLAH kendilerini ÜSTÜN görmeyenlerden olan PEYGAMBERLERE secde etmesini istedi MELEKLERİN. AYETLERİ dikkatli okuyun. PEYGAMBERLER emretmedi kendilerine SECDE edilmesini. ALLAH emretti. TARİKAT ÜYELERİ ise TARİKAT ÜYESİ olmayan Müslümanlara CAHİL gözüyle bakıyor. Onlara göre TARİKAT ÜYESİ olmadan CENNETE gidemezmişiz. Şeytan, ALLAH'A inanıyordu. Ama İNSANLARI CİNLERDEN küçük görmüştü. ALLAH'A inananların arasında KENDİ GRUBUNU diğer gruplardan ÜSTÜN görmüştü. TARİKATTAKİLER de diğer insanların arasında kendilerini ÜSTÜN görüyorlar. PEYGAMBERLER kendilerini diğer insanlardan hiçbir zaman ÜSTÜN görmediler, hiçbir KARŞILIK da beklemediler. Ancak TARİKAT ŞEYHLERİ kendi tarikatlarını ÜSTÜN görüyorlar demekki, ÇÜNKÜ bu yüzden ENAM Suresi 159.Ayette ve RUM Suresi 32.Ayette bildirildiği gibi DİNİ parça parça GRUPLARA ayıranlardan olmuşlar. ŞEYTAN da AYNI KİBİRE düşmemiş miydi? ALLAH, meleklerden HZ.ADEM'E secde etmelerini isterken; TARİKAT ŞEYHLERİ ALLAH'IN meleklere 'ŞEYHLERE secde edin.' emrini mi işitmişler? ALLAH kendilerini ÜSTÜN görmeyenlerden olan PEYGAMBERLERE secde etmesini istedi MELEKLERİN. AYETLERİ dikkatli okuyun. PEYGAMBERLER emretmedi kendilerine SECDE edilmesini. ALLAH emretti. TARİKAT ÜYELERİ ise TARİKAT ÜYESİ olmayan Müslümanlara CAHİL gözüyle bakıyor. Onlara göre TARİKAT ÜYESİ olmadan CENNETE gidemezmişiz. KENDİNİ diğer insanlardan ÜSTÜN gören kişinin, CİNLERİ İNSANLARDAN üstün gören ŞEYTANDAN bir farkı yoktur. Kendini fakirlerden üstün gören ZENGİNLERİN, halkına KULLARIM diyen PADİŞAHLARIN, kendi gruplarını diğerlerinden ÖZEL gören GRUPLARIN KİBİRLERİNİN, şeytanın kibrinden farkı yoktur. 'Sadece TARİKAT ÜYESİ olanlar CENNETE girecek' diye birşey yok. CENNETE girecekleri sadece ALLAH bilir. PEYGAMBERLER kendilerini ÜSTÜN görmediler ve hiç KARŞILIK beklemediler. Hepimiz ÖLÜRKEN de DOĞARKEN de AYNIYIZ. Tüm insanlar PEYGAMBER TORUNUDUR. Hepimiz HZ.ADEM'İN torunlarıyız. İşte bu yüzden SOY ÖNEMLİ değildir. Bakara Suresi 257.Ayeti okuyun. Ayette ALLAH iman edenlerin DOSTUDUR diyor yani TÜM MÜMİNLER ALLAH DOSTUDUR. PEYGAMBERİMİZE İTAAT kavramı, özellikle MÜSLÜMANLIĞI ve AYET tebliğlerini kabul etmeyen MEKKELİ MÜŞRİKLER için söylenmiştir. Eğer Müslümansanız zaten o zaman PEYGAMBERİMİZE de itaat etmiş olursunuz. Şimdi KURAN-I KERİM'E uygun yaşayın da ALLAH'A da İTAAT etmiş olun. HAKKA Suresi 44-47.Ayetlere göre PEYGAMBERİMİZ AYETLERDEN başka birşey bildirmemiştir. Aksine YAPTIKLARININ ve KENDİ SÖZLERİNİN yazılmasını istememiştir. İSTEMİŞ olsaydı PEYGAMBERİMİZİN VEFATINDAN hemen sonra KURAN gibi KİTAP haline gelirdi. Ama 250 YIL sonra yaşayanlar HADİSLERİ kitap haline getirdiler. 'Bana yakın olanlar, SOYUMDAN gelenler değil; YOLUMDAN gidenlerdir.' HZ. MUHAMMED (S.A.V.) MENZİL tarikatındakilerin ve PEYGAMBERİMİZİN soyundan gelenlerin BU HADİSİ bilmedikleri kesin. Yada BU HADİSİ kendi çıkarlarına uymadığı için SAHİH saymıyorlar mı? SOY ÖNEMLİ olsaydı, HZ.İBRAHİM'İN babası PUTPEREST olmazdı, PEYGAMBERİMİZİN amcası MÜŞRİKLERDEN olmazdı. ALLAH DOSTU olduğunu iddia edenler, Allah'tan ÖLÜMÜ isteyin ama İSTEMEZLER. PEYGAMBERİMİZ 63 yaşında vefat etti. Siz de 63 yaşından sonra TÜM DÜNYA ile PARASAL BAĞINIZI yokedin dağıtarak. İşte o zaman ne kadar SÜNNETLERE BAĞLI olduğunuzu görürüz. Her insan TEK BAŞINA TÖVBE edebilir. TÖVBE için DUAYA da gerek yok, PİŞMANLIK duyup O GÜNAHA bir daha GERİ DÖNMEMEYE sabretmek yeterlidir. ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmek EN BÜYÜK ZİYANDIR. HAKKA Suresi 44-47.Ayet: Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler UYDURMAYA kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak YAKALARDIK; sonra da onun ŞAH DAMARINI KESER atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. EN'AM Suresi 93.Ayet: Allah hakkında yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “BANA VAHİY GELİYOR” iddiasında bulunan kimseden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin BENZERİNİ ben de indiririm” diyenden daha zâlim kim olabilir? Benim CENAZEME kimse katılmaz inşallah. Beni çok insan sevmese de olur. Ben sadece ALLAH'IN beni sevmesini isterim. İnsanlarca övülmek de istemem sevilmek de. TÜM ÖVGÜLER SADECE RABBİMİZEDİR. EL ETEK öptürmem. Hatta benim ölmüş bedenimi ÇÖPE atsınlar. MEZARI güzel olanın AHİRETİ kurtulmuyor. FİRAVUNLARIN mezarları PİRAMİTLERDİR. MEZHEPLER ve TARİKATLAR, PEYGAMBERİMİZ döneminde de yoktu, KURAN-I KERİM'DE de yoktur. O halde MEZHEPLERE ve TARİKATLARA özgü uygulamalar FARZ da değildir, SÜNNET de değildir. BİLİM ve HADİSLER, KURAN'A AYKIRI değilse DOĞRUDUR. BİLİMİ de ALLAH yarattı. Bu yüzden BİLİMİ DİNSİZ, DİNİ de BİLİMSİZ düşünemezsiniz. Ancak o zaman İNSANİ BİLİM, İLAHİ BİLİM ile uyumlu olabilir. DİN, İLAHİ BİLİMDİR. Tüm bilim dallarıyla uyumlu olan DİN, KURAN'DA anlatılan GERÇEK DİNDİR, UYDURULMUŞ DİN değildir. DİN, İNANÇ meselesi değil, BİLİNÇ meselesidir. 'SAĞLAM ZEMİN olduğuna inanıyorum' demek sizi DEPREMDEN KURTARMAZ, SAĞLAM ZEMİNE yerleşmek kurtarır. O yüzden sadece İNANDIK demek yetmez. ANKEBUT Suresi 2.Ayet: ALLAH'A İNANDIK demekle İMTİHAN edilmeden İMAN ETMİŞ sayılmazsınız. İMTİHANLAR da bir İBADETTİR. AKLIYLA algılamayan diğer organlarıyla uygulayamaz, AHİRETTE SADECE DİLİ şahitlik eder. ALLAH razı olsun tarikatların içindeki AZINLIK da olsa SAYGILI kardeşlerimden. En azından çoğu tarikat mensupları gibi KUFREDENLERDEN değiller az birkaç kişi. Tarikatlarını savunmak adına HAKARET edenler var, TAPIYORLAR adeta. Sizce sadece TARİKAT ÜYELERİ mi cennete gidecek? Sizler tarikatçıların yolunu doğru bulurken ZAN olmuyor, ben KURAN-I KERİM'İ tavsiye ederken ZAN oluyor öyle mi? Kuran-ı Kerim'de inananların çoğu MÜŞRİKTİR yani ŞİRK koşmadan inanmazlar diyor. Çoğunluk hangi tarafta acaba? Ayrıca NAMAZI ANLAYARAK KILIN. SÜNNET ve ALLAH'A SAMİMİYET bunu gerektirir. İşinize gelen sünnetlerde PEYGAMBERİMİZİN SÜNNETLERİNE uyup, işinize gelmeyen MADDİYAT ile ilgili sünnetlerde HZ.SÜLEYMAN'IN ZENGİNLİĞİNİ mi örnek alıyorsunuz? Peygamberimizin EVİNİN şekli SÜNNETLERE dahil değil mi? Bu mu PEYGAMBERİMİZE BAĞLILIĞINIZ? Benim YORUMLARIMDAKİ tek eleştirim aslında KURAN'I ANLAYARAK TAMAMINI okumadığı halde OKUMUŞ gibi kendisini kandıran insanlara. KİŞİLER önemli değil, SÖZLER önemlidir. KİŞİLER gelip geçicidir. ALLAH'IN sözleri ise İNSANLARIN sözlerinden çok daha önemlidir. Bu SICAK YAZ mevsiminde hiç KLİMAYI icat eden için 'ALLAH RAZI OLSUN ONDAN' demediniz mi? Dil, din ve ırk ayrım gözetmeksizin İNSANLIĞA HİZMET eden insanlara VEFA BORCUNUZU o bilim insanlarının DİNLERİNİ araştırarak mı ödüyorsunuz? Hangi TARİKAT ŞEYHİ, ATATÜRK kadar milletimize hizmet etmiş? Bu hizmetlerini AYRIM ve TARİKAT GÖZETMEKSİZİN mı yapmış bu şeyhler? Ben ATATÜRK'E TAPMIYORUM ama siz ŞEYHLERE tapıyorsunuz? O şeyhlerin DİNE HİZMET ettiğini söylüyorsunuz, neden insanlara NAMAZI ANLAYARAK kılmayı tavsiye etmemişler? Neden DİNİ GRUPLARA ayırmışlar? Neden PEYGAMBERİMİZ zamanında uygulanan GERÇEK ZEKATI insanlara tavsiye etmemişler? Neden TARİKAT ÜYELERİNE önce AHLAKLI olmayı, KÜFÜRBAZ olmamayı öğretmemişler? ALLAH'A ARACISIZ ulaşılmaz diyenler, hiç mi EL AÇIP ALLAH'A DUA etmiyorlar? Depremde 'ALLAH'IM PEYGAMBERLER adına beni kurtar.' mı diyorlar yoksa 'ALLAH'IM YARDIM ET.' mi diyorlar. FECR Suresi 6-8.Ayetler: RABBİNİN AD KAVMİNE ne yaptığını görmedin mi? Yüksek sütunları olan İREM ŞEHRİNE -ki şehirler içinde onun benzeri yaratılmamıştı. GÖZ sayesinde görüyor olsaydın, Gece uyurken RÜYA görmezdin. Demek ki görmüyorsun, ALLAH sana gösteriyor. Hala ŞÜKRETMEYECEK misin? ANKEBUT Suresi 45.Ayet: ALLAH'I anmak, elbette ibadetlerin en büyüğüdür. RA'D Suresi 28.Ayet: Kalpler ancak ALLAH'I anmakla HUZUR bulur. EN BÜYÜK İBADET bile HUZURUMUZ içinse, TÜM İBADETLER HUZURUMUZ için yani MANEVİ SAĞLIĞIMIZ içindir. NAMAZI ve KURAN'I PUTLAŞTIRMAYIN. ANLAMADAN okumak, o ibadetleri PUTLAŞTIRIR ve GÖSTERİŞTİR. ŞİFAYI şifalı taşlarda görüp, ALLAH'TA görmeyen kişi, ŞİFALI taşları PUTLAŞTIRMIŞTIR. EVİ KORUSUN diye duvara astığınız, fakat hiç okumadığınız KURAN-I KERİM'İ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? Veya ANLAMADAN okuyup uygulamadığınız KURAN-I KERİM'İ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? Boynunuza taktığınız fakat içinde ne yazdığını bilmediğiniz MUSKAYI ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? PEYGAMBERİMİZİN ahlakını uygulamadığınız halde, el sürerek medet umduğunuz SAKAL-I ŞERİFİNİ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? BAŞÖRTÜSÜ takmayanları DİNSİZ görerek TAKVA ÖRTÜNÜZÜ kirletip, 'BEN BOŞUNA mı BAŞÖRTÜSÜ takıyorum.' diyerek BAŞÖRTÜSÜNÜ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? PEYGAMBERİMİZİN NAMAZI ANLAYARAK kıldığını bildiğiniz halde, NAMAZI ANLAMADAN kılarak, NAMAZI ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? ALLAH'I dillerinizle ANDIĞINIZ halde, DAVRANIŞLARINIZA yansıtmadığınız takdirde SAMİMİYETSİZLİĞİNİZİ yani TAKVASIZLIĞINIZI ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? Anlamadığımız sesler sadece hoşumuza gider hoşlantıdır geçici şifa verir. Ama AKLIMIZA değil, sesi duyan kulaklarımıza. Çünkü aklımız idrak etmez, bu yüzden diğer organlarimiz uygulayamaz, bu yüzden sadece HOŞLANTIDIR. Gerçek aşk kalp ve akıl ile idrak edilendir, o zaman ise imanımız çürük zemine yapılan güzel evler gibi değil, sağlam zemine yapılan evler gibidir. ANLAMADIĞIMIZ SES sadece güzel evdir, hoşlantıdır. ANLAYARAK OKUMA ise sağlam zemindeki evdir, GERÇEK AŞKTIR. Burada bile ŞİFAYI ZEMİNDE görüp, ALLAH'TA görmemek yine aşkı geçici hale döndürür. En büyük ve tek şifa ALLAH'TADIR ve ALLAH en sağlam zemindir. Kişi, SEVGİSİNİ sadece SEVGİLİSİNİ ANLAYINCA ispat edebilir. AKLI ve KALBİ sevdiğini ispat etmezse, bu ileride kolayca yanlış yola düşebileceği SADAKATSİZ ve SAMİMİYETSİZ bir sevgi olur. NAMAZI ve KURAN'I PUTLAŞTIRMAYIN. ANLAMADAN okumak, o ibadetleri PUTLAŞTIRIR ve GÖSTERİŞTİR. ŞİFAYI şifalı taşlarda görüp, ALLAH'TA görmeyen kişi, ŞİFALI taşları PUTLAŞTIRMIŞTIR. EVİ KORUSUN diye duvara astığınız, fakat hiç okumadığınız KURAN-I KERİM'İ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? Veya ANLAMADAN okuyup uygulamadığınız KURAN-I KERİM'İ ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? PEYGAMBERİMİZİN NAMAZI ANLAYARAK kıldığını bildiğiniz halde, NAMAZI ANLAMADAN kılarak, NAMAZI ŞİFALI TAŞLAR gibi mi görüyorsunuz? Ben hiçbir zaman BAŞÖRTÜSÜNÜ REDDETMEDİM. Vurgu yaptığım husus HEP şudur: TAKVA örtüsü, BAŞÖRTÜSÜNDEN daha önemlidir. İnananların çoğunluğu MÜŞRİKTİR, ALLAH'A ŞİRK koşar çoğunluğu. MÜŞRİKLİK de, FESATLIK da bu TAKVA ÖRTÜSÜNÜ kirletir. Yani inananların çoğu müşrik olduklarından BAŞÖRTÜLERİ de fayda vermeyecek AHİRETTE takvası kirli olanlara. Gerçekten TAKVA ÖRTÜSÜ temiz olan kişi insanların dış görünüşlerini yargılamaz. Aklından FESATLIK geçirmez. İnsanların KURAN'I anlayarak okuyup okumadıklarını TAHMİN edebiliriz, bu ZAN olmaz. BAŞÖRTÜSÜZ insana İMANSIZ demek ise ZANDIR ve TAKVA örtünüzü KİRLETİR. Ama kimsenin KALBİNDEKİ İMANI bilemeyiz. KALPTEKİ İMANIN ORANINI en doğru ALLAH bilir. Bu tarz ŞİRK temalı FİLMLERE inanmayın. ABDÜLKADİR GEYLANİ belki de bu filmi görse, 'Beni insanlara yanlış tanıtmışsınız.' diyecek. Eğer gerçekten CAMİDEN SOPA FIRLATTIYSA zaten EVLİYA değildir. EVLİYALAR insanlara ŞİRKİ tavsiye etmezler yani insanlara sadece ALLAH'TAN yardım istemelerini tavsiye ederler. Eğer ŞİRKİ tavsiye ettiyse ve ŞİRKE karşı olmadıysa, zaten MÜMİN değil, MÜŞRİK olur. BAKARA Suresi 257.Ayete göre MÜMİNLER ALLAH DOSTUDUR, MÜŞRİKLER değil. PEYGAMBERLER bile insanlara SADECE ALLAH'TAN YARDIM istemelerini TAVSİYE ve TEBLİĞ etmişlerdir. Bu tebliğleri karşısında herhangi bir KARŞILIK ve ÖVGÜ beklememişlerdir. HAMD ve TÜM ÖVGÜLER sadece RABBİMİZEDİR. Zaten EN'AM Suresi 93.Ayete göre VAHİY yani APAÇIK MUCİZELER, PEYGAMBERİMİZ ile sona ermiştir. Dolayısıyla ELİNDEN BADEM ÇIKARMAYA ve CAMİDEN SOPA FIRLATMAYA inanmayın. Burada KİŞİLERE inanmayın demiyorum. O kişilerin belki bu rivayetlerden HABERİ bile yoktur. ELİNDEN BADEM ÇIKARANIN haberi var sanırım yaptığının APAÇIK MUCİZE değil, sadece bir ALDATMACA yani İLÜZYON olduğundan. PEYGAMBERLERDEN sonraki dönemde VAHİY ve APAÇIK MUCİZELER değil, ÖRTÜLÜ MUCİZELER devam etmektedir. Dolayısıyla bu AHİR ZAMANDA kimse KIZILDENİZ'İN YARILMASINI beklemesin. Artık sadece APAÇIK MUCİZE olarak KIYAMET yani O SON SAAT gelecektir. Aslında RABBİMİZ ÖRTÜLÜ MUCİZE olarak kainatın başlangıcından bu yana HER AN HER SANİYE HERŞEYİ yaratmaya devam etmektedir. EN'AM Suresi 93.Ayet: Allah hakkında yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “BANA VAHİY GELİYOR” iddiasında bulunan kimseden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin BENZERİNİ ben de indiririm” diyenden daha zâlim kim olabilir? AHKAF Suresi 5-6.Ayetler: Kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek kişilere Allah’ın peşi sıra yalvarandan daha sapkın kim olabilir ki! Oysa onlar, bunların yalvarmalarından habersizdir. İnsanlar mahşerde toplandıkları zaman, tapanlar taptıklarına düşman kesilir ve kendilerine kulluk ettiklerini inkâr ederler. HAKKA Suresi 44-47.Ayet: Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler UYDURMAYA kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak YAKALARDIK; sonra da onun ŞAH DAMARINI KESER atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. ALLAH katında 1 GÜN, bizim saydıklarımızla 1000 YIL gibidir. O zaman 1 saat de yaklaşık 40 YIL gibi oluyor. İnsanların büyük çoğunluğu ise 40 yaşından sonra vefat ettiğine göre; insanlarin ilk 40 yılı İLK SAATLERİ, 2nci 40 yılı da SON SAATLERİ olabilir. Kuran-ı Kerim'de de KIYAMETTEN SON SAAT diye bahsedilmiş. Belki de SON SAATİN içindeyiz, yani SON 40 YILIN. EN DOĞRUSUNU ve GAYBI sadece ALLAH BİLİR. ALLAH'A ŞİRK KOŞANLAR iyi okusunlar. AHKAF Suresi 5-6.Ayetler: Kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek kişilere Allah’ın peşi sıra yalvarandan daha sapkın kim olabilir ki! Oysa onlar, bunların yalvarmalarından habersizdir. İnsanlar mahşerde toplandıkları zaman, tapanlar taptıklarına düşman kesilir ve kendilerine kulluk ettiklerini inkâr ederler. Bu hadislere ve sünnetlere çok bağlı olanlar, neden PEYGAMBERİMİZİN evi gibi bir evde yaşamiyorlar? Neden 63 yaşından sonra vefat etmeseler bile dünya mallarından elini eteğini kesmiyorlar? Neden NAMAZLARINI PEYGAMBERİMİZ gibi ANLAYARAK kılmıyorlar? Neden PEYGAMBERİMİZIN Ebu Dahdah'a tavsiye ettiği gibi MALLARININ YARISINI ZEKAT olarak vermiyorlar? Kendimiz için biriktirdiklerimiz DÜNYA SEVGİMİZİ, başkalarına KARŞILIKSIZ verdiklerimiz AHİRET SEVGİMİZİ gösterir. DÜNYA sevgileri ağır mı basıyor insanlara? Neden ZENGİNLİKTE Hz.Süleyman'ı örnek alıyorlar da PEYGAMBERİMİZİN maddiyata bakışını örnek almıyorlar? Neden PEYGAMBERİMİZ gibi GÜNAHSIZ yaşamaya çalışmıyorlar, ZEKATLARINI hakkıyla vermiyorlar ve NAMAZLARINI ANLAYARAK kılmıyorlar? İŞLERİNE gelen sünnetleri uygulayıp, işlerine gelmeyenleri uygulamıyorlar mi? HADİSÇİYİM diye geçinenler en fazla 100-200 hadis bilirler. Zaten KURAN-I KERİM'DEKİ AYETLERDEN de bihaberdirler. Kuran-ı Kerim'i ANLAMAK da bir İMTİHANDIR. AYETLERİ yorumlayınca değil, AYETLERİ İNKAR edince KAFİR olursun. 1967 yılında TARIK'IN NÖTRON YILDIZI olduğu keşfedildi. 1967 yılına kadar TARIK SURESİNİ yorumlayanlar DİNDEN ÇIKMIŞ mı oldu? ALLAH çıkartır dinden, İNSANLAR çıkartamaz. ALLAH adına HÜKÜM vermeyin. Nasılki bir DERS KİTABINI herkes farklı anlar, KURAN-I KERİM'İ de herkes BİLGİSİNE ve VİCDANINA göre anlar. Kuran-ı Kerim'de 'ARAPÇA ÖĞRENİN veya TEFSİR OKUYUN' yazmaz. AKLINIZI KULLANIN yazar. İNGİLİZCE öğrenirken kelimeleri ANLAMLARIYLA öğreniyorsunuz ama ARAPÇAYI anlamadan öğreniyorsunuz. İNGİLİZCEYİ ve ARAPÇAYI tam anlamıyla 20-30 yılda öğrenebilirsiniz. YARIN ÖLMEYECEĞİNİZİN garantisi var mı? O halde niye KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okumayı erteliyorsunuz. AYETTE ÇELİŞKİDE mi kaldınız? Yazın GOOGLE'A bütün AYETİN BÜTÜN MEALLERİ çıkıyor. KARŞILAŞTIRIN ve AKLINIZI kullanın. Yeterki KURAN'DAN KAÇMAYIN, ÜŞENMEYİN, kulaklarınıza KURAN AĞIR gelmesin, DİNİ öğrenmeyi ZORLAŞTIRMAYIN. KURAN ARAPÇA'NIN KUREYŞ LEHÇESİYLE indirilmiştir. HZ.MUSA'YA da TEVRAT İBRANİCE indirilmiştir. Eğer peygamberlerin KAVMİNİN DİLİNDE indirilmeselerdi, peygamberler TEBLİĞ'DE zorlanırlardı. Zamanında ARAPÇA söylenen HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabiliyorsunuz da, AYETLERİ MEALİNDEN anlayamıyor musunuz? MÜTEŞABİH AYETLERE TAKILI kalmayın. Zaten çok azı MÜTEŞABİH AYET. KURAN'I ANLAMAK için AKLINIZA ve ALLAH'A güvenin. ALLAH yardımcı olacaktır. Bir insan düşünün ALLAH'A bu dünyada yaptığı hiçbir DUASI kabul olmamış. Şimdi bu adamı ALLAH sevmiyor mu? Dünyadaki İSYANSIZ SABRINA karşılık AHİRETTEKİ ÖDÜLÜNÜ nerden bileceksin? Bir ZENGİN düşünün. ALLAH'A her duasında daha da ZENGİN oluyor. DÜNYADA herşey yolunda gidiyor diye ALLAH bu insanı çok mu seviyor? AHİRETTE de herşeyin yolunda gideceğinden ÇOK MU EMİN? Bu hayat SÜREKLİ İMTİHANDIR. ALLAH'TAN ALLAH'IN RIZASINDAN başka birşey isteyenler, bu geçici dünyayı ALLAH'IN RIZASINA tercih mi ediyorlar? DÜNYADA HERŞEYİN YOLUNDA gitmesi, SİZİ ALDATMASIN. HZ.EYYÜB'ÜN ÖMÜR BOYU SABRINI hiç mi duymadınız? CENNETTE bile ALLAH'I GÖRMEK için diğer nimetlerden vazgeçmek isteyeceğinize göre, bu 1 günlük DÜNYADA neden Allah'tan ALLAH'I GÖRMEK dışında birçok şey istiyoruz? KURAN'IN TEFSİRLERİNİ yapan insanların MATEMATİK ve TÜRKÇE bilgisi de çok iyi olmalı. MATEMATİĞİ iyi olursa, çok iyi ANALİZ yapabilir. TÜRKÇESİ iyi olursa, çok iyi şekilde OKUDUĞUNU ANLAYABİLİR. ÜNİVERSİTE sınavlarında TÜRKÇE TESTİNDE OKUDUĞUNU ANLAMA sorularındaki başarının İSTATİSTİĞİNİ araştırın. ANA DİLİMİZ TÜRKÇE olduğu halde birçok kişi TÜRKÇE olarak OKUDUĞUNU ANLAMA sorularını yapamıyor. Dolayısıyla YORUMLAMA ve TEFSİR için DİNİ BİLGİNİN yanında, TÜRKÇE ve MATEMATİK de çok gereklidir. ALLAH'IN NURUNU ben de gördüm rüyamda. AZRAİL hariç 3 BÜYÜK MELEĞİ ben de gördüm rüyamda, 6 ŞUBAT DEPREMİNDEN TAM 3 YIL ÖNCE ŞUBAT ayında. İSKENDERUN'A YAKIN DENİZİN üstünden GÖĞE kadar 3 büyük BEYAZ IŞIK SÜTUNU gibiydiler. HZ.MUSA'YI 3-4 kere gördüm rüyamda CENNETİN GİRİŞİNDE. RÜYALARINIZIN kutsal olması, sizi KUTSAL bir insan yapmaz. Sizi SALİH AMELLER mübarek bir insan yapar ama mübarek olmanız ÜSTÜN olmanız anlamına GELMEZ. TÜM PEYGAMBERLER kendilerini diğer insanlarla EŞİT görürlerdi, KİBİRLİ değillerdi. ALLAH'IMA şükürler olsun ben 22 YILDIR okuyup araştırıyorum ama yine de ALLAH'IN bilgisine nazaran bilgim SIFIRDIR. ALLAH'IN VARLIĞININ İSPATLARI İnsanları KUSURLU gören ve bu yüzden herşeyi TESADÜFLERİN oluşturduğunu düşünen İNSAN, kendisinden başka tüm canlıların ve hatta GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? Eğer herşeyi TESADÜFLER oluşturmuşsa, NEDEN insanları KUSURLU oluşturup, İNSAN DIŞINDAKİ herşeyi KUSURSUZ oluşturmuş? NEDEN özellikle insanın kendisini KUSURLU görmesi ALGILATILMIŞ ve İSTENMİŞ olabilir? GÖKLER kusursuz olduğu için DÜNYADA CANLILIK milyarlarca yıldır devam etmiyor mu? İNSANLARDAN daha kabiliyetli CANLILAR olduğunu ve onların insanlar gibi EĞLENEMESE DE hallerinden ŞİKAYETÇİ olmadıklarını hiç görmez misiniz? KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. Ornitorenkler 6. bir duyuya sahiplerdir ismi 'Elektrolokasyon'. Avlarının yerini kaslarındaki elektrik sinyallerini algılayarak tespit ederler. Arılar bir çiçeğin elektrik alanını algılayarak polenlere ulaşabiliyorlar. EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı ENERJİ olan EVRENİ, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o enerjilerin DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM EVREN, YARATICININ sonsuzda biri parçasıdır. Eğer YARATICIYI görebilseydiniz, kendiniz dahil hiçbir şeyi göremezdiniz. DOKUNDUĞUNUZ şeylerin KATI olması, sizin SİNİR HÜCRELERİNİZDEKİ algınızdan dolayıdır. Halbuki maddelerin ve atomların tamamı ENERJİDİR. Size o SERTLİK hissi vermesi YARATICI tarafından istendiği için öyle ALGILARSINIZ. Eğer TESADÜF diyorsanız, VÜCUDUNUZDAKİ örneklere bakın. Mesela SIVI haldeki KAN nasıl PIHTILAŞIYOR? Veya SIVIDAN yaratılan insan nasıl ANNE karnında SERTLEŞİYOR? Normalde hiçbir maddeye DOKUNAMAZSINIZ bile, çünkü ATOMLAR birbirine DOKUNAMAZ. Peki DOKUNMA hissini de size AKLINIZ algılatmıyor mu? Benim esas derdim TARİKATLAR değil, KULA KULLUK edenler. YARASI olanlar hemen ÜSTÜNE alınıp, KÜFREDİYOR ve AHLAKSIZCA üslupta bulunuyorlar. Ben onları KURAN'A davet edince, 'TARİKATLARIMIZA SAYGILI OL' diyorlar. BAŞÖRTÜSÜNÜ reddetmediğim halde beni 'BAŞÖRTÜSÜZ' gördükleri için DİNSİZ diyorlar. Ben herkese KARDEŞİM dediğim halde, onların HEPSİ değil ama ÇOĞUNLUĞU bana NAMUSSUZ, DİNSİZ, KAFİR vs. diyorlar. Dinimiz haram yollarla zengin olmanın yanında, ALLAH'TAN geleni ALLAH YOLUNDA yoksullar için harcamamayı da uygun görmüyor. ALLAH HELAL etmedikten sonra kendine göre uygun yoldan kazansan ne fayda? ALLAH, verdiklerini ALLAH YOLUNDA harcamayanlara verdiklerini HELAL eder mi? ALLAH'IN HELAL etmedikleri size HARAM olmaz mı? BAŞKALARINA harcadıklarınız, kendiniz için BİRİKTİRDİKLERİNİZDEN fazla olsun. Yani AHİRET sevginiz, DÜNYA sevginizden fazla olsun. Yani ALLAH'IN size HELAL ettikleri, size HELAL etmediklerinden fazla olsun. Yani SEVAPLARINIZ, GÜNAHLARINIZDAN fazla olsun. GÜNAHLARINIZI da ALLAH'IN RIZASINA ortak koşmayın. TÖVBE edebiliyorsanız, ALLAH TÖVBENİZE izin veriyor demektir. ALLAH'TAN ALLAH'IN kiminle dost olduğunun sözünü almadan, bazı hocaları ALLAH'A ALLAH DOSTU diye bildirenler yani ALLAH'IN kimle DOST olduğunu ALLAH'TAN daha iyi bilenlerdir KULA KULLUK EDENLER. ALLAH'TAN bir söz almadan ALLAH ADINA HÜKÜM VERENLERİN hükümlerine inananlardır KULA KULLUK EDENLER. BAKARA Suresi 257.Ayette ALLAH, TÜM MÜMİNLERİN DOSTU olduğunu bildiriyor. Fakat ALLAH'A DİNİ ÖĞRETENLER, tüm müminlerin değil, SAKALLI ve CÜBBELİ olanların ALLAH DOSTU olduğunu iddia ediyorlar. 10 trilyonunuz varsa 5 trilyon ile EV alın. 5 trilyonu YOKSULLARA dağıtın. O zaman DÜNYA SEVGİNİZ, AHİRET SEVGİNİZE eşit olur. O zaman AHİRETTEN de ev almış olursunuz. EVİ ALLAH'TAN daha çok mu seviyorsunuz? Veya yardımlarınızın karşılığını alma konusunda ALLAH'A güvenmiyor musunuz? Veya AHİRETE İNANMA konusunda UFACIK da olsa ŞÜPHE içinde misiniz? Veya YARIN ölmeyeceğinizin GARANTİSİ var mı? Ya o evden hiç yararlanamazsanız. CENNETİ görseydiniz, Dünyadaki İHTİYAÇ FAZLASI tüm servetinizden vazgeçerdiniz. GÜNÜNÜZÜN sadece 40 da BİRİNİ mi yani 24 saatinizin 36 DAKİKASINI mı ALLAH'A ayırıyorsunuz? ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. Kendiniz için biriktirdikleriniz ve harcadıklarınız DÜNYA SEVGİNİZİ, başkalarına KARŞILIKSIZ verdikleriniz AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI dağıtmanın faydası yoktur. TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. KİRADA OTURAN mı FAİZ yiyordur, yoksa EV SAHİBİ mi? Nedense çoğu hoca KREDİ ÇEKMEYİ haram görüyor hiç kredi çekmedikleri için, ama KİRAYA VERMEYİ helal görüyor işlerine gelmedikleri için. PEYGAMBERİMİZ yaşasaydı, BANKADAN KREDİ çeker miydi diye soranlar, cevaplayın bu sorumu. PEYGAMBERİMİZ yaşasaydı EVİNİ KİRAYA verir miydi yoksa FAZLA OLAN EVİNİ ücretsiz mi verirdi? Kuranda KİRA kavramı olmadığı için, KİRA hakkındaki hadisler de SAHİH DEĞİL zaten. FAİZ YİYEN taraf PARASINI ARTTIRAN taraftır. ALDIĞI parayı fazlasıyla geri ödemek zorunda kalan YOKSUL değil. Bide EV SAHİBİ olanlar faiz yemedik demek için KILIFINI hazırlamış. FAİZ deyince akıllarına sadece BANKA geliyor. RABBİM AHİRETTE gerçekleri hatirlatacaktir. Kiraya vermeden hayat mı olur diyenler KÜBAYA baksın. EVLERİ DEVLET ücretsiz karşılıyor. EVSİZ İNSAN YOK. Çok merak ediyorum. CENNETİ gerçekten görselerdi, insanlar MALINA MAL katmak, PARASINA PARA katmak için uğraşırlar mıydı? Kuran-ı Kerim'de FAİZE BULAŞAN yazmaz FAİZİ YİYENLER yazar. Yani FAİZ MİKTARINI yiyenler. FAİZ YİYENLER hem servetine servet katıyorlar, çünkü anaparası azalmıyor, hem de bu yüzden haksız kazanç oluyor. Bankaya para yatırıp, o para sabit kaldığı halde ARTAN DEĞERİNİ yerseniz FAİZİNİ YEMİŞ olursunuz. 6000 lira bankadan borç alıp 7000 lira geri ödeyince, FAİZ MİKTARI 1000 lira olur ve bu 1000 liralık FAİZ MİKTARINI borç alan değil, BORÇ VEREN YER. Yani FAİZ YİYEN taraf borç verendir. Eşyanız veya paranız sabit kalıp üzerinden kar elde edemezsiniz Sabit kalırsa üzerinden elde ettiğiniz faiz olur Yani ALIM SATIM olmadan elde ettiğiniz kardır FAİZ. O yüzden ALIM SATIM da FAİZ gibidir demeyin. Yani Kredi çekme işlemi ve kredi alma işlemi FAİZ gibidir demeyin. Kuranda ALIM-SATIM işlemlerini FAİZ gibi görmeyin der ve FAİZ YİYENLERİ uyarır. Lidyalılardan önce PARA yoktu, TAKAS vardı. HZ.ADEM'DEN beri İSLAM DİNİ vardı. O zamanlar 1 BULGUR yiyen değil, 1 BULGUR karşılığında 2 BULGUR yiyen FAİZ yiyordu. Hocalara gidip 'Bu HARAM mı, bu HELAL mi?' diye soran arkadaşlarım, İlk önce KURAN-I KERİM'İ anlayarak okuyun. Sonra konuyla ilgili HADİSLERİ okuyun. Sonra HADİSLERİN doğruluğunu AYETLERDEN teyit edin. Sonra AKLINIZI ve VİCDANINIZI kullanın. VİCDANINIZLA baş başa kalın ve KENDİ ÇIKARINIZ için değil, TARAFSIZ düşünün. VİCDANINIZLA kendinizi yargılayın. HOCALAR sizi kendinizden daha iyi tanımıyor. İNSANLAR kendilerini çok iyi tanıyorlar mıki, sizi iyi tanısınlar? KENDİNİ TANIMAYAN insan, ALLAH'A İMANINDAN ne kadar emin olabilir ki? TARAFSIZ DÜŞÜNÜP, kendinizi kandırmıyorsanız, KENDİNİZE 'VİCDANIM GERÇEKTEN RAHAT MI?' diye sorun. HARAMIN neticesine göre derecesi ARTABİLİR. Ama bu dereceyi sadece ALLAH bilir, tıpkı kalbimizdeki İMANIN ORANINI da sadece ALLAH'IN bilmesi gibi. SEVAPLARINIZIN bile ne kadarını ALLAH RIZASI için, ne kadarını da KENDİ ÇIKARINIZ için yaptığınızın ORANINI ALLAH bilir. ALLAH ile aranıza ARACI koyuyorsunuz da, ALLAH'IN da RAHMETİNİ dağıtırken sizinle arasına ARACI koymasını ister misiniz? O halde ALLAH herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakınken, siz neden ALLAH'I uzak görürsünüz? ALLAH'I ve PEYGAMBERLERİ GÖRMEDEN sevmek daha TAKVALIYKEN, siz neden GÖRDÜĞÜNÜZ İNSANLARA bağlanıyorsunuz? GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASININ kıyamet alameti olması ile ilgili HADİS, hem KURAN'A hem de BİLİME AYKIRIDIR. Çünkü DÜNYANIN TERS YÖNDE dönmesi için öncelikle DÖNÜŞÜNÜN DURMASI gerekir. DÜNYANIN DÖNÜŞÜ durunca ise, dünyadaki herşey dünyanın dönüş hızı olan 1666 km/saat hızla SAVRULUR. Dolayısıyla GÜNEŞİN BATIDAN DOĞUŞUNU göremeden ölmüş olur tüm canlılar. Zaten kıyamet koparken GÜNEŞ BATIDAN DOĞACAK olsaydı, TEKVİR Suresi İlk 14 Ayette ALLAH bunu bildirirdi. BİLİM ve HADİSLER, KURAN-I KERİM'E uygun olmazsa, DOĞRU DEĞİLLERDİR. KURAN'I ANLAMADAN okuyarak, nasıl üzerinde DÜŞÜNECEKSİNİZ? KURAN üzerinde düşünmeyenlerin, kalplerinde KİLİTLERİ mi var? Bu şekilde TAM İMAN ettiklerini mi zannediyorlar? Bu yüzden KURAN'I ANLAMADAN okumak size hiçbir fayda vermez. FAİZ kesinlikle HARAMDIR. Ama kime HARAMDIR? FAİZ YİYENLERE haramdır. BANKA SİSTEMİNE bulaşanlara değil. Memurlar MAAŞINI bankalardan alıyorlar. Şimdi FAİZE bulaşmış mı oluyorlar? Mesela BANKADAN 6000 lira KREDİ çektiniz ve toplamda bankaya 6000 lira geri ödediniz. Burada FAİZ var mıdır? Buradaki FAİZ MİKTARI SIFIRDIR. Mesela siz bir arkadaşınızdan 2011 yılında 2000 lira yani 1400 dolar BORÇ alırsanız, onu 2023 yılında geri ödeseniz 2000 lira olarak mı yoksa 1400 dolar yani 37 BİN lira olarak mı geri ödersiniz? Eğer 40 BİN lira olarak geri öderseniz, arkadaşınız 3000 lira FAİZ YEMİŞ olur. BORÇ ALMAK haram mıki, KREDİ ÇEKMEK haram olsun? Sizin düşmanlığınız FAİZE mi, yoksa BANKAYA mı, yoksa PARAYA mı? BANKACILIĞA ben de düşmanım. Çünkü YAHUDİ İCADI. Ama KREDİ ÇEKMEK, PARAYI ÇEKMEK demektir, FAİZ YEMEK değildir, PARAYI YEMEKTİR. SİGARAYI sevmediğiniz için ona HARAM diyemeyeceğiniz gibi, BORÇ ALMAYI da haram olarak göremezsiniz. Benim düşmanlığım FAİZE, ihtiyaç sahiplerinin üzerinden HAKSIZ KAZANCA, yoksullara yardım etmeyip onları SÖMÜRENLERE. Evini KİRAYA veren EV SAHİPLERİ çok mu masum? MÜSLÜMAN ülkelerde BANKACILIK, PAVYON, TİKTOK, KAHVEHANE ve KİRA SİSTEMİ neden var? Kahvehanelerde neden insanlar ZAMANINI öldürürler. Tiktokta neden AHLAKSIZLIK yaygınlaştırılır? Pavyonlarda neden insanlar TRİLYONLARCA PARALAR harcarlar? KÜBA gibi evleri ÜCRETSİZ verebilecekken, neden KİRA ÜCRETLERİNİ FAİZ gibi yiyorsunuz? RABBİM AHİRETTE size KÜBA'YI ÖRNEK göstermez mi? FAİZ kesinlikle HARAMDIR. Neden YOKSULLARA karşılıksız yardım etmek yerine yoksul insanlar FAZLA FAZLA BORCA muhtaç edilir. O kadar ARABASIZ ve EVSİZ varken, ben ARABA ve EVİ ihtiyaç olarak görmüyorum. EV alabilmek için KREDİ ÇEKMEK isteyenler, o aldıkları EVİN ZEKATINI neden dağıtmazlar? Paranızı ALLAH YOLUNDA yoksullara harcamadığınızda, ALLAH'IN size paranızı helal ettiğini mi düşünüyorsunuz? 3 TRİLYON LİRAYA ev alıyorsunuz. O paranın ASGARİ ÜCRETLİNİN 30 YILDA anca aldığı para olduğunu neden düşünmüyorsunuz? KUMAR kesinlikle HARAMDIR. Bir olayın 2 İMTİHANI olamaz mı? Nefsinize yenilip HARAM olan MİLLİ PİYANGOYU oynayıp BÜYÜK İKRAMİYEYİ kazandığınızda o parayı niye YOKSULLARA dağıtmıyorsunuz? ALLAH'I göremediğiniz için İSYANKARSINIZ da, Ya HİÇ BİR ŞEYİ göremeseydiniz. Halen ŞÜKRETMEYECEK misiniz? Gözünüz görüyor da, KALP GÖZÜNÜZ neden görmüyor? KIZ ÇOCUKLARINI diri diri toprağa gömülmekten kurtaran PEYGAMBERİMİZİN, kadınlara önem vermeyen bir ümmeti olduk NE YAZIKKİ. GAZİ HOCA da benim görüşümde. Ancak ben yine de FAİZE HELAL demekten korkarım. Peygamberimiz dönemindeki FAİZDEN kastedilen RİBA yani TEFECİLİKTİR, HAKSIZ KAZANÇTIR. BANKACILIK ise dünyada 1609 yılında başladı. Günümüz anlayışındaki FAİZ ise HAKLI KAZANÇ veya YASAL KAZANÇ anlamındadır. Yani GAZİ HOCA video konu başlığını tehlikeli yazmış olsa da anlatmak istediği benimle aynıdır: FAİZ HARAMDIR, HAKLI KAZANÇ ise HELALDİR. FAİZ kesinlikle HARAMDIR. Niye SAÇ ÖRTÜSÜ değil de BAŞ ÖRTÜSÜ diye geçer KURAN'DA bilir misiniz? 5 DUYU organımız da ÖRTÜLMELİDİR çünkü. GÖZLERİMİZ harama bakmamalı. DİLLERİMİZ dedikodu yapmamalı, İÇ MAHREMİYETİNİ korumalı, YALAN söylememeli, KÜFRETMEMELİ. KULAKLARIMIZ nefsinin vesveselerini duymamalı, KARŞI CİNSİN seslerini değil. Bu yüzden BAŞ ÖRTÜSÜ, sadece SAÇI değil, TÜM DUYULARIMIZI örtmelidir. Bu yüzden GÖZ ZİNASI ve DEDİKODU yapanların BAŞI AÇIK demektir. GÖZ ZİNASI ve DEDİKODU yapanların, SAÇI AÇIK değildir belki ama BAŞI AÇIKTIR. Kişinin AZABI, ALLAH'I inkar ettiği an başlar ve her GÜNAHTA azabı devam eder. Kişi bu azabı farketmez, herşey ona güzel gelir. ŞEYTAN da kibirlendiği an AZABI başladı. ŞEYTANIN da NEFSİ vardır. NEFSİNE uyanlara ve ŞEYTANA, NEFSİ ÖLÜNCEYE kadar hayat güzel gösterilerek, diğer varlıkları etkileyebilmesine İZİN verilmiştir. NEFSİMİZ, cehennemin bir parçası; GÜNAHLAR ise alevleridir. RUHUMUZ, cennetin bir parçası; SEVAPLAR ise ırmaklarıdır. Bir insanın CEZASINI kendin veriyorsan, hem YASALARDAN hem de ALLAH'TAN kendini üstün görüyorsun demektir. Halbuki CEHENNEMİ yani ALLAH'IN ŞERİATININ adaletliliğini görseydin, ALLAH'A AŞKIN artardı. Her ŞERRİN altında HAYIR varken, siz neden insanları öldürerek HAYIRSIZ İŞLER yapıyorsunuz? Öldürdüğünüz insanı sizler mi YARATTINIZ? ENERJİ sıkıştırılınca KÜTLEYE dönüşüyor. ALLAH, NURUNUN parçalarını sıkıştırarak NEFSLERİ yaratmıştır. NEFS, kısıtlanmış NURDUR. Nefslerin ÖLÜMÜ, nefsin sınırlarının kaldırılıp NURA dönüşmesidir. NEFS, her varlık için yaratılmış İLÜZYON alanlarıdır. RUH, ise bu alanları ALGILAMAK için ALLAH'IN varlığa verdiği, ESMALARINI içeren BİLGİLERDİR. Herkes sizin için İLÜZYONDUR, siz de herkes için İLÜZYONSUNUZ. ALLAH'IN sizlere verdiği İLÜZYON alanlarınız yani NEFSİNİZ, sizin İMTİHANINIZDIR. Tüm kainat İÇİÇE geçmiş İMTİHAN EVRENLERİDİR. GÜNEŞİN ve TÜM YILDIZLARIN dilleri olsaydı, bu İLÜZYON evreninde YANDIKLARI fakat buna karşılık AHİRETTE yanmayacakları için ALLAH'A ŞÜKREDERLERDİ. Nasılki bu İLÜZYON EVRENİNDE yıldızlar ALLAH emrettği için yanıyorlar, AHİRETTE de cehennemlikler ve NEFSLERİ yıldızlardaki cennetlikler için yanacaklar. Kendini NEFSİNE daha da SIKIŞTIRAN varlıklar, NURU daha da kısıtlı alana yoğunlaştırdığı için maneviyatında YILDIZLAR gibi YANMAYA başlar. NEFSİNİ NURA dönüşecek şekilde EĞİTMEYEN kişi, YANMAYA başlayacaktır. ŞEYTANIN NEFSİ dahil TÜM NEFİSLERE ölünceye kadar diğer NEFİSLERİ etkileyebilme imkanı verilmiştir. ŞEYTAN ve NEFSİ, KIYAMETTE ölecektir. Sadece ŞEYTANIN NEFSİ değil, TÜM NEFİSLERE ölünceye kadar diğer NEFİSLERİ etkileyebilme imkanı verilmiştir. ÖLÜLER için KURAN okunmaz. Bu, TRAFİK KAZASINDA ölen bir kişiye TRAFİK KURALLARINI hatırlatmaya benzer. ÖLÜLER için HAYIR yapılır. ÇOCUĞUNUZU kaybettiyseniz, başka bir çocuğu YAŞATIN. ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. Kendiniz için biriktirdikleriniz ve harcadıklarınız DÜNYA SEVGİNİZİ, başkalarına KARŞILIKSIZ verdikleriniz AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI dağıtmanın faydası yoktur. TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. AYETTE ÇELİŞKİDE mi kaldınız? Yazın GOOGLE'A bütün AYETİN BÜTÜN MEALLERİ çıkıyor. KARŞILAŞTIRIN ve AKLINIZI kullanın. Yeterki KURAN'DAN KAÇMAYIN, ÜŞENMEYİN, kulaklarınıza KURAN AĞIR gelmesin, DİNİ öğrenmeyi ZORLAŞTIRMAYIN. Kuran-ı Kerim'de 'ARAPÇA ÖĞRENİN veya TEFSİR OKUYUN' yazmaz. AKLINIZI KULLANIN yazar. İNGİLİZCE öğrenirken kelimeleri ANLAMLARIYLA öğreniyorsunuz ama ARAPÇAYI anlamadan öğreniyorsunuz. Zamanında ARAPÇA söylenen HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabiliyorsunuz da, AYETLERİ MEALİNDEN anlayamıyor musunuz? KURAN'I ANLAMAK için AKLINIZA ve ALLAH'A güvenin. ALLAH yardımcı olacaktır. Kuran-ı Kerim'i ANLAMAK da bir İMTİHANDIR. AYETLERİ yorumlayınca değil, AYETLERİ İNKAR edince KAFİR olursun. 1967 yılında TARIK'IN NÖTRON YILDIZI olduğu keşfedildi. 1967 yılına kadar TARIK SURESİNİ yorumlayanlar DİNDEN ÇIKMIŞ mı oldu? ALLAH çıkartır dinden, İNSANLAR çıkartamaz. ALLAH adına HÜKÜM vermeyin. KURAN'I herkes BİLGİSİNE ve VİCDANINA göre anlar. Esasında FAİZ, PARANIN değerinin ARTMASI değil, karşı tarafın ALIM GÜCÜNÜ düşürerek kendi SERVETİNİ artırmaktır. Mesela diyelimki 2011 yılındaki maaşım 2000 lira Bunu bankaya yatırdım 12 yıl sonra ENFLASYONA göre paramın 26 BİN lira olması gerekirken banka bana 5000 lira olarak geri veriyorsa, benim param 3000 lira değer kazanmış bile olsa, aslında BANKA benim 21 BİN liramı yemiştir. Yani ben mağdur olan taraf olurum. BANKA ise 21 BİN liralık FAİZ MİKTARINI yemiştir. Dolayısıyla FAİZ YİYEN bankadır. HAKSIZ KAZANÇ alan yani HAKSIZ ZENGİNLEŞEN bankadır. MÜSLÜMAN bir ülkede doğmasaydı, MÜSLÜMANLIĞI hiç TERCİH etmeyecek olanlar şunlardır: MÜSLÜMAN olupta KURAN'I ANLAMADAN okuyanlar ve dinde SORGULAMA olmaz deyip, dini AKIL DİNİ olarak kabul etmeyip, dini NAKİL DİNİ olarak görenlerdir. Oysaki Kuran'da 700'den fazla ayette, 'HİÇ AKLETMEZ misiniz?' der. Dolayısıyla AKLETMEK FARZDIR. Kendisini KUSURLU gören insan, diğer TÜM CANLILARIN ve GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? Neden özellikle insanın kendisini KUSURLU görmesi ALGILATILMIŞ ve İSTENMİŞ olabilir? KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? DOKUNDUĞUNUZ şeylerin SERT olması, sizin SİNİR HÜCRELERİNİZDEKİ algınızdan dolayıdır. Peygamberimiz NAMAZI ANLAYARAK kılardı. ANLAMADAN KILMAK mıdır SÜNNETE UYMAK? ALLAH size BİLMEDİĞİNİZ BİR DİLDE seslense, ANLAMADAN sadece TEKRAR mı edersiniz? Hangi TEBLİGATI anlamadan İMZALADINIZ? HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabiliyorsunuz da, AYETLERİ mi anlayamıyorsunuz? ANLAMADAN okuyanlar, KULAKLARINI kapatıp KONUŞANLAR gibidir. KURAN OKUMAK, ALLAH'I zikretmenin en güzel şeklidir. NAMAZ, KURAN okumanın en güzel şeklidir. SALAT ise KURAN'I ANLATMAKTIR. ZEKAT, SERVETİNİ paylaşmaktır. SALAT ise İLMİNİ paylaşmaktır. PEYGAMBERİMİZ de HZ.MUSA gibi ALLAH'I hiçbir zaman göremedi. ANNE karnındayken ANNENİZİ ve DÜNYAYI göremediğiniz gibi, DÜNYADAYKEN de ALLAH'I ve AHİRETİ göremezsiniz. Bizler EVRENİN, tüm evren ise ALLAH'IN bir HÜCRESİDİR. ALLAH'I göremezsiniz, çünkü HÜCRELERİNİZ de sizi göremez. Üstelik siz bir HÜCRE bile yaratamazken, ALLAH sizin BU DÜNYA İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi bir HÜCRENİN içine sığdırmıştır. AHİRET İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi ise 300 yıllık bir filmi kaydedebilecek HAFIZAYA sahip AKLINIZA sığdırıyorsunuz. ALLAH'I görebilseydiniz, kendiniz dahil hiçbir şeyi göremezdiniz. ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. EN'AM Suresi 103.Ayet: Gözler O’nu idrak edemez (göremez); oysa O, gözleri idrak eder (görür). O derin bilgi sahibidir, (her şeyden) haberdardır. A'RAF Suresi 143.Ayet: Allah “Sen beni asla göremeyeceksin. Fakat şu dağa bak; yerinde durabilirse sen de beni görebileceksin!” demişti. Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça etmişti. 1 MİLYON TL servetiniz var diyelim ve hiç ZEKATINI vermediniz ve sadece 10 BİN TL'lik KURBAN kesip hepsini YOKSULLARA dağıttınız. Bu durumda TAKVANIZ ve ZEKATINIZ sadece YÜZDE 1 olur. Yani DÜNYA SEVGİNİZ 99 birim, AHİRET SEVGİNİZ 1 birim olur. Yani ZEKATINIZI vermeyip, sadece KURBAN keserseniz ALLAH'A TAKVA konusunda pek SAMİMİYETLİ olmazsınız. BİLİMİ de ALLAH yarattı. BİLİMSİZ ALLAH da, ALLAH'SIZ BİLİM de olamaz. Yani DİNSİZ BİLİM de, BİLİMSİZ DİN de olamaz. Buradaki DİN, UYDURULMUŞ DİN değil, KURAN'DAKİ DİNDİR. UYDURULMUŞ DİN, devlet işlerinden de, BİLİMDEN DE, yani herşeyden AYRILMALIDIR. Ama KURAN'DAKİ DİN, devlet işlerinden de, BİLİMDEN DE ayrılamaz. BİKİNİLİ bir kıza YANLIŞLIKLA İLK bakışınızda SUÇ o kızdadır. Ama SONRAKİ TÜM bakışlarınızda SUÇ sadece sizdedir. Yani kişilerin GİYİMLERİ, sizlerin GÖZ PERDELERİNDEN daha masumdur. Tüm kainat ATOMLARDAN oluşmaktadır. Elektronlar bile atom çekirdeği etrafında saniyede 7 KATRİLYON tur atarken yani 7 PETAHERTZ frekansları varken, biz insanlar kendimizi günlük hayatımızdaki işlerde çok frekanslı zannetmeyelim. TÜM KAİNAT atomlardan oluştuğuna göre ve tüm atomlar AYNI FREKANSTA olduğuna göre, niye ALGI olarak zannettiğiniz değişiklikleri siz kendi marifetiniz zannediyorsunuz? RABBİMİZİN yarattığı ATOMLARIN yaptığı gibi, hangi insan saniyede 7 KATRİLYON İŞ yapabilir. Bizler ve tüm yaratılmışlar, ALLAH karşısında ACİZİZ. Kendisini yeterli gören varsa haydi beyin frekanslarıyla ufacık bir SİNEK yaratsın da görelim. SONSUZ+1 de sonsuzdur. SONSUZ+1000 de sonsuzdur. SONSUZ GÜÇ sizlere bu kadar yakınken, sahip olduğunuz hangi SONLU ÖZELLİK sizi diğerlerinden FARKLI yapabilirki? Kuran-ı Kerim AYETLERİNİ ALLAH'IN KELAMI değil deyip, HAKKA Suresi 40.Ayet ve TEKVİR Suresi 19.Ayeti gösterenler hemen devamlarındaki HAKKA Suresi 43-45 ve TEKVİR Suresi 20-23 Ayetleri niye okumuyorlar? 3 büyük KİTAP ve 3 tür AYETLER vardır. AYET aynı zamanda DELİL ve MUCİZE demektir. 1. KURAN-I KERİM ve Ayetleri 2. KAİNAT Kitabı ve Ayetleri 3. AKIL Kitabı ve Ayetleri Bu tüm ayetleri PEYGAMBERİMİZ değil ALLAH yaratmıştır. KAİNATTAKİ bütün varlıklar, hatta biz insanlar bile RABBİMİZİN AYETLERİYİZ. ALLAH peygamberimizin CİNSEL yaşamını mı ayarlarmış gibi KIT düşünen insanlara soruyorum: Biz insanları PARMAK UÇLARINA kadar kim düzenledi? Ayrıca siz bir HÜCRENİZİ bile yönetemezken, ALLAH hücrelerinizi bile yaratmaktadır ve yönetmektedir. Biz insanlara ise sadece AKLIMIZI ve NEFSİMİZİ yönetmeyi bırakmıştır. Ama insanlar sırf KURAN-I KERİM'İ okumaya üşendikleri için NEFİSLERİNİN kolayına geleni yapmakta ve NEFİSLERİNİN KÖLESİ olmaktadırlar. Yani kısacası ne KURAN-I KERİM'İ okuyoruz, ne KAİNAT Kitabını görüyoruz, ne de AKIL Kitabını kullanıyoruz. BAŞÖRTÜSÜ takan takmaya devam etsin. Benim derdim, DİNİ sadece ondan ibaret zannetmesinler. Ki ayetin başında NAMUSU KORUMAK ve GÖZLERİ HARAMDAN sakınmak gelir, bu yüzden bu 2 EMİR, başörtüsünden de önemlidir AYETİN BAŞINDA olduğu için. Zaten BAŞÖRTÜSÜZ insanları DİNSİZ görenin TAKVA ELBİSESİ yoktur. BAŞÖRTÜSÜ takanların ve SAKAL bırakanların GARANTİ CENNETLİK olduğunu düşünen de KURAN'I ANLAYARAK 1 defa bile okumamıştır. NAZİ'AT Suresi 42-45.Ayetlerde ALLAH'IN bildirdiği üzere, SİZCE PEYGAMBERİMİZ kendisine KIYAMET ALAMETLERİNİ soranlara ALAMETLERİ mi saymıştır yoksa SADECE RABBİMİZİN BİLGİSİNDE olduğunu mu söylemiştir? KIYAMET ALAMETLERİ ile ilgili TÜM HADİSLER peygamberimize İFTİRADIR ve AYETLERE TEZATTIR. AYETTE dediği gibi, KIYAMET ANSIZIN kopacaktır. Kendi ÖLECEĞİ TARİHİ bilemeyen insanların KIYAMETİN tarihini TAHMİN etmeye çalışması da İLGİNÇ birşey. ATOMLARDAKİ BOŞLUKLAR ÇIKARILIRSA, Dünyamız bir misket, tüm insanların tamamı da bir küp şeker boyutuna sıkıştırılır. Yani her bir insan, toplu iğne ucu yani toz parçası kadar olurdu. Saniyede 75 bin km hızla 700 kez kendi etrafında dönen, ışık hızının 4te biri hızda maddeleri kendine çeken, dünyanın kütleçekim kuvvetinden 1 katrilyon kat güçlü olan (Dolayısıyla orada cisimlerin ağırlıkları 1 katrilyon kat artar.), 1 trilyon gauss manyetik alana sahip olan (Magnetarlar ise 1 katrilyon gauss manyetik alana sahiptirler.), yüzey sıcaklığı 10 milyon dereceyi bulan ve metreküpte 100 trilyon ton olan nötron yıldızlarının 1 milyar tonluk (Everest Dağı kütlesine eşit) 1 çay kaşığı parçası nötronyum maddesi gibi (çelikten 10 milyar kat sert) olurduk. ALLAH'A ve KURAN'A AŞIĞIM. İnsan sevgilisini ANLAMADAN SAMİMİ olamaz. KURAN'I yani ALLAH'IN İLMİNİ yetersiz görmeyin. NİYETİNİZ açığını bulmak değil, ANLAMAKSA; AKLINIZA ve ALLAH'A güvenin. ALLAH anlamak isteyene YARDIMCI olacaktır. Zaten ALLAH istemese, size KİM YARDIM edebilirki? KURAN-I KERİM sadece İLAHİYAT mezunlarına inmedi. MUSKA takanlar, ALLAH'IN MUSKADAN daha yakın olduğunu düşünmüyorlar mı? ALLAH herkese AYNI yakınlıktadır, ŞAH DAMARINDAN daha yakın. Fakat sizler uzak görürsünüz kendinizden. ALLAH bütün DİLLERİ bilir. Şimdi diyelimki karşınızdan ALLAH size BİLMEDİĞİNİZ bir DİLDE seslenip, sizden bir şey istedi. Bir ömür boyu da süre verdi. Bir ömür boyu ALLAH'IN sizden istediğini BİLMEDİĞİNİZ dilde ANLAMADAN tekrar mı edersiniz yoksa ALLAH'IN ne GÖREV verdiğini ANLAMAYA mı çalışırsınız? Hangi TEBLİGATI anlamadan İMZALADINIZ? HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabiliyorsunuz da, AYETLERİ mealinden TÜRKÇE olarak anlayamıyor musunuz? ANLAMAYA niyetiniz olsa, ALLAH'IN size yardımcı olacağına GÜVENMİYOR musunuz? SADECE DİLİNİZ okur, ANLAMADAN OKURSANIZ. Ahirette TÜM ORGANLARIMIZ anladığımız dilden konuşacak. SADECE DİLİYLE Kuran-ı Kerim'i okuyup diğer organlarıyla okuduğunu UYGULAMAYANLARIN diğer organları OKUMAMIŞ gibidir, SADECE DİLİ Kuran-ı Kerim'i okumuştur. Kestiğiniz KURBANLARIN nasılki ETLERİ ve KANLARI ALLAH'A ulaşmıyorsa, kıldığınız NAMAZLAR da sadece sizin MANEVİ SAĞLIĞINIZ içindir ve sizi KÖTÜLÜKLERDEN alıkoyar. Sizdeki İLMİN sadece size faydası olur paylaşmazsanız. Sizdekiler değil, PAYLAŞTIKLARINIZ ALLAH'A ulaşır. ASKERLİK yapanlar bilir. EMİR TEKRARINI en güzel tekrar eden değil, EMRİ en güzel yerine getiren EN İYİ ASKERDİR. ALLAH DOSTU olduğunu iddia edenler, Allah'tan ÖLÜMÜ isteyin ama İSTEMEZLER. PEYGAMBERİMİZ 63 yaşında vefat etti. Siz de 63 yaşından sonra TÜM DÜNYA ile PARASAL BAĞINIZI yokedin dağıtarak. İşte o zaman ne kadar SÜNNETLERE BAĞLI olduğunuzu görürüz. ÖLÜM vakti gelince, ÖLÜM MELEĞİ sana TERCİHİNİ sorar. Eğer DÜNYA hayatını TERCİH edersen, yine canını alır ama AHİRETİNİ kaybedersin. ÖLMÜŞ olan herkes TERCİHİNİ yapmıştır. ALLAH, TÖVBE etmeyi haketmeyenlerin TÖVBESİNE nasılki İZİN vermezse, DÜNYAYA TAPARCASINA yaşayan insanın da ÖLÜM anının KOLAY geçmesine İZİN vermez. ANSIZIN gelecek KIYAMET ve ÖLÜM anında, ÖLÜMÜ YOKOLMA olarak görenleri ZOR bir ÖLÜM beklerken, ÖLÜMÜ ALLAH'A KAVUŞMA olarak görenleri KOLAY bir ÖLÜM beklemektedir. MÜMİN ölse de ölmese de kendisi için HAYIRLIDIR. KAFİR olarak ölmekten daha HAYIRSIZ ne olabilirki? O halde size SİZDEN başkası ZARAR veremez. Bunu görmüyor musunuz? SÜNNETLERE uymazsak değil, FARZLARA uymazsak GÜNAH işlemiş oluruz. EVLİLİK sünnettir. ZİNAYA BULAŞMAMAK ise farzdır. ALLAH Kuran'da ZİNAYA bulaşmamak için EVLİLİĞİ öneriyor. ŞEKİLCİ ve KURAN'DAN BİHABER insanların, BAŞÖRTÜSÜ ile ilgili ayette insanlara bilerek göstermediği ESAS FARZLAR, 1. NAMUSU KORUMAK 2. GÖZLERİ HARAMDAN SAKINMAK 3. ZİYNETLERİ ve AVRET YERLERİNİ AÇMAMAKTIR. EVLİLİK Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZ mı ki, BAŞ ÖRTÜSÜNE de farz diyorsunuz? BAŞÖRTÜSÜ de EVLİLİK gibi SÜNNETTİR. Çünkü EVLENMEYEN HZ.İSA ile BAŞÖRTÜSÜ takmayan ve Firavun’un eşi olan HZ.ASİYE bile bile FARZLARI terk etmemiştir. Kimse BAŞÖRTÜSÜ takmayan veya EVLENMEYEN bir insana GÜNAHKAR veya İFFETSİZ gözüyle bakamaz. Bakara Suresi, 275. ayet: FAİZ yiyenler, ancak ŞEYTAN ÇARPMIŞ olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka kalkmazlar. Bu, onların: 'ALIMSATIM da ancak FAİZ gibidir' demelerinden dolayıdır. NİSA Suresi 29.Ayette ALLAH, ticarette KARŞILIKLI RIZAYA vurgu yapar. FAİZ YEMEK ile anlatılan, KARŞILIKLI RIZAYA uymayıp, karşı tarafın ALIM GÜCÜNÜ düşürerek, KUL HAKKINI yemektir. Mesela tüm gıdalar 1 yılda 5 kat artmışken, MAAŞLAR ve ASGARİ ÜCRET daha az kat zam alırsa, burada KARŞILIKLI RIZA oluşmaz ve FAİZ YİYENLER vardır. Mesela EV SAHİPLERİ tüm gıdalardaki zamma göre esas alıp, KİRACININ MAAŞININ zam oranından daha fazla oranda KİRAYA ZAM yapıyorsa, burada KARŞILIKLI RIZA yoktur ve EV SAHİBİ FAİZ yiyordur. KREDİ çeken insanlar, ya zorunlu ihtiyaçlarına MAAŞI yetmediğinden, ya BORÇLARINI ödemek için yada etrafında YARDIM isteyebileceği insan olmadığından KREDİ çekerler. Yani KREDİYİ çoğunlukla İHTİYAÇ SAHİBİ olan veya YOKSUL kişiler çeker. Kuran-ı Kerim'de ALLAH yoksulların haklarını korurken, biz insanlar birbirimizin haklarını korumak yerine birbirimizin haklarını yiyoruz. Üstelik hak yiyen BANKACILIK SİSTEMİ FAİZ yediği halde, zorunluluktan KREDİ çeken insana YARDIM etmek yerine FAİZ yemiş muamelesi yapıyoruz. FAİZ, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN düşürülmesidir. BAŞKASINDAN borç istemek ile BANKADAN borç istemek arasında sadece şu FARK var: Banka FAİZ alıyor. Kişi bankaya YATIRIM yapmış olsa, FAİZİ kendisi yer. Ama kredi çektiğinde FAİZİ banka yiyor. Bu şuna benzer. 5 yıl önce 40 bin liraya TRAKTÖR satın almışsındır, şimdi 500 bin liraya satarsan FAİZ yemiş mi olursun? Burada AYETİ iyi anlamak lazım. ALLAH katında PARANIN hiçbir değeri yoktur ki zaten ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? O halde FAİZİN tanımı, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN azalıp, SATIŞ GÜCÜNÜN artmasıdır. TİCARETTE helal olan da KARŞILIKLI RIZADIR. Eğer sattığın ÜRÜNÜN değeri, sattığın kişinin MAAŞI oranından FAZLA artmışsa bu bir nevi HAKSIZ KAZANÇTIR, DOLANDIRICILIKTIR. Maaşların her yıl ZAMLANARAK alınması da mı FAİZ peki? FAİZ, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN düşürülmesidir. MADDİ ENKAZ altında depremzedeler. MANEVİ ENKAZ altında ise hep yoksullar. İKİ TÜR ENKAZ altındakileri de gör. DEPREM sadece salladığı bölgeyi uyarır zannetme. KIYAMETİN şiddetini bilseydin öncesinde ölmek istersin. O gün, önceki felaketler ÇOK HAFİF kalacak yanında. UYARI olduğunu görmeniz için, illaki bir ELÇİ yani PEYGAMBER mi söylemesi lazımdı? MANEVİ ENKAZ altında olan yoksulları görmezseniz, KIYAMET GÜNÜ olacak olan DEPREMDEN kurtulamazsınız. MAL BİRİKTİREN insanın AHİRETE inancı nasıl sağlam olabilirki? KARŞILIKSIZ yaptığınız ZEKATLARDIR sizin AHİRETE inandığınızı ve ALLAH'A güvendiğinizi gösteren. KARŞILIKSIZ ZEKAT vermeden ve KURAN-I KERİM'İ tam olarak anlamadan İYİ ve AHLAKLI bir insan olduğunuzu zannetmeyin. MAL BİRİKTİRMEYİN. HARCAMA yaparken YOKSULLARI düşünün. ASGARİ ücretlinin 30 YILDA ancak alabileceği parayla bir çırpıda EV almayın. Kimi MİLYAR DOLARLIK zengin, MİLYON DOLARLIK bağış yapıyor. Ama üzerinde MİLYON DOLARLIK kıyafetler giyiyor ve bunun REKLAMINI yapıyor. Demekki yardım ettiği YOKSULLARA KIYAFETLERİ kadar değer veriyor. Servetinin 1000 de birini vermesi ile sizlerin gözlerini boyuyor. Serveti 2 BUÇUK LİTRE suysa, YOKSULA yardımı 1 DAMLA SU. Ayrıca KIYAFETLERİNE harcadıkları para, YARDIMLARINDAN çok daha fazla. Onların DÜNYA sevgisi 999 DAMLA su, AHİRET sevgisi ise 1 DAMLA su. ZEKATINI DOSDOĞRU verenler, SERVETİNİN YARISINI paylaşanlardır. ALLAH neden hiç bana yardımcı olmuyor diyen insan hiç düşünmez mi? İnsan, evrenin bir HÜCRESİ; EVREN de ALLAH'IN bir HÜCRESİDİR. O halde kendinizin kendinize bir yardımı olmazsa, ALLAH'IN size neden yardımı olsun? Nasıl olur da, kendinizi ALLAH'IN KAPLADIĞI alanın dışında görürsünüz? AKLINIZIN SINIRSIZLIĞI ne kadar büyükse, o SONSUZ ALLAH'A o kadar yakınsınızdır. O halde sorunlarınızda AKLINIZA güvenmezseniz, ALLAH'IN YARDIMINI hissedemezsiniz. Bu dünya, YAŞLILAR mutlu olsun diye ÇOCUKLARIN acı çektiği bir dünya. BİR YAŞLIYI öldürmekle BİR ÇOCUĞU öldürmek nasıl aynı ceza alır? Birisinin 70 yılını çalarsın, birisinin 5 yılını. Peygamberimizin TÜM SÜNNETLERİNE uyanlar, neden 63 yaşından sonra bu DÜNYA MALINI sevmeye devam ediyorlar? HAC Suresi 37.Ayet: KURBANLARIN ne etleri ne de kanları ALLAH'A ulaşır. Sizden ALLAH'A ulaşacak olan tek şey TAKVANIZDIR. 'HADİSÇİYİM' diye geçinen çoğu insan, HADİSLERDEN de AYETLERDEN de 100 er tane bile bilmiyorlar. Sadece işine gelenleri arastiriyorlar GOOGLEDAN. Kuran-ı Kerim'i en azından 1 kere bile TAMAMINI ANLAYARAK okumamışlar. Bide DEİSTLER var yani 'ALLAH'A inanıyorum fakat KURAN'A inanmıyorum' diyenler. KURAN'A inanmıyorum diyorlar ama KURAN'DAN korktukları için bir kere bile ANLAYARAK okumamışlar. Okumadığı bir kitaba İNANMAMAK, AKILSIZLIK değil mi? 'ANLAYARAK okuyunca ATEİST oldum' diyenler ise aslında okumadan önce DIŞI MÜSLÜMAN İÇİ ATEİST olanlardandır. KURAN'IN AÇIĞINI bulmak için yani ALLAH'IN İLMİNİN AÇIĞINI bulmak için okuyanlara zaten ANLAMASI için ALLAH YARDIM etmez. AKLINIZI İSPAT etme gereği duymuyor musunuz ki, ALLAH'I İSPATI gereksiz görüyorsunuz? AKLINIZI anne karnında 4ncü haftada siz yaratmadığınıza göre, ALLAH AKILÜSTÜ bir varlıktır. Anne karnında 4 HAFTA KALPSİZ yaşayabildiğinize göre, KALBİN DURMASI ölmeniz anlamına gelmez. ANNE karnında YÜZEBİLİYORDUK, yüzmeyi unuttuk. Belki de UÇABİLİYORDUK, uçtuğumuzu da UNUTTUK. ANNE karnındayken ANNENİZİ ve DÜNYAYI göremediğiniz gibi, DÜNYADAYKEN de ALLAH'I ve AHİRETİ göremezsiniz. Bizler EVRENİN, tüm evren ise ALLAH'IN bir HÜCRESİDİR. ALLAH'I göremezsiniz, çünkü HÜCRELERİNİZ de sizi göremez. ALLAH'I görebilseydiniz, kendiniz dahil hiçbir şeyi göremezdiniz. ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. İnsanların neredeyse hiçbiri GÜNAHSIZ değilken ve neredeyse hiçbiri ZEKATINI hakkıyla vermiyorlarken, nasıl olurda DİNDE ZORLAMA olduğunu düşünür AYETLERDEN BİHABER bazı insanlar? ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün cezası, (en çok) ona denk bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. BAKARA Suresi 256.Ayet: DİNDE ZORLAMA YOKTUR. GÜNAHINDAN dolayı öldürülenlerin TÖVBE etme İHTİMALİNE engel olanlar; HADİSLERİ AYETLERDEN, kendinizi ise ALLAH'TAN üstün mü tutarsınız? Peygamberimiz, DÖVME yapanlara ve yaptıranlara LANET etmemiştir. Biz insanlar belki BEDDUA etmeye çok alışkınız. Ama PEYGAMBERLER ve MELEKLER, BEDDUA etmezler ve LANET okumazlar. Peygamberler ve melekler, HARAMI ve HELALİ belirleyemez ve LANET okuyamaz, çünkü yaratılmışların en AHLAKLILARIDIR; sadece ALLAH'IN hükümlerini iletmek zorundadırlar; aksi halde peygamber ve melek olarak yaratılmazlardı. Kuran-ı Kerim ile tezatlaşan bazı sözleri peygamberimizin ağzından çıkmış gibi HADİS olarak bildirenler, AHİRETTE peygamberimizin yüzüne bakmaktan hiç mi UTANMAYACAKLAR? Nasılki CENNETTE içtiğiniz içki size SARHOŞLUK vermez, aynı şekilde gördüğünüz güzellikler de size AZGINLIK vermeyecek. Dünyadaki insanların çoğunun BEYİNLERİNİN yarısını PARA, yarısını CİNSELLİK oluşturuyor. Ama ALLAH PARAYI, ŞEHVETİ ve SARHOŞLUĞU sevmez. Sevseydi CENNETTE onlar da olurdu. PARA, ŞEHVET ve SARHOŞLUK insana ALIŞKANLIK yaparsa geçici süre de olsa ALLAH'I UNUTTURUR. CENNETTEKİ herşey DÜNYADA olsaydı, DÜNYA KIYAMETİ ve HELAKLARI haketmezdi. Siz hiç KARŞILIKSIZ SEVDİNİZ mi bir varlığı CİNSELLİK düşünmeden? Veya KENDİNİZİ TATMİN ederken, ABAZALIKTAN ve AZGINLIKTAN dolayı mı yapıyorsunuz yoksa BEYNİNİZİN YARISINI boşaltıp sadece ALLAH'I düşünmeye ODAKLANMAK için mi? YEMEK YERKEN sadece acıktığınız için ALLAH'I UNUTARAK ve AÇLARIN HALİNİ unutarak mı yemek yiyorsunuz yada ALLAH'I düşünmeye daha iyi ODAKLANMAK için mi? CENNETTE sadece AKLINIZI geliştirmeye devam edeceksiniz çünkü BEDENLERİNİZİN gelişmeye ihtiyacı olmayacak, çünkü MÜKEMMEL İHTİYAÇSIZ BEDENLERİNİZ olacak. CENNETTE sıkılmayacaksınız çünkü ALLAH'IN SONSUZ İLMİNİ öğrendikçe hayranlıkla ve şaşkınlıkla ALLAH'A AŞIK olacaksınız. Ve yemek yemeniz karnınızı doyurmak için değil, ALLAH'A AŞKINIZI artırmak için olacak. MELEKLER uyumaz, acıkmaz ve cinsel birliktelik kurmazlar. MELEKLER gibi CENNETTE ALLAH'A YAKIN olmak için NEFSANİ arzularımızı TERBİYE etmeliyiz. ALLAH'A YAKIN olmak isteyenlerin de özellikleri CENNETTE meleklerin özellikleri gibi NEFSLERDEN arındırılmış olacak. Ne kadar NEFSANİ arzulara düşkünseniz, o kadar CEHENNEME yakın olursunuz. Hz.İbrahim'e TAKVASININ hediyesi olarak gönderilmiştir KURBAN. Hangimiz HZ.İBRAHİM kadar takvalıyızki? Üstelik o kadar TAKVALI olmamamıza rağmen, TAKVASIZCA KURBANLAR kesiyoruz? SERVETİMİZİ ALLAH yolunda KURBAN bile edemiyoruz ZEKATLA. Kurbanınızdan KENDİNİZİN yedikleri DÜNYA SEVGİNİZİ, YOKSULLARA paylaştırdıklarınız AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. Kurbanınızın ALLAH YOLUNDA olan kısmı bu kısımdır. Çünkü ALLAH, zengin olup şükretmeyenlerle değil, yoksul olup sabredenlerle beraberdir. ŞÜKRETMEK ise DİLLE değil, sadece PAYLAŞARAK olur. İnsanların en ahlaklısı olan PEYGAMBERİMİZ, amcası HZ.HAMZA'YI öldürene bile LANET okumamıştır. Peygamberimiz, DÖVME yapanlara ve yaptıranlara LANET etmemiştir. Biz insanlar belki BEDDUA etmeye çok alışkınız. Ama PEYGAMBERLER ve MELEKLER, BEDDUA etmezler ve LANET okumazlar. Peygamberler ve melekler, HARAMI ve HELALİ belirleyemez ve LANET okuyamaz, çünkü yaratılmışların en AHLAKLILARIDIR; sadece ALLAH'IN hükümlerini iletmek zorundadırlar; aksi halde peygamber ve melek olarak yaratılmazlardı. Kuran-ı Kerim ile tezatlaşan bazı sözleri peygamberimizin ağzından çıkmış gibi HADİS olarak bildirenler, AHİRETTE peygamberimizin yüzüne bakmaktan hiç mi UTANMAYACAKLAR? BEDDUA dönüp dolaşıp niye sizi bulur biliyor musunuz? BEDDUA ile TEVEKKÜL arasında şu FARK var: 'ALLAH BELANI VERSİN' dediğinde Allah'a EMİRVAKİ yapmış olursun. TEVEKKÜLDE ise elinden gelen herşeyi yaptıktan sonra ALLAH'TAN GELENE RAZI olursun. Bu yüzden EMİRVAKİ olmaması için, ALLAH'TAN istediğiniz TÜM DİLEKLERİNİZİN sonuna 'İNŞALLAH' yani 'ALLAH İZİN VERİRSE' kelimesini ekleyin. KAİNATIN TAMAMI, aslında koskocaman bir CAMİDİR. Keşke camilerde gösterdiğiniz, fakat ALIŞVERİŞLERDE göstermediğiniz TAKVAYI, tüm kainatın HERYERİNDE gösterseydiniz. ALLAH'IN MEKANLARDAN ve ZAMANLARDAN münezzeh olduğunu, tüm kainatın CAMİ olduğunu ve HER SANİYE ALLAH'I ANMANIZ gerektiğini bilseydiniz keşke. CENNETLER ise, yanınızdaki hem yaptıklarınıza ŞAHİT olan hem de DOĞUMUNUZU ve ÖLÜMÜNÜZÜ gerçekleştiren MELEKLERDEN size MİRASLARDIR. Her TAKVALI davranışınızla, MİRAS kalacak CENNETLERİNİZİ geliştirirsiniz. Yaptıklarınızın karşılığı TASTAMAM verilecektir. Bu DÜNYA ile yetinenler, ŞEYTANLARIYLA ebediyyen kalmaya devam edecektir. SAİD NURSİ gibi insanlar gerçek Müslüman değildir. Gerçek Müslüman, KENDİ TARİKATINA değil, ALLAH'A ve KURAN'A davet edendir. SAİD NURSİ ise NURCULUK Tarikatını kurmuştur. RİSALE-İ NUR kitabına KURAN-I KERİM'DEN daha fazla değer veren insanlar var. TARİKAT üyeleri, ENAM Suresi 159.Ayeti ve AL-İ İMRAN Suresi 19.Ayeti anlamamışlar. Onlar KURAN-I KERİM'İ en azından 1 kere MEALİNDEN ANLAYARAK okusalardı, ALLAH'IN kendilerine DİN ADAMLARINDAN daha yakın olduğunu anlarlardı. KURAN'I ANLAMAK için AKLINA ve ALLAH'A güvenirlerdi. Halbuki onlar KURAN'I eksik görmekle, ALLAH'IN İLMİNİ de eksik görmüş oluyorlar. SAİD-İ NURSİ'NİN ALLAH'TAN VAHİY aldığını söyleyenlerin ALTTAKİ 2 AYETTEN HABERLERİ var mı? HAKKA Suresi 44-47.Ayet: Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler UYDURMAYA kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak YAKALARDIK; sonra da onun ŞAH DAMARINI KESER atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. EN'AM Suresi 93.Ayet: Allah hakkında yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “BANA VAHİY GELİYOR” iddiasında bulunan kimseden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin BENZERİNİ ben de indiririm” diyenden daha zâlim kim olabilir? NAHL Suresi 116.Ayet: Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak “ŞU HELALDİR, ŞU DA HARAMDIR!” demeyin; sonunda Allah’a yalan uydurmuş olursunuz. ALLAH'A YALAN uyduranlar kurtulamazlar. HACC Suresi 11.Ayet: İnsanlardan kimi, Allah’a SINIRDA kulluk eder. Kendisine bir iyilik dokunursa bununla huzurlu olur; AĞIR İMTİHANA uğrarsa yüzü değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da ahiretini de kaybetmiştir. Asıl apaçık KAYIP (iflas) işte budur! Elime imkan verseler, ATATÜRK'ÜN yaptığı gibi TÜM TARİKATLARI YOKEDERDİM. Yoketmeye ömrüm YETMESE bile, insanları AYRIŞTIRAN tüm farklılıklar KIYAMETLE yokolacak. AHİRETTE mahşer alanında hepimiz TEK GRUP olacağız. Gerçek Müslüman, KENDİ TARİKATINA değil, ALLAH'A ve KURAN'A davet edendir. ALLAH'I GERÇEKTEN SEVEN kişi İNSANLARI da sever. Yani İNSANLARI, MİLLETİ ve VATANINI sevmeyen insan, ALLAH'I da sevmez. İNSAN SEVGİSİ olmadan ne ALLAH SEVGİSİ olur, ne VATAN SEVGİSİ olur, ne de HAYVAN SEVGİSİ olur. KORKU FİLMLERİNE İNANMAYIN. ŞEYTAN ve CİNLER, aklınıza tesir edebilseydi ve düşüncelerinizi okuyabilseydi, emin olun bazılarında BOŞA ZAMAN kaybedeceğini bilerek VESVESE vermeye çalışmazdı. MELEKLER de düşüncelerinizi okuyamaz. O halde insanların TELEPATİ yeteneği olduğuna nasıl inanırsınız? DÜŞÜNCELERİNİZİ sadece ALLAH okur ve görür. ŞEYTAN ve CİNLER sizi çarpamazlar, ÇARPAR deyip ALLAH'A ŞİRK koşmayın. Onlar sadece VESVESE verirler İMANI ZAYIF olan insanlara. Çoğu insan 'CİN' kelimesini kullanmaktan korkup, 'ÜÇ HARFLİ' derler. Onlar ALLAH adını anmaktan da mı korkarlar? CİNLERİN ALLAH'TAN daha mı güçlü olduğunu zannederler HAŞA. ALLAH izin vermedikçe hangi CİN size tesir edebilirki? CİNLER ve İNSANLAR, hatta tüm YARATILMIŞLAR toplansa ALLAH'IN GÜCÜNÜN sonsuzda biri etmezler. ALLAH cinlerin size etki etmesine şundan dolayı izin verir ve ALLAH size şu mesajı verir: Normalde gözlerinle göremediğiniz CİNLERİ şimdi görüyor ve onlardan korkuyorken, neden şu an göremediğiniz ALLAH'I bir gün görebilme ihtimaline karşın ALLAH'TAN korkmuyor ve ALLAH'A TAM TESLİM olmayıp DÜNYEVİ ZEVKLER peşinde koşuyorsunuz? CİNLER, ALLAH'A İMANI sapasağlam yani YÜZDE 100 olan insanlara ETKİ edemezler. İnsanların çoğu ise YARIM İNANIR ve YÜZDE 1 de olsa 'YA YOKSA ' diye düşünüp, bu geçici dünya için MAL BİRİKTİRİRLER. Kendilerini AVUTMAK içinse, türlü bahanelerle önce kendilerini KANDIRIRLAR, sonra diğer insanları. İBRAHİM Suresi 22.Ayet: (Hesapları görülüp) iş bitirilince, ŞEYTAN şöyle diyecektir: “Şüphesiz ki ALLAH size gerçek olanı vadetmişti; ben de size (bir şeyler) vadetmiş ve size tersini yapmıştım. (Zaten) benim size karşı hiçbir GÜCÜM YOKTU. Sadece sizi (inkâra) çağırmıştım; siz de hemen bana (çağrıma) koşmuştunuz. (Şimdi) BENİ KINAMAYIN; kendinizi kınayın! Ben sizin feryadınıza yetişemem; siz de benim feryadıma yetişemezsiniz! Şüphesiz ki daha önce ben, beni (Allah’a) ORTAK koşmanızı da REDDETMİŞTİM.” Şüphesiz ki ZALİMLER için elem verici bir azap vardır. ŞEMS Suresi 9.Ayet: NEFSİNİ arındıran KURTULUŞA ermiştir. KURAN'DA birçok ayette 'NAMAZ kılanlar' değil, NEFSİNİ terbiye edenler' kurtuluşa ermiştir diye bildirir RABBİM. Demekki NAMAZ, ZEKAT, ORUÇ vs. tüm ibadetler, NEFSİ TERBİYE için ve ALLAH'I ANMAKTAN ayrılmamak içindir. ALLAH'I UNUTTURAN herşey bize zarar verir. İbadetler ise KENDİ YARARIMIZA yani MANEVİ SAĞLIĞIMIZ içindir. Tüm mallarından KENDİSİ için biriktirdikleri ve harcadıkları (DÜNYA SEVGİSİNİ gösterir), BAŞKALARI için harcadıklarını (AHİRET SEVGİSİNİ gösterir) geçenler yani ZEKATLARINI hakkıyla vermeyenler, KURBANLARINI kesseler, TÜM MALLARININ paylarını dağıtmadıkları takdirde, sadece HAYVANLARININ ZEKATINI vermiş olurlar. Ki onlar kestikleri HAYVANLARI, ALLAH YOLUNDA harcamış olmaları için, YOKSULLARLA paylaşmaları gerekir. Eğer etleri DERİN DONDURUCUYA koymak için kesmişlerse zaten ALLAH YOLUNDA dağıtmamışlardır. Keşke DERİN DONDURUCU yerine YOKSULLARIN KARINLARINI doyursalardı. Eğer YARINLAR için kendi yiyeceklerini DEPOLAMAK amacındaysa, YARIN UYANABİLECEĞİNİN GARANTİSİNİ almış mı ALLAH'TAN? ALLAH'A GÜVENİ olsaydı, YOKSULLARI DOYURMANIN kendisini ileride daha garanti doyuracağından hiç ŞÜPHE duymazdı. MAL BİRİKTİREN insanın AHİRETE inancı ve ALLAH'A güveni nasıl olabilirki? ALLAH'IN NURUNUN, sadece bu 6 günlük dünyada tamamlanıp biteceğini mi zannediyorsunuz, ey 'MEHDİ gelsin de dürtülelim diye bekleyen arkadaşlar' ALLAH'IN NURU da İLMİ de CENNETTE sonsuza kadar cennetliklere öğretilecek. SONSUZA KADAR devam edecek çünkü ALLAH'IN İLMİ ve NURU SONSUZDUR. KURAN-I KERİM, ALLAH'IN SONSUZ İLMİNİN sadece bir parçası. CENNETTE SONSUZA kadar ALLAH'IN İLMİNİ ve NURUNU öğrendikçe ALLAH'A AŞKINIZ artacak ve CENNETTE hiç sıkılmayacaksınız. DÜNYADA hiçbir bilgi ÖĞRENMEYE gayret etmeyen insan hem az bilgisine rağmen KİBİRLİDİR, hem de sürekli zamanını can sıkıntısından boş işlerle harcamaktadır. Bu tarz insanlar, dillerinde ALLAH'A inanırlar ama KURAN-I KERİM'İ açıp bir kere ANLAYARAK okumazlar, EVRENE bakıp ALLAH'A AŞKLARI artmazlar. Bu yüzden CENNET, sabredenlerin, şükredenlerin ve kibirlenmeyenlerin yeridir. KİBRİN olmaması için ise, kişi kendini bilgi açısından YETERLİ görmemeli ve her bilgiyle kişinin ALLAH'A AŞKI artmalıdır. Zaten AKLINI hep BİLGİLERLE meşgul edenler, kolay kolay kimseye KÖTÜLÜK ve FESATLIK düşünemezler. İşte bu dünyada CANLARI SIKILMAYAN, yine CENNETTE DE SIKILMAYACAK olan onlardır. ATEİSTLER gününü gün ettiğini zannederler. ALLAH'A inananların ise MUTSUZ olduklarını, kuralların onları sınırladıklarını zannederler. ATEİSTLERİN yanıldıkları şey, ZORLAMANIN var olduğu KURAN'A uymayan din. Halbuki KURAN'A uygun olan GERÇEK İSLAM dininde ZORLAMA yoktur. ALLAH'A gerçekten AŞIK olan insanlar, KURAN'A da AŞIK olurlar. Ve ALLAH AŞKI onlara EVRENİ de araştırtır, AKLININ GÜCÜNÜ de SINIRINI da düşündürtür. ALLAH'A AŞIK olan insan ÇOK BÜYÜK ACILAR bile yaşasa, AKLININ muhteşem GÜCÜNE ve ALLAH'IN sonsuz ADALETİNE güvenir. Ufacık bir güzellikle bile dünyanın EN MUTLUSU olmayı becerir. ALLAH'A AŞIK olan insan, BİLİME de EVRENE de MATEMATİĞE de MÜZİĞE de SANATA da hayranlık duyar. ALLAH'A AŞIK olan insan, AKLIYLA tüm sorunları çözebilen insandır. KARAMSAR olmaz, insanlara CENNET için değil, kendini o şekilde İYİ hissettiği için başkalarına iyilik yapar. ATEİST insan ise DOYUMSUZDUR, mutluluğun sadece PARAYLA geldiğini zanneder. Aslında onların sınıfı AKILSIZLIKTIR. Halbuki ALLAH'A AŞIK olan insan, AKLIYLA isterse PARAYA bile diz çöktürebilen ve esas GÜNÜNÜ GÜN eden insandır, hiç MUTSUZ değillerdir. Ama ATEİSTLER bunu anlamaz. Onlar AŞKA da inanmazlar, AKLIN GÜCÜNE de. FAİZ, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN düşürülmesidir. BAŞKASINDAN borç istemek ile BANKADAN borç istemek arasında sadece şu FARK var: Banka FAİZ alıyor. Kişi bankaya YATIRIM yapmış olsa, FAİZİ kendisi yer. Ama kredi çektiğinde FAİZİ banka yiyor. Bu şuna benzer. 5 yıl önce 40 bin liraya TRAKTÖR satın almışsındır, şimdi 500 bin liraya satarsan FAİZ yemiş mi olursun? Burada AYETİ iyi anlamak lazım. ALLAH katında PARANIN hiçbir değeri yoktur ki zaten ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? O halde FAİZİN tanımı, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN azalıp, SATIŞ GÜCÜNÜN artmasıdır. TİCARETTE helal olan da KARŞILIKLI RIZADIR. Eğer sattığın ÜRÜNÜN değeri, sattığın kişinin MAAŞI oranından FAZLA artmışsa bu bir nevi HAKSIZ KAZANÇTIR, DOLANDIRICILIKTIR. Maaşların her yıl ZAMLANARAK alınması da mı FAİZ peki? FAİZ, PARANIN değerinin artması değil, ALIM GÜCÜNÜN düşürülmesidir. MEDYEN KAVMİ de bu TERAZİDEKİ dengesizlikten dolayı HELAK edilmişti. EV SAHİPLERİ çevresindeki gıdaların ZAMMI oranında KİRAYI artırıp, KİRACININ GELİRİ oranını dikkate almazsa, KARŞILIKLI RIZAYA uymamış olur. Şimdi PARANIN keşfedilmediği TAKAS DÖNEMİYLE FAİZİ daha net açıklayayım: 1 kilo PİRİNÇ karşılığında 1 kilo BULGUR almışsan, 5 YIL sonra yine 1 kilo PİRİNÇ karşılığında yine 1 kilo BULGUR alabilmen gerekir. Dolayısıyla MUHTAÇ olan taraf değil, MAL ve SERVETİNİ haksız yolla BİRİKTİREN taraf FAİZ yemiş olur. KORKU FİLMLERİNE İNANMAYIN. ŞEYTAN ve CİNLER, aklınıza tesir edebilseydi ve düşüncelerinizi okuyabilseydi, emin olun bazılarında BOŞA ZAMAN kaybedeceğini bilerek VESVESE vermeye çalışmazdı. MELEKLER de düşüncelerinizi okuyamaz. O halde insanların TELEPATİ yeteneği olduğuna nasıl inanırsınız? DÜŞÜNCELERİNİZİ sadece ALLAH okur ve görür. ŞEYTAN ve CİNLER sizi çarpamazlar, ÇARPAR deyip ALLAH'A ŞİRK koşmayın. Onlar sadece VESVESE verirler İMANI ZAYIF olan insanlara. Çoğu insan 'CİN' kelimesini kullanmaktan korkup, 'ÜÇ HARFLİ' derler. Onlar ALLAH adını anmaktan da mı korkarlar? CİNLERİN ALLAH'TAN daha mı güçlü olduğunu zannederler HAŞA. ALLAH izin vermedikçe hangi CİN size tesir edebilirki? CİNLER ve İNSANLAR, hatta tüm YARATILMIŞLAR toplansa ALLAH'IN GÜCÜNÜN sonsuzda biri etmezler. ALLAH cinlerin size etki etmesine şundan dolayı izin verir ve ALLAH size şu mesajı verir: Normalde gözlerinle göremediğiniz CİNLERİ şimdi görüyor ve onlardan korkuyorken, neden şu an göremediğiniz ALLAH'I bir gün görebilme ihtimaline karşın ALLAH'TAN korkmuyor ve ALLAH'A TAM TESLİM olmayıp DÜNYEVİ ZEVKLER peşinde koşuyorsunuz? CİNLER, ALLAH'A İMANI sapasağlam yani YÜZDE 100 olan insanlara ETKİ edemezler. İnsanların çoğu ise YARIM İNANIR ve YÜZDE 1 de olsa 'YA YOKSA ' diye düşünüp, bu geçici dünya için MAL BİRİKTİRİRLER. Kendilerini AVUTMAK içinse, türlü bahanelerle önce kendilerini KANDIRIRLAR, sonra diğer insanları. İBRAHİM Suresi 22.Ayet: (Hesapları görülüp) iş bitirilince, ŞEYTAN şöyle diyecektir: “Şüphesiz ki ALLAH size gerçek olanı vadetmişti; ben de size (bir şeyler) vadetmiş ve size tersini yapmıştım. (Zaten) benim size karşı hiçbir GÜCÜM YOKTU. Sadece sizi (inkâra) çağırmıştım; siz de hemen bana (çağrıma) koşmuştunuz. (Şimdi) BENİ KINAMAYIN; kendinizi kınayın! Ben sizin feryadınıza yetişemem; siz de benim feryadıma yetişemezsiniz! Şüphesiz ki daha önce ben, beni (Allah’a) ORTAK koşmanızı da REDDETMİŞTİM.” Şüphesiz ki ZALİMLER için elem verici bir azap vardır. 80 MİLYON milletimizden sadece 80 BİN kişi Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okumuş. Onlardan biri olabilmek istemez misiniz? AHİRETTE her 1000 kişiden BİRİ olmak için, ÜŞENMEDEN tamamını MEALİNDEN okuyun. ALLAH anlamanıza YARDIMCI olacaktır. AKLINIZA ve ALLAH'A güvenin. 'ALLAH' kelimesi ÖZEL İSİMDİR. İnsanların KURAN'I anlayarak bilinçlenmesini istemeyen zihniyet, 'ALLAHU EKBER' in anlamına 'TANRI ULUDUR' diyerek, 'EZAN sadece ARAPÇA okunabilir bu yüzden KURAN-I KERİM'İ de sadece ARAPÇA okuyabilirsiniz' demişlerdir. Bunun için de, 'ALLAH ULUDUR' demek yerine, 'TANRI ULUDUR' anlamı tercih edilmiştir. KELİME-İ ŞEHADET TÜRKÇE okunabiliyor, HADİSLER TÜRKÇE okunabiliyor, ama EZAN ve KURAN sadece ARAPÇA okunabilir öyle mi? Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN OKUMAYI da SAMİMİ görenler, KELİME-İ ŞEHADETİN anlamını bilmeden MÜSLÜMAN olunur mu? SABAH EZANINDA kişi 'NAMAZ, UYKUDAN HAYIRLIDIR' sözünü duysa, daha BİLİNÇLİ olmaz mı? ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. Kendiniz için biriktirdikleriniz ve harcadıklarınız DÜNYA SEVGİNİZİ, başkalarına KARŞILIKSIZ verdikleriniz AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI dağıtmanın faydası yoktur. TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. Siz GEZEGENLERİN kendi başına mı, tesadüfen mi DÖNDÜKLERİNİ zannedersiniz? ANLAMADAN okumak, KULAKLARI KAPALI okumaya benzer. Keşke insanlar ANLAMINI bilerek okusalardı, en azından sadece TELAFFUZDA hata yaparlardı. Mesele DİL meselesi değil, AKIL ve ANLAMA meselesidir. İHTİYAÇLARINI HAYAL kurarak giderenler, İBADETLERİNİ neden ANLAMADAN yaparlar? AKLINIZ olmasaydı, DOYDUĞUNUZU DİLDEN geçen yemek miktarına göre mi anlayacaktınız? İnsan sevdiğinin düşüncelerini ANLAYINCA, sevgisini İSPAT edip sevgisinde SAMİMİ olabilir. ALLAH'A AŞIK insan, KURAN'A da AŞIK insandır. Sadece DİLDE sevenler, EN ZOR şartlarda İNKAR ederler. ANLAMADAN okumak, KULAKLARI KAPALI okumaya benzer. Keşke insanlar ANLAMINI bilerek okusalardı, en azından sadece TELAFFUZDA hata yaparlardı. Mesele DİL meselesi değil, AKIL ve ANLAMA meselesidir. İHTİYAÇLARINI HAYAL kurarak giderenler, İBADETLERİNİ neden ANLAMADAN yaparlar? AKLINIZ olmasaydı, DOYDUĞUNUZU DİLDEN geçen yemek miktarına göre mi anlayacaktınız? KAZA NAMAZLARI hakkında Kılamadıkları REKATLARIN SAYISINI toplayıp, ibadeti huzur için değil SAMİMİYETTEN uzak bir görev gibi yapıyorlar. Oysaki geçmişteki tüm namazlarını toplayacaklarsa, BÜLUĞ ÇAĞINA tam olarak hangi tarihte girdiklerini biliyorlar mı yada tüm hızlı hızlı ANLAMADAN kıldıkları namazları neden kılmamış gibi saymayıp, onları geçerli sayıyorlar? Kılamadıkları zaman için TÖVBE etmeyi niye düşünmezler? Yoksa TÖVBEYİ ve ALLAH'IN MERHAMETİNİ hafife mi alıyorlar? 2 REKAT değil, 2 SAAT kılın namazlarınızı. Ayrıca 'NAMAZLARI KAÇ REKAT KILAYIM?' diyenler var. Hayatında bir kere bile ALLAH'A GÖSTERİŞSİZ SAMİMİ bir şekilde, hızlı hızlı değil EN UZUN sureleri okuyup ANLAYARAK namaz kılmamıştır bu insanlar. Hepsini TÜRKÇE mi okuyorsun namazdaki duaların diyorlar. Önce ARAPÇA oku sonra TÜRKÇE oku. GÜNAH MI? Peygamberimiz ANLAYARAK NAMAZ kılmıyor muydu? O halde esasen SÜNNET olan, ANLAYARAK OKUMAK değil mi? Her vakit namazını 2 REKAT kılsam olur mu diyenler, neden SAYILARA takılı kalıyorlar da, ALLAH'IN HUZURUNDA kalma SÜRELERİNİ önemsemeyip, hızlı hızlı NAMAZI bitirip DÜNYEVİ işlerine bir an evvel koşma peşindeler? Kuran-ı Kerim'de NAMAZ yok diyorsunuz. O halde SECDE halinde Kuran-ı Kerim'i okuyun. ALLAH'A SECDE etmekten bile ACİZ misiniz? AHİRETİNİZİ neden RİSKE atıyorsunuz? ALLAH, KURAN-I KERİM'DE namazların ÖLÇÜ olarak REKAT sayılarını söylememiş, sadece ÖLÇÜ olarak GECE yapılan ibadetlerde şu AYETİ bildirmiştir. Bu da ALLAH için SAMİMİ olanın REKAT SAYISI değil, İBADET SÜRESİ olduğunu gösterir. MÜZZEMMİL Suresi 20.Ayette dediği gibi 'GECENİN en az ÜÇTE birinde KURAN-I KERİM oku.' Her vakit namazını 2 REKAT kılsam olur mu diyenler, neden SAYILARA takılı kalıyorlar da, ALLAH'IN HUZURUNDA kalma SÜRELERİNİ önemsemeyip, hızlı hızlı NAMAZI bitirip DÜNYEVİ işlerine bir an evvel koşma peşindeler? 2 REKAT değil, 2 SAAT kılın NAMAZLARINIZI. REKAT SAYISI değil, ALLAH'IN huzurunda KALMA SÜRESİ önemlidir. HADİSÇİYİM diye geçinen çoğu insan, HADİSLERDEN de AYETLERDEN de 100 er tane bile bilmiyorlar. Sadece işine gelenleri arastiriyorlar GOOGLEDAN. 'HADİSLERDE rekat var, süre yok' diyenler, bunu niye görmezden geliyorlar: HZ.CEBRAİL 2 REKAT namaz kılmış, namaz tam 4 BİN ahiret SENESİ sürmüş. NAMAZDA elinize KURAN-I KERİM almanız GÜNAH DEĞİLKİ. Ve SAMİMİ olarak, ne okuduğunuzu ANLAYARAK en azından 1 kere NAMAZ kılın ama UZUN SURELERDEN seçin BAKARA SURESİNİN TAMAMI gibi. Gerekirse 1 SAAT sürsün NAMAZINIZIN 1 REKATI. Ama İÇİNİZDEN okumayın SURELERİ, HAFİF SESLİ okuyun; böylece VESVESEYE ve FARKLI DÜŞÜNCELERE izin vermezsiniz. Sanki SON NAMAZINIZMIŞ gibi kılın. NAMAZ kılmakta İSTEKSİZ olan arkadaşlarım, HER REKATTA Fatiha'dan sonra FARKLI FARKLI sure okusunlar ama MEALİNDEN ANLAYARAK okusunlar o sureleri. Hem NAMAZ kılın, hem de KURAN'DAKİ tüm 114 surenin MEALLERİNİ tamamlayarak, HATMETMİŞ olun. KURAN'I MEALİNDEN okumak da HATMETMEKTİR. Mesela İLK rekatta BAKARA SURESİNİN tamamını, İKİNCİ rekatta YUSUF süresinin tamamını okusunlar. Özellikle o YUSUF suresinin GÜZELLİĞİNİ ancak MEALİNİ okuduğunuzda farkedersiniz ve AKLINIZDA CANLANDIRIRSINIZ. NAMAZDA elinize KURAN-I KERİM almanız GÜNAH DEĞİLKİ. MEALİNDEN okuyarak, ne okuduğunuzu anladığınızda DAHA SAMİMİ, DAHA ÖĞRETİCİ ve DAHA HUZURLU gelecek namazlar size. Gerekirse 1 SAAT sürsün NAMAZINIZIN 1 REKATI. Ama İÇİNİZDEN okumayın SURELERİ, HAFİF SESLİ okuyun; böylece VESVESEYE ve FARKLI DÜŞÜNCELERE izin vermezsiniz. Her namazınızı sanki ÖLMEDEN önceki SON NAMAZINIZMIŞ gibi kılın. EVLİLİK, Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZ mı ki, BAŞ ÖRTÜSÜNE de farz diyorsunuz? EVLİLİK, bir nevi ZİNAYA bulaşmamak için bir TAVSİYEDİR. EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. NUR Suresindeki 31.AYET bu 3 FARZ ile başlar. 1.NAMUSLARINI korusunlar. 2.GÖZLERİNİ haramdan sakınsınlar. 3.ZİYNETLERİNİ ve AVRET yerlerini açmasınlar. Ayette BAŞÖRTÜLERİNİ kısmı SÜNNET, YAKALARININ üstüne vursunlar kısmı FARZ. DİKKAT EDİN. ALLAH başörtüsü taksınlar demiyor, başörtüsü takıp GÖĞÜSLERİNİ AÇIK tutarak bana GÖSTERİŞ yapmasınlar diyor. Ayrıca BAŞÖRTÜSÜ takanlar hemen TAKMAYANA FESATLIK besliyor demekki ARAF Suresi 26.Ayette geçen TAKVA ÖRTÜSÜNÜ giyememişler fesatlıklarından dolayı. Yada yaptığı TEK İBADET o herhalde. O yüzden onun da ibadet olmamasını kaldıramıyor o kişiler. Bir arkadaş 'BEN BOŞUNA mı BAŞÖRTÜSÜ takıyorum??' demişti. Oradan bu çıkarıma vardım. Ama sözüm FESAT kardeşlerime. TAKVA ÖRTÜLÜ kardeşlerime SAYGIM var. AHZAB Suresi 59.Ayet: Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (dışarı çıktıklarında) dış örtülerini üzerlerine salmalarını söyle! Bu, onların TANINMASI ve İNCİTİLMEMESİ için en uygunudur. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. TANINMASI ve İNCİTİLMEMESİ için yazıyor, DİKKAT edin. Sonra da NUR SURESİ 60.AYETİ okuyun. Ayrıca BAŞÖRTÜSÜZ olanları DİNSİZ gibi gördüğünüz fesatlığınız TAKVA ÖRTÜNÜZÜ kirletiyor, bilginiz olsun. TAKVA ÖRTÜSÜ yoksa hiç bir ÖRTÜNÜN önemi yok. Onun için de, ARAF Suresi 26.AYETİ okuyun. KORKAKLAR, birden fazla KADINLA evlenir. KORKAK değilseniz, EVLENMEDEN bir kadına KARŞILIKSIZ yardım edersiniz. 4 KADINLA evlenebilmenin ŞARTI, NİSA Suresi 3.Ayette, YETİMLERE haklarını vermekten korkanlar için, yani mallarını KENDİ AİLESİNDEN olmayanlara vermeyen CİMRİLER içindir. Bu ayet, YETİMLERLE ve YOKSULLARLA evlensinler, böylece kendilerini GARANTİYE almış olurlar yani bu CİMRİLERİN malları AİLESİNDEN başka birine gitmemiş olur ve aynı zamanda o YETİMLERE de bir AİLE kazandırmış olurlar düşüncesiyle ALLAH tarafından 2 TARAFA da KOLAYLAŞTIRICI bir GARANTİDİR. Çünkü CİMRİLER, canını verirler ama MALLARINI vermezler. Bu ayetteki AMAÇ, ŞEHVET ve CİNSELLİK değil, insanlara İYİLİK yapmak için AKLINI KULLANDIRMAYI öğretmek ve insanları KORUMAKTIR. Zaten NİSA Suresi 8.Ayette de YETİMLERİN ve YOKSULLARIN DA aile bağlarınız olmasa bile MİRASINIZDA HAK SAHİBİ olduğunu anlatır. Yani bütün mallarınız ALLAH'TAN gelmiştir; dolayısıyla ailesi olmayan ZENGİN CİMRİLER, uyanıklık yapıp tüm mallarını kendileri yaratmış gibi yemesinler. Bazı UYANIKLAR da 'Niye EVLENİP de mallarımı EŞİMLE ve ÇOCUKLARIMLA paylaşayım' zihniyetindeler. Ne yaparsanız yapın, TÜM mallarınızın ZEKATINI vermekten kurtulamazsınız. İşte bu ayet, ERKEKLERİN aç gözlülüğü için değil, YOKSULLARI ve YETİMLERİ korumak için indirilmiştir. Sizler bu ayette anlatıldığı gibi, KORKAK değilseniz, EVLENMEDEN bir kadına KARŞILIKSIZ yardım edersiniz. NİSA Suresi 3.Ayet, PEYGAMBERİMİZİN vefatından 3 YIL önce indirilmiştir ve o ayetten sonra PEYGAMBERİMİZ başka evlilik yapmamıştır. Bir ömür boyu AKIL KÖRÜ olan bazı arkadaşlarım, EN AZINDAN 1 KERE ANLAYARAK namaz kılın ve ANLAYARAK Kuran okuyun da BOMBOŞ BİLGİSİZCE gitmeyin AHİRETE. Bazen ÇOK İÇTEN, tüm AKIL ve tüm KALPLE edilen bir dua ve ibadet, BİNLERCE İBADETE bedeldir. Ömür boyu SAMİMİYETSİZCE ANLAMADAN yaşayan insanlar en azından 1 kere SAMİMİ olsunlar. Belkide böylece MİLYARLARCA AKIL KÖRÜ insanın önüne geçerler. DİNİMİZDE mesele DİL meselesi değil, AKIL ve ANLAMA ve SAMİMİYET meselesidir. Gerçek Müslüman, KENDİ TARİKATINA değil, ALLAH'A davet edendir. ALLAH, size ŞAH DAMARINIZDAN daha yakın. Yolda yürürken YOKSUL gördüğünüzde PARAYI direk yoksula mı veriyorsunuz yoksa TARİKATINIZA mı veriyorsunuz da onlar mı iletiyorlar? ALLAH'A ve AKLINIZA ve İMANINIZA, tarikatlardan daha fazla GÜVENİN. CENNET, EĞLENCE yeri değil, ÖDÜL yeridir, ALLAH'IN evidir. Ve cennette canınız sıkılmayacak çünkü orada ALLAH'IN SONSUZ İLMİNİ öğreneceksiniz SONSUZA KADAR ve öğrendikçe ALLAH'A AŞKINIZ artacak. PARASIYLA 70 YILLIK ömründe hava atanlar, neden AKILLARINI kullanıp dünyada da insanların BEYİNLERİNDE yaşayarak ÖLÜMSÜZ olmayı akledemiyorlar? 240 TRİLYON DOLAR serveti olan ROTHSCHİLD AİLESİNİN serveti kadar zengin bir MÜSLÜMAN olsaydı, dünyadaki tüm 8 MİLYAR insana servetinin YARISINI dağıtsa, herkese kişi başı 500 BİN LİRA para düşer. Servetinin kendine kalan YARISI de yine o kişiye hayatını yaşatırdı. O zengin kişi, kendi kitabını ve KURAN-I KERİM'İ okuyan ve okuduğunu SINAVDA ispat eden insanlara bu parayı ÖDÜL olarak dağıtsaydı, hem dünyada BEYİNLERDE ölümsüz olurdu, hem de AHİRETİNİ kazanırdı. İşte keşke ZENGİN olan kişiler, AKILLI da olsalardı? Ama hem cimrilerdir hem de PARAYI nasıl kullanacaklarını bilemeyecek kadar AKILSIZLARDIR. PARA NİMET değildir ve ALLAH PARAYI sevmez. ALLAH sevseydi ve NİMET olsaydı, CENNETTE PARA olurdu. ESAS İSLAM DİNİ, Kuran'da anlatılan dindir. DİN ve DEVLET işlerinin birbirinden ayrılığı olan LAİKLİKTE, UYDURULMUŞ DİN ile DEVLET işleri ayrılmıştır. KURAN DİNİ BİLİMDEN de ayrılamaz, DEVLETTEN de. Hayatın her alanında vardır. Ama UYDURULMUŞ DİN heryerden ayrılmalıdır. ŞERİAT DEVLETİNİ olduğunu iddia eden OSMANLI DEVLETİ KURAN ile yönetilmiyordu. Çünkü ŞEYHÜLİSLAMLAR, PADİŞAHIN emirlerini ALLAH'IN emirleri ile AYNI tutarlardı. Keşke okullarda KURAN-I KERİM'İ ANLAMA DERSİ ve SINAVI olsaydı. O zaman herkes YOKSULLARLA paylaşmayı öğrenirdi ve AÇLIK yaşanmazdı. KURAN'I ANLAMIŞ olsalardı, PARAYA değil İNSANA, VATANA değil MİLLETE, DÜNYAYA değil AHİRETE yatırım yaparlardı. DİNİ NİKAH, boşandıktan sonra kadına, TALAK Suresi 7'nci ayetin emri gereğince NAFAKA hakkı vermiyorsa ve TALEP de edemiyorsa o DİNİ NİKAH KURAN'A uygun değildir yani GEÇERSİZDİR. Ülkemizde sadece DİNİ NİKAH ile evlenenler, boşandıklarında hiç bir HAK TALEP edemiyorlar. Bunu bilen UYANIKLAR, bu yüzden DİNİ NİKAH tercih ediyorlar. Halbuki ALLAH, KURAN'DA YOKSULLARIN ve EŞLERİN HAKLARINI korumaktadır. Oysaki biz insanlar niye birbirimizin haklarını korumuyoruz? Bunun göstergelerinden biri eşlere verilen MEHİR ücretleridir. Yani KURAN'A uygun olan NİKAH TÜRÜ, BELEDİYE NİKAHIDIR. Aynı şekilde EVLEMME YAŞI da, EVLENEN kişinin haklarını TALEP edebileceği bir yaştır. Yani EVLENME YAŞININ 18 YAŞ olması ve BELEDİYE NİKAHI, KANUNLARA ve KURAN'A uygun olandır, fakat UYDURULMUŞ DİNE uymamaktadır. KURAN hayatın her alanındadır. BİLİM, DEVLET ve KANUNLAR, hepsi KURAN ile bir bütündür. ALLAH bütün DİLLERİ bilir. Şimdi diyelimki karşınızdan ALLAH size BİLMEDİĞİNİZ bir DİLDE seslenip, sizden bir şey istedi. Bir ömür boyu da süre verdi. Bir ömür boyu ALLAH'IN sizden istediğini BİLMEDİĞİNİZ dilde ANLAMADAN tekrar mı edersiniz yoksa ALLAH'IN ne GÖREV verdiğini ANLAMAYA mı çalışırsınız? Hangi TEBLİGATI anlamadan İMZALADINIZ? HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabiliyorsunuz da, AYETLERİ mealinden TÜRKÇE olarak anlayamıyor musunuz? ANLAMAYA niyetiniz olsa, ALLAH'IN size yardımcı olacağına GÜVENMİYOR musunuz? HADİSLERİ, TÜRKÇE olarak anlıyoruz ama AYETLERİ anlayamıyormuşuz. Peygamberimiz, namazda sureleri Arapça ama ANLAYARAK okurdu. Çoğu insan ise Arapça ama ANLAMADAN okuduklarından SÜNNETE uymuyorlar. Halbuki Peygamberimiz gibi KENDİ DİLLERİNDE ve ANLAYARAK okusalar, SÜNNETE daha uyumlu olmaz mı? 'ANLAYARAK okuyabilirlerse, ARAPÇA okumak daha güzeldir' diyenlere soruyorum: KURAN-I KERİM'DE ARAPÇA ÖĞRENİN mi yazıyor veya TEVRATI okumak için İBRANİCE öğrenin mi yazıyor? İMANIN ŞARTLARI olarak, BÜTÜN KİTAPLARA iman etmek için ARAPÇA ve İBRANİCE öğrenmek mi gerekiyor? ALLAH, ayetlerini anlatmak için, MUSEVİLERDE ARAPÇA değil, İBRANİCE dilini tercih etti. Kuran-ı Kerim ARAPÇA değil, ARAPÇA'NIN KUREYŞ LEHÇESİYLE indirilmiştir, PEYGAMBERİMİZİN konuştuğu LEHÇEDE. PEYGAMBERİMİZİN anlaması lazımdıki, TÜM İNSANLARA ve TÜM KAİNATA aktarabilsin. HADİSLERİ, TÜRKÇE olarak anlıyoruz ama AYETLERİ anlayamıyormuşuz. ALLAH'IN sizinle KONUŞMASINI ister misiniz? Hiç kendi AYETLERİNİ anlamamış birine ALLAH seslenir mi? Şimdi seslenecek olsa, sizin AYETLERİ anlamadığınız gibi, SESLENMESİNİ de anlamayacağınızı ÖNCEDEN bilmez mi? O halde KURAN-I KERİM'İ okuyup tamamını ANLAMAMIŞ bir insana ALLAH seslense bile, o insan bunu anlamazki. Hiç KULAKLARINI kapatıp KONUŞAN insan gördünüz mü? İşte onlar, ANLAMADAN OKUYANLAR gibidir. NEFİSLERİNİN sesiyle hareket edenler, ALLAH'IN SESİNİ içlerinde duyamazlar. Peygamberimiz, Kuran ayetlerini ARAPÇA ama ANLAYARAK okurdu ve NAMAZI da surelerini ANLAYARAK kılardı. O halde, KURAN'I ve NAMAZDAKİ sureleri ANLAMADAN ARAPÇA olarak okumak mı SÜNNETTİR yoksa ANLAYARAK ARAPÇA okumak mı sünnettir? HADİSLERİ tamamen REDDEDEN arkadaşlarım, BİLİMİ de TAMAMEN reddediyor musunuz KURAN-I KERİM'DE yer almayınca? KURAN-I KERİM'E tezatsa BİLİMİN içeriği YANLIŞTIR. DİNSİZ BİLİM olmaz. Yani İNSANİ BİLİM aldatıcıdır ama İLAHİ BİLİM doğru olandır. HADİSLER eğer KURAN-I KERİM'E UYGUNSA doğrudur yani SAHİHTİR. Ama HADİSLERİ AYETLERDEN asla ÜSTÜN TUTMAYIN. KURAN-I KERİM insan için YETERLİDİR fakat bu, KURAN'A UYGUN hadislerin YANLIŞ olacağı anlamına gelmez. ANLAMI ve ANA FİKRİ bozmadan cümleyi DEĞİŞTİRMEK ve anlamı AÇIKLAMAYLA GELİŞTİRMEK, ÖRNEKLER göstermek CÜMLEYE TEZAT oluşturmaz. HADİSLER için de KURAN-I KERİM tek TEYİT kaynağıdır. Nasılki CENNETTE içtiğiniz içki size SARHOŞLUK vermez, aynı şekilde gördüğünüz güzellikler de size AZGINLIK vermeyecek. Dünyadaki insanların çoğunun BEYİNLERİNİN yarısını PARA, yarısını CİNSELLİK oluşturuyor. Ama ALLAH PARAYI, ŞEHVETİ ve SARHOŞLUĞU sevmez. Sevseydi CENNETTE onlar da olurdu. PARA, ŞEHVET ve SARHOŞLUK insana ALIŞKANLIK yaparsa geçici süre de olsa ALLAH'I UNUTTURUR. CENNETTEKİ herşey DÜNYADA olsaydı, DÜNYA KIYAMETİ ve HELAKLARI haketmezdi. Siz hiç KARŞILIKSIZ SEVDİNİZ mi bir varlığı CİNSELLİK düşünmeden? Veya KENDİNİZİ TATMİN ederken, ABAZALIKTAN ve AZGINLIKTAN dolayı mı yapıyorsunuz yoksa BEYNİNİZİN YARISINI boşaltıp sadece ALLAH'I düşünmeye ODAKLANMAK için mi? YEMEK YERKEN sadece acıktığınız için ALLAH'I UNUTARAK ve AÇLARIN HALİNİ unutarak mı yemek yiyorsunuz yada ALLAH'I düşünmeye daha iyi ODAKLANMAK için mi? CENNETTE sadece AKLINIZI geliştirmeye devam edeceksiniz çünkü BEDENLERİNİZİN gelişmeye ihtiyacı olmayacak, çünkü MÜKEMMEL İHTİYAÇSIZ BEDENLERİNİZ olacak. CENNETTE sıkılmayacaksınız çünkü ALLAH'IN SONSUZ İLMİNİ öğrendikçe hayranlıkla ve şaşkınlıkla ALLAH'A AŞIK olacaksınız. Ve yemek yemeniz karnınızı doyurmak için değil, ALLAH'A AŞKINIZI artırmak için olacak. MELEKLER uyumaz, acıkmaz ve cinsel birliktelik kurmazlar. MELEKLER gibi CENNETTE ALLAH'A YAKIN olmak için NEFSANİ arzularımızı TERBİYE etmeliyiz. ALLAH'A YAKIN olmak isteyenlerin de özellikleri CENNETTE meleklerin özellikleri gibi NEFSLERDEN arındırılmış olacak. Ne kadar NEFSANİ arzulara düşkünseniz, o kadar CEHENNEME yakın olursunuz. ALLAH PARAYI, ŞEHVETİ ve SARHOŞLUĞU sevmez. Sevseydi CENNETTE onlar da olurdu. PARA, ŞEHVET ve SARHOŞLUK insana ALIŞKANLIK yaparsa geçici süre de olsa ALLAH'I UNUTTURUR. CENNETTEKİ herşey DÜNYADA olsaydı, DÜNYA KIYAMETİ ve HELAKLARI haketmezdi. Dünyadaki insanların çoğunun BEYİNLERİNİN yarısını PARA, yarısını CİNSELLİK oluşturuyor. Ben KÜÇÜKKEN bu hayattan önce MATEMATİĞİ öğrenmeyi istemiştim. Sonra biraz büyüdüm, BİLİMİN her türlüsünü ve özellikle EVRENİ ve KUANTUM FİZİĞİNİ öğrenmeyi istedim. PARASAL ZENGİNLİĞİ hiç istemedim çünkü hep bana GEÇİCİ olduğu için MANTIKSIZ ve BOŞ geldi. Belki İSTEDİM ama sadece DİLDE. ODAKLANIP, gerçekten onu AKLEN de isteseydim, muhakkak ELDE EDERDİM. Ama PARAM ÇOK olsaydı, kendimi belki İLME veremezdim. AHİRETTE SONSUZ YIL benim olmayacak birşeye, 70 YIL sahip olmuşum ne önemi var? Dünya zenginliği size gelmeden önce, BİLGİ ve AKIL zenginliğine ulaşınki, o mal mülk zenginliği sizi onu PAYLAŞMAKTAN alıkoymasın. Eğer zenginken CİMRİLİK yaparsanız, bilinki servetiniz FAY HATTININ üstüne yapılmış YÜKSEK KATLI binalar gibi olur. Alandan TASARRUFLA yüksek katlı binalar yapanların ve SERVETİNE her gün servet kalanların ve YOKSULUN hakkını gözetmeksizin ZENGİNİN sattıklarını alanların alışverişleri, AHİRETLERİNE ve AİLELERİNİN HAYATINA oynadıkları bir KUMARDIR. AKIL ZENGİNİ olsaydınız, ne zaman geleceği belli olmayan ÖLÜMDEN önce mallarınızı PAYLAŞTIRIRDINIZ. Ama insanların çoğunun MALLARI ve BEDENLERİ yönetiyor AKILLARINI. Keşke AKILLARI yönetseydi GEÇİCİ olanları. ŞURA Suresi 20.Ayet: Kim AHİRET sevabını isterse, onun sevabını artırırız. Kim de DÜNYA menfaatini isterse, ona da ondan veririz; fakat ahirette ona hiç bir nasib yoktur. ALLAH, yarattığı hiçbir varlık için KÖTÜLÜK DİLEMEZ. Fakat MUSİBETE İZİN VEREBİLİR. Allah'ın İZİN VERMEDİĞİ hiçbir şey oluşmaz. Allah'ın DİLEDİĞİNE ise hiçbir şey mani olamaz ve Allah kulu için ne dilerse dilesin, ALTINDA HAYIR vardır. İSTEMEK, sadece DİLLE olmaz. İsteyen herşeyi yapar, sonrasında ALLAH'A TEVEKKÜL eder. Mesela BİTCOİN için birçok GRAFİK ANALİZİ yaparız. Aynı şekilde YKS'ye çalışsak, GEOMETRİ sorularında TAM NET yaparız. Her DUA hemen kabul olsaydı, bu dünya SABIR ve İMTİHAN dünyası olur muydu? Hemen saniyesinde kabul olan DUA değildir çoğu dua. Tam olarak İSTEMEK demek, sadece DİLLE değil, AKIL ve ÇABA ile olur. Sonrasında TEVEKKÜL ile ALLAH'A bırakırsınız ve sadece ALLAH izin verirse olur. Siz şeytana uymayı isterseniz, ALLAH da şeytanın sizi kandırmasına izin verir. REENKARNASYONCULAR, bu yaşamında hiçbir ibadet yapmasınlar ve öbür yaşamına bıraksınlar TÜM ibadetleri. Paylaşımlarının ve iddialarının arkasında dursunlar. Ayrıca bu dünyada neden hiç MELEK göremiyorum diyen arkadaşım, ÖLÜM MELEĞİNİ bile 1 defa görebileceğinize göre, ÖLMEDEN diğer melekleri hiç göremeyebilirsiniz. Ayrıca MELEKLER gibi GÜNAHSIZ değilseniz, MELEKLER size niye görünsünki? Ayrıca insanlarımızın çoğu CİN kelimesini kullanmaktan korkuyor ama ALLAH kelimesini zikretmekten korkmuyor. Bide birçok ZULÜM yapmış insan TÖVBE ederse AFFOLUR MU diye soran ATEİST arkadaş, Zaten bir kişi TÖVBE etmişse ALLAH o kişinin TÖVBE etmesine İZİN VERMİŞ demektir. ALLAH o tarz zalimlerin çoğuna TÖVBE için FIRSAT ve İZİN bile vermiyor. Zaten GÜNAHI kendisini KUŞATAN insan TÖVBEYİ aklından bile geçirmez. ÜREME hücrelerinin KEMİK İLİĞİNDE üretilmesi ve DNA'mızdaki İNANÇ KODU, Kuran-ı Kerim'in ALLAH KELAMI olduğunun en büyük DELİLLERİNDENDİR. TARIK Suresi 5-6-7.Ayet: İnsan, neyden yaratıldığına bir baksın! OMURGA ile KABURGA kemikleri arasından çıkan akıcı bir SIVIDAN yaratıldı. BEZMİ ELEST yani KALU BELA ile ilgili ayette dikkat ederseniz, ALLAH, AHİRET gününde bu SÖZÜ hatırlamanızı istiyor, DÜNYA YAŞAMINDA değil. Dolayısıyla bu SÖZÜ, DÜNYA yaşamından ÖNCE değil, DÜNYA'DA yaratılırken verdik. SIRTIMIZDAKİ KEMİK İLİĞİNDE bulunan KÖK HÜCRELERDE üretilen ÜREME hücrelerinki DNA'mıza kodlanan ALLAH'A İNANÇ KODU ile bize ÜFLENEN RUH yani İLAHİ BİLGİLERE ALLAH'IN seslenmesidir bu OLAY. PEYGAMBERİMİZİN HADİSİ şöyledir: 'Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.' RUH, aklımızın görünmeyen DNA'sıdır yani BİLGİ KODLARIDIR. Nasılki HÜCRELERİMİZ birçok özelliğini DNA'ya borçluysa, AKLIMIZ da yorum ve analiz kabiliyetini RUHA borçludur. CANLI ve CANSIZ herşeyin RUHU vardır. Ancak RUHU olduğunu, sadece AKLI olanlar kavrayabilir. Evrenin tamamı ENERJİDEN oluşmuştur. Mesela DÜNYADAKİ tüm atomlar birleştirilmesi, KÜP ŞEKER hacminde bir madde oluşur yani tamamı ENERJİDİR. AKLIMIZDAKİ bu enerjilere HACİM ve KÜTLE algılatan ve ELEKTRONLARIN atom çekirdeği etrafında dönmelerini sağlayan BİLGİ kodlarına RUHLAR denir; ancak ELEKTRONLAR ruhlarının farkında değillerdir. RUH olmadan AKIL olmaz; ancak AKIL olmadan RUH olur fakat ALGILANMAZ. RUH, ALGILARIN aklımızdaki GÖRÜNTÜSÜDÜR. RUH, ENERJİYE canlılık, hacim, kütle ve amaç kazandırır AKLIMIZDA. Tüm ATOMLAR hareketli gibi görünmesine rağmen, tamamen ENERJİDEN oluşmuştur. Kısacası RUH, ALLAH'IN bizim bilmemiz ve görmemiz gerekenleri AKLIMIZA yazmasıdır. HÜCRELERİN de RUHU vardır, her gün 330 MİLYAR hücre ÖLÜYOR. RUH, o varlığın tüm hayat sürecinin BİLGİSİDİR. Yani RUH, aklımızın ve kaderimizin YAZILMIŞ kısmıdır. İRADE yani NEFİS ise aklımızın ve kaderimizin biz YAPTIKÇA YAZILAN kısmıdır. RUH ve NEFİS, kaderimizin ve aklımızın bölümleridir. Yani RUH, İlahi Bilgidir; NEFİS ise İnsani Bilgidir. GERÇEK MÜSLÜMAN kendi yoluna, kendi tarikatına değil, ALLAH'IN YOLUNA davet edendir. Ve KURAN-I KERİM sadece İLAHİYAT MEZUNLARINA inmedi. Hadisleri TÜRKÇE olarak anlıyorsunuz, AYETLERİ de mealinden anlayabilirsiniz. Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK OKUMAYA niye çalışmıyorsunuz? Kuran-ı Kerim'in AÇIĞINI bulmak için değil, ALLAH'IN İLMİ olduğu için EKSİKSİZ olduğuna güvenerek okuyun. ANLAYARAK okumak için AKLINIZA ve ALLAH'A mı güvenmiyorsunuz? AÇIĞINI bulmak değil, ANLAMAYA çalışmaksa NİYETİNİZ, ALLAH YARDIMCI olacaktır. ALLAH'A ve AKLINIZA güvenin. ALLAH herkese AYNI YAKINLIKTADIR. ŞAH DAMARINIZDAN daha yakın. Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN OKUMAYI da SAMİMİ görenler, KELİME-İ ŞEHADETİN anlamını bilmeden MÜSLÜMAN olunur mu? GÜNAHINDAN dolayı öldürülenlerin TÖVBE etme İHTİMALİNE engel olanlar; HADİSLERİ AYETLERDEN, kendinizi ise ALLAH'TAN üstün mü tutarsınız? TÖVBE KAPISI ölene kadar açık. Bu yüzden ALLAH Kuran-ı Kerim'de dünyevi olarak ÖLDÜRÜN diye bir cezadan bahsetmez. NİSA Suresi 140.Ayette AYETLERİ inkar edeni bile ÖLDÜRÜN demez YANINDAN UZAKLAŞIN der. BAKARA Suresi 256.Ayet, YUNUS Suresi 99.Ayet ve HUD Suresi 28.Ayette DİNDE ZORLAMA YOKTUR der. SORUYORUM size TÖVBE KAPISI ölene kadar açık olduğuna göre, nasıl bu insanların ÖLDÜRME ile ilgili söyledikleri PEYGAMBERİMİZE İFTİRA olarak aktardıkları SAHİH OLMAYAN yani KURAN'A UYMAYAN hadislere inanıyorsunuz? MÜSLÜMAN kardeşlerimin çoğunluğu GÜNAHSIZ değilken ve çoğunluğu ZEKATINI hakkıyla vermiyorlarken nasıl DİNDE ZORLAMA olduğunu düşünür AYETLERDEN BİHABER bazı insanlar? ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün cezası, (en çok) ona denk bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. BAKARA Suresi 256.Ayet: DİNDE ZORLAMA YOKTUR. AL-İ İMRAN Suresi 19.Ayet: Şüphesiz ki Allah katında tek din İSLAM'DIR. AL-İ İMRAN Suresi 52.Ayet: HAVARİLER de İSA'ya “Biz Allah’ın (yolunun) yardımcılarıyız; Allah’a iman ettik. Şahit ol ki biz MÜSLÜMANLARIZ” demişlerdi. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kuran-ı Kerim'deki 1 ayeti okuyup TÜM AYETLERİ okumazsan veya Kuran-ı Kerim'i ALLAH ile KONUŞUR gibi okumazsan, ALLAH'I anlayamazsın. Sadece MAİDE Suresi 38.Ayeti okursanız, HIRSIZIN elinin kesilmesinin BEDENEN olduğunu zannedersiniz. ŞURA Suresi 40.Ayeti de okuyun ki oradaki kesmenin BEDENEN değil MANEVİYEN olduğunu yani HIRSIZLIKTAN elini çekecek hale getirmek olduğunu anlardınız. ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün CEZASI, en çok ona DENK bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. HIRSIZ sizin elinizi değil, MALINIZI aldı. O halde onun elinin kesilmesini nasıl DENK ceza düşünürsünüz? Bu dünyada kötülük yapan kişiyi BAĞIŞLARSANIZ, ALLAH da size MERHAMET eder. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kötülüğe DENK olmadan yaptıkları tüm CEZALARININ karşılığını AHİRETTE alacaklar. O zaman ASIL ŞERİAT neredeymiş anlayacaklar. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye bağıranlar, keşke KURAN KURAN diye bağırsalardı. ALLAH'A inanmayan BİLİM adamlarının KALP GÖZLERİ kördür. AKLA inanmayan DİN adamlarının ise AKIL GÖZLERİ kördür. DİNSİZ BİLİM olmaz. BİLİMSİZ DİN olmaz. DİNİ de BİLİMİ de ALLAH yarattı. BİLİM de DİN de KURAN-I KERİM'E uygun olmalıdır. ANKEBUT Suresi 2.Ayet: İnsanlar, İMTİHAN edilmeden sadece “İMAN ETTİK!” demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar. Sadece KALP ile inanıp, AKIL ile de iman etmeyenler çoğu zaman bu İMTİHANLARI kazanamazlar. ALLAH'IN CİN musallat ettikleri ise sadece KALBEN inanıp, AKLEN kavramayan İMANI zayıf kişilerdir. HACC Suresi 46.Ayet: Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı?Dolaşsalardı, kendileriyle DÜŞÜNECEK KALPLERİ veya duyacak kulakları olurdu. Gözler kör olmaz fakat göğüslerdeki KALPLER KÖR olur. İMAN ETMEK, akıl ve kalple olur. İNANMAK ise sadece kalple olur. ALLAH'A inandığı halde GÜNAH işleyen ve MUSİBETLERE dayanamayan İMAN ETMİŞ sayılmaz. İMAN EDEN bir kalpte ALLAH AŞKI her saniye devam eder. İNANAN ise DÜNYA ZEVKLERİNDEN de vazgeçemez. CENNET için ibadet eden İNANANDIR, ALLAH'IN RIZASI için ibadet eden İMAN EDENDİR. Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN okuyan İNANANDIR, ama ANLAYARAK YAŞAYARAK okuyan İMAN EDENDİR. İMAN EDEN her saniye ZİKREDER, İNANAN ise sadece belli sayılarla ZİKREDER. İMAN EDENİ hiçbir şey KANDIRAMAZ ama İNANAN kişi CİNLERDEN bile korkar. DEİSTLER, EVRENİN TANRI olduğuna inanır. Biz MÜSLÜMANLAR ise bazılarımız EVRENİN dışında bir TANRIYA, yada bazılarımız EVRENİN de PARÇASI olduğu bir TANRIYA inanırız. İnsan vücudu 100 TRİLYON HÜCREDEN, her bir hücre de 100 TRİLYON ATOMDAN oluşmuştur. TÜM EVREN aslında bir CANLIDIR ve tek gerçek CANLI olan ALLAH'IN bir parçasıdır. EVRENİ ALLAH'TAN ayrı bir parça olarak düşünmek, insana ALLAH'IN YERİNİ evrenin dışında gibi zannettirir. Halbuki EVRENİ kaplayan varlık, EVRENİN içini de kapsayamaz mı? Üstelik ALLAH ŞAH DAMARINIZDAN bile daha yakın. Ki zaten ALLAH tek bir noktadan yaratmadı mı evreni? O NOKTAYI ALLAH'TAN BAĞIMSIZ bir parça gibi nasıl düşünürsünüz? Ayrıca bu sadece GÖREBİLDİĞİMİZ EVREN. AKLINIZI yaratan yani AKIL ÜSTÜ varlık olan ALLAH için, sizin göremedikleriniz bile GÖRÜNÜRDÜR ve SOMUTTUR. ATEİSTLER, AKIL ÜSTÜ bir varlığın var olduğunu neden düşünmezler? Ona EVREN diyorlarsa, o EVRENİN de ALLAH'IN bir parçası olduğunu neden düşünmezler? GÖRÜNMEYEN yoktur, GÖREMEDİKLERİMİZ ve DUYAMADIKLARIMIZ vardır. KURAN'I ANLAMAK da bir İMTİHANDIR, tıpkı KAİNATI ve HAYATI anlamak gibi. Herkes AYNI anlayamaz. Ama bu, TAMAMEN ANLAYAMAYACAĞIN için OKUMAMAK anlamında ÜŞENGEÇLİĞE götürmemelidir sizi. Nasıl olsa 100 alamam deyip, SINAV KAĞIDINI boş mu veriyorsunuz? Herkes VİCDANINA ve AKLINA göre ANLAR KURAN'I. Ve ANLADIĞI ölçüde AKILLIDIR herkes. Amacınız KURAN'IN AÇIĞINI bulmaksa hiçbir zaman TAM olarak ANLAYAMAZSINIZ Kuran-ı Kerim'i. Önceden DİNDAR olup, KURAN'IN MEALİNİ okuduktan sonra ATEİST olduğunu ileri süren arkadaşlar, DEMEKKİ önceden de ATEİSTMİŞSİNİZ ama siz kendinizi DİNDAR sanıyormuşsunuz. Aynı şekilde HADİSLERE muhakkak İHTİYAÇ vardır niyetiyle KURAN'I okursanız, yine KURAN'IN AÇIĞINI bulmaya çalışıyorsunuz demektir. HADİSLERİ AYETLERDEN üstün tutanlar, tıpkı ATEİSTLER gibi KURAN'IN AÇIĞINI ararlar. Bu 2 GRUPTAKİ insanlar, ALLAH'IN AYETLERİNİ eksik görürler yani ALLAH'IN İLMİNE güvenmezler. KURAN'A uyan SAHİH HADİSLERİ de okuyun. Ama önce KURAN'I okuyun ve HADİSLERİN doğruluğunu sadece KURAN ile TEYİT edin. Bide HADİSLERİ KURAN'DAN daha çok SAVUNAN insanlar var ama onların çoğu AYETLERİN ÇOĞUNU bilmedikleri gibi, HADİSLERİN de ÇOĞUNU bilmiyorlar. HADİSLERİ TÜRKÇE olarak anlayabildikleri halde, AYETLERİ okumaktan hem KORKARLAR, hem de ÇIKARLARINA AYKIRI olduğu için AYETLERİ EKSİK ve HATALI görürler. Kendileri gibi hiçkimsenin de UYANMASINI istemedikleri için, MEALİNDEN okuyunca ATEİST olursun YALANINI insanlara yayarlar. Halbuki ALLAH onların KALPLERİNİ AYRINTISIYLA görmektedir. CENNETİNİZİ İHTİMALLERE bırakmayın. Neden ŞEFAAT YOKMUŞ gibi TEDBİR alıp İBADET etmiyorsunuz? ATEİST biriyle tartışırken 'CENNET için yaşamak, AMAÇSIZ yaşamaktan daha KARLI' diyorsunuz. Ama AHİRETTEKİ yaşamınızı, birkaç KİŞİNİN ŞEFAAT etme İHTİMALİNE bırakıp, NAMAZ kılmamak için kendinizi AVUTACAK bahaneler arıyorsunuz. AKLINIZI kullansaydınız, NAMAZ kılmadan geçirdiğiniz vakit olmazdı, SİZİN HAYRINIZA başka insanlardan NAMAZ kılmalarını beklemezdiniz. KARŞILIK bekleyerek, ŞEFAAT için SALAVAT getirmezdiniz, MENFAATSİZCE SALAVAT getirirsiniz. ŞEFAAT YOKMUŞ gibi TEDBİR alıp İBADET ederdiniz. CENNETİNİZİ İHTİMALLERE bırakmazdınız. Ben niye ZENGİN yaratılmadım diyen ATEİST, yaptığı şeyi sadece YAPTIĞINDA farkedebiliyor ZAMANA BAĞLI olduğu için. Halbuki ALLAH, TÜM ZAMANLARI ve yarattıklarının TÜM HALLERİNİ her zaman aynı anda KAİNAT ilk yaratıldığından beri görmektedir. Bizlerin ZENGİN ve FAKİR olma ihtimallerinde yaptıklarımızı ve olaylar karşısında İHTİMAL olan TÜM TERCİHLERİMİZDE yaptıklarımızı görmektedir. Fakat bizler, TERCİH ETTİĞİMİZ ve bundan dolayı YAŞADIĞIMIZ şeyleri ZAMANI gelince farkederiz, ZAMANA BAĞLI olduğumuzdan dolayı. Sadece YAPTIKLARIMIZDAN sorumluyuz ve bu TERCİH ETTİKLERİMİZ bizim için EN HAYIRLI olan ve EN HAYIRLI olduğu için ALLAH tarafından İZİN VERİLENLERDİR. Yani ZENGİN şükretmiyorsa, FAKİRKEN zengin halinden daha isyankar şekilde SABRETMEMİŞTİR. Fakat bunu sadece ALLAH görebilir. TÜM EVRENİN ve TÜM ATOMLARIN boşluktan oluşmasına rağmen, bize ALGILAMAMIZ istendiği şekliyle göründüğü gibi, tüm olası TERCİHLERİMİZ bize görülmemektedir fakat sadece bizim için EN HAYIRLI TERCİH bize gösterilmektedir. İşte PARALEL EVRENLER aslında bizim AKILLARIMIZDA kodlanmıştır. HATIRLATICI KURAN ile ZAMANI yavaş yavaş yaşayarak, AHİRETTE 'YAPMADIK' diyemeyecek şekilde uyanacağız. ALLAH, şeytana kıyamete kadar süre vermiştir yani şeytanın ölümüne kadar süre. Bu ayrıca şu demek: ALLAH kıyamete kadar DÜNYAYI DOĞAL DENGESİNE bırakmıştır. Sadece SAYILI sayıda KİTAP ve SAYILI sayıda PEYGAMBERLER göndermiştir APAÇIK MUCİZELERLE. Ancak kıyamete kadar ÖRTÜLÜ MUCİZE olarak her an her saniye YARATMASI devam etmektedir. Bu yaratmalar ÖRTÜLÜ değil de, APAÇIK MUCİZE şeklinde olsaydı da yine inanmazlar, SİHİR derlerdi ATEİSTLER. ALLAH, inkar edenlere de, ZALİMLERE de ÖLÜMÜNE kadar süre verir. Çünkü ÖLÜM anında GAYBIN BİLGİSİ kişiye gösterilmeye başlanır. CENNETTE de kişi GAYBIN BİLGİSİNİ öğrenmeye SONSUZA kadar devam eder. Her ölüm KIYAMETTİR. ÖLÜM müminlerin NEFİSLERİNİ öldürür, kişi GÖKLERİN şeytanlardan kurtulduğu gibi NEFİSLERİNDEN kurtulur. ÖLÜM kafirlerin ise NEFİSLERİNİ sonsuza dek şeytanlara bağlı kılar. Kişi AHİRET tarafından bakabilse yada önüne TÜM ZAMANLAR serilse, bütün yaratılmışların BAŞLANGICI olduğunu ama SONUNUN olmadığını görür. Nasılki ANNENİZİN BABANIZIN öldükten sonra KIYMETİNİ bilemezsiniz, çünkü YARATICI huzurunda TEK kalırsınız, aynı şekilde kalplerinde ALLAH'A İMANI öldüren kafirler ALLAH'IN GAZABININ parçası olan CEHENNEMDEKİ sayıyı artırırlar. Esasında kişi dünyadayken İNKAR ETTİĞİ AN, ileride KIYAMET ile tutuşturulup CEHENNEME dönüştürülecek olan DÜNYADAKİ AZAP o fark etmese de BAŞLAMIŞ olur. Tıpkı ŞEYTANIN inkarından sonra ÖLENE kadar DÜNYADA, öldükten sonra CEHENNEM olacak bu dünyada kalması gibi. BABAYSANIZ çocuğunuzun her istediğini almak, çocuğunuzu SABREDEMEYEN biri yapar. Hiçbir istediğini almamak da KARAMSAR yapar. Olması gereken arada bir SÜRPRİZLER yapmaktır. ALLAH'IN APAÇIK MUCİZELERİ de sabrederseniz işte böyle SÜRPRİZLER gibi gelir size. Çocuğunuza hiç TOKAT atmamak onu ŞIMARIK yapar, hep TOKAT atmak da KARAMSAR yapar. 1000 kere yaramazlık yapsa da dövmeseniz ama sonrasında size çok büyük bir saygısızlık yapsa o zaman dövseniz, o zaman hem ŞIMARIK olmaz ve sizden KORKAR hem de 1000 kere dövmediğiniz aklına gelir ve sizi SEVER. ALLAH da ÖLÜM anına kadar size SÜRE tanır, tıpkı ANNENİZİN BABANIZIN öldükten sonra değerinin bilinmeyeceği gibi. ALLAH herkese AYNI YAŞTA ÖLÜM verseydi, o zaman ATEİST olmaya MEYİLLİ insanlar kendi yaptıklarına ŞAHİT olmazlardı. ALLAH yine de onların KALPLERİNDEN geçeni bilirdi ama onlar kalplerini İNKAR ederlerdi. ÖLÜM anındaki BELİRSİZLİK, imtihandır ve iyiyi kötüden AYIRT EDİCİDİR. İnanmaya hiç MEYİLLİ olmayan ATEİSTLER, NUH der peygamber demez gibi İNATÇIDIRLAR ve aslında KURAN-I KERİM'DEKİ kalplerini MÜHÜRLEDİKLERİ AYETİ haklı çıkarırlar. AYETİ haklı çıkarırlar ne kadar ispat gösterseniz de. Fakat inanmaya MEYİLLİ olanlara öğretebilirsiniz. 80 MİLYON milletimizden sadece 80 BİN kişi Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okumuş. Onlardan biri olabilmek istemez misiniz? TRİLYON LİRALAR karşılığında bile, YARIN UYANAMAMAYI kabul etmezsiniz. O halde neden ÖLÜMSÜZMÜŞ gibi yaşıyorsunuz. ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? YARATICISINA saygısı olmayan kişinin, ANNESİNE BABASINA saygısı olmuş ne fayda? 'AHLAKLIYIM' diyip ALLAH'A inanmayan sizler, MİSAFİRLİĞE gittiğiniz evin sahibine 'AHLAKLIYIM fakat SANA İNANMIYORUM' deseniz, o eve girebilir misiniz? İLAHİ BİLGİNİN tamamına vakıf mısınızki, İLAHİ AHLAK olan KURAN-I KERİM'İ okumadan AHLAKLI olduğunuzu düşünürsünüz? Yerin altındaki ELMASLARA da, yerin üstündeki OKSİJENE de sahip değilken, nasıl olur da yerdeki ARAZİLERİNİZİN sizi ZENGİN ettiğini ve GÜNÜNÜZÜ GÜN ettiğinizi düşünürsünüz? Kur'an'ın hiçbir yerinde Kur'an'ı anlamadan sadece sevap kazanmak maksadıyla okumanın makbul olduğundan veya tavsiye edildiğinden bahsetmez. Allah ısrarla Kur'an'ı anlamamızı ve üstüne düşünmemizi ister. MÜNAFIKLAR, HADİS kavramı olmayan HRİSTİYANLIKTA ve MUSEVİLİKTE, kitapları değiştirdiler ama KURAN-I KERİM'İ değiştiremezler, bu yüzden bazı hadisleri değiştirdiler; zaten KURAN-I KERİM'İ de değiştirmeye güçleri yetseydi HADİSLERE gerek duymazlardı. Ama ALLAH'IM buna asla izin vermez. 80 MİLYON milletimizden sadece 80 BİN kişi Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okumuş. Onlardan biri olabilmek istemez misiniz? TRİLYON LİRALAR karşılığında bile, YARIN UYANAMAMAYI kabul etmezsiniz. O halde neden ÖLÜMSÜZMÜŞ gibi yaşıyorsunuz. ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? YARATICISINA saygısı olmayan kişinin, ANNESİNE BABASINA saygısı olmuş ne fayda? 'AHLAKLIYIM' diyip ALLAH'A inanmayan sizler, MİSAFİRLİĞE gittiğiniz evin sahibine 'AHLAKLIYIM fakat SANA İNANMIYORUM' deseniz, o eve girebilir misiniz? İLAHİ BİLGİNİN tamamına vakıf mısınızki, İLAHİ AHLAK olan KURAN-I KERİM'İ okumadan AHLAKLI olduğunuzu düşünürsünüz? Yerin altındaki ELMASLARA da, yerin üstündeki OKSİJENE de sahip değilken, nasıl olur da yerdeki ARAZİLERİNİZİN sizi ZENGİN ettiğini ve GÜNÜNÜZÜ GÜN ettiğinizi düşünürsünüz? ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. Yerin altındaki ELMASLARA da, yerin üstündeki OKSİJENE de sahip değilken, nasıl olur da yerdeki ARAZİLERİNİZİN sizi ZENGİN ettiğini ve GÜNÜNÜZÜ GÜN ettiğinizi düşünürsünüz? ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI ve ZEKATI dağıtmanın faydası yoktur. Kendiniz için biriktirdikleriniz ve harcadıklarınız DÜNYA SEVGİNİZİ, başkalarına KARŞILIKSIZ verdikleriniz AHİRET SEVGİNİZİ gösterir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? ALLAH PARAYI sevmez, sevseydi SONSUZ YIL olan cennette PARAYI var etmez miydi? TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. ALLAH, ilk önce CENNETİ (RUHU) ve CEHENNEMİ (NEFSİ) yarattı. RUHULKUDÜS yani CENNETİN RUHU olarak HZ.CEBRAİL'İ yarattı. RUH ve NEFS verdiği AKILLARI imtihan ve eğitim için, NEFS ALEMİ olan bu dünyada 6 GÜNLÜK ZAMANI yarattı. NEFSİN ele geçirdiği NEGATİF varlıklar NEFS ALEMİ olan CEHENNEMİN (ALLAH'IN GAZABININ), NEFSİ terbiye eden POZİTİF varlıklar RUH ALEMİ olan CENNETİN (ALLAH'IN MERHAMETİNİN) parçasıdır. ALLAH, en büyük MATEMATİKÇİDİR. Bu yüzden AYETLERİ, MATEMATİKSEL mucizeler de içerir. DEPREM bölgelerine YARDIMLARINDAN dolayı OY bekleyen insanlar İYİ OKUYUN. Yardımlarını ve zekatlarını MENFAAT uğruna yapıp, ALLAH RIZASI için yapmayanların TAKVALARI ALLAH'A ulaşmaz ve boşuna geçirilmiş ömür gibidir. Aslında onlar kalplerinde ALLAH'A imanda UFACIK da olsa ŞÜPHE içindedirler ama kendilerinin bu SAMİMİYETSİZLİKLERİNDEN haberleri bile yoktur. İşte onların amelleri SALİH AMEL değildir. KULAKLARINI kapatarak KİTAP OKUYANLAR gibidirler, OKURLAR ama ANLAMAZLAR. ERKEK CİNSELLİK organlarının SERTLEŞMESİ, SPERMİN çıkması sırasında SİNİR HÜCRELERİNİ uyarması ile olur. Herşeyi AMACINA uygun olarak yaratan RABBİMİZ, üremenin olmayacağı cennette SPERM yaratmış mıdır sizce? SPERM yaratılmayacağına göre, SERTLEŞME nasıl olsun? SERTLEŞME de olmayacağına göre CİNSEL BİRLİKTELİK olamayacak demektir. Ayrıca zaten CENNETTEKİ HURİLER için gaza gelip, ağzı sulanıp ibadet eden insanlar, cennetteki hurileri ALLAH RIZASINDAN ve ALLAH'A kavuşmaktan daha mı DEĞERLİ görüyorlar? Ya huriler SOYUTSA, melekler gibi. Yani ya sadece onları görebilecek ama DOKUNAMIYCAKSANIZ. Nasılki CENNETTE içtiğiniz içki size SARHOŞLUK vermez, aynı şekilde gördüğünüz güzellikler de size AZGINLIK vermeyecek. MELEKLER uyumaz, acıkmaz ve cinsel birliktelik kurmazlar. Ya sizin de özellikleriniz CENNETTE meleklerin özellikleri gibi NEFSLERDEN arındırılmış olacaksa. İnsanları KUSURLU gören ve bu yüzden herşeyi TESADÜFLERİN oluşturduğunu düşünen İNSAN, kendisinden başka tüm canlıların ve hatta GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? Eğer herşeyi TESADÜFLER oluşturmuşsa, NEDEN insanları KUSURLU oluşturup, İNSAN DIŞINDAKİ herşeyi KUSURSUZ oluşturmuş? NEDEN özellikle insanın kendisini KUSURLU görmesi ALGILATILMIŞ ve İSTENMİŞ olabilir? GÖKLER kusursuz olduğu için DÜNYADA CANLILIK milyarlarca yıldır devam etmiyor mu? İNSANLARDAN daha kabiliyetli CANLILAR olduğunu ve onların insanlar gibi EĞLENEMESE DE hallerinden ŞİKAYETÇİ olmadıklarını hiç görmez misiniz? ASLANLARIN ceylanları yemesini VAHŞET olarak gören insanlar, hiç BALIK yemezler mi veya yedikleri SEBZELERİN de CANLI olduğunu düşünmezler mi? Hatta öldüklerinde bedenlerini KURTÇUKLARIN yiyeceklerini akletmezler mi? Aklediyorlarsa, BALIKLAR ve CEYLANLAR yeneceğini bile bile BEDENLERİNİN GÜZELLİĞİ için çaba sarf etmezlerken, NEDEN insanlar bunun için SERVETLERİNİ harcıyorlar? Eğer size MİLYARLARCA YIL ÖMÜR verilseydi ve bunun 70 yılı SEFALET çekeceksin ama geri kalan MİLYARLARCA yıl MUTLU ve ZENGİN olacaksın deselerdi, bu TEKLİFİ kabul etmez miydiniz? O halde neden SONSUZ yıllık AHİRETİNİZİ değil de, 70 yıllık DÜNYANIZI tercih ediyorsunuz? Dünya zenginliği size gelmeden önce, BİLGİ ve AKIL zenginliğine ulaşınki, o mal mülk zenginliği sizi onu PAYLAŞMAKTAN alıkoymasın. Eğer zenginken CİMRİLİK yaparsanız, bilinki servetiniz FAY HATTININ üstüne yapılmış YÜKSEK KATLI binalar gibi olur. Alandan TASARRUFLA yüksek katlı binalar yapanların ve SERVETİNE her gün servet kalanların ve YOKSULUN hakkını gözetmeksizin ZENGİNİN sattıklarını alanların alışverişleri, AHİRETLERİNE ve AİLELERİNİN HAYATINA oynadıkları bir KUMARDIR. AKIL ZENGİNİ olsaydınız, ne zaman geleceği belli olmayan ÖLÜMDEN önce mallarınızı PAYLAŞTIRIRDINIZ. Ama insanların çoğunun MALLARI ve BEDENLERİ yönetiyor AKILLARINI. Keşke AKILLARI yönetseydi GEÇİCİ olanları. ALLAH kendini değil, İŞARETLERİNİ gösterir. Tıpkı ÖLÜMÜ gösterip, ÖLÜMDEN SONRASINI göstermediği gibi. GERÇEK SEVGİ böyle açığa çıkar. ÖLÜMDEN SONRASINI bilseydi kişi, ÖLÜMÜ bile severdi. KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. İnsanları KUSURLU gören ve bu yüzden herşeyi TESADÜFLERİN oluşturduğunu düşünen İNSAN, kendisinden başka tüm canlıların ve hatta GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? Eğer herşeyi TESADÜFLER oluşturmuşsa, NEDEN insanları KUSURLU oluşturup, İNSAN DIŞINDAKİ herşeyi KUSURSUZ oluşturmuş? NEDEN özellikle insanın kendisini KUSURLU görmesi ALGILATILMIŞ ve İSTENMİŞ olabilir? GÖKLER kusursuz olduğu için DÜNYADA CANLILIK milyarlarca yıldır devam etmiyor mu? İNSANLARDAN daha kabiliyetli CANLILAR olduğunu ve onların insanlar gibi EĞLENEMESE DE hallerinden ŞİKAYETÇİ olmadıklarını hiç görmez misiniz? Ornitorenkler 6. bir duyuya sahiplerdir ismi 'Elektrolokasyon'. Avlarının yerini kaslarındaki elektrik sinyallerini algılayarak tespit ederler. Arılar bir çiçeğin elektrik alanını algılayarak polenlere ulaşabiliyorlar. Somonlar dünyanın manyetik alanını algılayarak doğdukları nehre tekrar dönebiliyorlar. Mantis karidesleri tüm renkleri görebilirler buna ultraviyole ışınlar da dahil. Pitonlar kızılötesi görüşe sahiptir. KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. Ornitorenkler 6. bir duyuya sahiplerdir ismi 'Elektrolokasyon'. Avlarının yerini kaslarındaki elektrik sinyallerini algılayarak tespit ederler. Arılar bir çiçeğin elektrik alanını algılayarak polenlere ulaşabiliyorlar. Somonlar dünyanın manyetik alanını algılayarak doğdukları nehre tekrar dönebiliyorlar. Mantis karidesleri tüm renkleri görebilirler buna ultraviyole ışınlar da dahil. Pitonlar kızılötesi görüşe sahiptir. İnsanları KUSURLU gören ve bu yüzden herşeyi TESADÜFLERİN oluşturduğunu düşünen İNSAN, kendisinden başka tüm canlıların ve hatta GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? İNSANLARDAN daha kabiliyetli CANLILAR olduğunu ve onların insanlar gibi EĞLENEMESE DE hallerinden ŞİKAYETÇİ olmadıklarını hiç görmez misiniz? Kişinin AZABI aslında ALLAH'I İNKAR ettiği an başlar. Kişi ilk zamanlar GÜZEL giden şeylerden dolayı bu AZABI farketmez ama zamanla TAPTIĞI bu DÜNYA değiştirilir. 'Hayatımdaki 70 yıllık inkarın CEZASI, EBEDİ cehennem mi?' diye soran ATEİST bunu akletmez. Halbuki CEHENNEM olacak bu dünyada ebediyyen var olacaktır. Sadece ZORLUKLARI ve YAKICILIĞI artırılır bu dünyanın. GÜNEŞ bir milimetre bile yaklaştırılsa, YAKICILIĞI artmaz mı zaten. ÖLÜM ölen kişi için bir SON DEĞİL, öleni gören hayattaki insanlar için AKLI AYIRT EDİCİ bir ALDATMACADIR. MASTÜRBASYON, günah değildir. REGL hali ile CÜNÜPLÜĞÜ birbirinden ayıran şey şudur: REGL hali sizin iradeniz dışındadır yani İLAHİ iradeyledir. CÜNÜPLÜK hali ise sizin iradenizledir yani İNSANİ iradeyledir. ALLAH sizin iradeniz dışında olan şeyler için sizi SORUMLU tutmaz. Yani CÜNÜPKEN namaza yaklaşamazsınız, ama REGL halindeyken böyle bir yasak yoktur KURAN-I KERİM'DE. YASAK olsaydı, 30 günün 7 günü yani 30 yılın 7 yılını NAMAZSIZ geçirmeniz demektir. NİSA Suresi 43.Ayette, 'SARHOŞKEN ne dediğinizi anlayıncaya kadar NAMAZA yaklaşmayın' der RABBİMİZ. Burada anlatılan sarhoşluk, NARKOZ gibi ZORUNLU SARHOŞLUKTUR. ELMANIN içinde de ALKOL var. ELMA yerken amacınız SARHOŞ olmak olamaz. Aynı şekilde MASTÜRBASYONDA amaç SAPIKLIK yapmak olmamalıdır. Akıllı düşünmeyi sağlayan, aklı kötü düşünceden arındıran herşey, AKIL ÖRTÜSÜDÜR. Aklınızı, cinsellik düşünmekten kurtarmış olursunuz. İÇKİ, size kendinizi ve hatta ALLAH'I UNUTTURUR. İçki içmek, beyni uyuşturur. Beyni uyuşturan herşey, aklı kötü düşünmeye sevk eden herşey, AKIL ENGELİDİR. Aslında gözleri görmeyen kişi, engelli değildir. Gözleri harama bakan yani göz zinası yapan kişi, engellidir. Endonezya'da ve Suudi Arabistan'da MASTÜRBASYON yasak. Bence yasak olmamalı çünkü insanları azgınlıktan ve sapıklıktan kurtarıyor. İHTİYACI SAPIKLIĞA, AÇLIĞI AÇ GÖZLÜLÜĞE dönüştürmeyin. Amaç BEYNİ doyurmak olmalıdır, MİDEYİ veya CİNSEL dürtüleri doyurmak değil. TAKVALI olmak demek; sadece BEYNİ doyurarak, NEFSE hakim olmaktır. CENNETTE insanların NEFSLERİ ölüdür yani TAKVALIDIRLAR. Yani ACIKTIĞI için YEMEK yemezler, ŞÜKRETMEK ve ALLAH'I her an DÜŞÜNEBİLMEK için yemek yerler. Kişi, göz zinası ve düşünce zinasından da kendini korumalıdır ve nefsine sahip çıkmalıdır. Kişi KENDİNİ TATMİN ETME sırasında, düşünce zinasına bulaşmamalı. İMKANSIZ diyenler, hayatlarını yaşarken veya konuştukları tüm sözleri söylerken sanki hep HAYAL kuruyorlar. Mesela, düşünmeden yaptığınız eylemlerden biri NAMAZDA okuduğunuz SURELERİN ANLAMLARI. Yani size göre İHTİYAÇ düşünerek, İBADET düşünmeden yapılır, öyle mi? Kendinizi kandırabilirsiniz ama ALLAH'I kandıramazsınız. ALLAH tüm niyetlerinizi ve düşüncelerinizi görür ve bilir. PEYGAMBERİMİZ yeryüzünün EN AHLAKLI insanıdır ve hiçbir zaman BENCİL yani BEN MERKEZCİ olmamıştır. Zaten AHLAKLI insanlar, BENCİL yani BEN MERKEZCİ olamaz. PEYGAMBERİMİZE İFTİRA atanlar, nasıl bakacaksınız AHİRETTE peygamberimizin yüzüne? PEYGAMBERİMİZİN bu sözleri çevresindekilere anlattığını NASIL düşünürsünüz? PEYGAMBERİMİZ, eşine bu sözleri anlatmışsa, bunları duyup AKTARAN kişinin peygamberimizin AİLE GİZLİLİĞİNE ve MAHREMİNE saygısızlık yaptığını neden düşünmüyorsunuz? Bu SAHİH olmayan HADİSLERLE bize emredilen husus yani bizim almamız gereken ders, bizim de 30 ERKEK GÜCÜNDE olmamız mı emredilmiş? Kuran ile uyuşan hadisleri ve sünnetleri, ibadetlerin yapılış şekli yani STAJ gibi görün. O açıdan SAHİH hadisler ve sünnetler, uygulama açısından tamamlayıcıdır. Ve sadece KURAN-I KERİM ile uyuşan hadisler SAHİHTİR. a) “Peygamber otuz erkeğin cinsel gücüne sahipti.” (Buhari, Muhtasar Tecıîd-i Sarih, hadis no: 192) b) “Peygamber bir gecede dokuz hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı.” (Buhari, Muhtasar Tecrid-i Sarih, hadis no: 192) c) “Cebrâil bana bir çömlek getirdi de ben ondan içtim ve bunun üzerine bana cinsî münasebette kırk erkek gücü verildi.” (İbn Sa’d, etTabakatu’l- Kübra, s.374) d) 'Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi.' (Buhari, Hibe, 8) Siz hiç 'SENİ ÇOK SEVİYORUM ALLAH'IM' dediniz mi? ALLAH aşık olunacak TEK VARLIKTIR. Diğer sevdiklerin ise O'NUN HEDİYELERİDİR. DUANIZ hemen kabul olsaydı, o zaman mı ALLAH'A zerre şüphe olmadan inanırdınız? Bu dünya herkes için EŞİTTİR. Siz FARKLI görürsünüz. Halbuki bu DÜNYA ve DUALARINIZ, sadece ÇABALARINIZ ve çabalarınız sonunda ALLAH’IN izin vermesiyle size karşılık verir. Bu çabalara çoğunlukla GÜNAH ve HAZIRCILIK bulaşmıştır. ZENGİN olanların kimisi ATALARINDAN kalan mirası YOKSULLARI düşünmeden yiyerek ATALARININ günahlarına ortak olmakta; kimisi çalışmalarına GÜNAH ve BATIL yollar ekleyerek zenginleşmekte. Ve onlar ya bu yolların BATIL ve GÜNAH olduğunu bilmiyorlar yada bilerek GEÇMİŞLERİNİ UNUTUP kendini avutuyorlar. Normalde herkesin şartları eşittir ama sizler ÖLÜME MAHKUM olan bu İLÜZYONA çabuk aldanırsınız. Halbuki tüm kainatı yaratan ALLAH dilese, İMANLI kullarını EN ZENGİNLER yapamaz mıydı? PEYGAMBERLERİN bile ZENGİN olmadığını ve hatta ÇOK ZORLUKLAR yaşadıklarını düşünmez misiniz? ALLAH dileseydi, kişiyi ANNE RAHMİNDEYKEN mirastan mahrum bırakamaz mıydı? Ama çoğu bunu düşünmez ve ŞÜKRETMEYİ sadece DİLDE zannedip, İHTİYACININ fazlasını YOKSULLARA dağıtmazlar. Bilselerdi keşke ESAS ŞÜKÜR budur. Ve kavrayabilselerdi keşke, ZEKATINI ve MİRASINI yoksullara dağıtan insan ZENGİN olamaz. MAL BİRİKTİREN insanın AHİRETE inancı ve ALLAH'A güveni nasıl sağlam olabilirki? İşte BU DÜNYA ve DUALARINIZ sadece ÇABALARINIZ ve çabalarınız sonunda ALLAH’IN izin vermesiyle size karşılık verir. Bu karşılığa TEPKİNİZ ise İMTİHANINIZDIR. Oysaki CENNET, dualarınızın hemen kabul olduğu yerdir. Ki cennette dua edebilmeye hak kazananlar, bu dünyadaki kabul olmuş dualarına HAKKIYLA TEPKİ verenlerdir. Bu dünyanın geçiciliğine kendini kaptırıp, bu dünyaya taparcasına yaşayanlar ise AHİRETTE yine bu dünyadan ayrılmayacaklardır. Ama bu sefer KIYAMET ile tutuşturulup CEHENNEME dönüştürülmüş bir dünya olacak bu dünya AHİRETTE. Ama ALLAH onları değil, onlar kendini sürüklemişlerdir CEHENNEME. ALLAH, AHİRETTE de bu dünyanın devamını sağlamış ve sadece cennetlikleri bu sonsuza dek yokoluş dünyasından kurtarıp yükseltmiştir. EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı ENERJİ olan EVRENİ, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o enerjilerin DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM EVREN, YARATICININ sonsuzda biri parçasıdır. Eğer YARATICIYI görebilseydiniz, kendiniz dahil hiçbir şeyi göremezdiniz. DOKUNDUĞUNUZ şeylerin KATI olması, sizin SİNİR HÜCRELERİNİZDEKİ algınızdan dolayıdır. Halbuki maddelerin ve atomların tamamı ENERJİDİR. Size o SERTLİK hissi vermesi YARATICI tarafından istendiği için öyle ALGILARSINIZ. Eğer TESADÜF diyorsanız, VÜCUDUNUZDAKİ örneklere bakın. Mesela SIVI haldeki KAN nasıl PIHTILAŞIYOR? Veya SIVIDAN yaratılan insan nasıl ANNE karnında SERTLEŞİYOR? Normalde hiçbir maddeye DOKUNAMAZSINIZ bile, çünkü ATOMLAR birbirine DOKUNAMAZ. Peki DOKUNMA hissini de size AKLINIZ algılatmıyor mu? İnsanları KUSURLU gören ve bu yüzden herşeyi TESADÜFLERİN oluşturduğunu düşünen İNSAN, kendisinden başka tüm canlıların ve hatta GÖKLERİN KUSURSUZ olduğunu görmüyor mu? Eğer herşeyi TESADÜFLER oluşturmuşsa, NEDEN insanları KUSURLU oluşturup, İNSAN DIŞINDAKİ herşeyi KUSURSUZ oluşturmuş? NEDEN özellikle insanın kendisini KUSURLU görmesi ALGILATILMIŞ ve İSTENMİŞ olabilir? GÖKLER kusursuz olduğu için DÜNYADA CANLILIK milyarlarca yıldır devam etmiyor mu? İNSANLARDAN daha kabiliyetli CANLILAR olduğunu ve onların insanlar gibi EĞLENEMESE DE hallerinden ŞİKAYETÇİ olmadıklarını hiç görmez misiniz? KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. Ornitorenkler 6. bir duyuya sahiplerdir ismi 'Elektrolokasyon'. Avlarının yerini kaslarındaki elektrik sinyallerini algılayarak tespit ederler. Arılar bir çiçeğin elektrik alanını algılayarak polenlere ulaşabiliyorlar. KUL HAKKI, KULA bırakılsaydı; ÇOK MERHAMETLİ olan anne ve babanın ÇOCUĞU ile MERHAMETSİZ anne ve babanın ÇOCUĞU arasında ADALET olmazdı. ALLAH'I ÜSTÜN yapan, MERHAMETİ ve GAZABI arasında kurduğu EŞSİZ DENGEDİR. ALLAH'IN MERHAMETİ, annenin evladına merhametinden SONSUZ kat büyüktür ama ADALETİ de SONSUZ kat büyüktür. PEYGAMBERLER nasılki sadece ALLAH'IN emirlerini İLETİCİYSE, ANNE ve BABALAR da sadece YARATILIŞIMIZIN aracılarıdır. ALLAH, sizi direk VASITASIZ yaratmadı ki, bu sayede kalp gözü KÖR olan KAFİRLERİN kendilerini TANIMALARINI sağladı. ALLAH zaten biliyordu, yaşadıkça sizler kendinizi tanıyorsunuz. Bu yüzden çevrenizdeki HER NİMET ve HER İNSAN, sizin İMTİHANINIZ ve AKILSAL EĞİTİMİNİZ için yaratılmıştır. Size ŞAH DAMARINIZDAN daha yakın olan ALLAH sizi kendinizden ve anne-babanızdan DAHA İYİ TANIR. Bu yüzden ŞEFAAT sadece ALLAH'TADIR ve KUL HAKKINI kula bırakmaz. Siz İNSANİ DENGELER gereği kimseye HAKSIZLIK yapmayın, ve İNSANİ DENGELERDEN sonsuz kat dengeli İLAHİ DENGENİN adaletine her zaman GÜVENİN. İLAHİ DENGEYE ortaklar koşup, Allah'ın BİLGİSİNİ ve ADALETİNİ eksik görmeyin. GÖKLERDEKİ DENGEYİ hiç mi görmezsiniz? Ne kadar PARA karşılığında YARIN UYANAMAMAYI kabul ederdiniz? VESVESE sadece SÖZ müdür zannedersiniz? TRİLYONLARCA PARA da bir nevi VESVESE değil midir? ASIL RIZIK, PARA mıdır yoksa YİYECEKLER, İÇECEKLER ve aldığımız NEFES midir? CENNETTE olmayıp BU DÜNYADA olan şeylere RIZIK denmez. ALLAH'I UNUTTURAN şeylere de RIZIK denmez. RIZIK olsun olmasın, herşey sadece ALLAH'IN İZİN VERMESİYLE olur. Yani SONSUZ YIL olmayıp, sadece 70 yıllık bir ÖMÜRDE olan şeyler sadece ALDATICI GEÇİCİ VESVESEDİR. Dünyanın sadece 4000 yıllık diliminde PARA varken, MİLYARLARCA yıl PARA yoktu. GÖKLER yani CENNETLER, şeytanlardan korunduğuna göre ve ŞEYTAN tüm insanları AYNI ANDA etkileyebildiğine göre; ŞEYTAN bu dünya kadar büyük olabilir mi ve bu dünyaya bağlılığı azaltmak ŞEYTANDAN da bizi o derece kurtarmaz mı? ALLAH şeytana KIYAMET GÜNÜNE kadar süre vermişken, DÜNYAYI da DOĞAL DENGESİNE bağlamış olamaz mı KIYAMET GÜNÜNE kadar. Bir varlığı oluşturan 2 unsur GAZABI ve MERHAMETİ değil midir? ALLAH'IN GAZABININ ise AHİRETTEKİ adı CEHENNEMDİR. Ayrıca CEHENNEM, bu dünyanın AHİRETTEKİ halidir. Siz ALLAH'IN GAZABI olan CEHENNEMİN mi yoksa ALLAH'IN MERHAMETİ olan CENNETİN mi bir PARÇASISINIZ? İşte AHİRETTE yaptığınız bu TERCİHİNİZİ hatırlamanız için AŞAĞILARIN AŞAĞISI olan DÜNYAYA gönderildiniz. Bereket görecelidir. AKLI az olana çok versen nafile, AKLI çok olana az versen bile yeter. O halde bereketi görebilendir AKILLI olan. Akledebilselerdi aldıkları YILLIK 5 MİLYON NEFES için para vermediklerini düşünürlerdi. EVLİLİK Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZ mı ki, BAŞ ÖRTÜSÜNE de farz diyorsunuz? EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. Araplarda erkekler de başını örterdi. Peygamberimiz de başını örterdi. Ama şimdiki Türk erkekler güya tüm sünnetlere uyuyorlar ama başlarını örtmüyorlar. En ızdırapsız ölüm, UYKU anında hissetmeden ÖLÜMDÜR. ZÜMER Suresi 42.Ayet: Allah (nefislerin) ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de UYKUSUNDAYKEN [nefis]leri vefat ettirir. DEPREMDE sizi öldürmeyip HAYATTA kalmanıza izin vermesinden büyük hangi lütfu olabilirki ALLAH'IN size? Eğer müminseniz, DEPREMDE sizin ölümünüze izin verip, dünyadakine nazaran sonsuz güzellikte AHİRET yaşamını vermesinden büyük hangi lütfu olabilirki ALLAH'IN size? Müminseniz ölseniz de ölmeseniz de sizin için HAYIRLI iken, KAFİR olarak ölmekten daha HAYIRSIZ ne olabilirki? O halde, size sizden başkası ZARAR veremez. Bunu görmüyor musunuz? ASHAB-I KEHFİ 309 yıl yemeden içmeden UYUTAN ve HZ.İSA'YI ve HZ.İDRİS'İ direk canlarını almak suretiyle VEFAT ettiren RABBİMİN, gerçekten inananları yani müminleri DEPREMDE korumadığını mı zannediyorsunuz? Vefat eden çocuklar ve müminler, üstüne BETON düşmeden CANLARINI alır MELEKLER ile. Sağ olarak kurtulan çocuklar ve müminler ise, BETONU PAMUK gibi hissederler, HZ.İBRAHİM'İN ATEŞİNİ SUYA çeviren RABBİM sayesinde. Sizi en ince ayrıntınıza kadar yaratan RABBİM, yine sizi her zaman korur UYKULARINIZDA bile. Sizler çocuğun üstüne BETON düştü zannedersiniz, ama gerçekte CANSIZ BEDENİNİN üstüne düşmüştür, tıpkı KARANLIĞI Güneşin batmasının ortaya çıkarttığını zannettiğiniz gibi. Halbuki bu dünya, AKLINI kullananları ayırt etmek için bir İLÜZYON dünyasıdır. GÜNEŞ varken, KARANLIĞI yani SİYAH RENGİ görmez misiniz? Hangi varlık kendi GÖZÜNÜ görebilir? Görmek için karşımıza AYNA koyarız. Ya AYNA canlı olsaydı, kendini görmek isteseydi. Onun için AYNANIN karşısına da AYNA koyarız. Böylece hem AYNADAN sonsuz görüntü oluşturursunuz, hem de ilk başta kendi GÖZÜNÜ görmek isteyenden. Belki de TÜM KAİNAT sadece RABBİMİZİN GÖZÜDÜR. TÜM AKILLAR ise sadece AYNA. Siz AYNA alacak olsanız, kendinizi EN GÜZEL gösteren ve YANLIŞSIZ DOĞRU gösteren ve MANEVİYATINIZI bile tamamen DOSDOĞRU gösteren AYNALARI yanınıza almak istemez miydiniz? ALLAH'IN yarattığı TEK KUL senmişsin gibi yaşa. MALLAR ve EVLATLAR imtihanın. TÜM YARATILMIŞLAR senin için yaratılmış bir İLÜZYON ve İMTİHAN. Sen de başkaları için yaratılmış bir İLÜZYONSUN ve İMTİHANSIN. ALLAH tüm kainatı da, herkesi de, seni de AYNI YAKINLIKTA görüyor. Ama bizler UZAK görüyoruz kendimize ALLAH'I. Halbuki herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakın. SONSUZ+1 de sonsuzdur. SONSUZ+1000 de sonsuzdur. SONSUZ GÜÇ sizlere bu kadar yakınken, sahip olduğunuz hangi SONLU ÖZELLİK sizi diğerlerinden FARKLI yapabilirki? Tüm kainat ve tüm zamanlar için geçerli olan KURAN-I KERİM'İ sanki SANA ÖZEL UYARILARMIŞ gibi de oku. O kitap, ALLAH'IN SONSUZ İLMİNİN bir parçası ama BÜYÜK RESMİ anlaman için BAŞLANGIÇ ve ESAS kitabın. KULAKLARINI KAPAYARAK okuma, ANLAMADAN okuyanlar gibi. Hangi varlık kendi GÖZÜNÜ görebilir? Görmek için karşımıza AYNA koyarız. Ya AYNA canlı olsaydı, kendini görmek isteseydi. Onun için AYNANIN karşısına da AYNA koyarız. Böylece hem AYNADAN sonsuz görüntü oluşturursunuz, hem de ilk başta kendi GÖZÜNÜ görmek isteyenden. Belki de TÜM KAİNAT sadece RABBİMİZİN GÖZÜDÜR. TÜM AKILLAR ise sadece AYNA. Siz AYNA alacak olsanız, kendinizi EN GÜZEL gösteren ve YANLIŞSIZ DOĞRU gösteren ve MANEVİYATINIZI bile tamamen DOSDOĞRU gösteren AYNALARI yanınıza almak istemez miydiniz? ALLAH'A inanmayan BİLİM adamlarının KALP GÖZLERİ kördür. AKLA inanmayan DİN adamlarının ise AKIL GÖZLERİ kördür. DİNSİZ BİLİM olmaz. BİLİMSİZ DİN olmaz. DİNİ de BİLİMİ de ALLAH yarattı. BİLİM de DİN de KURAN-I KERİM'E uygun olmalıdır. ANKEBUT Suresi 2.Ayet: İnsanlar, İMTİHAN edilmeden sadece “İMAN ETTİK!” demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar. Sadece KALP ile inanıp, AKIL ile de iman etmeyenler çoğu zaman bu İMTİHANLARI kazanamazlar. ALLAH'IN CİN musallat ettikleri ise sadece KALBEN inanıp, AKLEN kavramayan İMANI zayıf kişilerdir. HACC Suresi 46.Ayet: Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı?Dolaşsalardı, kendileriyle DÜŞÜNECEK KALPLERİ veya duyacak kulakları olurdu. Gözler kör olmaz fakat göğüslerdeki KALPLER KÖR olur. İLAHİ AHLAK diye birşey duydunuz mu hiç? Çoğu ATEİST, ahlaklıyım diye övünür ama o İNSANİ AHLAKTIR. Yani sadece kendi çizdiği ve kendine mantıklı gelen ahlaktır. Halbuki insan, İLAHİ BİLGİNİN hepsine sahip olamadığı için, İLAHİ AHLAKI da bilemez, EKSİK DÜŞÜNÜR. Örneğin, bir eve MİSAFİRLİĞE gitseniz ve ev sahibine 'AHLAKLIYIM fakat SANA İNANMIYORUM' deseniz, o eve giremezsiniz ve gerçekten AHLAKLI olmuş olmazsınız. Veya EŞİNİZ sizle ilgilenmiyor diye EŞİNİZİ aldatıyorsanız ve bu size mantıklı ve bu yüzden ahlaklı geliyorsa, bir kez daha DÜŞÜNÜN. Ya EŞİNİZ sizin İMTİHANINIZSA. Hz.Nuh, kendisine inanmayan oğlunu son dakikaya kadar gemiye bindirmeye çalışmadı mı? Hz.Lut, kavminin yaptıklarında gözü kalan EŞİNİ helak vaktinde o bölgeden kurtarmaya çalışmadı mı? Ama o son anda dönüp baktığı için TAŞ KESİLDİ. O halde, neden imtihanınızı, sizden sonsuz kat daha iyi bilen ALLAH'A havale etmiyorsunuz da, kendiniz sonlandırmaya çalışıyorsunuz? YKS sınavında kağıdı yırtmayıp, boş bıraktığınız soruyu bile yanıtlamaya çalışırken, neden imtihanlarınıza ve ibadetlerinize ALLAH'IN kısıtlamaları haricinde KISITLAMALAR getiriyorsunuz? İLAHİ BİLGİYİ tam olarak bilseydiniz, KURAN-I KERİM'deki bütün emirlerin İLAHİ AHLAKIN yani AHLAKLI olmanın da şartları olduğunu anlardınız. Peygamberimizden 200 yıllar sonra yaşayanlar nasıl da GÖRMÜŞ gibi anlatmışlar dimi? Ki insan DÜN yediği yemeği bile unutur. KANDİLLER ise 2.Selim zamanında, PEYGAMBERİMİZİN vefatından 1000 sene sonra kutlanmaya başlanmış. 2.SELİM ise Şehzade Beyazıt ve oğullarını DEVLETİN BEKASI için değil, ÖLÜM KORKUSUNDAN dolayı acımasızca katleden bir HALİFE. Ki 1700 yılından 1922 yılına kadar KARDEŞ ve EVLAT KATLİ olmadan 222 yıl devam edebiliyormuş demekki devlet. İNSANLARIN hepsi ALLAH'IN HALİFESİDİR. Hepsi DİNİ YAYMAK ve İLMİNİ paylaşmak zorundadır. Ama kimi HALİFE kendi ÇIKARLARINI da karıştırmış, ALLAH'IN AYELERİNE aykırı olarak. DEĞİŞMEYEN ve ESAS olan TEK kitabımız KURAN-I KERİM. PEYGAMBERİMİZ de kendi sünnetlerinin hiçbir zaman yazılmasını istememiş ve insanlara sadece ALLAH'IN AYETLERİNİ bildirmiştir. Şimdi ise ALLAH'IN AYETLERİ ile konuşanlara ORYANTALİST diyorlar. Halbuki ALLAH ve PEYGAMBERİMİZ sadece AYETLERLE konuşmuştur. Peygamberimize söylemediği sözleri İFTİRA olarak söyleyenler, AHİRETTE hiç yüzüne bakmaktan utanmayacaklar mı? Zaten onlar sadece insanları DİNİMİZDEN SOĞUTMA PROJESİ. HZ.ADEM'DEN beridir var olan bu İSLAM DİNİ ayette de dediği gibi ALLAH katındaki TEK DİNDİR. MÜSLÜMAN olmak isteyen bir YABANCIYA ARAPÇA mı yoksa ANLADIĞI dilden mi TEBLİĞ ediyorsunuz? MÜNAFIKLAR, HADİS kavramı olmayan HRİSTİYANLIKTA ve MUSEVİLİKTE, kitapları değiştirdiler ama KURAN-I KERİM'İ değiştiremezler, bu yüzden bazı hadisleri değiştirdiler; zaten KURAN-I KERİM'İ de değiştirmeye güçleri yetseydi HADİSLERE gerek duymazlardı. Ama ALLAH'IM buna asla izin vermez. MÜNAFIKLAR, HADİS kavramı olmayan HRİSTİYANLIKTA ve MUSEVİLİKTE, kitapları değiştirdiler ama KURAN-I KERİM'İ değiştiremezler, bu yüzden bazı hadisleri değiştirdiler; zaten KURAN-I KERİM'İ de değiştirmeye güçleri yetseydi HADİSLERE gerek duymazlardı. Ama ALLAH'IM buna asla izin vermez. Peygamberimizden 238 yıl sonra yaşayan BUHARİ ve TIRMIZİ gibi insanlar nasıl da GÖRMÜŞ gibi anlatmışlar dimi? Ki insan DÜN yediği yemeği bile unutur. KANDİLLER ise 2.Selim zamanında, PEYGAMBERİMİZİN vefatından 1000 sene sonra kutlanmaya başlanmış. 2.SELİM ise Şehzade Beyazıt ve oğullarını DEVLETİN BEKASI için değil, ÖLÜM KORKUSUNDAN dolayı acımasızca katleden bir HALİFE. Ki 1700 yılından 1922 yılına kadar KARDEŞ ve EVLAT KATLİ olmadan 222 yıl devam edebiliyormuş demekki devlet. İNSANLARIN hepsi ALLAH'IN HALİFESİDİR. Hepsi DİNİ YAYMAK ve İLMİNİ paylaşmak zorundadır. Ama kimi HALİFE kendi ÇIKARLARINI da karıştırmış, ALLAH'IN AYELERİNE aykırı olarak. DEĞİŞMEYEN ve ESAS olan TEK kitabımız KURAN-I KERİM. PEYGAMBERİMİZ de kendi sünnetlerinin hiçbir zaman yazılmasını istememiş ve insanlara sadece ALLAH'IN AYETLERİNİ bildirmiştir. Şimdi ise ALLAH'IN AYETLERİ ile konuşanlara ORYANTALİST diyorlar. Halbuki ALLAH ve PEYGAMBERİMİZ sadece AYETLERLE konuşmuştur. Peygamberimize söylemediği sözleri İFTİRA olarak söyleyenler, AHİRETTE hiç yüzüne bakmaktan utanmayacaklar mı? Zaten onlar sadece insanları DİNİMİZDEN SOĞUTMA PROJESİ. HZ.ADEM'DEN beridir var olan bu İSLAM DİNİ ayette de dediği gibi ALLAH katındaki TEK DİNDİR. MÜSLÜMAN olmak isteyen bir YABANCIYA ARAPÇA mı yoksa ANLADIĞI dilden mi TEBLİĞ ediyorsunuz? Tüm arkadaşlarım, benim yazılarımın ve paylaşımlarımın TAMAMINI kendi yazılarınız gibi paylaşabilirsiniz. Sizlerden hiçbir ÜCRET ve HAK talep etmeyeceğime YEMİN ediyorum. Bana SORMANIZA, benim ismimi belirtmenize GEREK YOK. Öldürüleceğinizi bilseniz, KURAN-I KERİM'DEKİ AYETLERİ insanlara açıklamaktan kaçınmayın. DİNİ YAYMAK ve İLMİNİ PAYLAŞMAK da ALLAH YOLUNDA SAVAŞMAKTIR. ÜCRET beklemeyinki, PARA YOLUNDA değil, ALLAH YOLUNDA savaşmış olasınız. İNSANLARIN hepsi ALLAH'IN HALİFESİDİR. Hepsi DİNİ YAYMAK ve İLMİNİ paylaşmak zorundadır. Ama kimi HALİFE kendi ÇIKARLARINI da karıştırmış, ALLAH'IN AYETLERİNE aykırı olarak. MÜSLÜMAN olmak isteyen bir YABANCIYA ARAPÇA mı yoksa ANLADIĞI dilden mi TEBLİĞ ediyorsunuz? BAKARA Suresi 30.Ayet: Hani RABBİN meleklere “Ben yeryüzünde bir HALİFE görevlendireceğim” demişti. ASR Suresi 1-2.Ayet: Şüphesiz insan zarardadır. İman edip İYİ İŞLER yapanlar, birbirlerine DOĞRUYU TAVSİYE edenler ve birbirlerine SABRI TAVSİYE edenler hariç. Dünyadaki MİLYARDER (Serveti 1 milyar dolardan fazla olan kişi) sayısı 2640'dır, 8 milyar kişide. ATEİSTLER, 'ALLAH, geçmişte KAVİMLERİ HELAK etmişken, şu an kötülüklerin hepsini ANINDA niye yoketmiyor?' diyorlar. Sizlere SORUYORUM: 'Bir bilginin DOĞRULUĞU için, 1 ÖRNEK yeterli midir?' Sorunca diyeceksinizki 'YANLIŞLIĞI için de 1 ÖRNEK yeterlidir.' ALLAH bütün kötülükleri ANINDA yoketseydi, bu dünyanın İMTİHAN amacı olmazdı. Yukarıda sorduğum BİLGİ, İMTİHAN amaçlı olduğu için YANLIŞLIK için değil, DOĞRULUK için 1 ÖRNEK yeterlidir. Herkes MİLYARDER olsaydı, MİLYAR DOLARIN kıymeti olmazdı. ALLAH sadece o 2640 kişiyi MİLYARDER yapıyorki, hem o zenginleri İMTİHAN ediyor, hem de onlara bakıp ALLAH'A İSYAN edenleri. Zaten ZEKATLARINI hakkıyla verselerdi, MİLYARDER olamazlardı. Zaten o servet de onları ÖLÜMSÜZ yapmıyor. Kuran-ı Kerim'de ALLAH ayetlerde ÖRNEKLER verir. KIYAMET GÜNÜNE kadar ŞEYTANA karışmayacak olması, DÜNYA HAYATINI DOĞAL DENGESİNE bağlı kılmasını da içerir. Sadece ÖRNEK olması için, BAZI hakeden KAVİMLERİ HELAK etmiştir. Yine ÖRNEK olması için 2640 kişiyi MİLYARDER yapmış, birçok PEYGAMBERE de APAÇIK MUCİZELER vermiştir. Her insanın HZ.İSA gibi ÖLÜLERİ DİRİLTMESİNE izin vermesi, İMTİHAN amacı taşımazdı. Zaten HZ.İSA da ALLAH'IN İZNİYLE bu mucizeyi tüm ölülere değil, birkaç ölüye kullanmıştır. Sizlere SORUNLARINIZI çözmeniz için AKIL vermiş, ama insanların çoğu AKIL MUCİZESİNİ kullanmayıp, herşeyi ALLAH'TAN beklemektedir. Oysaki AKILLARININ kıymetini bilmeleri için, AZINLIK sayıda fiziksel ve akılsal ENGELLİ de yaratmıştır. ALLAH, peygamberlere de sizlere de AYNI yakınlıktadır, ŞAH DAMARINIZDAN daha yakın. Fakat sizler uzak görürsünüz kendinizden. Tüm varlıklar ve tüm insanlar, EŞİT yaratılmıştır. Neden mi? ALLAH, her insana ŞAH DAMARINDAN daha yakındır. Nasılki ASKERLERDEN başka daha çok VATANINI SEVEN olabiliyorsa, İMAMLARDAN başka daha çok ALLAH'I SEVEN olabilir. HUCURAT Suresi 13.Ayette 'ALLAH katında en değerli olanınız, EN TAKVALI olanınızdır' demiş AYETİNDE Rabbimiz. PEYGAMBERLERDİR dememiş, EN TAKVALI olanınızdır demiş. ALLAH, PEYGAMBERLERİ yeryüzünün EN TAKVALI ve EN AHLAKLI insanlarından seçmiştir. Ve PEYGAMBERLER kendilerini diğer insanlardan ÜSTÜN görmezler ve KİBİRLİ değillerdir. Herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakınken, MUSKA takanlar ALLAH'IN muskadan daha yakın olduğunu düşünmüyorlar mı? SONSUZ GÜÇ sizlere bu kadar yakınken, sahip olduğunuz hangi SONLU ÖZELLİK sizi diğerlerinden FARKLI yapabilirki? O halde herkesle eşit olduğunuza göre, FARKLILIK YANILGISINA sizi düşüren sadece KISITLI ALGINIZ değil mi? SONSUZ+1 de sonsuzdur. SONSUZ+1000 de sonsuzdur. SONSUZ GÜÇ sizlere bu kadar yakınken, sahip olduğunuz hangi SONLU ÖZELLİK sizi diğerlerinden FARKLI yapabilirki? Herhangi bir GÜNAHA TÖVBE etmeden ölürseniz, o günahı ALLAH'IN RIZASINA ortak koşmuş olursunuz. O günah SİZİ KUŞATMIŞ demektir. Günaha TÖVBE etmekten ALIKOYAN nedir sizi? AHİRETTEN emin olmamanız mı yoksa o günahı ALLAH'TAN daha çok sevmeniz mi? TÖVBE etmek ZOR değil. PİŞMANLIK duyup, bir daha o günaha GERİ DÖNMEMENİZ yeterli. Vazgeçemiyorsanız NEFSİNİZ sizi ESİR almış demektir. Diyelimki 10 kere TÖVBE ettiniz bozdunuz. '11'nci tövbemizi ALLAH kabul eder mi?' diyorsunuz. En büyük ŞİRKLERDEN biri, ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmektir. TÖVBE edebiliyorsanız ALLAH size izin vermiş demektir. Neden başka insanların LAFINA göre hareket ediyorsunuz? O insanlar mı YARATTI sizi? Kişinin AZABI, ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kestiği an başlar. PEYGAMBERLERİN dahil günahları vardır ama TÖVBE etmeden ölmemişlerdir. ÖLÜMSÜZ gibi yaşamayın. BİR DEPREMLE belki de YARIN SABAHI göremezsiniz. O yüzden TÖVBENİZİ erteleyip durmayın. DÜNYA ve NEFSİNİZ sizi OYALAMASIN. ALLAH'A karşı UYANIKLIK yaptığınızı düşünmeyin. ÖLÜM size gelmeden, KAÇINCI TÖVBENİZ olursa olsun, hiçbir günahınızı ALLAH'IN RIZASINA ortak koşmayın. Sizi sadece ALLAH yarattı. ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmeyin. Neden ŞEFAAT YOKMUŞ gibi yaşamıyorsunuz da, SONSUZ AHİRETİNİZİ İHTİMALLERE bırakıyorsunuz. ŞİRKİN TÖVBESİ niye kabul olmaz hiç düşündünüz mü? Çünkü TÖVBESİZ ÖLMEK de ŞİRKTİR. Dolayısıyla TÖVBESİZ ÖLEN kişinin TÖVBESİ olamaz. Örneğin ALLAH'TAN umudu kesip İNTİHAR eden kişi TÖVBE edemez. Herhangi bir GÜNAHINA TÖVBE etmeden ölen kişi de, ALLAH'IN AYETLERİNE karşı gelerek ölmüştür o günahıyla. Yani TÖVBE etmediği O GÜNAH ile ALLAH'A ORTAK KOŞMUŞ olur. GÜNAHSIZ insan olmaz tabiki ama tüm GÜNAHLARDAN TÖVBE etme şansı vermiş ALLAH. Sizi o günahınıza TÖVBE ETMEKTEN ALIKOYAN ŞEY nedir? O günahı, ALLAH'IN RIZASINA tercih mi ediyorsunuz. İşte bu yüzden, TÖVBE ETMEDEN ölürseniz, ALLAH'A ŞİRK koşmuş olursunuz. ÖLÜM size gelmeden, KAÇINCI TÖVBENİZ olursa olsun, hiçbir günahınızı ALLAH'IN RIZASINA ortak koşmayın. BAKARA Suresi 81.Ayette denildiği gibi, o günah sizi KUŞATMASIN. Sizi sadece ALLAH yarattı. ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmeyin. Neden ŞEFAAT YOKMUŞ gibi yaşamıyorsunuz da, SONSUZ AHİRETİNİZİ İHTİMALLERE bırakıyorsunuz. ŞİRKİN TÖVBESİ niye kabul olmaz hiç düşündünüz mü? Çünkü TÖVBESİZ ÖLMEK de ŞİRKTİR. Dolayısıyla TÖVBESİZ ÖLEN kişinin TÖVBESİ olamaz. Örneğin ALLAH'TAN umudu kesip İNTİHAR eden kişi TÖVBE edemez. Herhangi bir GÜNAHINA TÖVBE etmeden ölen kişi de, ALLAH'IN AYETLERİNE karşı gelerek ölmüştür o günahıyla. Yani TÖVBE etmediği O GÜNAH ile ALLAH'A ORTAK KOŞMUŞ olur. PEYGAMBERLER dahil GÜNAH işlemişlerdir ama TÖVBE etmeden ölmemişlerdir. Sizi o günahınıza TÖVBE ETMEKTEN ALIKOYAN ŞEY nedir?AHİRETTEN emin olmamanız mı yoksa o günahı ALLAH'TAN daha çok sevmeniz mi? Vazgeçemiyorsanız NEFSİNİZ sizi ESİR almış demektir. İşte bu yüzden, TÖVBE ETMEDEN ölürseniz, ALLAH'A ŞİRK koşmuş olursunuz. Diyelimki 10 kere TÖVBE ettiniz bozdunuz. '11'nci tövbemizi ALLAH kabul eder mi?' diyorsunuz. En büyük ŞİRKLERDEN biri, ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesmektir. TÖVBE edebiliyorsanız ALLAH size izin vermiş demektir. Neden başka insanların LAFINA göre hareket ediyorsunuz? O insanlar mı YARATTI sizi? Kişinin AZABI, ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kestiği an başlar. Kuran-ı Kerim AYETLERİNİ ALLAH'IN KELAMI değil deyip, HAKKA Suresi 40.Ayet ve TEKVİR Suresi 19.Ayeti gösterenler hemen devamlarındaki HAKKA Suresi 43-45 ve TEKVİR Suresi 20-23 Ayetleri niye okumuyorlar? 3 büyük KİTAP ve 3 tür AYETLER vardır. AYET aynı zamanda DELİL ve MUCİZE demektir. 1. KURAN-I KERİM ve Ayetleri 2. KAİNAT Kitabı ve Ayetleri 3. AKIL Kitabı ve Ayetleri Bu tüm ayetleri PEYGAMBERİMİZ değil ALLAH yaratmıştır. KAİNATTAKİ bütün varlıklar, hatta biz insanlar bile RABBİMİZİN AYETLERİYİZ. ALLAH peygamberimizin CİNSEL yaşamını mı ayarlarmış gibi KIT düşünen insanlara soruyorum: Biz insanları PARMAK UÇLARINA kadar kim düzenledi? Ayrıca siz bir HÜCRENİZİ bile yönetemezken, ALLAH hücrelerinizi bile yaratmaktadır ve yönetmektedir. Biz insanlara ise sadece AKLIMIZI ve NEFSİMİZİ yönetmeyi bırakmıştır. Ama insanlar sırf KURAN-I KERİM'İ okumaya üşendikleri için NEFİSLERİNİN kolayına geleni yapmakta ve NEFİSLERİNİN KÖLESİ olmaktadırlar. Yani kısacası ne KURAN-I KERİM'İ okuyoruz, ne KAİNAT Kitabını görüyoruz, ne de AKIL Kitabını kullanıyoruz. ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI ve ZEKATI dağıtmanın faydası yoktur. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. Bir arkadaş onları BOZDURUP PARA olarak biriktirsek olur mu demiş. Siz Allah'a KURNAZLIK mı yaptığınızı zannediyorsunuz? ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. ALTIN ve GÜMÜŞ ile ilgili AYET TEVBE Suresi 35.Ayet: Kıyâmet gününde, BİRİKTİRİLEN o ALTIN ve GÜMÜŞLER cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara: “İşte bunlar, kendiniz için biriktirdiğiniz ALTIN ve GÜMÜŞLERDİR. Şimdi tadın bakalım o durmadan yığıp biriktirdiğiniz şeylerin cezasını!” denilecek. KURAN-I KERİM'İN FELSEFESİ 1.Kendini YETERLİ görme ve ALLAH karşısındaki ACİZLİĞİNİN farkına var. 2.Kimseye HÜKÜM verme ve kimseye KAFİR ve MÜNAFIK gibi SIFATLAR takma ve kimseyi YARGILAMA. 3.Kesinlikle HARAM deme ve ALLAH adına konuşma. 4.DİNİ gruplara ayırma. 5.YOKSULLARI doyur. ALLAH'IN sana verdiklerini ALLAH yolunda harca. DÜNYA için MAL BİRİKTİRME. 6. Hiçbir günahını ALLAH'IN RIZASINA ortak koşma. Ölmeden TÖVBE et ve ALLAH'IN MERHAMETİNDEN umudu kesme. 7.NEFSİNE kolay geleni yapma. NEFSİNİ TERBİYE et. SABRET ve ŞÜKRET. HZ.NUH oğlunu, HZ.LUT eşini kurtarabilmiş mi? CENNETİNİZİ İHTİMALLERE bırakmayın. Neden ŞEFAAT YOKMUŞ gibi TEDBİR alıp İBADET etmiyorsunuz? ATEİST biriyle tartışırken 'CENNET için yaşamak, AMAÇSIZ yaşamaktan daha KARLI' diyorsunuz. Ama AHİRETTEKİ yaşamınızı, birkaç KİŞİNİN ŞEFAAT etme İHTİMALİNE bırakıp, NAMAZ kılmamak için kendinizi AVUTACAK bahaneler arıyorsunuz. AKLINIZI kullansaydınız, NAMAZ kılmadan geçirdiğiniz vakit olmazdı, SİZİN HAYRINIZA başka insanlardan NAMAZ kılmalarını beklemezdiniz. KARŞILIK bekleyerek, ŞEFAAT için SALAVAT getirmezdiniz, MENFAATSİZCE SALAVAT getirirsiniz. ŞEFAAT YOKMUŞ gibi TEDBİR alıp İBADET ederdiniz. ŞEFAAT; CEHENNEMDEN kurtarma değil, başkası için ALLAH'A DUA etme anlamındadır. Hiçbir insanın merhameti, ALLAH'IN MERHAMETİNDEN daha büyük değildir. BAKARA Suresi 123.Ayet: Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin ŞEFAATİNİN kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir GÜNDEN sakının. Hiçkimsenin ŞEFAATİNİN kabul edilmeyeceği o gün, AHİRET Günüdür. AYETEL KÜRSİ'de bahsedilen 'ALLAH'IN izni olmadan kimse ŞEFAAT edemez.' cümlesindeki ŞEFAAT, DÜNYADAKİ ŞEFAATTİR yani DÜNYADA başkası için ALLAH'A DUA etmektir. Çünkü BAKARA Suresi 123.Ayete göre, AHİRETTE hiçkimsenin ŞEFAATİ kabul olmaz. Zaten ALLAH'IN İZNİ olmadan YAPRAK bile yere düşmez. ALLAH'TAN başka bir varlığın ŞEFAATİNİ kabullenmek, Allah'ın BİLGİSİNİ ve ADALETİNİ eksik görmektir. Her insanın AKLINDAN geçeni tüm varlıklardan daha iyi bilen RABBİMİZ, bizlerin her ZERRESİNİ hesaplayarak yaratırken, HESAPLARINDA kimseden YARDIM almayan ve size vereceği RIZIKLARI sadece kendisi belirleyen RABBİMİZDİR. GÜNAHLARINIZIN affının tek şartı TÖVBE etmektir. Kendinize başka ŞEFAATÇİLER arayarak veya düşünerek, size ŞAH DAMARINIZDAN daha yakın olan ALLAH'A ORTAK yani ŞİRK koştuğunuzun farkında değil misiniz? Üstelik Allah'ın BİLGİSİNİ ve ADALETİNİ nasıl eksik görürsünüz? KIZINA 'Ey Fatıma, seni ben bile KURTARAMAM' diyen PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAAT ile ilgili HADİSLERİNİN SAHİH HADİSLER olamayacağını ve Peygamberimize İFTİRA olabileceğini neden düşünmezsiniz? HZ.NUH oğlunu, HZ.LUT eşini kurtarabilmiş mi? Dünyada 2 buçuk milyar HRİSTİYAN, 2 milyar MÜSLÜMAN ve 1 milyar ATEİST yaşıyor. Kendi varlığının AMACINI sorgulamayan ve AKIL gibi göremediği şeylere inanmayan 1 MİLYAR kişinin olması sizi düşündürmesin. BÖCEKLER de katrilyonlarcadır. AKLINI kullanamayan o kadar kişi ise böceklerden de AKILSIZDIR. ZAMANDAN muaf olsaydınız, ÖLDÜĞÜNÜZ zamanı da AHİRETTE olduğunuzu da görürdünüz. ZAMANDAN muaf olan ALLAH, yaptıklarımızı bizden önce görüyor. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. YAVAŞ algılamamız istendiği için ZAMANI YAVAŞ algılıyoruz. Mesela KARASİNEKLER zamanı bizden 4 KAT daha yavaş algılıyor. HURİLERLE ilgili RAHMAN Suresi 74.Ayet: Cennetliklerden önce kendilerine hiçbir insan ve cin DOKUNMAMIŞTIR. Buradaki DOKUNMAK kelimesinden CİNSEL BİRLİKTELİK anlamını çıkaranlar, EL ELE TUTUŞMANIN da dokunmak anlamına geldiğini bilmiyorlar mı? Belki de hurilerle sadece EL ELE tutuşabileceksiniz. Belki de YERDEN GÖĞE kadar uzanan MELEKLER gibiler, belki de ÇOK KÜÇÜK boylu PERİLER gibiler. KISIK GÖZLERLE sadece sahibinin emirlerini dinleyen KÖPEĞİNİZE karşı da mı CİNSELLİK istediniz? Veya bir insanla sadece CİNSELLİK için mi evlenirsiniz? ERKEK CİNSELLİK organlarının SERTLEŞMESİ, SPERMİN çıkması sırasında SİNİR HÜCRELERİNİ uyarması ile olur. Herşeyi AMACINA uygun olarak yaratan RABBİMİZ, üremenin olmayacağı cennette SPERM yaratmış mıdır sizce? SPERM yaratılmayacağına göre, SERTLEŞME nasıl olsun? SERTLEŞME de olmayacağına göre CİNSEL BİRLİKTELİK olamayacak demektir. Ayrıca zaten CENNETTEKİ HURİLER için gaza gelip, ağzı sulanıp ibadet eden insanlar, cennetteki hurileri ALLAH RIZASINDAN ve ALLAH'A kavuşmaktan daha mı DEĞERLİ görüyorlar? CENNETTE sevdiklerimizle mi olacağız HADİSİNİ ve cennette SIKILIP sıkılmayacağımızı sormuş bir arkadaş. O hadis, SAHİH HADİS değildir. Cennette sevdiklerimizle değil, ALLAH'I SEVENLERLE beraberiz. ALLAH'IN RIZASINI hiçbir sevdiğimize değişemeyiz. Dünyada istediği hiçbir şey olmayan birçok MAZLUM için, istediği herşeyin olduğu cennet SIKICI gelmeyecektir. Zaten RAHAT BATAN insanların yani DOYUMSUZ insanların değil, şükredenlerin ve sabretmeyi bilenlerin yeridir CENNET. Yine bir arkadaşım herkesin cennette 33 yaşında mı olacağı HADİSİNİ ve hangi SURETTE olup olmayacağımızı sormuş. AYETTE dediği gibi MAHŞER alanında herkesin birbirinden kaçması için ve birbirine yaptıkları zulmü inkar etmemeleri için, herkes diğer insanların onu tanıdığı surette yani ÖLDÜĞÜ andaki YAŞI ve SURETİYLE dirileceklerdir. En doğrusunu RABBİM bilir. Peki ÖLEN BEBEKLER öldüğü yaşta dirilirse, o zaman nasıl KONUŞACAK diye soruyorsunuz. HZ.İSA kundağındayken konuşmadı mı? ALLAH isterse, TÜM ORGANLARINIZI konuşturur. ARAPÇA ile değil, sizin ANLADIĞINIZ dilden. Kuran-ı Kerim'de CENNETTE ÜREME olup olmayacağı yazmıyor demiş bir arkadaş. AYETTE evlatlar sizin İMTİHANINIZDIR der. CENNETTE de İMTİHAN olmayacağına göre. Dünyadayken MALLARIMIZI çalışarak ve EVLATLARIMIZI da eğiterek İMTİHAN ediliyoruz. CENNETTE ise MALLAR çalışmadan bize sunulacak ve cennette ÇOCUK isterseniz ANINDA oluvericek. ÜREME yani SPERMDEN insana YARATILIŞ SÜRECİ ve çocuğun yetişkinliğe kadarki BÜYÜME SÜRECİ sadece DÜNYA hayatında olur. CENNETTE bir ÇOCUK isterseniz, anında oluverir. İSLAM dini, AKIL dinidir fakat MANTIK dini değildir. MANTIK, sadece gördüklerine inanır. AKIL ise görmediklerine de inanır. KURAN-I KERİM'İ yetersiz görenler, kendilerince MANTIKLIDIR belki ama AKILSIZDIR. Çünkü AKLETMEZLER, sadece kulaktan dolma FİKİRLERLE yaşarlar. ALLAH'A ve AKLINA güvenmeyen insan ve Kuran-ı Kerim'i YETERSİZ gören insan OKUSA DA ANLAYAMAZ. Halbuki ANLAMAK için niyeti olsa kişinin, ALLAH muhakkak o kişiye YARDIMCI olur. Ama o kişi ALLAH'A güvenmez. Okumamak için ve AYETLER işlerine gelmediği için BAHANELER üretirler ÜŞENGEÇLİKTEN. Kuran-ı Kerim sadece İLAHİYAT MEZUNLARINA inmedi. Önce ALLAH'A ve AKLINA güven. Kuran-ı Kerim İLGİ DUYDUĞUN bir kitap olsaydı ANLAMAYA çalışmak için gece gündüz okurdun. Bu nasıl ALLAH'A SEVGİ ve nasıl ALLAH'A İMAN. Gerçek sevgi ve iman, FEDAKARLIK gerektirir. Devletin bekası için bile olsa, KARDEŞ VE EVLAT KATLİ hiçbir zaman şart değildir, İSLAMİYET'TE yer almamaktadır ve CANİLİKTİR. İslam HALİFESİ olan Osmanlı padişahlarının HALİFELİĞİNE ve hatta MÜSLÜMANLIĞA yakışmayan çok büyük bir günahtır. Canı veren ALLAH, canı alır. İDAMDAN yani ÖLDÜRMEKTEN daha etkili CEZALAR vardır. CANI sadece ALLAH alabilir. KARDEŞ VE EVLAT KATLİ zaruri bir kural olsaydı, 222 YIL hiç yapılmadan Osmanlı Devleti nasıl devam etmişti? Demekki, KARDEŞ VE EVLAT KATLİ, şart değilmiş. OSMANLI DEVLETİ'NDE oğlunu öldürten ilk padişah, I.Murat Hüdavendigâr'dır. Sultan II.Murat'ın ölümünden sonra tahta Fatih Sultan Mehmet çıktı.İlk iş olarak 2 yaşındaki kardeşi Ahmet'i ve Hasan'ı öldürttü. Fatih Kanunnamesi'ni çıkardı. Bu kanunun meşhur maddesine göre, 'Nizam-ı alem için şehzadeler öldürülebilir'di. Bu maddeye dayanarak tahta çıkan padişahlar ilk iş ve kendilerine tanınmış bir hak olarak kardeşlerini katletmeye başladılar. Fatih, ek olarak iki de eşini öldürttü. I.Selim (Yavuz Sultan Selim), babasını öldürterek tahta geçti. Kardeşleri Ahmet, Korkut, Abdullah, Şehinşah, Şahsultan, Alemşah, Mahmut ve Mehmet'i olmak üzere 8 kardeşini boğdurarak öldürttü. Bunların tüm eş ve çocuklarını da öldürttü. I.Süleyman, oğlu Şehzâde Mustafa'yı Hürrem Sultan'dan olan oğlu Sarı Selim'in padişah olmasına imkân sağlamak amacıyla ve onun yönlendirmesiyle boğdurdu. III. Murat, Osmanlı mülkünü devralır almaz ilk iş olarak 6 kardeşini boğdurttu. III. Murat öldüğünde, hemen o gece ondan hamile olan 10 cariye boğdurulup Sarayburnu'ndan denize atıldı. III. Mehmet, içlerinde kundakta olan çocukların da olduğu 19 kardeşini tahta çıktığı günün gecesi öldürttü. Yerine oğlu I. Ahmet geçti. Aynı gün biat töreni yapıldıktan sonra III. Mehmet'in cenazesi Ayasofya camisine götürüldü. Cenaze namazı kılınacaktı. Kalabalık toplanmıştı. Fakat oğlu 13 yaşındaki genç padişah I. Ahmet gelmemişti. Şeyhülislam'ın cenaze namazını kılmak için davetini şu sözlerle geri çevirdi. 'Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam, babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam. Varın siz kılın ve defnedin' dedi. Kardeş katili usulünü de kaldırdı. YÜZ GÜZELLİĞİ sizi ÖZGÜR yapmaz. ALLAH'A GÜVENMEK sizi ÖZGÜR yapar. Eğer BEDEN GÜZELLİĞİNE önem verirseniz, RUHUNUZU da kafesletirsiniz. PAPAĞAN gibi değil, KARGA gibi olmalı. Şimdi yoruma (sırf MUHALEFET olmak için) şunu yazacaklar: 'KARGA olanın BURNU .....tan çıkmaz' ama diye. Ey herşeye MUHALİF olan kardeşim, karganın burnu KISA SÜRELİĞİNE ordadır, ama genelde UÇMAKTADIR. Sen düşün bakalım. BURNUN güzel bir yerde olmasa bile UÇMAK mı istersin, yoksa hep KAFESTE kalmak mı? O yüzden GEÇİCİ durumlar ve DÜNYA yaşamının güzelliği, sizi ALDATMASIN. ÖLÜME engel olabiliyor musunuz ve YARIN ölmeyeceğinizin GARANTİSİ var mı? O halde neden DÜNYA KAFESİNE kendinizi kaptırıp, UÇMAYI haketmek için YAŞLILIĞI bekliyorsunuz? 2 REKAT değil, 2 SAAT kılın namazlarınızı. Namaz REKATLARININ ve VAKİTLERİNİN tamamının KURAN-I KERİM'DE olmadığını söyleyip, 'SADECE SALAT yaparım' diyenlerin derdi, SABAH NAMAZINA kalkmaya üşenmektir. SABAH NAMAZI kılamıyorsan SABAH EZANINDAN sonra ve MÜZZEMMİL Suresi 20.Ayette dediği gibi GECENİN en az ÜÇTE birinde KURAN-I KERİM oku. Ayrıca 'NAMAZLARI KAÇ REKAT KILAYIM?' diyenler var. Hayatında bir kere bile ALLAH'A GÖSTERİŞSİZ SAMİMİ bir şekilde, hızlı hızlı değil EN UZUN sureleri okuyup ANLAYARAK namaz kılmamıştır bu insanlar. Hepsini TÜRKÇE mi okuyorsun namazdaki duaların diyorlar. Önce ARAPÇA oku sonra TÜRKÇE oku. GÜNAH MI? Peygamberimiz ANLAYARAK NAMAZ kılmıyor muydu? O halde esasen SÜNNET olan, ANLAYARAK OKUMAK değil mi? Her vakit namazını 2 REKAT kılsam olur mu diyenler, neden SAYILARA takılı kalıyorlar da, ALLAH'IN HUZURUNDA kalma SÜRELERİNİ önemsemeyip, hızlı hızlı NAMAZI bitirip DÜNYEVİ işlerine bir an evvel koşma peşindeler? Bide kılamadıkları REKATLARIN SAYISINI toplayıp, ibadeti huzur için değil SAMİMİYETTEN uzak bir görev gibi yapıyorlar. Oysaki geçmişteki tüm namazlarını toplayacaklarsa, BÜLUĞ ÇAĞINA tam olarak hangi tarihte girdiklerini biliyorlar mı yada tüm hızlı hızlı ANLAMADAN kıldıkları namazları neden kılmamış gibi saymayıp, onları geçerli sayıyorlar? Kılamadıkları zaman için TÖVBE etmeyi niye düşünmezler? Yoksa TÖVBEYİ ve ALLAH'IN MERHAMETİNİ hafife mi alıyorlar? UZUN SURELERİ nasıl okuyayım FATİHA'DAN sonra, ben EZBERE bilmiyorumki diyenler var. NAMAZDA elinize KURAN-I KERİM almanız GÜNAH DEĞİLKİ. Ve SAMİMİ olarak, ne okuduğunuzu ANLAYARAK günde en azından 1 kere NAMAZ kılın ama UZUN SURELERDEN seçin BAKARA SURESİNİN TAMAMI gibi. Gerekirse 1 SAAT sürsün NAMAZINIZIN 1 REKATI. Ama İÇİNİZDEN okumayın SURELERİ, HAFİF SESLİ okuyun; böylece VESVESEYE ve FARKLI DÜŞÜNCELERE izin vermezsiniz. Sanki SON NAMAZINIZMIŞ gibi kılın. Özellikle çoğunluğun ÜŞENDİĞİ SABAH namazını kaçırmayın. SABAH NAMAZINI en mübarek namaz yapan şey, SABAHIN KUTSALLIĞI değil, insanların kılmakta EN ZORLANDIĞI NAMAZ olmasıdır. GECELERİN ve ZAMANLARIN en mübarek olanı, herkesin EN ZORLANDIĞI anda yapılan ibadet ZAMANIDIR. 2 REKAT değil, 2 SAAT kılın namazlarınızı. Namaz REKATLARININ ve VAKİTLERİNİN tamamının KURAN-I KERİM'DE olmadığını söyleyip, 'SADECE SALAT yaparım' diyenlerin derdi, SABAH NAMAZINA kalkmaya üşenmektir. SABAH NAMAZI kılamıyorsan SABAH EZANINDAN sonra ve MÜZZEMMİL Suresi 20.Ayette dediği gibi GECENİN en az ÜÇTE birinde KURAN-I KERİM oku. Ayrıca 'NAMAZLARI KAÇ REKAT KILAYIM?' diyenler var. Hayatında bir kere bile ALLAH'A GÖSTERİŞSİZ SAMİMİ bir şekilde, hızlı hızlı değil EN UZUN sureleri okuyup ANLAYARAK namaz kılmamıştır bu insanlar. Hepsini TÜRKÇE mi okuyorsun namazdaki duaların diyorlar. Önce ARAPÇA oku sonra TÜRKÇE oku. GÜNAH MI? Peygamberimiz ANLAYARAK NAMAZ kılmıyor muydu? O halde esasen SÜNNET olan, ANLAYARAK OKUMAK değil mi? Her vakit namazını 2 REKAT kılsam olur mu diyenler, neden SAYILARA takılı kalıyorlar da, ALLAH'IN HUZURUNDA kalma SÜRELERİNİ önemsemeyip, hızlı hızlı NAMAZI bitirip DÜNYEVİ işlerine bir an evvel koşma peşindeler? Bide kılamadıkları REKATLARIN SAYISINI toplayıp, ibadeti huzur için değil SAMİMİYETTEN uzak bir görev gibi yapıyorlar. Oysaki geçmişteki tüm namazlarını toplayacaklarsa, BÜLUĞ ÇAĞINA tam olarak hangi tarihte girdiklerini biliyorlar mı yada tüm hızlı hızlı ANLAMADAN kıldıkları namazları neden kılmamış gibi saymayıp, onları geçerli sayıyorlar? Kılamadıkları zaman için TÖVBE etmeyi niye düşünmezler? Yoksa TÖVBEYİ ve ALLAH'IN MERHAMETİNİ hafife mi alıyorlar? UZUN SURELERİ nasıl okuyayım FATİHA'DAN sonra, ben EZBERE bilmiyorumki diyenler var. NAMAZDA elinize KURAN-I KERİM almanız GÜNAH DEĞİLKİ. Ve SAMİMİ olarak, ne okuduğunuzu ANLAYARAK günde en azından 1 kere NAMAZ kılın ama UZUN SURELERDEN seçin BAKARA SURESİNİN TAMAMI gibi. Gerekirse 1 SAAT sürsün NAMAZINIZIN 1 REKATI. Ama İÇİNİZDEN okumayın SURELERİ, HAFİF SESLİ okuyun; böylece VESVESEYE ve FARKLI DÜŞÜNCELERE izin vermezsiniz. Sanki SON NAMAZINIZMIŞ gibi kılın. Özellikle çoğunluğun ÜŞENDİĞİ SABAH namazını kaçırmayın. Çoğu insan SABAH EZANI sırasında ve gecenin ÜÇTE birinde KURAN-I KERİM'İ okumaya ÜŞENİYORLAR. ÜŞENGEÇLİK yapmayın. ALLAH için UYKUNDAN ne kadar FEDAKARLIK yaparsanız o kadar TAKVALISINIZDIR. Nefsinize KOLAY geleni yapmayın. ŞEYTAN kandırır sizi uyanmamakla. KAZA NAMAZLARI hakkında Kılamadıkları REKATLARIN SAYISINI toplayıp, ibadeti huzur için değil SAMİMİYETTEN uzak bir görev gibi yapıyorlar. Oysaki geçmişteki tüm namazlarını toplayacaklarsa, BÜLUĞ ÇAĞINA tam olarak hangi tarihte girdiklerini biliyorlar mı yada tüm hızlı hızlı ANLAMADAN kıldıkları namazları neden kılmamış gibi saymayıp, onları geçerli sayıyorlar? Kılamadıkları zaman için TÖVBE etmeyi niye düşünmezler? Yoksa TÖVBEYİ ve ALLAH'IN MERHAMETİNİ hafife mi alıyorlar? 2 REKAT değil, 2 SAAT kılın namazlarınızı. Ayrıca 'NAMAZLARI KAÇ REKAT KILAYIM?' diyenler var. Hayatında bir kere bile ALLAH'A GÖSTERİŞSİZ SAMİMİ bir şekilde, hızlı hızlı değil EN UZUN sureleri okuyup ANLAYARAK namaz kılmamıştır bu insanlar. Hepsini TÜRKÇE mi okuyorsun namazdaki duaların diyorlar. Önce ARAPÇA oku sonra TÜRKÇE oku. GÜNAH MI? Peygamberimiz ANLAYARAK NAMAZ kılmıyor muydu? O halde esasen SÜNNET olan, ANLAYARAK OKUMAK değil mi? Her vakit namazını 2 REKAT kılsam olur mu diyenler, neden SAYILARA takılı kalıyorlar da, ALLAH'IN HUZURUNDA kalma SÜRELERİNİ önemsemeyip, hızlı hızlı NAMAZI bitirip DÜNYEVİ işlerine bir an evvel koşma peşindeler? Kuran-ı Kerim'de NAMAZ yok diyorsunuz. O halde SECDE halinde Kuran-ı Kerim'i okuyun. ALLAH'A SECDE etmekten bile ACİZ misiniz? AHİRETİNİZİ neden RİSKE atıyorsunuz? 1 POĞOÇA aldınız. Yanınıza KEDİ geldi. Poğaçanızın 40da birini kediye veriyorsunuz. Kedi yiyor o parçayı ve doymuyor ve yine size bakıyor. Ne yaparsınız? SEVGİLİNİZLE oturdunuz bir mekanda. Kendinize 1 POĞAÇA aldınız. Sevgilinize de 1 POĞAÇA alır mısınız? Demekki kendiniz için HARCADIĞINIZ kadar PAYLAŞMALISINIZ. HARCADIĞINIZ miktar DÜNYA sevginizi, PAYLAŞTIĞINIZ miktar AHİRET sevginizi gösterir. Sizde HANGİSİ FAZLA? Yediklerinizi HAYVANLARLA paylaştığınıza göre, ZEKAT sadece MÜSLÜMANLARA değil, GAYRİMÜSLÜM de olsa TÜM İHTİYAÇ SAHİPLERİNE verilir. Dünyada CİMRİLİKTEN dolayı EVLENMEYEN insan, AHİRETTE evlendirilir mi? Dünyada CİMRİLİKTEN dolayı ÇOCUK SAHİBİ olmayan insan, AHİRETTE çocuk sahibi edindirilir mi? AHİRETTE tamamınızın aynı anda en güzel biçimde yaratıldığınızda aldığınız bu KARARLARI, AŞAĞILARIN AŞAĞISI olan DÜNYAYA hepiniz farklı zamanlarda ulaştığınızda HATIRLAMAZ mısınız? Bu dünyada ne yaptıysanız, AHİRETTE karşılığı TASTAMAM verilecektir. GÖZLERİ harama bakan, AHİRETTE perdeli görmez mi? Dünyada CİMRİ olduğu oranda, AHİRETTE verilenler AZALTILMAZ mı? Dünyada MELEKLERE benzediği oranda, AHİRETTE de MELEKLERE yaklaştırılmaz mı? MELEKLER uyumaz, acıkmaz ve cinsel ihtiyaç duymazlar. BU ÖZELLİKLERE sahip olmamayı, CENNETTE en üst mertebelerde olmaya TERCİH mi ederdiniz? ZAMANDAN ve MEKANDAN münezzeh olan CENNETLİKLER gibi değil de, ZAMANA ve MEKANA bağlı CEHENNEMLİKLER gibi mi olmak isterdiniz? DÜNYADA her ŞERRİN altında HAYIR görmezseniz, HAYRIN olmadığı CEHENNEMDEN nasıl kurtulursunuz? ALLAH'IN GAZABININ mı yoksa MERHAMETİNİN mi PARÇASI olmak isterdiniz AHİRETTE? ANNE rahmindeyken ANNENİZİ ve DÜNYAYI göremediğiniz gibi, DÜNYADAYKEN de ALLAH'I ve AHİRETİ göremezsiniz. Bir kağıdı 51 kere katlarsanız GÜNEŞE, 102 kere katlarsanız 93 milyar ışık yılı çaplı EVRENİN SONUNA ulaşır KALINLIĞI. 7 NONİLYON PLANCK UZUNLUĞU kalınlığındadır bir KAĞIT. EVREN ise 7 NONİLYON KAĞIT kalınlığı çapındadır. Yani KAĞIDA kadarki büyüklük kadardır, KAĞITTAN EVRENE kadarki. Yani EVRENİN çapı 7 nonilyon KAĞIT çapı, kağıdın çapı ise 7 nonilyon SİCİM uzunluğudur. Evrenin çapı 880 seksilyon kilometre, yaşı ise 440 katrilyon saniyedir. Evrenin çapı 55 minga planck uzunluğu, yaşı ise 4 minga planck zamanıdır. DÜNYA sicim büyüklüğünde olsaydı, EVREN atomun çekirdeği büyüklüğünde ve KAİNAT da ATOM büyüklüğünde olurdu. KAİNAT, EVRENDEN 1 KATRİLYON kat büyüktür; tıpkı ATOMUN kendi çekirdeğinden 1 KATRİLYON kat HACİME sahip olduğu gibi. MİNGA= nonilyon çarpı nonilyon NONİLYON= katrilyon çarpı katrilyon SEKSİLYON= katrilyon çarpı milyon 2 üzeri 102= 7 nonilyon MEDYEN KAVMİ bu yüzden HELAK olmuştu. Halen KIYAMET kopmuyorsa, bilinki BİNLERCE İNSANIN TOPLAMINDAN daha İMANLI İNSANLAR yüzündendir. DİLSİZ ŞEYTAN olmanız yani BANANECİLİK, sizi O SON SAATİ yaşamaktan kurtarmaz. CEHENNEM ile DÜNYA arasındaki FARK şudur: Dünyada her ŞERRİN altında bir HAYIR varken, Cehennemde hiç bir ŞERRİN altında HAYIR bulunmaz. Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. CEHENNEMLİKLER için değişen bir şey olmaz, yine TAPTIKLARI topraklar, yine TAPTIKLARI dünya. Fakat bu sefer o topraklar üzerine ne EV kurabiliyorlar, ne de GÖLGELENMEK için AĞAÇ yetiştirebiliyorlar. Ve daha önceki ÇOK SICAK günlerinden daha KAVURUCU bir sıcak; ama ne DENİZ bulabiliyorlar ne de SERİNLETİCİ MEYVELER. Hiç bitmeyen KAVURUCU bir GÜNDÜZ ve kalabalığı artırılmış bir DÜNYA. Zaten onlar da DÜNYADAN hiç ayrılmamak istemişlerdi ve hiç ÖLMEYECEKMİŞ gibi yaşamışlardı. Gerçekten artık ÖLMEYECEKLER. Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. BU DÜNYADA her ŞERRİN altında bir HAYIR vardır. Ama CEHENNEMDE hiçbir ŞERRİN altında HAYIR yoktur. Çünkü cehennemlikler ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmuştur. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. CENNETTE YEMEK ve HURİLER İHTİYACI SAPIKLIĞA, AÇLIĞI AÇ GÖZLÜLÜĞE dönüştürmeyin. Amaç BEYNİ doyurmak olmalıdır, MİDEYİ veya CİNSEL dürtüleri doyurmak değil. TAKVALI olmak demek; sadece BEYNİ doyurarak, NEFSE hakim olmaktır. CENNETTE insanların NEFSLERİ ölüdür yani TAKVALIDIRLAR. Yani ACIKTIĞI için YEMEK yemezler, ŞÜKRETMEK ve ALLAH'I her an DÜŞÜNEBİLMEK için yemek yerler. CENNETTE içtikleriniz SARHOŞLUK verici değildir. Bu dünyada HARAM olan ÖZELLİKLER, AHİRETTE sizden ARINDIRILMIŞ olacak. Bunlar SARHOŞLUK, AZGINLIK gibi NEFSİN özellikleridir yani AKLIN düşmanlarıdır. CİNSEL birlikteliğin, cinsellik HÜCRELERİNİN ve cinsellik HORMONLARININ tek sebebi, YARATILIŞ AMAÇLARIMIZDAN biri olan ÜREMEKTİR ve bu amaca uygun kullanmayan TEK CANLI biz insanlarız. Ahirette ÜREME amacımız olmayacağı için, yeniden DİRİLİŞİMİZDE cinsellik HÜCRELERİMİZ ve cinsellik HORMONLARIMIZ olmayacak. Yani HURİLERLE isteseniz de cinsel olarak birlikte olamazsınız. SAFFAT Suresi 47.Ayet: Onlarda (içtiklerinde) sersemletme (baş ağrısı) yoktur; ondan dolayı sarhoş da edilmezler. CENNETTE içtikleriniz SARHOŞLUK verici değildir. Bu dünyada HARAM olan ÖZELLİKLER, AHİRETTE sizden ARINDIRILMIŞ olacak. Bunlar SARHOŞLUK, AZGINLIK gibi NEFSİN özellikleridir yani AKLIN düşmanlarıdır. RAHMAN Suresi 56.Ayet: Orada, gözlerini eşlerinden ayırmayan EŞLER vardır ki, onlara hiçbir İNSAN ve CİN dokunmamıştır. Bu ayete göre, demekki BÜYÜK KIYAMETTEN önce, CENNETTE insanlar ve cinler var, hatta demekki herkes ÖLÜMÜYLE yani KÜÇÜK KIYAMETİYLE Ahirete ve oradan cennet veya cehenneme gidiyor. Ve CENNETTE onları bekleyen HURİLERİ yani EŞLERİ yani ölümsüz hayatının YOLDAŞLARI, ARKADAŞLARI, YARDIMCILARI olacaktır ve HURİLERE hiçbir İNSAN ve CİN dokunmamıştır ve DOKUNAMAYACAKTIR. Buradaki EŞLERDEN kasıt budur. Zaten MELEKLER de insanın YARDIMCILARIDIR. Esasen bütün canlıların bu dünyadaki ve Ahiretteki tek ve en büyük YARDIMCISI, kendisinden RIZASINI almaktan başka bir isteğimizin olamayacağı RABBİMİZDİR. 'En çok SALAVAT getiren, en fazla HURİYE sahip olur' sahih olmayan hadisine uyarak daha fazla HURİ için çok SALAVAT getiren insan, PEYGAMBERİMİZİ değil, HURİLERİ seviyordur. İNSANİ aşkı bilmeden İLAHİ aşkı bilemezmiş insan. Sen bana İNSANİ aşkların en güzelini yaşattığın için ben şimdi İLAHİ aşkların en güzelini yaşıyorum AŞK ÖĞRETMENİM benim. Hayatında hiç futbol oynamayan birisinin gol atması İLAHİ KADERDİR. Futbolcu birisinin gol atması İNSANİ KADERDİR. 2 kader türünde de ALLAH İZİN VERMEZSE gol gerçekleşmez. İZİN VERMEK ile YARATMAK aynı şey değildir. İLAHİ KADERDE, ALLAH yaratandır yani hem yapandır hem izin verendir. İNSANİ KADERDE ise İNSAN yapandır, ALLAH izin verendir. KÖTÜLÜĞÜ İNSAN yapar ama ALLAH izin vermezse o kötülük oluşmaz. ALLAH izin verdiğinde bile, kulları için o kötülüğün içine iyilikler ve fırsatlar yerleştirir. ALLAH AĞACI yaratır, insan ise o ağaçtan MASA yapar, fakat ALLAH izin vermezse insan o masayı yapamaz. Hayatında hiç ALLAH adını duymamış bir insan, GÖREMEDİĞİ şeylere de inanıyor mu yada gördüklerinde yetiniyor mu diye test edilir; yada kendini YETERLİ görüyor mu yada ACİZLİĞİNİN farkında mı diye test edilir. YAPMADIĞINIZ hiçbir şeyden SORUMLU tutulmazsınız. BİLMEMEK ayıp değil, ÖĞRENMEMEK ayıptır. İMKANINIZ olduğu halde ÖĞRENMEYE çalışmıyorsanız, bu sizi SORUMLULUKTAN kurtarmaz. ELİNİZDE olan şeylerden yani SAHİP olduğunuz şeylerden yani YAPTIKLARINIZDAN sorumlusunuz. ELİNİZDE OLMAYAN şeylerden ise İMTİHANA çekilirsiniz. Mesela DEPREM insanlar için bir İMTİHAN, mütahitler için bir SORUMLULUKTUR. ÇOK PARANIZIN olması İNSANIN kendi çalışması sayesindedir ama o paradan sizi ALLAH İZİN VERMESE yararlandırmazdı. ŞÜKRETMEK ise sadece PAYLAŞMAK ile olur. BU ÇOK PARA sizin emeğiniz olsa bile SORUMLULUĞUNUZDUR. ELİNİZDE OLMAYAN sebeplerle ÇOK PARANIZ olursa o zaman bu para sizin İMTİHANINIZDIR. Dolayısıyla İMTİHANINIZ sonucunda yaptığınız herşey yine SORUMLULUĞUNUZDUR. Yani kişiye MİRAS kalması bir İMTİHAN, onun ZEKATINI vermeden HARCAMASI sorumluluğudur. ALLAH sizin o MİRASTAN yararlanmanıza İZİN vermeyebilirdi. Yani DEPREM olması bir İMTİHAN, sonucunda ve öncesinde TEDBİR almamak SORUMLULUĞUNUZDUR. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. ALLAH izin vermezse, hiçbir şey olmaz. Yapmanıza izin verince YAPTIĞINIZ şeyi ise İZİN VERDİĞİ zaman bilir. ALLAH izin verince İZİN VERDİĞİNİ bilir. Yani YAPTIĞINIZ şeyi, İZİN VERDİĞİ zaman bilir. Yani YAPTIĞINIZ şeyi, SİZ BİLMEDEN ÖNCE ama siz YAPTIKTAN sonra, daha doğrusu siz KARAR verdikten sonra bilir. Çünkü ALLAH izin vermeden, siz KARAR VEREMEZSİNİZ. Bundan dolayı, YAPTIĞIMIZ şeyi, ALLAH BİLDİĞİ için değil, ALLAH İZİN VERDİĞİ için YAPARIZ. Ama ALLAH, tüm ZAMANLARI aynı anda gördüğü için yani ZAMANDAN MUAF olduğu için; ama siz ZAMANA BAĞLI olduğunuz için, YAPTIĞINIZ şeyi ALLAH HER ZAMAN görür, ama siz YAPINCA görebilirsiniz. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. ALLAH, ZAMANDAN daha hızlı ve zamandan MUAF olduğu için, AHİRET ile ilgili konuları Kuran-ı Kerim'de (yaşanmış olduğu için), GEÇMİŞ ZAMAN ifadeleriyle anlatmaktadır. KADER, senaryo veya alınyazısı değildir. KADER, deneydir. KAZA ise gözlemdir. Yani bişeyleri YAZILDIĞI için yapmıyoruz. YAPTIĞIMIZ için yazıldı. Yani bizim için OLACAK OLAN, ALLAH için ÇOKTAN OLMUŞTUR. Allah, geçmişi, geleceği ve TÜM ZAMANLARI, AYNI ANDA ve HER ZAMAN görür. KIYAMETE kadarki OLACAK OLAN DEĞİL, OLMUŞ OLAN herşeyi içerir LEVH-İ MAHFUZ kitabı. YAŞAMANIN ve zamana bağlı olmamızın NEDENİ, kainat yaratıldığında yani çok önceden verdiğimiz kararları ve yaptığımız seçimleri NEDEN yaptığımızı anlamamız içindir. Bizim için GELECEK zaman, ALLAH için çoktan geçmiştir. Allah katında, KIYAMET çoktan kopmuştur ve AHİRET yaşanmaktadır. Geleceği göremememizin nedeni, ZAMANA BAĞLI oluşumuzdur. İnsanlar ELEKTRON olduğunuzu ve saniyede 7 KATRİLYON TUR attığınızı, ALLAH'IN da sizin 7 KATRİLYONUNCU turunuzdan sonra KIYAMETİ koparacağını düşünün. ALLAH zamandan muaf olduğundan yani zamanı katrilyonlarca veya sonsuz kat hızlı gördüğünden ALLAH için AHİRET hayatı bile şu an yaşanmaktadır. Ama biz insanların ZAMAN STANDARTLARI çok çok düşük olduğu için, daha henüz belki 1 MİLYARINCI TURUMUZU yeni atıyoruz. İnsanların zaman standartlarına göre, CENNET ve CEHENNEM şu an halen YARATILMAMIŞTIR. ALLAH zamandan muaf ve zamandan sonsuz hızlı olduğundan, ALLAH'A göre KIYAMET çoktan kopmuş, AHİRET yaşanmaktadır. Gün gelecek paylaşımlar duracak. YA HEMEN SONRASI? Dünyadayken yaşayabileceğiniz en büyük zorluk, ÖLÜMDÜR. ÖLÜMÜ bile sadece günahkarlar haketmezken, ZORLUKSUZ bir hayat yaşamanız için garantiniz mi var? ZORLUĞA her sabredişinizin, KOLAYLIĞA sabredişten çok daha büyük İBADET olduğunu ve CENNETTEKİ değerini görseydiniz, dünyadayken hep ZORLUK yaşamak için DUA ederdiniz. SONSUZ AHİRETE kıyasla dünyadaki 70 YIL da aynıdır, 2 YIL da. ALLAH, SIKINTI yaşayanı İMTİHAN edip katındaki DERECESİNİ belirler, bu SIKINTILARI gözlemleyenlerin de AKLINI ve İMANINI test eder. Ama ne yazıkki, ÇOCUKLAR için üzülenlerin çoğu, hiçbir zaman KARŞILIKSIZ olarak YOKSUL veya YETİM bir çocuğu yaşatmamıştır. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. KARANLIĞIN güneşin batmasından olduğunu zannedenler, GÜNEŞ varken SİYAH RENGİ göremiyorlar mı? Ayrıca SICAKLIĞIN güneşten değil, havadaki moleküllerin YOĞUNLUĞUNUN artmasından dolayı olduğunu bilmeyenler, GÜNEŞ varken de VÜCUT SICAKLIĞININ sabit kaldığını göremiyorlar mi? YILDIZLARIN TOPRAĞI ve ALEVİ yoktur. Onların sadece FÜZYON tepkimelerinin parlaklığı ve enerjisi vardır. Bilimde NEDEN ve SONUÇ yoktur, sadece olayların SIRALAMASI vardır. AKLINI kullanıp kullanamayan insanların seçilmesi içindir bu ALGI İLÜZYONU. Halbuki GÖREMEDİĞİMİZ ve bilemediğimiz çok bilgi varken, biz sadece GÖRDÜKLERİMİZLE kendimizi AVUTURUZ. GÜNEŞ GÜNDÜZÜ açığa çıkartmaz, GÜNDÜZ GÜNEŞİ açığa çıkartır. ŞEMS Suresi 1.Ayet: Yemin olsun, Güneşe ve onun AYDINLIĞINA, ŞEMS Suresi 3.Ayet: Güneşi açığa çıkarttığı zaman GÜNDÜZE, Eğer Kuran-ı Kerim'i HAŞA PEYGAMBERİMİZ kendisi yazmış olsaydı, 3ncü ayette 1'nci ayetteki anlamı devam ettirerek, 'GÜNDÜZÜ açığa çıkarttığı zaman GÜNEŞE' derdi ama Kuran-ı Kerim ALLAH KELAMIDIR. Çünkü Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK OKUMAYAN çoğu insan bilmez bu gerçeği: GÜNEŞ GÜNDÜZÜ açığa çıkartmaz, GÜNDÜZ GÜNEŞİ açığa çıkartır. KARANLIĞI güneş yokken yaşadıklarını söyleyenler, GÜNEŞ varken SİYAH RENGİ göremezler mi? O yüzden diyorum, Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN OKUMAK, ÇOK BÜYÜK EKSİKLİKTİR. İNSANİ BİLİM, olayları sadece SIRALAR ve NEDENSELLİK varsayımına göre açıklar. Yani İNSANİ BİLİM tamamen GÖZLEME dayalı VARSAYIMLARIMIZDAN oluşur ve keşfettiklerimiz arttıkça bilmediklerimizin de arttığını görürüz. Esasen, İLAHİ BİLİMDE nedensellik yoktur yani tüm olayların NEDENİ ve SONUCU, YARATICIDIR. Zamandan muaf olduğu için, NEDEN-SONUÇ ilişkisinde, neden ve sonuç aynı anda olur. Asıl olan BİLİM, biz insanların İNSANİ BİLİMİ değil, İLAHİ BİLİMDİR. Yani neden ve sonuç, görünen ve görünmeyen, fizik ve metafizik, din ve bilim AYRIMI YOKTUR. PAMUĞU yakan ATEŞ midir yoksa ATEŞİN yakıcılığı yada PAMUĞUN yanıcılığı mı? Eğer bu ikisi nedense, YAKICI oksijen ve YANICI hidrojenden nasıl SU oluşuyor? Ya bu iki madde özelliklerini kaybederse? Aslında müslümanın esas bayramı AHİRETTİR. Dünyadayken yaşayabileceğiniz en büyük zorluk, ÖLÜMDÜR. ÖLÜMÜ bile sadece günahkarlar haketmezken, ZORLUKSUZ bir hayat yaşamanız için garantiniz mi var? SONSUZ AHİRETE kıyasla dünyadaki 70 YIL da aynıdır, 2 YIL da. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. DEPREMDE sizi öldürmeyip HAYATTA kalmanıza izin vermesinden büyük hangi lütfu olabilirki ALLAH'IN size? Eğer müminseniz, DEPREMDE sizin ölümünüze izin verip, dünyadakine nazaran sonsuz güzellikte AHİRET yaşamını vermesinden büyük hangi lütfu olabilirki ALLAH'IN size? Müminseniz ölseniz de ölmeseniz de sizin için HAYIRLI iken, KAFİR olarak ölmekten daha HAYIRSIZ ne olabilirki? O halde, size sizden başkası ZARAR veremez. Bunu görmüyor musunuz? ALTIN ve GÜMÜŞ ile ilgili AYET TEVBE Suresi 35.Ayet: Kıyâmet gününde, BİRİKTİRİLEN o ALTIN ve GÜMÜŞLER cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara: “İşte bunlar, kendiniz için biriktirdiğiniz ALTIN ve GÜMÜŞLERDİR. Şimdi tadın bakalım o durmadan yığıp biriktirdiğiniz şeylerin cezasını!” denilecek. ARAZİ ve HAYVAN sahipleri AL-İ İMRAN Suresi 14.Ayet: Kadınlara, çocuklara, yığınla ALTIN ve gümüşe, nişanlı atlara, SAĞILABİLEN hayvanlara ve EKİNLERE karşı aşırı düşkünlük insanlara çekici görünür. Oysa varılacak yer, yalnızca Allah’ın katındadır. ALLAH'I niye göremiyoruz diyen birine, 'HÜCRELERİNİZ sizi görebiliyor mu?' diye sorun. Üstelik siz bir HÜCRE bile yaratamazken, ALLAH sizin BU DÜNYA İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi bir HÜCRENİN içine sığdırmıştır. AHİRET İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi ise 300 yıllık bir filmi kaydedebilecek HAFIZAYA sahip AKLINIZA sığdırıyorsunuz. TÖVBE KAPISI ölene kadar açık. Bu yüzden ALLAH Kuran-ı Kerim'de dünyevi olarak ÖLDÜRÜN diye bir cezadan bahsetmez. NİSA Suresi 140.Ayette AYETLERİ inkar edeni bile ÖLDÜRÜN demez YANINDAN UZAKLAŞIN der. BAKARA Suresi 256.Ayet, YUNUS Suresi 99.Ayet ve HUD Suresi 28.Ayette DİNDE ZORLAMA YOKTUR der. SORUYORUM size TÖVBE KAPISI ölene kadar açık olduğuna göre, nasıl bu insanların ÖLDÜRME ile ilgili söyledikleri PEYGAMBERİMİZE İFTİRA olarak aktardıkları SAHİH OLMAYAN yani KURAN'A UYMAYAN hadislere inanıyorsunuz? MÜSLÜMAN kardeşlerimin çoğunluğu GÜNAHSIZ değilken ve çoğunluğu ZEKATINI hakkıyla vermiyorlarken nasıl DİNDE ZORLAMA olduğunu düşünür AYETLERDEN BİHABER bazı insanlar? ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün cezası, (en çok) ona denk bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. BAKARA Suresi 256.Ayet: DİNDE ZORLAMA YOKTUR. AL-İ İMRAN Suresi 19.Ayet: Şüphesiz ki Allah katında tek din İSLAM'DIR. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kuran-ı Kerim'deki 1 ayeti okuyup TÜM AYETLERİ okumazsan veya Kuran-ı Kerim'i ALLAH ile KONUŞUR gibi okumazsan, ALLAH'I anlayamazsın. Sadece MAİDE Suresi 38.Ayeti okursanız, HIRSIZIN elinin kesilmesinin BEDENEN olduğunu zannedersiniz. ŞURA Suresi 40.Ayeti de okuyun ki oradaki kesmenin BEDENEN değil MANEVİYEN olduğunu yani HIRSIZLIKTAN elini çekecek hale getirmek olduğunu anlardınız. ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün CEZASI, en çok ona DENK bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. HIRSIZ sizin elinizi değil, MALINIZI aldı. O halde onun elinin kesilmesini nasıl DENK ceza düşünürsünüz? Bu dünyada kötülük yapan kişiyi BAĞIŞLARSANIZ, ALLAH da size MERHAMET eder. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kötülüğe DENK olmadan yaptıkları tüm CEZALARININ karşılığını AHİRETTE alacaklar. O zaman ASIL ŞERİAT neredeymiş anlayacaklar. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye bağıranlar, keşke KURAN KURAN diye bağırsalardı. Nefeslerini ve zamanlarını ALLAH'IN yerine HÜKÜM vermeye değil de, ALLAH'IN AYETLERİNİ tam olarak ANLAMAYA harcasalardı. DOKUNDUĞUNUZ şeylerin SERT olması, sizin SİNİR HÜCRELERİNİZDEKİ algınızdan dolayıdır. Halbuki evrenin ve maddelerin tamamı BOŞLUKTUR çünkü ATOMLARIN tamamı BOŞLUKTUR. Size o SERTLİK hissi vermesi YARATICI tarafından istendiği için öyle ALGILARSINIZ. Eğer TESADÜF diyorsanız, VÜCUDUNUZDAKİ örneklere bakın. Mesela SIVI haldeki KAN nasıl PIHTILAŞIYOR? Veya SIVIDAN yaratılan insan nasıl ANNE karnında SERTLEŞİYOR? Normalde hiçbir maddeye DOKUNAMAZSINIZ bile, çünkü ATOMLAR birbirine DOKUNAMAZ. Peki DOKUNMA hissini de size AKLINIZ algılatmıyor mu? EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ yani ALLAH'IN NURU doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı NUR olan KAİNATI, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o nurların DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM KAİNAT, ALLAH'IN sonsuzda biri parçasının görmemizi istediği kısmıdır. ALLAH'IN görünür bir varlık olduğunu düşünün; ancak o zaman tüm KAİNATTA O'ndan başka hiçbir şey görünmezdi. Yani ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. ALLAH'I niye göremiyoruz diyen birine, 'HÜCRELERİNİZ sizi görebiliyor mu?' diye sorun. Üstelik siz bir HÜCRE bile yaratamazken, ALLAH sizin BU DÜNYA İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi bir HÜCRENİN içine sığdırmıştır. AHİRET İÇİN gerekli tüm bilgilerinizi ise 300 yıllık bir filmi kaydedebilecek HAFIZAYA sahip AKLINIZA sığdırıyorsunuz ÜREME hücrelerinin KEMİK İLİĞİNDE üretilmesi ve DNA'daki İNANÇ KODU, Kuran-ı Kerim'in ALLAH KELAMI olduğunun en büyük DELİLLERİNDENDİR. TARIK Suresi 5-6-7.Ayet: İnsan, neyden yaratıldığına bir baksın! OMURGA ile KABURGA kemikleri arasından çıkan akıcı bir SIVIDAN yaratıldı. SIRTIMIZDAKİ KEMİK İLİĞİNDE bulunan KÖK HÜCRELERDE üretilen ÜREME hücrelerinki DNA'mıza kodlanan ALLAH'A İNANÇ KODU ile bize ÜFLENEN RUH yani İLAHİ BİLGİLERE ALLAH'IN seslenmesidir bu OLAY. PEYGAMBERİMİZİN HADİSİ şöyledir: 'Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.' TESADÜF diye birşey yoktur. NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ içinde hissettirilir size çoğu şey. Tüm sonuçları nedenlerin, tüm nedenleri sonuçların var ettiği hissettirilir size bilerek ama yine de ilk neden olan BIG BANG'İ sonuç olarak değil KENDİLİĞİNDEN olarak yorumlamak işinize gelir. TESADÜF diye birşey yoktur. Size bilerek bazı şeyler TESADÜF gibi hissettirilir. Tüm kainat TESADÜF sonucu oluşmuşsa, neden milyarlarca yıldır ve İNSANLAR varolmadan önce DÜNYAYA büyük bir YILDIZ çarpmadı ve neden KENTİLYONLARCA GEZEGEN arasında dünyadaki gibi bir İNSAN YAŞAMI bulunamadı? Bulunmayacağını nereden biliyorsunuz diyenler, IŞIK YILI mesafelere kaç yılda gidebilirler hesaplasınlar. Ve iddia ettikleri gibi başka bir gezegende İNSAN YAŞAMI olsaydı bile, onlar o gezegenden baktığında dünyanın binlerce yıl önceki İNSANSIZ HALİNİ, siz de o gezegenin insansız halini görürdünüz. IŞIK HIZINDA bir araçla bile gitseniz o gezegenlere ulaşamayacağınızdan, arayış ümitlerini kesip bu dünyadaki aslında DÜNYALI olan UZAYLILARI sanki uzaydan gelmiş gibi anlatmışlar yüzyıllardır. Oysaki DÜNYALI UZAYLILARIN uzay gemileri IŞIK HIZINDAN daha hızlı yol alamazlar. ALLAH'IN VARLIĞININ KESİN İSPATI GÖRÜNMEYEN yoktur, GÖREMEDİKLERİMİZ vardır. ÖLÜMÜN bir son olduğunu düşünüyorsunuz, ama BİG BANG'ten önce başka bir şey olmalı çünkü enerji yoktan var olamaz diyorsunuz. O halde enerji ÖLÜMLE yok da olamaz. Hatta KIYAMET de bir DÖNÜŞÜMDÜR. Herşey aynı anda KIYAMET ile ölebilir ve sonra dönüşebilir. O halde, herşey ölüp dönüşüyorsa, onları dönüştüren herşeyden ayrı olan bir GÜÇ vardır. Hiçbir şey dışarıdan bir ETKİ olmadan dönüşmeyeceğine göre, DÖNÜŞTÜRÜCÜ ile DÖNÜŞENİN varoluşlarının BAŞLANGICI aynı anda olamaz. ZAMAN ve ENERJİ sonsuzdur ama BAŞLANGICI belki BIG BANG değildir ama kesinlikle DÖNÜŞTÜRÜCÜ ile yani YARATICI ALLAH ile aynı BAŞLANGIÇTA değildir. Dolayısıyla ALLAH başı ve sonu olmayandır. Ama ZAMAN ve ENERJİ başı olan ama sonu olmayandır. AHİRETİN KESİN İSPATI ÖLMEK, son değil, DÖNÜŞÜMDÜR. ÖLMEK, sadece KALBİN DURMASI ise; anne karnında neden 4ncü HAFTADAN itibaren KALP oluşmaya başlıyor? Demekki, kalpsiz olarak 4 HAFTA yaşayabiliyoruz. ALLAH neden Kuran-ı Kerim'de İÇKİ ve DOMUZ ETİ haram der de, TÜTÜN ve KÖPEK ETİ haram demez. Çünkü ALLAH bedenlerinize değil, AKILLARINIZA ve KALPLERİNİZE hitap eder. Bu DÜNYEVİ BEDENE değil, MANEVİ SAĞLIĞINIZA önem verir. Kuran-ı Kerim MANEVİYAT AĞIRLIKLI bir kitaptır. İbadetler de sizin İYİLİĞİNİZ için yani MANEVİ SAĞLIĞINIZ için yani EN BÜYÜK İBADET olan ALLAH'I SÜREKLİ ANMANIZ içindir. DÖVMEM var İBADETİM kabul olur mu diye sorular geliyor. ABDESTTE su ve TEYEMMÜMDE toprak, önce KÖTÜ GÖZÜN değdiği yerleri hem MANEVİYEN hem de bedenen temizler, sonra da kalbinizi ve NEFSİNİZİ temizler. Su ve toprak, dövmemden dolayı DERİME temas etmiyor diye düşünen, NEFSİNE kolay geleni yapıyor ve kendine MAZERET arıyordur. Ondan dolayı, NİYET yoksa 100 kere de yıkansa, su ve toprak NEFSİNİ temizlemez. Eğer dövmeniz varsa bu ABDESTE de mani değildir, İBADETLERE de. Dövmeliyken sizi en büyük ibadet olan ALLAH'I ANMAKTAN alıkoyan sadece NEFSINİZDİR, dövmeniz değil. Derime SU geçmez diye düşünmeyin. O zaman TEYEMMÜM niye var. ALLAH size ibadet için her türlü KOLAYLIĞI sağlamış. Siz ZORLAŞTIRMAYIN. Helali ve haramı nasılki sadece ALLAH belirlerse, SAMİMİ olarak yaptığınız ibadeti de sadece ALLAH değerlendirir. CEP TELEFONLARINDA Kuran-ı Kerim olanlar, cep telefonlarına ABDESTLİ mi dokunuyorlar sadece? Ayrıca o abdest, NAMAZ ABDESTİDİR. İçinizden hiç abdestsizken ALLAH'I ANMIYOR musunuz veya AYET okumuyor musunuz içinizden abdestsizken? Abdestsiz NAMAZ olmaz. Ama ALLAH'I ANMAK için KALP TEMİZLİĞİN yani SAMİMİYETİN yeter. Hatta GÜNAHKAR olanlar bile, ALLAH'I zikredebilir ve TÖVBE edebilir. ABDEST almaya ÜŞENMEMELİYİZ zaten. Hatta hayatımızın her saniyesi ABDESTLİ gezmeliyiz, nitekim ÖLÜMÜN bizi ne zaman yakalayacagini bilemeyiz. Niye SÜNNET ve HADİSLERDE peygamberimizin bu erdemleri de ANLATILMIYOR? NAMUS, insana ait bir kavramdır. Günah, KADIN için neyse, ERKEK için de aynıdır. Neden NAMUS deyince, akla sadece KADIN gelir? Hiçbir insanın KURAN-I KERİM'E TEZAT sözünü, ALLAH'IN AYETLERİNDEN yani ALLAH'IN SÖZLERİNDEN üstün tutmayın. HADİSLERİ savunanlar, HADİSLERİN ÇOĞUNU bilmezler, KURAN-I KERİM'İ bile en azından 1 kez ANLAYARAK okumamışlardır. Ayrıca çoğu insan SÜNNETLERE uyduğunu söyler. Ama PEYGAMBERLER gibi GÜNAHSIZ YAŞAMA sünnetine de gayret göstermezler, ayrıca PEYGAMBERLER gibi KARŞILIKSIZ İYİLİK sünnetine de uymazlar ve PARAYA çok değer verirler. Ben hadislerin tamamını REDDETMİYORUM. Zaten hadislerin tamamını reddetmek, kimsenin HADDİ DEĞİLDİR. Peygamberimize ve tüm peygamberlere İTAAT etmek gerekir gerçek bir mümin olmak için. Sadece Kuran-ı Kerim ile TEZATLAŞAN hadislerin SAHİH olmadığını yani PEYGAMBERİMİZE İFTİRA olduğunu düşünüyorum. Eğer bazıları gerçekten MÜNECCİM olsalardı, PAZARCIK depreminden 9 saat sonra ELBİSTAN depremi olacağını bilirlerdi. ASTROLOJİNİN, gezegenlerin konumlarının, gezegen HİZALANMALARININ, Güneş ve Ay TUTULMALARININ depremle hiçbir ilişkisi yoktur. İnsanların kaderleri ve hayatındaki olaylar ASTROLOJİYLE belli olmaz çünkü ÖLÜM tarihleri de ASTROLOJİYLE belli olmaz, bundan dolayıdır ki, ÖLÜMLERE neden olan DEPREMLER de GEZEGEN konumlarıyla ilişkili değildir. Çünkü DEPREMLERDE ÖLÜMLER kişilerin BURÇLARINA göre olmaz. Tutan tahminler sadece TESADÜFTÜR. NEPTÜN'DE yaşasaydık, ASTROLOJİDEKİ BURÇLAR hiç olmayacaktı ve gezegen konumları BURÇLARA göre anlamlandırılamayacaklardı. İNSAN ÖMRÜ, 1 YIL bile olmayacaktı. KENDİ ANLAMLANDIRDIĞIMIZ özel günler, ÖMRÜMÜZ boyunca sadece 1 KEZ olacaktı. GÜNEŞ'TEN 4,5 milyar km uzaktaki NEPTÜN'DE yaşasaydık; 1 YAŞINDA olmak için DÜNYA'DA 165 YIL geçmesi gerekirdi. Astrologlar 6 Şubat ASLAN DOLUNAYI için size mutluluklar, bereket ve güzel haberler getirecek diyorlardı Sonra DEPREM olunca o paylaşımlarını kaldırdılar. DEPREM TAHMİNCİLERİ de ASTROLOGLAR gibi tahminleri tutmayınca o paylaşımlarını kaldırıyorlar. Astrologların 6-7 MART DOLUNAYI için DEPREM TAHMİNLERİ vardı. 28 ŞUBAT, 3-4-5-6-7 MART tahminlerinin hiçbiri tutmadı şükürler olsun. Amaçları tuttururlarsa NOSTRADAMUS gibi ÜNLÜ olmak. İSTATİSTİKTE gökyüzü olayları ile depremlerin denk gelme olasılığı çok düşük. Belki 100 büyük depremde 1 tutturma ihtimali var. Bu da NEDEN-SONUÇ ilişkisi olmadığını ve astrolojinin BİLİM OLMADIĞINI gösteriyor. KUYRUKLU YILDIZ geçince müjdeli haberler ve MEHDİ gelecek diyorlardı ancak DEPREM oldu. ALLAH ile kimse inatlaşamaz. GAYBI sadece ALLAH BİLİR. 'Deprem GAYB değil, herşeyi ALLAH'A bağlamayın' diyorlar. 50 BİN insanımızı kaybetmemize neden olan DEPREM nasıl GAYB olmaz?50 BİN kişinin ne zaman ÖLECEĞİNİN bilgisi GAYB değil mi? 30 YIL içinde deprem olacak diyorlar, garanti tutsun tahminleri diye. Tüm yeryüzünü sallayacak KIYAMET DEPREMLERİ de mi GAYB değil? Onlara da HAARP mi neden oldu diyeceksiniz? DEPREM TAHMİNCİLERİNİN amaçları korku pompalamaktan çok, tutma ümidiyle MÜNECCİM ünvanını kazanmak olup NOSTRADAMUS gibi ÜNLÜ olmak. KÖR olsaydınız KOKLAYARAK var olduğunu bulurdunuz. O halde TÜM DUYU ORGANLARINIZ varken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? YILDIZ ölünce KARADELİĞE dönüşüyor da, yıldızlardaki ATOMLARDAN oluşan sizler neden YOKOLACAĞINIZI düşünüyorsunuz? Tüm olayların NEDENİ var diyorsunuz ama ilk olay olan BÜYÜK PATLAMA kendiliğinden oluştu diyorsunuz. BÜYÜK PATLAMA kendiliğinden DÖNÜŞÜM diyorsanız, ÖLÜMÜ neden DÖNÜŞÜM olarak görmüyorsunuz? Yoktan yaratabildiğiniz birşey var mı ki, DÖNÜŞMEDEN YOKOLAN birşey olsun. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. ZAMANDAN muaf olsaydınız, ÖLDÜĞÜNÜZ ANI da AHİRETTEKİ anlarınızı da her zaman görürdünüz. KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. REKLAMI, GÖSTERİŞ yapmayı ve ÖN PLANA çıkmayı sevmem. AYETLERİ ve BİLGİLERİMİ ekranlardaki hocalar gibi PARA ile anlatmayı sevmem. Tek amacım, İLMİMİN ZEKATINI vermektir. Zaten KİŞİLER önemli değildir, SÖZLER önemlidir. KİŞİLER de gelip geçici, BEN de gelip geçiciyim. YASİN Suresi 21.Ayet: Sizden hiçbir ÜCRET istemeyen, kendileri de doğru yol üzerinde olanlara uyun! REKLAMI, PARAYI, ÖNE ÇIKMAYI, AYETLERİ PARA ile anlatmayı, insanların DERTLERİNİ PARA karşılığı dinlemeyi, BİLGİLERİMİ PARA karşılığı anlatmayı SEVMİYORUM. BEĞENİ SAYISI ve İZLENME sayısını KASTIRMA gibi bir DERDİM YOK. KENDİMİ KANDIRMAKTAN nefret ederim. HİKAYE anlatmaktan, EFSANE ve KOMPLO TEORİSİ anlatmaktan NEFRET EDERİM. BİLGİM, ALLAH'IN nazarında SIFIRDIR. KİBİRDEN nefret ederim. Bunları kendimi ÖVMEK için ANLATMIYORUM. Ben kendimi ÖVMEKTEN ve KİBİRDEN nefret ederim. Sadece EFSANELERE ve KOMPLO TEORİLERİNE inanmayın. İnsana sadece ALLAH yeter. ALLAH'I sevebilmek için ise AKIL ve KURAN-I KERİM yeter. KURAN-I KERİM'İ en azından 1 kere ANLAYARAK OKUYUN LÜTFEN. O zaman HER SORUNUZUN cevabını bulacaksınız ve HURAFELERE inanmayacaksınız. Sizden BİLGİ karşılığında ÜCRET isteyenlere İNANMAYIN. BİLGİNİN ücreti olmaz. Ben sadece İLMİMİN ZEKATINI VERİYORUM. HADDİM değildir kimseye BİLGİ vermek. Bunlar sadece TAVSİYELERİMDİR. ALTIN ve GÜMÜŞ ile ilgili AYET TEVBE Suresi 35.Ayet: Kıyâmet gününde, BİRİKTİRİLEN o ALTIN ve GÜMÜŞLER cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara: “İşte bunlar, kendiniz için biriktirdiğiniz ALTIN ve GÜMÜŞLERDİR. Şimdi tadın bakalım o durmadan yığıp biriktirdiğiniz şeylerin cezasını!” denilecek. MAL BİRİKTİREN insanın AHİRETE inancı nasıl sağlam olabilirki? YOKSULLARI ve YETİMLERİ, İHTİYAÇ sahiplerini KARŞILIKSIZ olarak DOYURUN. KARŞILIKSIZ yaptığınız ZEKATLARDIR sizin AHİRETE inandığınızı ve ALLAH'A güvendiğinizi gösteren. KARŞILIKSIZ ZEKAT vermeden ve KURAN-I KERİM'İ tam olarak anlamadan İYİ ve AHLAKLI bir insan olduğunuzu zannetmeyin. MAL BİRİKTİRMEYİN. HARCAMA yaparken YOKSULLARI düşünün. ASGARİ ücretlinin 30 YILDA ancak alabileceği parayla bir çırpıda EV almayın. Çoğu insan İNANIYOR, ama İMAN ETMİYOR. Dilleri İNANDIK diyor, ama kalpleri ve akılları İNANMIYOR. YÜZDE 1 İHTİMAL 'YA YOKSA' şeklinde düşünüp, PARA ve MAL biriktiriyorlar, ZAMLARDA FIRSATÇILIK yapıyorlar, sanki ARABASINI ve EVİNİ Allah ona vermemiş gibi EVİNİN de ARABASININ da ZEKATINI vermiyorlar, hiçkimseye KARŞILIKSIZ PARASAL YARDIM yapmıyorlar. Halbuki CENNETTEN ufacık bir yer görselerdi, insanların kendilerine olan BORÇLARINI hemen SİLERLERDİ ve bunları KARŞILIKSIZ YARDIM olarak hediye ederlerdi. Ayrıca TÜM MALVARLIĞININ, evinin ve arabasının ZEKATLARINI verirlerdi. TEVBE Suresi 35.Ayette ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirmeyin diyor. Bir arkadaş onları BOZDURUP PARA olarak biriktirsek olur mu demiş. Siz Allah'a KURNAZLIK mı yaptığınızı zannediyorsunuz? ARABA veya ARSA için harcadığınız parayı, YOKSULLAR için dağıtmıyorsanız; ALLAH'A ve AHİRETE araba ve arsa kadar değer vermiyorsunuz demektir. ZEKATINIZ, biriktirdikleriniz ve harcadıklarınızdan büyük olsun. AHİRET sevginizin DÜNYA sevginizden büyük olması gerektiği gibi ve SEVAPLARINIZIN günahlarınızdan daha fazla olması gerektiği gibi. Yani ZEKAT SERVETİN YARISIDIR. Tıpkı PEYGAMBERİMİZ döneminde 2 hurma bahçesi olan sahabenin 1 bahçesini YOKSULLARA, 1 bahçesini KENDİSİNE bırakması gibi. ÖLÜM geldikten sonra nasılki TÖVBENİN faydası yoksa, ÖLÜM geldikten sonra MİRASI ve ZEKATI dağıtmanın faydası yoktur. Gününüzün sadece 40da birinde mi yani GÜNDE sadece 36 DAKİKA mı ALLAH'I anıyorsunuzki, mallarınızın sadece 40da birini YOKSULLARA dağıtıyorsunuz? Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. BU DÜNYADA her ŞERRİN altında bir HAYIR vardır. Ama CEHENNEMDE hiçbir ŞERRİN altında HAYIR yoktur. Çünkü cehennemlikler ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmuştur. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. CEHENNEMLİKLER için değişen bir şey olmadı, yine TAPTIKLARI topraklar, yine TAPTIKLARI dünya. Fakat bu sefer o topraklar üzerine ne EV kurabiliyorlar, ne de GÖLGELENMEK için AĞAÇ yetiştirebiliyorlar. Ve daha önceki ÇOK SICAK günlerinden daha KAVURUCU bir sıcak; ama ne DENİZ bulabiliyorlar ne de SERİNLETİCİ MEYVELER. Hiç bitmeyen KAVURUCU bir GÜNDÜZ ve kalabalığı artırılmış bir DÜNYA. Zaten onlar da DÜNYADAN hiç ayrılmamak istemişlerdi ve hiç ÖLMEYECEKMİŞ gibi yaşamışlardı. Gerçekten artık ÖLMEYECEKLER. Oradaki cehennemin tam ortasındaki MAHŞER ALANINDA cennetliklerin içindeki en günahkarın da sorgulaması bitip oradan yükseltilince artık GÖKLER de o cehennemliklere kapanacak. Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. BU DÜNYADA her ŞERRİN altında bir HAYIR vardır. Ama CEHENNEMDE hiçbir ŞERRİN altında HAYIR yoktur. Çünkü cehennemlikler ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmuştur. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. Yeryüzü KIYAMET ile tutuşturulacak. Zamandan bağımsız olsaydık, biz de bu dünyanın cehennem olduğunu görebilirdik belki. Ölmeden zamanın ötesini göremeyiz. Ölmeden Allah'ı da göremeyiz. Allah'ın heryerde olduğunu görebiliyor musunuzki, bu dünyanın cehennem olmadığına garanti veriyorsunuz? Aynı mekanda doğup, aynı mekanda ölüyoruz. Zamandan bağımsız olsaydık, doğduğumuzda öleceğimiz günü de görebilirdik. ALLAH için ZAMAN yoktur. ALLAH geçmişi, geleceği ve TÜM ZAMANLARI aynı anda görür. ZAMAN, GÖRECELİ bir kavramdır. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. ALLAH tüm zamanları GÖRÜR. KIYAMET çoktan koptu. AHİRET yaşanıyor. Siz bunu ÖLMEDEN göremezsiniz. Tamamen karanlık bir odada, Siyah bir kedi arıyorsanız, Bunun adı ''FELSEFE'DİR.'' Tamamen karanlık bir odada, Olmayan bir siyah bir kedi arıyorsanız, Bunun adı ''METAFİZİK'TİR.'' Tamamen karanlık bir odada, Olmayan bir siyah kedi arıyor, Ve buldum, buldum diye bağırıyorsanız, Bunun adı ''DİN'DİR.'' Tamamen karanlık bir odada, Siyah bir kedi arıyor, Ve Bunun için bir el feneri kullanıyorsanız, Bunun adı ''BİLİM'DİR.'' AKIL ise, bu oda karanlık da olsa aydınlık da olsa GÖZLERİNİZİ kapatsanız veya gözleriniz KÖR olsa bile o siyah kediyi DİĞER DUYU organlarıyla bulabilmektir. AKLI sadece gözüne hükmedenler, kedinin hareketlerini DUYAMAZLAR. Tamamen karanlık ortamda RENKLİ şeyler göremediklerini zannedenler, RÜYALARINI düşünmezler mi? Ya EL FENERİNİZ kediyi görmenize yeterli olmazsa. Siyah kediyi değil, AYDINLIĞI niye varlık olarak düşünmüyorsunuz? KARANLIĞIN GÜNEŞİN batmasından olduğunu zannedenler, GÜNEŞ varken SİYAH RENKLİ varlıkları veya karanlığı göremiyorlar mı? GÜNEŞ GÜNDÜZÜ değil, GÜNDÜZ GÜNEŞİ açığa çıkartır. BİLİMDE NEDENSELLİK aslında sadece biz insanların olayları SIRALAMA ALGISINDANDIR. Siz o KEDİYİ göremeseniz bile o KEDİ sizi KARANLIKTA da olsa görebiliyor. DİN sadece inanmak değildir. KALP GÖZÜNLE inandığını AKIL GÖZÜNLE bilip anlamazsan bunun adı DİN değil, sadece KENDİNİ KANDIRMA olur. Bu yüzden, AKIL GÖZÜ olmazsa, DİN de, BİLİM de, FELSEFE de, METAFİZİK de olmaz. ALLAH size sadece DİNİ kullanmanızı değil, TÜM BİLİMLERİ kullanmanızı yani AKLINIZI kullanmayı emrediyor. ALINYAZISI deyip alnınızın arkasındaki AKILYAZISINI neden eksik bırakıyorsunuz? KÖR olsaydınız KOKLAYARAK birşeyin var olduğunu bulurdunuz. O halde 5 DUYU ORGANINIZ sapasağlam çalışıyorken de EKSİK bir DUYUNUZ olamaz mı? Herşeyi görebiliyor musunuz? Örneğin KALP GÖZÜ ve AKIL GÖZÜ duyularınızı. Kuran-ı Kerim'de cennet ve cehennemin EBEDİ olması, bütün günahların dünyadayken TÖVBE edilirse bağışlanabileceği KURAN-I KERİM'İN ALLAH kelamı olduğunun göstergelerindendir. Halbuki ALLAH'IN kelamı olduğunu bilip, İNSAN yazmış gibi davrananlar, ALLAH'IN EBEDİ cehennem uygun gördüğü kişilerin ALLAH dışındaki bir ŞEFAATLE kurtulacağını ve ölene kadar TÖVBE imkanı varken bazı günahların cezasının ÖLDÜRME olduğunu savunurlardı. İnsanların AHİRETTE sevdikleriyle beraber olacağı hadisine inanıp, PEYGAMBERİMİZİN bütün ümmetini sevdiğini düşünmezlerdi. Bu şekilde düşünenler, ALLAH'IN MERHAMETİNİ ve GAZABINI küçük görürler. Bu dünyada birisini seviyorsanız o kişiye önce ALLAH'I SEVMEYİ tavsiye edin. AHİRETTE birbirini sevenler değil, ALLAH'I SEVENLER birarada olacaktır. Sevginizi ALLAH YOLUNDA kullanın. Mallarınızı da ALLAH YOLUNDA harcayın. Mallarınızı ALLAH YOLUNDA harcamak, YOKSULLARA ihtiyaç sahiplerine ZEKAT vermekle olur. O halde İLMİNİZİ de ALLAH YOLUNDA ilme ihtiyacı olanlara yayın. TEBLİĞLERİNİZLE her alanda ALLAH YOLUNDA SAVAŞIN. Yaklaşık her 1000 kişiden 1 kişi okumuş ANLAYARAK KURAN-I KERİM'İ. Yine yaklaşık 1000 kişiden 1 kişi TEBLİĞ ediyor ALLAH'IN AYETLERİNİ. ALLAH yolunda savaşmak için, ALLAH'IN AYETLERİNİ anlatmak ve uygulamak gerekir. Ne zamanki ALLAH YOLUNDA SAVAŞAN kimse kalmaz, o zaman KIYAMET kopmak üzeredir. MİLLET sevgisi olmadan VATAN sevgisi olmaz. İNSAN sevgisi olmadan ALLAH sevgisi olmaz. İLGİ yoksa BİLGİ de yoktur. MATEMATİĞE ilgin yoksa 10 yıl okula da gitsen birşey öğrenemezsin. Bu soruyu anlamayan, ANADİLİNDE okuduklarını da anlayamaz. Belki de işine yarayan bir PARA hesabı sorusu olsaydı veya PARA getiren bir soru olsaydı ANLARLARDI. Keşke bütün bilimleri PARA için değil de, MENFAATSİZCE öğrensek. Gerçi SEVGİLER bile MENFAAT için olmuş. Evlatlarınıza önce MENFAATSİZCE bilmeyi ve sevmeyi öğretin. Onları SOĞUTMAYIN. Bu yüzden eğitim ve öğretim AİLEDE başlar. Bir çocuğun AİLEDEYKEN tek ÖĞRETMENİ, tek PSİKOLOĞU, tek AVUKATI ve tek DOKTORU anne ve babalarıdır. Ne zamanki kendi ayakları üstüne basmayı öğrenip, kendisinin tek ÖĞRETMENİ, tek PSİKOLOĞU, tek AVUKATI ve tek DOKTORU olursa o zaman EĞİTİM ve ÖĞRETİM hedefine ulaşır. Ama eğer siz çocuğa SEVMEYİ değil SOĞUTMAYI öğretir ve kendisinin GÜVENİNİ yıkarsanız, yani SEVGİ ile değil, KORKU ile öğretirseniz; o zaman belki dalınızda çok iyi bir öğretmensinizdir ama EĞİTİMCİLİK yönünüz SIFIRDIR. KORKU MENFAAT getirir, SEVGİ SAMİMİYET getirir. Size samimiyetsiz davranmalarından mutluysanız o sizin kendinizi kandırmanızdır. 2 TÜR KORKU vardır. 1.Sevdiren korku 2.Soğutan korku Vicdanlılar SEVDİREN KORKU uygular. Merhametsizler SOĞUTAN KORKU uygular. SEVDİREN KORKU saygıyı ve sabrı güçlendirir, SEVGİYİ hedefler ve SABRETTİRİR. SOĞUTAN KORKU samimiyeti ve güveni azaltır, NEFRETİ hedefler ve KATLANDIRIR. Kardeşlerim alttaki ibadetleri 1000 PUAN üzerinden PUAN vererek ÖNEM sırasına göre sıralayabilir misiniz? NAMAZ ZEKAT ORUÇ BAŞ ÖRTÜSÜ SAKAL BIRAKMAK Hiçbir insanın KURAN-I KERİM'E TEZAT sözünü, ALLAH'IN AYETLERİNDEN yani ALLAH'IN SÖZLERİNDEN üstün tutmayın. HADİSLERİ savunanlar, HADİSLERİN ÇOĞUNU bilmezler, KURAN-I KERİM'İ bile en azından 1 kez ANLAYARAK okumamışlardır. Ayrıca çoğu insan SÜNNETLERE uyduğunu söyler. Ama PEYGAMBERLER gibi GÜNAHSIZ YAŞAMA sünnetine de gayret göstermezler, ayrıca PEYGAMBERLER gibi KARŞILIKSIZ İYİLİK sünnetine de uymazlar ve PARAYA çok değer verirler. EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ yani ALLAH'IN NURU doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı NUR olan KAİNATI, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o nurların DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM KAİNAT, ALLAH'IN sonsuzda biri parçasının görmemizi istediği kısmıdır. ALLAH'IN görünür bir varlık olduğunu düşünün; ancak o zaman tüm KAİNATTA O'ndan başka hiçbir şey görünmezdi. Yani ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. DUANIZ hemen kabul olsaydı, o zaman mı ALLAH'A zerre şüphe olmadan inanırdınız? Bu dünya herkes için EŞİTTİR. Siz FARKLI görürsünüz. Halbuki bu DÜNYA ve DUALARINIZ, sadece ÇABALARINIZ ve çabalarınız sonunda ALLAH’IN izin vermesiyle size karşılık verir. Bu çabalara çoğunlukla GÜNAH ve HAZIRCILIK bulaşmıştır. ZENGİN olanların kimisi ATALARINDAN kalan mirası YOKSULLARI düşünmeden yiyerek ATALARININ günahlarına ortak olmakta; kimisi çalışmalarına GÜNAH ve BATIL yollar ekleyerek zenginleşmekte. Ve onlar ya bu yolların BATIL ve GÜNAH olduğunu bilmiyorlar yada bilerek GEÇMİŞLERİNİ UNUTUP kendini avutuyorlar. Normalde herkesin şartları eşittir ama sizler ÖLÜME MAHKUM olan bu İLÜZYONA çabuk aldanırsınız. Halbuki tüm kainatı yaratan ALLAH dilese, İMANLI kullarını EN ZENGİNLER yapamaz mıydı? PEYGAMBERLERİN bile ZENGİN olmadığını ve hatta ÇOK ZORLUKLAR yaşadıklarını düşünmez misiniz? ALLAH dileseydi, kişiyi ANNE RAHMİNDEYKEN mirastan mahrum bırakamaz mıydı? Ama çoğu bunu düşünmez ve ŞÜKRETMEYİ sadece DİLDE zannedip, İHTİYACININ fazlasını YOKSULLARA dağıtmazlar. Bilselerdi keşke ESAS ŞÜKÜR budur. Ve kavrayabilselerdi keşke, ZEKATINI ve MİRASINI yoksullara dağıtan insan ZENGİN olamaz. MAL BİRİKTİREN insanın AHİRETE inancı ve ALLAH'A güveni nasıl sağlam olabilirki? İşte BU DÜNYA ve DUALARINIZ sadece ÇABALARINIZ ve çabalarınız sonunda ALLAH’IN izin vermesiyle size karşılık verir. Bu karşılığa TEPKİNİZ ise İMTİHANINIZDIR. Oysaki CENNET, dualarınızın hemen kabul olduğu yerdir. Ki cennette dua edebilmeye hak kazananlar, bu dünyadaki kabul olmuş dualarına HAKKIYLA TEPKİ verenlerdir. Bu dünyanın geçiciliğine kendini kaptırıp, bu dünyaya taparcasına yaşayanlar ise AHİRETTE yine bu dünyadan ayrılmayacaklardır. Ama bu sefer KIYAMET ile tutuşturulup CEHENNEME dönüştürülmüş bir dünya olacak bu dünya AHİRETTE. Ama ALLAH onları değil, onlar kendini sürüklemişlerdir CEHENNEME. ALLAH, AHİRETTE de bu dünyanın devamını sağlamış ve sadece cennetlikleri bu sonsuza dek yokoluş dünyasından kurtarıp yükseltmiştir. KERAMET, ayetlerde değil, AYETİ VAHYEDENDEDİR. NİSA Suresi 43.Ayete göre, SARHOŞ değilken de NAMAZDA ne dediğimizi, ne okuduğumuzu bilmemiz gerekmez mi sizce? ALLAH'A GÖSTERİŞ YAPMAYIN. SARHOŞLUK HARAMDIR. SARHOŞLUK verici herşey HARAMDIR. Yani ALLAH'I UNUTTURAN herşey HARAMDIR. NİSA Suresi 43.Ayet: SARHOŞKEN ne söylediğinizi ANLAYINCAYA kadar NAMAZA yaklaşmayın. HASTA olsan da ve hatta ÖLMEK ÜZERE bile olsan NAMAZINI kılacaksın ama ne dediğini ANLAMIYORSAN, kılarken ALLAH'A GÖSTERİŞ yapma. ALLAH'A GÖSTERİŞ bir nevi MÜNAFIKLIKTIR. Peygamberimiz NAMAZDA sureleri ANLAYARAK okurdu. Zaten okuduğu AYETİN anlamını bilmeden okuyan kişinin SARHOŞTAN veya AKIL SAĞLIĞINI yitirmiş bir kişiden FARKI YOKTUR. Okuduğunuzu ANLAMAK için NEDEN bu kadar ÜŞENGEÇSİNİZ? İLGİ alanınız olsaydı, onu ANLAMAK için herşeyi yapardınız. NİYETLER önemlidir tabiki. Ama NİYETİNİZ, ALLAH'A GÖSTERİŞ yapmak mı? Neden NEFSİNİZE KOLAY GELENİ yapıyorsunuz ve ANLAMAMAK için hep BAHANE arıyorsunuz? SEVGİLİNİZLE buluşmaya giderken ağzınızın SARIMSAK kokmamasına dikkat ediyorsunuz da, neden NAMAZDA ALLAH'IN huzurunda SAPASAĞLAM olmak yerine GÜNAHLI olmayı tercih ediyorsunuz? Neden HIZLI HIZLI namazı kılıp, DÜNYEVİ İŞLERİNİZ için ACELE ediyorsunuz? HER SANİYE ALLAH'I zikretmeniz gerekirken, NEDEN 10 DAKİKAYA sığdırıyorsunuz ZİKİRLERİNİZİ. Yaratılan herşeyin BAŞI vardır, SONU yoktur. Oysaki ALLAH'IN BAŞI da yoktur, SONU da yoktur. ÖLÜM sadece dönüşümdür. Dünya ölerek CEHENNEME, UZAY ölerek CENNETE dönüşür. Cennetlikler MELEKSİ özellikli kullara, cehennemlikler ise özelliksiz ÇÖPLÜKLERE dönüşür. 'Cehennemlikler keşke toprak olarak yaratılsaydık da ateşi hissetmeseydik' derler. Ama insanların aslında, AKLI olan TOPRAKLAR olduğunu düşünmezler mi? ALLAH dilese TOPRAKLARI bile konuşturamaz mı? Belki de TÜM ATOMLAR konuşuyordur. Ama siz duymuyorsunuzdur. Sadece İKİ ELİN sesi değil, TEK ELİN de sesi var. Hareketsiz olarak gördüklerinizin sizden daha çok hareket ettiğini görmüyor musunuz? Tüm kainatın CANLI olduğunu görmüyor musunuz? Nasılki evladı olmayan BABA olmaz, kitabı olmayan YAZAR olmaz; o halde kainat ALLAH'IN YARATICI sıfatının gereğidir. Tüm kainatın ALLAH'IN SONSUZDA BİRİ PARÇASI olduğunu düşünün. O halde neden ALLAH'IN ÇOCUĞU olabileceğini düşünürsünüz. ALLAH kendi parçası olan kainatı niye yoketsin? Cehennemlikleri bile yoketmeyip EBEDİ olarak bulundurmayacak mı? ESAS YOKOLUŞ, tüm kainatı yaratan ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmak değil mi? Bizlere ŞAH DAMARINDAN YAKIN olan ALLAH'I nasıl KAİNATTAN BAĞIMSIZ düşünürsünüz? Sizler parçanız olan bir HÜCRENİZİ bile yönetemezken, ALLAH tüm kainatı yönetmektedir. Aksini düşünenler, DÜNYADA şu ana kadar yaratılan yüzlerce milyar insan için DÜNYA'NIN nasıl KORUNDUĞUNU görmüyorlar mı? BAL ARISI bile ALLAH'IN EMRİNİ yani YARATILIŞ AMACINI yerine getirerek, ÖLECEĞİNİ bile bile insanları sokmaktadır. Ama AHİRETE İNANAN insanlar neden ÖLÜMDEN korkmaktadır ve AHİRETE hazırlanmayıp, hiç ölmeyecek gibi yaşamaktadır? Hiçbir şeyin SONU olmadığına göre, ne olarak yaratıldığınız değil, SONSUZA DEK nasıl olarak yaşacağınız önemlidir. Neydim demeyin NE OLACAĞIM deyin. Sizler sadece AKLI olan TOPRAKLARSINIZ. O halde AKLINIZI kullanınki, AKLINIZ sizi cehennemde sonsuza dek cezalandırmasın. KURAN-I KERİM'DE NAMAZ GEÇMİYOR DİYENLER İYİ OKUSUN. Kuran-ı Kerim'de NAMAZ geçmiyor diyorsunuz, RÜKU ve SECDENİN geçtiğini görmüyor musunuz? NAMAZ kılmaya üşeniyorsunuz da, SECDE etmeye de mi üşeniyorsunuz tıpkı İBLİS gibi? NAMAZ kılmıyorsanız, PEYGAMBERLERE İTAATİNİZ sadece DİLDE mi kalıyor? Veya onların KILIK KIYAFETİNE ve günlük yaşamındaki size göre BASİT sünnetlerine uyup, NAMAZ gibi sünnetlerinde ÜŞENGEÇLİK mi gösteriyorsunuz? AHİRETTEN bir parça birazcık zerre kadar dahi görseydiniz, orayı RİSKE ATMAMAK için başınızı SECDEDEN ayırmazdınız? Tüm peygamberlere ve peygamberimize itaat ediyor musun?Onların da NAMAZ kıldığını, ORUÇ tuttuğunu biliyor musun? NAMAZ FARSÇA bir kelimedir doğru. KURAN-I KERİM'DE SALAT diye geçer. SALAT kelimesi bazı ayetlerde DİNİMİZİ YAYMA yani MANEVİ ZEKAT anlamındadır. Bazı ayetlerde de mesela HUD Suresi 114.Ayette NAMAZ anlamında geçer. Heryerde ALLAH'IN huzurundayız ALIŞVERİŞTE bile. Ama NAMAZ hem Kuran-ı Kerim okumanın, hem ALLAH'IN HUZURUNDA olmanın RESMİ şeklidir. SALAT ise bir nevi ŞEKİLSİZ NAMAZ veya MANEVİ ZEKAT anlamındadır. Peygamberimize ve tüm peygamberlere itaat ediyorsanız, NAMAZI onlar da uyguladığı için ŞEKLİ olarak SÜNNET olduğunu bilirsiniz. Kuran-ı Kerim'de de SALAT olarak da olsa NAMAZ anlamında geçtiği için İLMİ olarak da FARZ olduğunu bilirsiniz. Yani NAMAZ SÜNNETTİR, SALAT FARZDIR. Peygamberimize itaat ise Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZDIR. SARHOŞKEN ne dediğinizi bilene kadar NAMAZA yaklaşmayın diyor ALLAH. Buradaki SARHOŞLUK hali ZORUNLU SARHOŞLUK halidir yani İSTEĞE BAĞLI SARHOŞLUK değildir. Zaten İSTEĞE BAĞLI SARHOŞLUK iyi niyetli olamaz. AMELİYATTA NARKOZ almazsanız, ölürsünüz acıdan. Bu NARKOZ, zorunlu SARHOŞLUKTUR. Ya sanki hiçbir namazımızı kaçırmıyoruz? TASTAMAM olun, GÖSTERİŞ YAPMAYIN ALLAH'A. HARAM demek fiil olan GÜNAHIN isimleşmiş halidir ve ALLAH tarafından koyulan YASAKLARDIR. Yani KUMAR oynamak GÜNAH, İÇKİ içmek GÜNAH. Onların isimleşmiş halleri yani KUMAR ve İÇKİ haramdır. Önce GÜNAH ve HARAMIN ne demek olduğunu öğrenin. Kumar ve İçkiye ŞEYTAN İŞİ PİSLİK şeyler demek de zaten HARAM olduğunu gösterir. Mesela ZİNA etmek GÜNAH, ZİNA ise HARAMDIR. LİVATA etmek GÜNAH, LİVATA ise HARAMDIR. Bide kendiniz de söylüyorsunuz ŞEYTAN İŞİ ve PİSLİK şeyler olduğunu. Size göre HARAM şeyler ŞEYTANIN değilse kimin işi ve size göre HARAM şeyler TEMİZ mi PİSLİK mi? Size göre ŞEYTAN İŞİ ve PİSLİK şeyler mi HELAL kılınmıştır? Helali ve HARAMI sadece ALLAH belirler. KURAN-I KERİM'DE bahsedilen YASAKLARDIR HARAM olan şeyler. KÖPEK ETİ haram değildir, Kuran-ı Kerim'de geçmez. Ama DOMUZ ETİ haramdır. SARHOŞLUK haramdır ama SİGARA haram değildir. Uyuşturucu SATMAK (insanları zehirlemek) nasılki uyuşturucu KULLANMAKTAN (sadece kendine zarar vermekten) DAHA BÜYÜK suç ve günahsa, İÇKİ SATMAK içki içmekten DAHA BÜYÜK günahtır. 30 tane SİGARA içerseniz size ALLAH'I unutturmaz ama 30 tane ALKOL içerseniz size ALLAH'I ve kendiniz dahil herşeyi UNUTTURUR. İşte bu yüzden, SİGARA, ALKOL ile aynı kategoride değildir. UYUŞTURUCU sarhoşluk veren birşeydir ama SİGARA sarhoşluk vermez. ALLAH haram kıldığı şeyler konusunda ZORDA KALIRSANIZ yani mesela dünyada hiç yemek kalmamıştır diyelim. O sırada sadece DOMUZ ETİ buldunuz. DOMUZ ETİ yemeseniz öleceksiniz. Veya ÇÖLDE SUSUZ kaldınız o sırada İÇKİ buldunuz. O içkiyi içmeseniz ÖLECEKSİNİZ. O durumda AŞIRIYA kaçmadan kullanabilirsiniz diyor. Bu da ALLAH'IN SONSUZ MERHAMETİNDEN dolayıdır. Biz insanlar ise KURAN-I KERİM'DE hep bir AÇIK bulmaya çalışırız. KURAN-I KERİM'İN AÇIĞINI aramak için okuyanlar zaten KURAN-I KERİM'İ anlamazlar. NAMUS istiyorsanız, önce sizin GÖZÜNÜZ dışarıda olmayacak. Siz eşinizin, eşiniz de sizin NAMUSUNUZ değil mi? BAKARA Suresi 187.Ayet: Kadınlar sizin için ELBİSE (örtü), siz de onlar için ELBİSESİNİZ (örtüsünüz). O halde, kadınınızın BAŞINI ÖRTÜP, kendi başınızı ÖRTMEZSENİZ; siz aynı zamanda KADININIZIN da ÖRTÜSÜ olduğunuz için, kadınınızın da başı AÇIK gibi sayılır. Kadınınızın ÖRTÜNMESİ sizi de örter. Sizin ÖRTÜNMENİZ ise KADININIZI da örter. Yani NAMUS istiyorsanız, önce sizin GÖZÜNÜZ dışarıda olmayacak. Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. BU DÜNYADA her ŞERRİN altında bir HAYIR vardır. Ama CEHENNEMDE hiçbir ŞERRİN altında HAYIR yoktur. Çünkü cehennemlikler ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmuştur. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. Siz çocukların BEBEK yaşta öldüğünü zannedersiniz ama onlar YAŞLANIP da ölürler. KEHF Suresi 74.Ayette HZ.MUSA ve HZ.HIZIR kıssasında HZ.HIZIRIN ileride kafir olacak çocuğu öldürmesi buna işarettir. KEHF Suresi 25.Ayette bir gecede 309 YIL yaşayan ASHAB-I KEHF kıssası ise ZAMANIN GÖRECELİLİĞİNİN işaretidir. ALLAH dilese bir çocuğa bir gecede YÜZLERCE YIL yaşatabilir. MÜZZEMMİL Suresi 17.Ayette, ÇOCUĞU YAŞLIYA çevirecek KIYAMET GÜNÜNDEN bahseder RABBİMİZ. Bu sadece bu dünyanın İLÜZYONUNA kapılıp AKLINI kullanamayanların kendisini görmesi içindir. ALLAH zaten ZAMANDAN MUAF olduğu için tüm yaptıklarınızı SİZDEN ÖNCE bilmektedir. Ben hadislerin tamamını REDDETMİYORUM. Zaten hadislerin tamamını reddetmek, kimsenin HADDİ DEĞİLDİR. Peygamberimize ve tüm peygamberlere İTAAT etmek gerekir gerçek bir mümin olmak için. Sadece Kuran-ı Kerim ile TEZATLAŞAN hadislerin SAHİH olmadığını yani PEYGAMBERİMİZE İFTİRA olduğunu düşünüyorum. Hiçbir insanın KURAN-I KERİM'E TEZAT sözünü, ALLAH'IN AYETLERİNDEN yani ALLAH'IN SÖZLERİNDEN üstün tutmayın. HADİSLERİ savunanlar, HADİSLERİN ÇOĞUNU bilmezler, KURAN-I KERİM'İ bile en azından 1 kez ANLAYARAK okumamışlardır. Ayrıca çoğu insan SÜNNETLERE uyduğunu söyler. Ama PEYGAMBERLER gibi GÜNAHSIZ YAŞAMA sünnetine de gayret göstermezler, ayrıca PEYGAMBERLER gibi KARŞILIKSIZ İYİLİK sünnetine de uymazlar ve PARAYA çok değer verirler. CEHENNEMLİKLER için değişen bir şey olmadı, yine TAPTIKLARI topraklar, yine TAPTIKLARI dünya. Fakat bu sefer o topraklar üzerine ne EV kurabiliyorlar, ne de GÖLGELENMEK için AĞAÇ yetiştirebiliyorlar. Ve daha önceki ÇOK SICAK günlerinden daha KAVURUCU bir sıcak; ama ne DENİZ bulabiliyorlar ne de SERİNLETİCİ MEYVELER. Hiç bitmeyen KAVURUCU bir GÜNDÜZ ve kalabalığı artırılmış bir DÜNYA. Zaten onlar da DÜNYADAN hiç ayrılmamak istemişlerdi ve hiç ÖLMEYECEKMİŞ gibi yaşamışlardı. Gerçekten artık ÖLMEYECEKLER. Oradaki cehennemin tam ortasındaki MAHŞER ALANINDA cennetliklerin içindeki en günahkarın da sorgulaması bitip oradan yükseltilince artık GÖKLER de o cehennemliklere kapanacak. Bu dünya KIYAMET ile CEHENNEME dönüşecek. BU DÜNYADA her ŞERRİN altında bir HAYIR vardır. Ama CEHENNEMDE hiçbir ŞERRİN altında HAYIR yoktur. Çünkü cehennemlikler ALLAH'IN RAHMETİNDEN kovulmuştur. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada hiç yaşamak istemezdiniz. CEHENNEMDEN ve KIYAMETTEN ufacık bir parça görseydiniz, dünyada çektiğiniz ACILARA ve FELAKETLERE bile şükrederdiniz. Yeryüzü KIYAMET ile tutuşturulacak. Zamandan bağımsız olsaydık, biz de bu dünyanın cehennem olduğunu görebilirdik belki. Ölmeden zamanın ötesini göremeyiz. Ölmeden Allah'ı da göremeyiz. Allah'ın heryerde olduğunu görebiliyor musunuzki, bu dünyanın cehennem olmadığına garanti veriyorsunuz? Aynı mekanda doğup, aynı mekanda ölüyoruz. Zamandan bağımsız olsaydık, doğduğumuzda öleceğimiz günü de görebilirdik. ALLAH için ZAMAN yoktur. ALLAH geçmişi, geleceği ve TÜM ZAMANLARI aynı anda görür. ZAMAN, GÖRECELİ bir kavramdır. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. ALLAH tüm zamanları GÖRÜR. KIYAMET çoktan koptu. AHİRET yaşanıyor. Siz bunu ÖLMEDEN göremezsiniz. “Es-salâtu hayrum-minen-nevm” “NAMAZ UYKUDAN HAYIRLIDIR” SABAH EZANINDA, Hayye ale's-salâh, Hayye ale's-salâh Hayye ale'l-felâh, Hayye ale'l-felâh Yani, Haydin namaza, haydin namaza. Haydin kurtuluşa, haydin kurtuluşa. Cümlelerinden sonra, “Es-salâtu hayrum-minen-nevm” yani “NAMAZ UYKUDAN HAYIRLIDIR” cümlesi geldiğini ve ANLAMINI, ve EN MÜBAREK namazın SABAH NAMAZI olduğunu biliyorsunuz değil mi? TELEPATİNİN imkansızlığı ŞEYTAN bile düşüncelerinizi okuyamaz çünkü okusabilseydi, bazılarında BOŞA ZAMAN kaybedeceğini bilerek VESVESE vermeye çalışmazdı. MELEKLER ve CİNLER de düşüncelerinizi okuyamaz. O halde insanların TELEPATİ yeteneği olduğuna nasıl inanırsınız? DÜŞÜNCELERİNİZİ sadece ALLAH okur ve SOMUT VARLIK gibi görür. Bırakın kardeşim ATATÜRK ile uğraşmayı. ATATÜRK, KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okudu ve belki de bilemezsiniz TÖVBE ederek VEFAT etti. Sizler, başkalarıyla uğraşmayı bırakın ve en azından 1 kere KURAN-I KERİM'I ANLAYARAK okuyun da, 1000 de 1 ORANIN içine yani 80 BİN kişinin içine girin. AHİRETTE esas sorguya çekileceğiniz kitap KURAN-I KERİM. Ülkemizin YÜZDE 1'i yani 800 BİN kişi KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okumuş. Onlardan da ONDA 1'i yani sadece 80 BİN kişi OKUDUĞUNU ANLAMIŞTIR yani HİKAYE KİTABI gibi değil, YAŞAYARAK ANLAMIŞTIR. PEYGAMBERİMİZ HADİSİNDE her 1000 kişiden 1 kişinin CENNETLİK olduğunu buyurmuş. Hakikaten de öyle. 80 MİLYON nüfusta sadece 80 BİN kişi Kuran-ı Kerim'i YAŞIYOR ve ANLAYARAK OKUMUŞ. İnsanlığa ve Türk Milleti'ne GECE GÜNDÜZ demeden çalışarak FEDAKARLIK yapan ATATÜRK'E ateist diyerek SAYGISIZLIK yapanlar ve 'Ateisti dost edinenler de dinden çıkmış olur' diyerek AHLAKLI olduğunu zanneden arkadaşlar size SORUYORUM. BEBEKKEN sizin altınızı bile değiştiren, hastalandığınızda GECE GÜNDÜZ başınızdan ayrılmayan ANNE ve BABANIZI ateist olsalardı, SOKAĞA mı ATACAKTINIZ? ATATÜRK, İSLAMİYETE zarar veremez. İSLAMİYETE kimse zarar veremez, ALLAH izin vermez. HZ.ADEM'DEN beri İSLAMİYET vardı. Sadece İNSANLAR kendi imansızlıklarından dolayı, BAŞKALARINI SUÇLARLAR. Ve ALFABE değişti deyip, işlerine gelmediği için kendilerine AĞIR gelen KURAN-I KERİM'İ ANLAYAMADIKLARINI MAZERET olarak ileri sürerler. Halbuki kendi ANADİLLERİNDEN SINAVA girseler, onda da başarısız olurlar. Bu seferki MAZERET ise, ZAMAN YETMEDİ olurdu. ÖLÜM, ANSIZIN yakaladığında da BU MAZERET olacak. FATURAYI KİME KESELİM zihniyetindeki herkes zaten ÇOK AHLAKLI. Halen ŞEYTANA UYDUM diye kendi şerefsizliğini şeytana suçlayan insanlar hep var. Sanki şeytan olmasaydı, melek olacaktı beyinsiz. Sanki ALLAH gibi taptığı PARASINI fakirlere dağıtacaktı. Herkes ZEKATINI verseydi, FAKİR kalmazdı. Herkes KUL HAKKINA saygılı olsaydı, dolandırıcılık ve taciz olmazdı. Bi tutturmuşunuz TESETTÜR diye. Sanki herkes TESETTÜRLÜ olsa, kimse AHLAKSIZ olmayacak? Bide tutturmuşsunuz ATATÜRK olmasaydı, herkes KURAN-I KERİM'İ adam gibi anlardı diye. Ulan sanki OSMANLI DEVLETİ döneminde eğitimde, bilimde çok iyiydik. Kuran-ı Kerim ayetleri SİHİR SÖZCÜKLERİ değildir. Kim bir ZİKRİ 100 kere okursa, tüm günahları bağışlanacaksa, TÖVBEYE gerek yok mu? TÖVBEYE gerek varsa, bu ZİKİRLERE gerek var mı? TÖVBE, günahın affı için YETERLİDİR. Ve tövbenin TEK ŞARTI, o günaha bir daha GERİ DÖNMEMEKTİR. Kuran-ı Kerim'de TÖVBE yeterlidir der. ALLAH'I her an zikredip, ÖLÜMÜ hiç bir zaman unutmazsanız; zaten günaha hiçbir zaman bulaşmazsınız. Kalbinizin attığı her an boyunca, kalp atım sayınız kadar ALLAH'I zikredin. Yani 63 yaşına kadarki 2 MİLYAR saniye boyunca 2 MİLYAR kez zikretmiş olursunuz. Zikretmenin şartı yoktur. Şu kadar zikrederseniz, CENNETE gidersiniz diye birşey yoktur. Zaten amaç CENNET değil, ALLAH'IN RIZASI olmalıdır. Onun için de HER SANİYE Allah'ı anmak gerekir. NAMAZI, ALLAH'IN bize bildirdiği AYETLERİ yani EMİRLERİ ALLAH'A geri söylemek olarak mantıksız görmek; ALLAH'IN bize verdiği tüm malvarlıklarını insanlara dağıtmak vasıtasıyla ALLAH'A geri göndermek olan ZEKATI da mantıksız görmek ile aynı örnektir. Bu 2 ibadette amaç TAKVADIR, BAĞLILIKTIR ve SAMİMİYETTİR. Kuran-ı Kerim'i ANLAMAK, bazen insanın 20-30 YILINI almaktadır. Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okurken HUZUR bulmuyorsa insan, başka zamanlarda da yani günlük yaşantısında da içini ALLAH'IN SESİNE kapatmış demektir. Sevdiğinin kişiye bile o kişi sevildiğini bilse bile, sürekli SENİ SEVİYORUM demek sizin içinize HUZUR verir. KURAN-I KERİM'İ okumak ve ALLAH'I sürekli anmak da size HUZUR verir. Nasıl olsa ÖLÜM gelecek deyip, ÖLÜMÜ hatırlamaya gerek duymaz mısınız veya AHİRETİ hatırlamak size mutluluk vermez mi? İnsan çok UNUTKANDIR. Kuran-ı Kerim de gerçeği HATIRLATMADIR. ALLAH'IN sizinle sürekli konuşmasını istiyorsanız, önce bildirdiği AYETLERİ anlayın. Kuran-ı Kerim, ALLAH'IN İLMİNİN ve SÖZLERİNİN sadece bir PARÇASIDIR. Nefsine göre hareket edenler, içlerinde ALLAH'IN SESİNİ duyamazlar. NEFSİNİZE kolay geleni yapıp NAMAZI terk etmeyin. Heleki SABAH NAMAZLARI için ÜŞENMEYİN. SECDE etmeyi vücudunuzu TOPRAKLAMAK gibi görün. ALLAH secdeyi emrettiyse bir bildiği vardır. ALLAH'IN bilgisini zorlamayın. İBADETLER sizin MANEVİ SAĞLIĞINIZ içindir. KURBANA ne gerek var der misiniz? YOKSULLARA dağıtma ve ALLAH'A bağlılık TAKVANIZIN ALLAH'A ulaştığını bilmez misiniz? En sevdiklerinizi ALLAH yolunda İNFAK etmenizin ALLAH'A ne kazandıracağını mı düşünürsünüz? NEFSİNİZ size KOLAY OLANI yaptırmasın. PEYGAMBERLERİN namaz kıldıklarını da mı yalanlıyorsunuz? Allah'a sadece DEPREM anında mı SECDE ediyorsunuz? Hiç YILDIZLARA bakmaz mısınız? Bir kere baktım zaten ne gerek var mı dersiniz? Ben huzur bulmak için YILDIZLARA bakarım. Ben EVRENİ araştırdıkça ALLAH'A AŞIK oldum. İNANIYORUM zaten gerek yok EVRENİ araştırmaya mı dersiniz? AKLINIZI ZORLAMAK istemez misiniz? Veya hiç bir SINAVDA aklınızı ispat etmediniz mi? O halde neden ALLAH'I İSPAT eden deliller sizi rahatsız ediyor? KAİNAT kitabını ve AKIL kitabını ALLAH'IN AYETLERİNDEN görmez misiniz? BAZI ŞARKI sözleri ŞİRK cümleleri diye MÜZİĞE HARAM demek, bazı insanlar MÜŞRİK diye TÜM insanlara MÜŞRİK demeye benzer. Esasında MÜZİK de MATEMATİK gibi RUHUN GIDASIDIR. ALLAH, ZAMANDAN daha hızlı ve zamandan MUAF olduğu için, AHİRET ile ilgili konuları Kuran-ı Kerim'de (yaşanmış olduğu için), GEÇMİŞ ZAMAN ifadeleriyle anlatmaktadır. Peygamberimiz MİRAÇ Gecesi Allah'ın izniyle ZAMANIN HIZINI AŞIP, şu an bizim için daha kurulmamış fakat Allah için kurulmuş ve hatta yaşanmakta olan CENNET ve CEHENNEMİ görmüştür. KADER, senaryo veya alınyazısı değildir. KADER, deneydir. KAZA ise gözlemdir. Yani bişeyleri YAZILDIĞI için yapmıyoruz. YAPTIĞIMIZ için yazıldı. Yani bizim için OLACAK OLAN, ALLAH için ÇOKTAN OLMUŞTUR. Allah, geçmişi, geleceği ve TÜM ZAMANLARI, AYNI ANDA ve HER ZAMAN görür. KIYAMETE kadarki OLACAK OLAN DEĞİL, OLMUŞ OLAN herşeyi içerir LEVH-İ MAHFUZ kitabı. YAŞAMANIN ve zamana bağlı olmamızın NEDENİ, kainat yaratıldığında yani çok önceden verdiğimiz kararları ve yaptığımız seçimleri NEDEN yaptığımızı anlamamız içindir. Bizim için GELECEK zaman, ALLAH için çoktan geçmiştir. Allah katında, KIYAMET çoktan kopmuştur ve AHİRET yaşanmaktadır. Geleceği göremememizin nedeni, ZAMANA BAĞLI oluşumuzdur. KAİNAT, Allah'ın AKLININ ve İLMİNİN; CENNET ve Cennetlikler ise Allah'ın NURUNUN yansımasıdır. İnsanlar ELEKTRON olduğunuzu ve saniyede 7 KATRİLYON TUR attığınızı, ALLAH'IN da sizin 7 KATRİLYONUNCU turunuzdan sonra KIYAMETİ koparacağını düşünün. ALLAH zamandan muaf olduğundan yani zamanı katrilyonlarca veya sonsuz kat hızlı gördüğünden ALLAH için AHİRET hayatı bile şu an yaşanmaktadır. Ama biz insanların ZAMAN STANDARTLARI çok çok düşük olduğu için, daha henüz belki 1 MİLYARINCI TURUMUZU yeni atıyoruz. İnsanların zaman standartlarına göre, CENNET ve CEHENNEM şu an halen YARATILMAMIŞTIR. ALLAH zamandan muaf ve zamandan sonsuz hızlı olduğundan, ALLAH'A göre KIYAMET çoktan kopmuş, AHİRET yaşanmaktadır. Uçmamanız nasılki yerçekiminin varlığından dolayı ise, ölüm de zamanın varlığından dolayıdır. ÖLÜM, SON UYKUDUR. Öldükten sonra dirilmek, uykudan kalkıp uyanmaya benzer. Tek fark, ölüm ile zamanı aşarsınız, uyku ile zamanda kalmaya devam edersiniz. Kardeşim sen güneş ve yıldız olsaydın, onlar gibi sürekli YÖRÜNGEDE bile dönmezdin? Ona bile ÜŞENİRDİN. Sana MONOTON gelirdi. Onlar UYUMUYORLAR. Sen niye uyuyorsun? Bedenin ALLAH için bile eğilmez dimi? DEPREMDE de aynı cesareti göster. Yere kapanmadan SECDE etmeden AYAKTA dur da görelim CESARETİNİ. Onlar da AKIL olmadığı halde senden daha İTAATKARLAR. Ama sen İBLİS gibi SECDE etmekten bile üşeniyorsun? TAKVA ELBİSESİ daha hayırlıdır demiş RABBİMİZ ama biz insanlar NAMUS BEKÇİLİĞİ yaparken hep TAKVA ELBİSESİNİ ikinci plana atıyoruz. Altta saydıklarım gibi birçok kişi TAKVA ELBİSESİNİ kirletmiştir. Takvasına ŞİRKİ bulaştıranlar, NAMAZINI TAKVASIZCA anlamadan kılıp ALLAH'A GÖSTERİŞ yapanlar, DİLLERİNE sahip olmayıp, bütün ÖZELLERİNİ anlatanlar ve DEDİKODU yapanlar, FESAT davrananlar ve insanları HOR görüp KİBİRLİ olanlar, YALAN söyleyenler, FIRSATÇILIK yapanlar, DOLANDIRICILIK yapanlar, ALLAH'IN Ayetlerini PARA ile anlatanlar, PARA için HİLE yapanlar, FAİZ yiyenler, PARAYA tapanlar, YOKSULUN HAKKINI gözetmeyenler, ZEKATINI vermeyenler, KUMAR oynayanlar, CİMRİLİK yapanlar. GÖZ HARAMINA uymayanlar, ZİNA yapanlar. AHİRETTE bile ALLAH RIZASINDAN başka birşey istemeyeceğimize göre, NEDEN bu dünyada ALLAH'TAN ALLAH RIZASI hariç şeyler istiyoruz? Sadece ALLAH RIZASI isteyip başka hiçbir şey istememe ve GÜNAHLARA TÖVBE edip TÖVBEDE SABIR göstermek de bir nevi ORUÇTUR. Esas zenginliğin İMAN ZENGİNLİĞİ, esas gücün AKIL GÜCÜ olduğunu AKLETMEZ misiniz? Çoğunuzun yaşamlarına GÖREMEDİĞİNİZ VİRÜSLER son verirken, hayatın sadece GÖRDÜKLERİNİZDEN ibaret olduğunu nasıl düşünürsünüz? TOPRAKTA canlanan TOHUM misali, normalde ÖLÜ olup vücudumuza girince CANLANAN VİRÜSLERE karşı bile bu kadar ACİZKEN, neden kendimizi YETERLİ görürüz? MÜSLÜMAN kardeşlerimin çoğunluğu GÜNAHSIZ değilken ve çoğunluğu ZEKATINI hakkıyla vermiyorlarken nasıl DİNDE ZORLAMA olduğunu düşünür AYETLERDEN BİHABER bazı insanlar? ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün cezası, (en çok) ona denk bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. BAKARA Suresi 256.Ayet: DİNDE ZORLAMA YOKTUR. AL-İ İMRAN Suresi 19.Ayet: Şüphesiz ki Allah katında tek din İSLAM'DIR. AL-İ İMRAN Suresi 52.Ayet: HAVARİLER de İSA'ya “Biz Allah’ın (yolunun) yardımcılarıyız; Allah’a iman ettik. Şahit ol ki biz MÜSLÜMANLARIZ” demişlerdi. ESKİ TÜRK DEVLETLERİNDE çocuğun İSMİ, av veya savaşta gösterdiği KAHRAMANLIĞA göre koyuluyordu. İSİM verildikten sonra ESMALARI ve KADERLERİ değişiyor muydu? Kökeni MISIR HİYEROGLİFLERİNE dayanan ve ESMA ANALİZİNDE kullanılan EBCED HESABININ hiçbir DİNİ DEĞERİ yoktur. Hiç bir SINAVDA AKLINIZI ispat etmediniz mi? O halde neden ALLAH'I İSPAT eden deliller sizi rahatsız ediyor? KAİNAT kitabını ve AKIL kitabını ALLAH'IN AYETLERİNDEN görmez misiniz? O halde nasılki FAY HATTININ üstünden EV almayıp veya İÇKİLİ bir şekilde ARABA kullanmayıp bu DÜNYA hayatınızla KUMAR oynamıyorsanız, AHİRETİNİZ ile de KUMAR oynamayın ve Ahiretinizi RİSKE atmayın. Arabanız, eviniz ve canınızdan daha çok değer verin ALLAH'A. ALLAH'A EN TAKVALI olmak için YARIŞIN. NAMAZI ALLAH ile KONUŞUR gibi kılın. Belki de sizinle beraber namaz kılan birçok GÖRÜNMEYEN varlığın öğretmeni olursunuz, NEFSİNİZİN de öğretmeni olduğunuz gibi. Yanı başında sizi her zaman kaydeden melekler daha uzun yazsalar olmaz mı AMEL DEFTERİNE. ALLAH'IN HUZURUNDA mutsuz musunuz yada hangi DÜNYEVİ İŞ size namazdan daha önemli geliyor da ACELE ediyorsunuz? NAMAZ, hem KURAN-I KERİM'İ ANLAYARAK okumak hem de ALLAH ile KONUŞMAK için bir ibadettir. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, NAMAZDA daha çok vakit geçirirdiniz? KURAN'DA NAMAZ yok diyenler hiç MAUN Suresini AKLETMEZLER Mİ? Burada bahsedilen SALAT kelimesi BEDENİ NAMAZ anlamındadır. Eğer MANEVİ bir anlam kastedilseydi, onların MANEVİ EKSİKLİKLERİ olan GÖSTERİŞLERİNDEN bahsedilmezdi. NORVEÇ'in ve AVRUPA ülkelerinin HRİSTİYAN olmasına rağmen BOLLUK içinde, MÜSLÜMAN ORTADOĞU ülkelerinin FAKİRLİK içinde yaşadığını ve ALLAH'IN neden müdahale etmediğini savunan ATEİSTLER, AFRİKA'DA açlık çekenlerin yarısından fazlasının HRİSTİYAN olduğunu görmezler. İnsanların AÇLIK ve FAKİRLİK çekmesi, kulun kulu düşünmeyip BENCİL yaşamasındandır ve ZEKATLARINI çoğu insanın SADAKA ile geçiştirmelerindendir. Halbuki ZEKAT vermeyip, SADAKA veren insan; NAMAZIN vaciplerini kılıp, FARZLARINI kılmayan insana benzer. Çünkü Zekat FARZ, Sadaka ise VACİPTİR. ARAF Suresi 26.Ayete göre, ALLAH nazarında TAKVA ELBİSESİ daha hayırlıdır bu yüzden, TAKVASI kirli olanın, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ kapalı olsa fayda vermez. TAKVASI temiz olanın, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ de kapalı olsun, işte en güzel olan bu. Ama TAKVASI temiz olan, kimsenin DIŞ ELBİSESİNİ ve BAŞ ÖRTÜSÜNÜ eleştirmez. Çoğu insan TAKVA ELBİSESİNİ şirk, dedikodu, paraya tapma, fesatlık, fırsatçılık, dolandırıcılık, faiz, kumar, zina ile KİRLETİR. SECDE etmeye üşenip, DEPREMDE çöküp kapanıyorsanız; DEPREMDEN korktuğunuz kadar ALLAH'TAN korkmuyorsunuzdur. Şu kısa DÜNYA hayatınızla KUMAR oynamıyorsanız yani canınızı RİSKE atmıyorsanız, SONSUZ olan AHİRET hayatınızı hiç RİSKE atmayın. SARHOŞKEN namaza yaklaşıp, SARHOŞ bir şekilde ARABA kullanmıyorsanız; canınıza ALLAH'TAN daha çok değer veriyorsunuzdur. AHKAF Suresi 9.Ayet: Ey Muhammed! De ki: 'Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. İşte SAHİH bir HADİS: Ummu’l-Alâ isminde bir kişi, müttaki bilinen birisinin cenazesine dönerek: “Ey Ebu Sâib, senin adına şahidim ki, Allah sana ikram edecektir” demişti. Hz. Peygamber de: “Allah’ın ona ikramda bulunacağını sen nereden biliyorsun? Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın peygamberi olduğum halde, yarın bana ne yapılacağını ben bile bilmiyorum” demiştir. (Bkz. Buharî, Cenâiz, 3). 'Karım benimle hiç BİRLİKTE OLMUYOR veya İLGİLENMİYOR' deyip eşini aldatan kocalar; siz 'ALLAH'I göremiyorum veya Allah benimle ilgilenmiyor' deyip başka GÖRÜNÜR TANRILAR mı ediniyorsunuz? Şu kızın 'SAÇI AÇIK' deyip, ona bakmayı hak olarak görenler; açık bir şekilde buldukları PARAYI çalmayı kendilerine hak olarak mı görüyorlar veya KIZ KARDEŞLERİNİ yanlışlıkla açık olarak gördüklerinde gözlerini bakmaktan hemen çevirmezler mi? NEFSİNİZE kolay gelen şeyler, hayrınıza olmayan şeylerdir. Çünkü nefisler, SABRETMEYİ sevmez. EŞİNİ ALDATAN kişi MÜŞRİKTİR der RABBİMİZ Kuran-ı Kerim'de. ZİNA eden kişi MÜŞRİKTİR. NUR Suresi 3.Ayet: ZİNA eden erkek, ZİNA eden veya MÜŞRİK bir kadından başkası ile evlenemez; ZİNA eden kadınla da ancak ZİNA eden veya MÜŞRİK erkek evlenebilir. Bu, müminlere HARAM kılınmıştır. Yani NAMUSLU bir kadın SADECE NAMUSLU bir erkek ile evlenebilir. Aksi durum HARAMDIR. ZİNA, NİKAHIN ŞİRKİDİR. Eşini aldatan kişi, eşine ORTAK KOŞMUŞ yani eşine ŞİRK KOŞMUŞ olur. Seni KUŞATAN günahların bile ÖLÜM anında sana AHİRETİ tercih ettiriyorsa, MAHŞER alanında sorgulanırken günahlarının bedelini çektikten sonra CENNETE yükselirsin. CENNET ve CEHENNEM ise EBEDİDİR. ÖLÜM anında bile DÜNYAYI tercih ediyorsan, ille de ÖLÜRSÜN ve AHİRETTE de CEHENNEM olmuş bu DÜNYADAN kurtulamazsın. Bu yüzden, ÖLEN kişiler ya AHİRETİ ya DÜNYAYI yani ya CENNETİ ya CEHENNEMİ tercih etmiştir. ÖLMEK üzere olup da ÖLMEYEN kişiler ise bu TERCİHİ daha yapmamışlardır yani ÖLÜM VAKİTLERİ henüz gelmemiştir. Şimdi kendine sor: AMELLERİNİ kaydeden MELEKLER, sana ÖLÜM vaktin geldiğinde, ZAAFIN olan GÜNAHLARINLA göründüğünde, yaşarken hatırlamak istemediğin AHİRETİ tercih edecek İMAN GÜCÜNÜ kendimde bulabilecek miyim diye. En doğrusunu ve GAYBI sadece ALLAH bilir. FİRAVUN da suda boğulurken güya SECDE etti. Kimin AHİRETİ tercih edip etmediğini bilemeyiz. Ama hayatı boyunca ALLAH YOLUNDA olanlar, yaşarken bile ÖLÜMÜ isterler ve ÖLÜM anındaki sınavda AHİRETİ tercih ederler. ALLAH YOLUNDA yaşamayan bir insan, ALLAH YOLUNDA ölemez yani dolayısıyla ŞEHİT sayılmaz. ŞEHİTLİK, müminin ÖLÜM ŞEKLİNİN tevekkülüdür. Yani dünyasını AHİRET için harcayanlar, ALLAH YOLUNDA savaşıp ölmeyi her zaman isterler ve ÖLÜM ŞEKLİNİ ALLAH'A bırakırlar TEVEKKÜL ederler. Yani yaşarken ALLAH'A inanmayan, nasıl ölürse ölsün ŞEHİT sayılmaz. EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. NUR Suresi 30.Ayet: Mümin ERKEKLERE söyle: “GÖZLERİNİ haramdan kıssınlar ve NAMUSLARINI korusunlar!” NUR Suresi 31.Ayet: Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini haramdan kıssınlar ve namuslarını korusunlar! KENDİLİĞİNDEN görünen kısımları hariç olmak üzere, ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) açmasınlar! BAŞÖRTÜLERİNİ, YAKALARININ üzerine vurup salsınlar! NUR Suresi 32.Ayet: İçinizden BEKARLARI, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları EVLENDİRİN! NUR Suresi 33.Ayet: EVLİLİK imkânı bulamayanlar, Allah zenginleştirene kadar NAMUSLARINI korusunlar! EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. ARAF Suresi 26.Ayete göre, ALLAH nazarında TAKVA ELBİSESİ daha hayırlıdır bu yüzden, TAKVASI kirli olanın, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ kapalı olsa fayda vermez. TAKVASI temiz olanın, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ de kapalı olsun, işte en güzel olan bu. Ama TAKVASI temiz olan, kimsenin DIŞ ELBİSESİNİ ve BAŞ ÖRTÜSÜNÜ eleştirmez. Çoğu insan TAKVA ELBİSESİNİ şirk, dedikodu, paraya tapma, fesatlık, fırsatçılık, dolandırıcılık, faiz, kumar, zina ile KİRLETİR. NUR Suresinde sadece BAŞÖRTÜSÜ var zannedenler, NUR Suresi 35.Ayeti de okusunlar. Allah bütün evreni, nurundan yarattı. Ve sizlere O NURLARIN anlamlarını ruh olarak üfledi. Ve bu ruhun da farkına varmanız için sizlere akıl verdi, bütün nurların aslında tek bir O NUR olduğunu anlamanız için. NUR Suresi 35.Ayet: Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun durumu, içinde kandil bulunan bir oyuk gibidir. O kandil, cam (billur) bir fanus içindedir. O fanus da sanki inci (görünümlü) bir yıldız gibidir ki doğuya da batıya da ait olmayan bereketli bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağ ile) tutuşturulur. O ağacın yağı, kendisine ateş değmese bile neredeyse nûr (ışık) verir. Bu, nûr üstüne nûrdur. Allah dileyeni (layık gördüğü kimseyi) nûruna ulaştırır. Allah insanlara (işte böyle) örnekler verir. Allah her şeyi bilendir. EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ yani ALLAH'IN NURU doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı NUR olan KAİNATI, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o nurların DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM KAİNAT, ALLAH'IN sonsuzda biri parçasının görmemizi istediği kısmıdır. ALLAH'IN görünür bir varlık olduğunu düşünün; ancak o zaman tüm KAİNATTA O'ndan başka hiçbir şey görünmezdi. Yani ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kuran-ı Kerim'deki 1 ayeti okuyup TÜM AYETLERİ okumazsan veya Kuran-ı Kerim'i ALLAH ile KONUŞUR gibi okumazsan, ALLAH'I anlayamazsın. Sadece MAİDE Suresi 38.Ayeti okursanız, HIRSIZIN elinin kesilmesinin BEDENEN olduğunu zannedersiniz. ŞURA Suresi 40.Ayeti de okuyun ki oradaki kesmenin BEDENEN değil MANEVİYEN olduğunu yani HIRSIZLIKTAN elini çekecek hale getirmek olduğunu anlardınız. ŞURA Suresi 40.Ayet: Bir kötülüğün CEZASI, en çok ona DENK bir kötülüktür. Kim BAĞIŞLAR ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah’a aittir. HIRSIZ sizin elinizi değil, MALINIZI aldı. O halde onun elinin kesilmesini nasıl DENK ceza düşünürsünüz? Bu dünyada kötülük yapan kişiyi BAĞIŞLARSANIZ, ALLAH da size MERHAMET eder. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye tutturanlar, GERÇEK ŞERİATIN CEHENNEMDE olduğunu anlayacaklar. Kötülüğe DENK olmadan yaptıkları tüm CEZALARININ karşılığını AHİRETTE alacaklar. O zaman ASIL ŞERİAT neredeymiş anlayacaklar. Bu dünyada ŞERİAT ŞERİAT diye bağıranlar, keşke KURAN KURAN diye bağırsalardı. Nefeslerini ve zamanlarını ALLAH'IN yerine HÜKÜM vermeye değil de, ALLAH'IN AYETLERİNİ tam olarak ANLAMAYA harcasalardı. Herhangi bir GÜNAHA TÖVBE etmeden ölürseniz, o günahı ALLAH'IN RIZASINA ortak koşmuş olursunuz. CENNETTEN ufacık bir parça görseydiniz, günlük hayatta ALLAH'TAN başka hiçbir şey düşünmezdiniz. FURKAN Suresi 43.Ayet: Arzusunu İLAHI edineni gördün mü? Sen ona KORUYUCU olabilir misin! Ahiretinizi RİSKE atmayın. ŞEFAAT yokmuş gibi düşünün ve TÜM GÜNAHLARINIZA TÖVBE edin. Yoksa kendinizi ALLAH'A karşı KURNAZ ve AKILLI mı zannediyorsunuz? Bu dünyada bile PARANIN SATIN ALAMAYACAĞI birçok şey varken, DOĞMADAN öncenizi bilmediğiniz gibi, ÖLDÜKTEN sonranızı bildiğinizi mi zannediyorsunuz? YERİN ne ALTINA sahipsiniz, ne ÜSTÜNE. O halde kendinizi AVUTMAYIN. ÜŞENMEDEN TAMAMINI Lütfen en azından 1 kere ANLAYARAK OKUYUN lütfen KURAN-I KERİM'İ 400-500 kitap okuyorsunuz hayatınızda. ÜŞENMEYİN Kuran-ı Kerim'i de okumaya. Her 1000 kişiden biri okumuş ANLAYARAK. Ülkemizdeki 80 MİLYON nüfustan sadece 80 BİN kişi okumuş. Siz de o 80 BİN kişiden biri olmak istemez misiniz ALLAH katında? 6236 AYET boşuna inmedi. Okumadan ANLAMADAN ölmek çok büyük EKSİKLİK. En fazla 24 SAATİNİZİ alır Kuran-ı Kerim'i okumak. Kendinizi kandırabilirsiniz ama ALLAH'I kandıramazsınız. AVUTMAYIN ve YETERLİ görmeyin kendinizi. Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN, eksiksiz çok iyi bir insan olduğunuzu düşünmeyin. ÇİNLİLERE ilginiz yoksa veya ÇİNLİ değilseniz, bütün Çinliler BENZER gelir size. Kuran-ı Kerim'e İLGİ duymazsanız, AYETLER de BENZER gelir size. ALLAH ile KONUŞTUĞUNUZU düşünün okurken ve Kuran-ı Kerim'i ÖĞRETMENİNİZ gibi görün. ARAPÇA da TÜRKÇE de okumak SEVAP verir ama insan SEVDİĞİNE sevdiğini sadece onu ANLAYARAK gösterir. Allah'ın AYETLERİNİ anlayın. HADİSLERİ nasılki TÜRKÇE anlayabiliyorsanız, AYETLERİ de anlarsınız. Kuran-ı Kerim'i ANLAMAK için İLAHİYATÇI olmanıza gerek yok. O ayetler TÜM İNSANLARA indirildi. Kuran-ı Kerim'i MEALİNDEN ANLAYARAK okuyun. ALLAH anlamanıza YARDIMCI olacaktır. Allah'a GÜVENİN. Siz güvendiğinizi zannedersiniz ama ALLAH aklını kullanmayanlara GÜVENMEZ. ANLAMADAN nasıl AKLINIZI kullanacaksınız? Herkes VİCDANINA göre anlar. Kuran-ı Kerim'i ANLAMAK da bir İMTİHAN. ALLAH'A ve AKLINIZA güvenin. ALLAH şimdi karşınızdan size EMİR verse, o emri ANLAMADAN TEKRAR mı edersiniz yoksa ANLAMAYA mı çalışırsınız? 'ALLAH katında en değerli olanınız, EN TAKVALI olanınızdır' demiş AYETİNDE Rabbimiz. PEYGAMBERLERDİR dememiş, EN TAKVALI olanınızdır demiş. Peki TAKVALI olmak size zor mu geliyor? ALLAH, PEYGAMBERLERİ yeryüzünün EN TAKVALI ve EN AHLAKLI insanlarından seçmiştir. YAPMADIĞINIZ hiçbir şeyden SORUMLU tutulmazsınız. ALLAH, peygamberlere de sizlere de AYNI yakınlıktadır. Fakat sizler uzak görürsünüz kendinizden. Herkese ŞAH DAMARINDAN daha yakınken, MUSKA takanlar ALLAH'IN muskadan daha yakın olduğunu düşünmüyorlar mı? SONSUZ GÜÇ sizlere bu kadar yakınken, sahip olduğunuz hangi SONLU ÖZELLİK sizi diğerlerinden FARKLI yapabilirki? GÜNLERİNİN de sadece 40da birini mi ALLAH'I ANMAYA ayırıyorlar? PEYGAMBERİMİZ hayattayken ZEKAT miktarı İHTİYAÇ FAZLASIYDI. Vefatından sonra CİMRİ ZENGİNLERE bu zor geldi ve 40da bire düşürdüler. EBU DAHDÂH'IN 600 hurmalı bahçesini ALLAH'A karşılıksız BORÇ verdiği KISSAYI duydunuz mu? BAKARA Suresi 245.Ayet: Kim ALLAH'A güzel bir BORÇ verirse, ALLAH da ona KAT KAT karşılık verir. Hz. Ebû Dahdâh’ın iki hurma bahçesi vardı. Birisinde tam 600 hurma ağacı bulunmaktaydı. “Kim Allah’a güzel bir ödünç takdiminde bulunur ki Allah da ona kat kat karşılık versin” (Bakara: 245) âyeti nâzil olunca Hz. Ebû Dahdâh, Efendimize (sav) koşarak şu soruyu sordu: “Ya Resulullah, Allah’ın kimseden ödünç almaya ihtiyacı olmadığı halde bize verdiği maldan, bizim adımıza borç mu istiyor?” Peygamberimiz (sav) ona şu cevabı verdi: “Evet, O, vereceğiniz bu ödünç şey ile sizi cennete koymak istiyor.” Bunun üzerine Hz. Ebu Dahdâh, “Ebu Dahdâh’ın anası da beraberinde mi?” sorusuna Resulü Ekrem (sav), “Evet” buyurdular. Bu sefer “Ebu Dahdâh’ın hanımı da beraberinde mi?” diye sordu. Resul-ü Ekrem (sav) yine “Evet” dedi. Sevincini gizleyemeyen Hz. Ebu Dahdâh, “Öyle ise elini uzat Ya Resulullah” dedi. Efendimiz (sav) elini uzattığında Hz. Ebu Dahdâh, şöyle dedi: “Benim iki hurma bahçem var…Vallahi bunlardan başka bir malım da yok. Bu iki bahçeyi Allah için veriyorum.” Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) ona şu teklifte bulundu: “Onlardan birisini Allah için tasadduk et, diğerini de kendinin ve çocuklarının geçimi için ayır”. Hz. Ebû Dahdâh ise şunları söyledi: “Ya Resulullah; Seni şahit tutuyorum. Ben içinde altı yüz tane hurma ağacı bulunan bahçelerimin en iyisini Allah için ayırdım.” Peygamberimiz (sav) de o anda hemen ona şu müjdeyi verdi: “Bu yaptığına karşılık olarak Ebu Dahdah’a cennette dalları meyve yüklü nice ağaçlar verilecektir.” NAZİAT Suresi 42.Ayet: Sana o SON SAAT’in demir atma zamanından soruyorlar. NAZİAT Suresi 43.Ayet: Sen onu nerden HATIRLAYABİLİRSİN ki! Kuran-ı Kerim bize gerçekleri HATIRLATICI bir kitaptır. YAŞADIĞIMIZ şeyleri ve AKLIMIZA kodlanan şeyleri HATIRLAMAYA çalışırız. Yani KIYAMET çoktan koptu ve bunun bilgisi AKLIMIZA kodlandı ama kimse o bilgiyi ve yaşadıklarını HATIRLAYAMAZ. O kitap ALLAH'IN İLMİNİN sadece bir PARÇASIDIR, Kainat Kitabı ve Akıl Kitabı gibi. YAŞAMANIN ve zamana bağlı olmamızın NEDENİ, kainat yaratıldığında yani çok önceden verdiğimiz kararları ve yaptığımız seçimleri NEDEN yaptığımızı anlamamız içindir. Bizim için GELECEK zaman, ALLAH için çoktan geçmiştir. Allah katında, KIYAMET çoktan kopmuştur ve AHİRET yaşanmaktadır. Geleceği göremememizin nedeni, ZAMANA BAĞLI oluşumuzdur. Oysaki TÜM KAİNAT YAŞAMI, bir anda olmuş ve bitmiştir. Ölmeden zamanın ötesini göremeyiz. Zamandan bağımsız olsaydık, doğduğumuzda öleceğimiz günü de görebilirdik. ALLAH için ZAMAN yoktur. ALLAH geçmişi, geleceği ve TÜM ZAMANLARI aynı anda görür. ZAMAN, GÖRECELİ bir kavramdır. YAZILDIĞI için YAPMIYORUZ. YAPTIĞIMIZ için YAZILDI. ALLAH tüm zamanları GÖRÜR. KIYAMET çoktan koptu. AHİRET yaşanıyor. Siz bunu ÖLMEDEN göremezsiniz. NAHL Suresi 116.Ayet: Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak “Şu helaldir, şu da haramdır!” demeyin; sonunda Allah’a yalan uydurmuş olursunuz. Allah’a yalan uyduranlar kurtulamazlar. ALLAH adına HÜKÜM vermeyin. CEHENNEMİ HARAM yapacak zikir veya TÜM GÜNAHLARI silecek zikir veya okursanız sizi ZENGİNLEŞTİRECEK dua veya DEPREMDEN koruyacak DUA gibi ALLAH'IN Kuran-ı Kerim'de bildirmediği bir SÖZÜ ALLAH'IN dilinden söylemeyin. ALLAH'TAN o duayı okuyunca ZENGİN olacağınıza dair SÖZ mü aldınız? Veya günahlarınızın AFFI için TÖVBE etmek zor mu geliyor da TÖVBE yerine bir ZİKRİ tercih ediyorsunuz, üstelik ALLAH Kuran-ı Kerim'de günahlarınızın AFFININ tek şartı TÖVBE derken? ALLAH'A ve AHİRETE inandığınız halde neden ÖLMEKTEN korkuyorsunuz ve Kuran-ı Kerim'de yazmayan DEPREM DUASINA yöneliyorsunuz? Nasıl olsa her şekilde ALLAH anlar deyip, Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN okuyorsunuz? Kuran-ı Kerim'i ANLAMADAN okuyan, okurken AKLINI devre dışı bırakan kişidir ve ROBOTTAN bir farkı yoktur. Neden AHİRETİNİZİ RİSKE atıyorsunuz, neden NEFSİNİZİ zorlayan yolları değil kolayınıza geleni TERCİH ediyorsunuz? Neden ALLAH'I sınıyorsunuz sanki size SÖZ vermiş gibi? Neden ALLAH'A DİN ÖĞRETMEYE çalışıyorsunuz? TEVEKKÜL etmek için elinizden gelen herşeyi yapmanız gerekirken, siz neden hiçbir FEDAKARLIK yapmadan herşeyi ALLAH'A bırakıyorsunuz? Neden hiç AKLINIZI kullanmıyorsunuz? FAY HATTININ üzerinden EV alıp, RABBİM nasıl olsa yardım eder deyip neden AKLINIZI kullanmayıp TEVEKKÜL ettiğinizi zannediyorsunuz? PEYGAMBERİMİZ bile kendi sonundan EMİN değilken, siz nasıl eminsiniz? Neden Ahirette ŞEFAAT yoktur gibi düşünmeyip, günahlarınıza TÖVBE etmekten üşeniyorsunuz? Siz ALLAH'A güvendiğinizi zannedersiniz ama ALLAH aklını kullanmayanlara GÜVENMEZ. SINIRLI bir ömüre, SINIRSIZ bir CEHENNEM olur mu diye sorgulayanlar, SINIRSIZ bir CENNET kazanmış olsalardı sorgulayacaklar mıydı? Onlar gerçekten AKIL SAHİPLERİ olsalardı, SINIRLI bir ömür diye sorgulayıp SINIRSIZ bir ömür gibi yaşamazlardı. NUR Suresi 26.Ayet: PİS kadınlar PİS erkeklere, pis erkekler de pis kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, TEMİZ erkekler de TEMİZ kadınlara yakışır. Bu temiz olanlar, iftiracıların söylediklerinden uzaktır. Bu ayette PİS kadınlar ile kastedilen BAŞÖRTÜSÜZ kadınlar değil, ZİNA yapanlardır. BAŞ ÖRTÜSÜ, başı kapatıyorsa, GÖZÜNÜZ ve DUDAĞINIZ niye açık? GÖZ ve DUDAK, başta değil mi? GÖZE ve DUDAĞA bakarsanız mı GÖZ ZİNASI olur yoksa sadece SAÇA bakarsanız mı? Kuran-ı Kerim'de GÖZ kelimesi geçerken SAÇ ve SAKAL kelimesi hiç geçmemektedir. Güya SAÇ TELİ görününce GÜNAH, SAKAL TELİ görününce SEVAP yazılıyormuş. İnsanda genelde 100 BİN SAÇ TELİ olduğunu hesap edersek, o halde Ahirette KEL KADIN daha günahsız, KÖSE ADAM daha günahkar öyle mi? EVLİLİK Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZ mı ki, BAŞ ÖRTÜSÜNE de farz diyorsunuz? EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. EVLİLİK zinadan korur. DIŞ ELBİSE de hayasızlıktan korur. Takva elbisesine ZİNA, ŞİRK, DEDİKODU gibi birçok hayasızlık KİRLETİR. DEDİKODU da DİL ÖRTÜSÜNÜ ve mahremiyeti KİRLETİR. NUR Suresi 30.Ayet: Mümin ERKEKLERE söyle: “GÖZLERİNİ haramdan kıssınlar ve NAMUSLARINI korusunlar!” NUR Suresi 31.Ayet: Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini haramdan kıssınlar ve namuslarını korusunlar! KENDİLİĞİNDEN görünen kısımları hariç olmak üzere, ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) açmasınlar! BAŞÖRTÜLERİNİ, YAKALARININ üzerine vurup salsınlar! NUR Suresi 32.Ayet: İçinizden BEKARLARI, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları EVLENDİRİN! NUR Suresi 33.Ayet: EVLİLİK imkânı bulamayanlar, Allah zenginleştirene kadar NAMUSLARINI korusunlar! ARAF Suresi 26.Ayete göre, ALLAH nazarında TAKVA ELBİSESİ daha hayırlıdır bu yüzden, TAKVASI kirli olan kişinin, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ kapalı olsa fayda vermez. TAKVASI temiz olan kişinin, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ de kapalı olsun, işte en güzel olan bu. Ama TAKVASI temiz olan kişi, kimsenin DIŞ ELBİSESİNİ ve BAŞ ÖRTÜSÜNÜ eleştirmez. Çoğu insan TAKVA ELBİSESİNİ şirk, dedikodu, paraya tapma, fesatlık, fırsatçılık, dolandırıcılık, faiz, kumar, zina ile KİRLETİR. EVLİLİK Kuran-ı Kerim'de geçtiği için FARZ mı ki, BAŞ ÖRTÜSÜNE de farz diyorsunuz? EVLİLİK sünnettir, NAMUSU korumak FARZDIR. BAŞ ÖRTÜSÜ sünnettir, YAKALARIN (GÖĞÜSLERİN) üstünü örtmek yani ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) kapatmak FARZDIR. EVLİLİK zinadan korur. DIŞ ELBİSE de hayasızlıktan korur. DIŞ ELBİSEYİ kağıt üzerinde evlilik, TAKVA ELBİSESİNİ kalben evlilik gibi düşünün. Takva elbisesine ZİNA, ŞİRK, DEDİKODU gibi birçok hayasızlık bulaşmışsa, hiçbir DIŞ ELBİSENİN faydası olmaz. DEDİKODU da DİL ÖRTÜSÜNÜ ve mahremiyeti zedeler. NUR Suresi 26.Ayet: PİS kadınlar PİS erkeklere, pis erkekler de pis kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, TEMİZ erkekler de TEMİZ kadınlara yakışır. Bu temiz olanlar, iftiracıların söylediklerinden uzaktır. Bu ayette PİS kadınlar ile kastedilen BAŞÖRTÜSÜZ kadınlar değil, ZİNA yapanlardır. BAŞ ÖRTÜSÜ, başı kapatıyorsa, GÖZÜNÜZ ve DUDAĞINIZ niye açık? GÖZ ve DUDAK, başta değil mi? GÖZE ve DUDAĞA bakarsanız mı GÖZ ZİNASI olur yoksa sadece SAÇA bakarsanız mı? Kuran-ı Kerim'de GÖZ kelimesi geçerken SAÇ ve SAKAL kelimesi hiç geçmemektedir. Güya SAÇ TELİ görününce GÜNAH, SAKAL TELİ görününce SEVAP yazılıyormuş. İnsanda genelde 100 BİN SAÇ TELİ olduğunu hesap edersek, o halde Ahirette KEL KADIN daha günahsız, KÖSE ADAM daha günahkar öyle mi? NUR Suresi 30.Ayet: Mümin ERKEKLERE söyle: “GÖZLERİNİ haramdan kıssınlar ve NAMUSLARINI korusunlar!” NUR Suresi 31.Ayet: Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini haramdan kıssınlar ve namuslarını korusunlar! KENDİLİĞİNDEN görünen kısımları hariç olmak üzere, ZİYNETLERİNİ (SÜSLERİNİ) açmasınlar! BAŞÖRTÜLERİNİ, YAKALARININ üzerine vurup salsınlar! NUR Suresi 32.Ayet: İçinizden BEKARLARI, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları EVLENDİRİN! NUR Suresi 33.Ayet: EVLİLİK imkânı bulamayanlar, Allah zenginleştirene kadar NAMUSLARINI korusunlar! ARAF Suresi 26.Ayete göre, ALLAH nazarında TAKVA ELBİSESİ daha hayırlıdır bu yüzden, TAKVASI kirli olan kişinin, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ kapalı olsa fayda vermez. TAKVASI temiz kişinin, DIŞ ELBİSESİ ve BAŞ ÖRTÜSÜ de kapalı olsun, en güzel olan bu. Ama TAKVASI temiz olan kişi, kimsenin BAŞ ÖRTÜSÜNÜ eleştirmez. AHİRETE İNANAN insan, ÖLMEKTEN korkmaz ve MAL BİRİKTİRMEZ. MEDYEN KAVMİ alışverişteki ölçüsüzlükten dolayı HELAK oldu. KIYAMET de bu yüzden KOPACAK. PARA AŞKI yüzünden MEDYEN KAVMİ helak oldu. BAŞÖRTÜSÜ yüzünden değil, PARA AŞKI yüzünden HELAK oldu. Vermediğiniz ZEKATLARI hafife almayın. ALLAH, 'NAMAZ' ibadetinin geçtiği ayetlerde 'ZEKAT' ibadetini de söylemiş. KURAN-I KERİM çoğuna AĞIR geldiğinden yani İŞLERİNE GELMEDİĞİNDEN dolayı HADİSLERE yöneliyorlar. MUTAFFİFİN Suresi MEDYEN kavminin neden HELAK olduğunu anlatır. Ölçü ve tartıya hîle karıştıranların vay hâline! Onlar, insanlardan bir şey ölçerek aldıkları zaman tastamam alırlar. Fakat kendileri başkalarına bir şey satarken, eksik ölçüp tartarlar. Sahi onlar, yeniden diriltileceklerini hiç akılarına getirmezler mi? Gerçek şu ki, doğru yoldan sapmış kâfirlerin defteri Siccîn’­dedir. GÜNÜMÜZ DÜNYASINA ne kadar da benziyor dimi? KÜRESELLEŞME adı altında, ALIŞVERİŞTEKİ ADALETSİZLİĞİ de küreselleştirdiler ve FAİZİ de normal birşey gibi hisettirdiler. Halbuki FAİZ ile de, ALLAH'A SAVAŞ AÇMIŞ oldular. İşte GÜNÜMÜZÜN MEDYENLEŞMİŞ DÜNYASININ helakıdır BÜYÜK KIYAMET. CENNETTEN ufacık bir yer görselerdi, dünyadaki TÜM MALLARINI dağıtırlardı ve NAMAZ vakitleri arasında bile KURAN-I KERİM okurlardı ve PARA yerine sürekli ALLAH'I zikrederlerdi hem de SAYI ile değil, HER SANİYE. Ailesinin ve kendisinin İHTİYACINDAN FAZLA PARAYI biriktiren insan, ALLAH'A GÜVENMİYOR demektir. Hatta ASGARİ ÜCRETLE çalışanların 1 yıldaki aldıkları ZAMLARDAN daha fazlasını 1 seferde MALLARINA uygulayanlar, HARAMI akılları sıra HELAL gösterenlerdir ve onlar da ALLAH'A İNANDIK derler ama YA YOKSA diye ufacık bir ihtimali kalplerinden geçirerek, bu dünya hayatının ZENGİNLEŞEREK tadını çıkarmaya çalışırlar. MAZERET olarak da çok şey sayarlar ve BİLMİŞLİK taslarlar. Zaten KURAN-I KERİM onlara AĞIR geldiğinden, bazı SAHİH olmayan HADİSLERİ çıkarlarına uygun bulup, onlara yönelirler. Kendilerinden önce MEDYEN KAVMİNE olanları bilirler, fakat görmedikleri için ufacık bir ihtimal TATMİN OLMAZLAR. Halbuki kendileri hiç yokken, hiçbir şeyi bilmiyorlardı. O halde, BİRİKTİRDİKLERİ PARANIN da sadece ÖRÜMCEK AĞI kadar SAĞLAMLIĞI vardır. ÜZÜLME, Yakında, hatta çok yakında. 6 gün içinde. UNUTTUKLARINI hatırlarlar. Yerler ve gökler sadece 6 günlük değil mi? EVRENİN ve ATOMLARIN tamamı boşluklardan oluşmuştur. O boşlukları da, ENERJİ yani ALLAH'IN NURU doldurur. Herşeyin RUHU vardır. RUH, yaratılış bilgisidir. Fakat sadece AKLI olanlar, RUHLARI algılar. ATOMLARIN ve HÜCRELERİN de RUHLARI vardır. Tamamı NUR olan KAİNATI, bu ruhları ruhumuzla ANLAMLANDIRARAK algılarız. RENKLER ve ŞEKİLLER, o nurların DALGA BOYU özelliği kazandıran RUHLARININ bizim gözümüzdeki 3 RENK RESEPTÖRÜ tarafından algılanıp, RUHUMUZ tarafından ANLAMLANDIRILMASI ile oluşur. TÜM KAİNAT, ALLAH'IN sonsuzda biri parçasının görmemizi istediği kısmıdır. ALLAH'IN görünür bir varlık olduğunu düşünün; ancak o zaman tüm KAİNATTA O'ndan başka hiçbir şey görünmezdi. Yani ALLAH'I göremediğimizden dolayı VARIZ. DOKUNDUĞUNUZ şeylerin SERT olması, sizin SİNİR HÜCRELERİNİZDEKİ algınızdan dolayıdır. Halbuki evrenin ve maddelerin tamamı BOŞLUKTUR çünkü ATOMLARIN tamamı BOŞLUKTUR. Size o SERTLİK hissi vermesi YARATICI tarafından istendiği için öyle ALGILARSINIZ. Eğer TESADÜF diyorsanız, VÜCUDUNUZDAKİ örneklere bakın. Mesela SIVI haldeki KAN nasıl PIHTILAŞIYOR? Veya SIVIDAN yaratılan insan nasıl ANNE karnında SERTLEŞİYOR? Normalde hiçbir maddeye DOKUNAMAZSINIZ bile, çünkü ATOMLAR birbirine DOKUNAMAZ. Peki DOKUNMA hissini de size AKLINIZ algılatmıyor mu? KARANLIĞIN güneşin batmasından olduğunu zannedenler, GÜNEŞ varken SİYAH RENGİ göremiyorlar mı? Ayrıca SICAKLIĞIN güneşten değil, havadaki moleküllerin YOĞUNLUĞUNUN artmasından dolayı olduğunu bilmeyenler, GÜNEŞ varken de VÜCUT SICAKLIĞININ sabit kaldığını göremiyorlar mi? YILDIZLARIN TOPRAĞI ve ALEVİ yoktur. Onların sadece FÜZYON tepkimelerinin parlaklığı ve enerjisi vardır. Bilimde NEDEN ve SONUÇ yoktur, sadece olayların SIRALAMASI vardır. AKLINI kullanıp kullanamayan insanların seçilmesi içindir bu ALGI İLÜZYONU. Halbuki GÖREMEDİĞİMİZ ve bilemediğimiz çok bilgi varken, biz sadece GÖRDÜKLERİMİZLE kendimizi AVUTURUZ. ÜREME hücrelerinin KEMİK İLİĞİNDE üretilmesi ve DNA'mızdaki İNANÇ KODU, Kuran-ı Kerim'in ALLAH KELAMI olduğunun en büyük DELİLLERİNDENDİR. ÖLEN kişi AYRILIK ACISI çekmez ama YAŞAYAN kişi AYRILIK ACISI çeker. ÖLEN kişi TÜM İNSANLARLA aynı anda ve öldükten hemen sonra dirilir AHİRETTE. O yüzden ÖLÜM aslında KIYAMETTİR. ÖLEN kişi ZAMANDAN muaf olur ama YAŞAYAN kişi ZAMANA bağlıdır. Yani sizden BİNLERCE YIL önce ölenle SİZ aynı anda ve öldükten sonra hemen dirilirsiniz AHİRETTE. ÖLÜM zamanımızı bilemediğimize ve çoğumuz KIYAMETTEN önce öleceğimize göre, neden KIYAMETİN zamanını TAHMİN etmeye çalışıyorsunuz. ÖLÜM zamanımız bile belli değilki. İnsanın ölümü insanın kıyametidir. Dünyanın ölümü dünyanın kıyametidir. Sadece UYUMAK için İÇKİ içiyorum diyenler, her UYKUNUN aslında ÖLÜM olduğunu bilmiyorlar mı? UYUMAK için içiyorsanız, ÖLMEK için de mi içiyorsunuz? ZÜMER Suresi 42.Ayet: Allah nefislerin ÖLÜM zamanı gelince, ölmeyenin de UYKUSUNDAYKEN nefisleri vefat ettirir. ENAM Suresi 60.Ayet: GECELEYİN sizi vefat ettiren (uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; sonra belirlenmiş süre tamamlansın diye GÜNDÜZ vakti sizi DİRİLTEN (uyandıran) ALLAH’tır. BEDEN nefsin şeklidir, AKIL ruhun şeklidir. KASLARINI güçlendiren NEFSİNE çalışır. AKLINI güçlendiren RUHUNA çalışır. Anne karnında NEFSİNİZ şekillenir, dünyada RUHUNUZ şekillenir. Anne karnında BEDENİN gelişimi gibi, bu dünyada AKLIMIZI bir bebek gibi her ZORLUĞA her İMTİHANA karşı olgunlaştırmalıyız. Beynimizdeki sinir hücreleri gökyüzündeki GALAKSİLER gibidir. Yani AKLIMIZ ve GÖKLER ruhun şekilleri, BEDENİMİZ ve YERYÜZÜ nefsin şekilleridir. NEFS geçici suretlerdir, RUH kalıcı surettir. NEFS de RUH da ALLAH'TANDIR yani YERİN ve GÖKLERİN nurudur ALLAH. AHİRETTE yeryüzü CEHENNEME, gökler ise CENNETE dönüşecek. Yani CEHENNEM nefslerin yeri, CENNET ruhların yeridir. YERYÜZÜ nefsi olanların yeri, GÖKLER ise nefsi olmayıp ruhu olanların yeridir. Her geçici suret yani HER NEFS ölümü tadacaktır. MELEKLERİN ise nefsleri yoktur. CEBRAİL'İN isminin RUHULKUDÜS olduğu gibi. KIYAMET ile tüm nefisler ölecektir. ÖLÜMÜ kurabiyenin ağızda çiğnenip yani dış şeklinin bozulup içindeki LEZZETİN ortaya çıkması gibi düşünün. Şöyle bir AĞAÇ düşününki, dallarında değişik şekilli MEYVELER ve her meyvenin içinde türlü türlü LEZZETLER. Her meyve bir beden ve her bedenin içindeki AKIL, tüm KAİNATTAKİ yıldızları tutan KAİNAT AĞACI gibi. DÜNYADAN başka yerde İNSANLARIN ve CİNLERİN bulunmadığının KANITI İNSANLAR ve CİNLER, NEFS sahipleridir. Onların olduğu yerdedir ŞEYTANLAR. GÖKLER de ŞEYTANLARDAN korunduğuna göre, GÖKLERDE insanlar ve cinler yoktur. Kuran-ı Kerim'de ALLAH göklerden ÇOĞUL olarak ve YERDEN de TEKİL olarak bahsetmiştir yani TEK bir YERYÜZÜ vardır. 700 KENTİLYON gezegen ve 70 SEKSİLYON yıldız arasında SADECE DÜNYADA yaşamın olması ve Dünyanın 4 MİLYAR yıldır korunması, Dünyanın TESADÜFİ oluşumunun değil, özel olarak YARATILIŞININ ispatıdır. UZAYLILAR olarak bildiğimiz YECÜC ve MECÜC de UZAYDA değildir, onlar da Dünyadadır. İNSANLARIN nasılki gemileri ve araçları varsa CİNLERİN de gemileri ve araçları vardır. Alttaki 4 AYET hem DÜNYADAN başka yerde İNSANLARIN ve CİNLERİN bulunmadığının KANITI hem de AHİRETTE dünyanın CEHENNEME, göklerin ise CENNETE dönüşeceğinin KANITIDIR. RABBİM bilir bizim YILDIZ diye gördüklerimiz belki de MELEKLERDİR. DÜNYADAN başka yerde İNSANLARIN ve CİNLERİN bulunmadığının KANITI İNSANLAR ve CİNLER, NEFS sahipleridir. Onların olduğu yerdedir ŞEYTANLAR. GÖKLER de ŞEYTANLARDAN korunduğuna göre, GÖKLERDE insanlar ve cinler yoktur. Kuran-ı Kerim'de ALLAH göklerden ÇOĞUL olarak ve YERDEN de TEKİL olarak bahsetmiştir yani TEK bir YERYÜZÜ vardır. 700 KENTİLYON gezegen ve 70 SEKSİLYON yıldız arasında SADECE DÜNYADA yaşamın olması ve Dünyanın 4 MİLYAR yıldır korunması, Dünyanın TESADÜFİ oluşumunun değil, özel olarak YARATILIŞININ ispatıdır. UZAYLILAR olarak bildiğimiz YECÜC ve MECÜC de UZAYDA değildir, onlar da Dünyadadır. İNSANLARIN nasılki gemileri ve araçları varsa CİNLERİN de gemileri ve araçları vardır. Alttaki 4 AYET hem DÜNYADAN başka yerde İNSANLARIN ve CİNLERİN bulunmadığının KANITI hem de AHİRETTE dünyanın CEHENNEME, göklerin ise CENNETE dönüşeceğinin KANITIDIR. RABBİM bilir bizim YILDIZ diye gördüklerimiz belki de MELEKLERDİR. Güneşe bile ÇIPLAK GÖZLE bakamazken, Güneşten TRİLYONLARCA kat parlak KARADELİĞE ve SONSUZ kat parlak ALLAH'A hiç bakamazsınız. SAFFAT Suresi 6 ve 7.Ayet: Şüphesiz ki biz yakın göğü YILDIZLARDAN oluşan süsle süsledik. Onu isyankâr HER ŞEYTANDAN koruduk. HİCR Suresi 16 ve 17.Ayet: Yemin olsun ki biz gökte birtakım BURÇLAR yarattık. Onu (göğü), kovulmuş HER ŞEYTANDAN koruduk. BEDEN nefsin şeklidir, AKIL ruhun şeklidir. KASLARINI güçlendiren NEFSİNE çalışır. AKLINI güçlendiren RUHUNA çalışır. Anne karnında NEFSİNİZ şekillenir, dünyada RUHUNUZ şekillenir. Anne karnında BEDENİN gelişimi gibi, bu dünyada AKLIMIZI bir bebek gibi her ZORLUĞA her İMTİHANA karşı olgunlaştırmalıyız. Beynimizdeki sinir hücreleri gökyüzündeki GALAKSİLER gibidir. Yani AKLIMIZ ve GÖKLER ruhun şekilleri, BEDENİMİZ ve YERYÜZÜ nefsin şekilleridir. NEFS geçici suretlerdir, RUH kalıcı surettir. NEFS de RUH da ALLAH'TANDIR yani YERİN ve GÖKLERİN nurudur ALLAH. AHİRETTE yeryüzü CEHENNEME, gökler ise CENNETE dönüşecek. Yani CEHENNEM nefslerin yeri, CENNET ruhların yeridir. YERYÜZÜ nefsi olanların yeri, GÖKLER ise nefsi olmayıp ruhu olanların yeridir. Her geçici suret yani HER NEFS ölümü tadacaktır. MELEKLERİN ise nefsleri yoktur. CEBRAİL'İN isminin RUHULKUDÜS olduğu gibi. İNSANIN ölümü, insanın kıyametidir. DÜNYANIN ölümü, dünyanın kıyametidir. Çoğunuzun ölümü, KIYAMETTEN önce olacağına göre, neden KIYAMETİN TARİHİNİ merak ediyorsunuz? YARIN ölmeyeceğinizin garantisi var mıki, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorsunuz? ÖLEN kişi AYRILIK ACISI çekmez ama YAŞAYAN kişi AYRILIK ACISI çeker. ÖLEN kişi TÜM İNSANLARLA aynı anda ve öldükten hemen sonra dirilir AHİRETTE. O yüzden ÖLÜM aslında KIYAMETTİR. ÖLEN kişi ZAMANDAN muaf olur ama YAŞAYAN kişi ZAMANA bağlıdır. Yani sizden BİNLERCE YIL önce ölenle SİZ aynı anda ve öldükten sonra hemen dirilirsiniz AHİRETTE. ÖLÜM zamanımızı bilemediğimize ve çoğumuz KIYAMETTEN önce öleceğimize göre, neden KIYAMETİN zamanını TAHMİN etmeye çalışıyorsunuz. ÖLÜM zamanımız bile belli değilki. İnsanın ölümü insanın kıyametidir. Dünyanın ölümü dünyanın kıyametidir. KURAN-I KERİM okunan her gece KADİR GECESİDİR ve her KADİR GECESİ Kuran'sız 80 yıllık bir ömürden yani 1000 aydan daha hayırlıdır. Her geceyi KADİR GECESİ, her günü CUMA GÜNÜ ve her ayı RAMAZAN AYI gibi yaşayalım. Sadece bu gece değil, her gece Kuran-ı Kerim'i ANLAYARAK okumanız gerekiyor. O zaman her geceyi KADİR GECESİNE çevirirsiniz. Kuran-ı Kerim'de tanımı anlatılan KADİR GECESİ, Kuran-ı Kerim'de hiç geçmeyen BERAT KANDİLİNDEN çok daha hayırlıdır. Kimi YARATILIŞLAR bir ömür boyu SABIR ve İMTİHANDIR. Az önce çocukluğundan beri bir kadına aşık olmuş bir bayan arkadaş bana yazmış. Kendi hemcinsine aşık olmuş ve başka hiçbir insanı sevemiyormuş. O kişiyle evlenmesi yasak ve ALLAH korkusundan dolayı ZİNANIN her türlüsünü de yapmaktan korkuyormuş. O kişiyi sevmem de günah mıdır diye sormuş. İşte kimi yaratılışlar ömür boyu imtihandır. Bir insan ömür boyu BEKAR kalabilir ama ZİNA yapmamalıdır. Bir insan ömür boyu FAKİR veya HASTA olabilir ama İSYAN etmemelidir. Bu DÜNYA hayatı, SONSUZ olan AHİRET hayatının yanında NOKTA gibidir. Ömür boyu SABREDENLERİN ödülü AHİRETTEDİR. Şimdi diyeceksinizki ALLAH bu şekilde HİS vermiş neden sorguya çekiyor diye? Size ALLAH bir sürü SERVET verse, onu dağıtmayarak sadece kendiniz mi yiyeceksiniz? LUT KAVMİ sadece erkeklerden oluşmuyordu. O kavimde erkekler erkeklerle dolayısıyla kadınlar da kadınlarla ilişki kuruyorlardı. Ve hepsi HELAK oldu Hz.Lut'u dinleyenler hariç. Fakat LUT KAVMİ ile bu kadın arkadaş arasında şöyle bir FARK var: LUT KAVMİ Allah'ın ayetlerine inat ayetleri inkar edercesine bu eylemleri gerçekleştiriyordu yani GÜNAH olduğunu BİLE BİLE. Ama o kadın arkadaş sevdiği kadının elini tuttuktan sonra bile ALLAH korkusundan dolayı HEMEN TEVBE ediyormuş her seferinde. Alttaki NİSA Suresi 17.Ayet bu ve benzeri hususlarla ilgilidir. NİSA Suresi 17.Ayette şöyle der: Allah’ın kabul edeceği tevbe, SADECE BİLMEDEN kötülük edip SONRA HEMEN TEVBE edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbesini KABUL eder. Allah bilendir, doğru hüküm verendir. NİSA Suresi 18.Ayet: Kötülükleri SÜREKLİ yapıp da İÇLERİNDEN birine ÖLÜM gelip çatınca “Ben şimdi tevbe ettim.” diyenler İLE KAFİR olarak ölmekte olanlar için kabul edilecek tevbe YOKTUR. Onlar için acı bir azap hazırlamış olacağız. ZÜMER Suresi 54.Ayet: Size AZAP gelip çatmadan önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun; sonra size YARDIM edilmez. DİKKAT edin AZAP gelmeden önce, ÖLÜM değil.

Haber Editörü

Hakan Dikmen 1

hakandikmen30@gmail.com
Yorum Ekle

MEB taşra teşkilatı görevde yükselme sınavı için başvuru takvimi güncellendi

Ankara'da otomobil motosikletle çarpıştı: 4 yaralı

Ülke genelinde parçalı bulutlu hava, bazı bölgelerde yağış bekleniyor

Orban: AB'nin Rus varlıklarına el koyması savaş ilanıdır

Estonya “Baltık Savunma Hattı”nın ilk adımını attı

AB'den yeni sabit gümrük vergisi kararı

Sivas'ta otomobil kontrolden çıkarak devrildi: 1 ölü, 2 yaralı

Ukrayna: Donetsk'te 16 kilometrelik alanı geri aldık

İLKHA'ya "İnsan Hakları Basın Ödülü" verildi

Sudan'da BM üssüne saldırı: Barış gücünde görevli 6 asker öldü

Mardin’de iki otomobil çarpıştı: 5 yaralı

Belarus-Polonya sınırında 4. tünel tespit edildi

Pentagon: Suriye-ABD ortak devriyesine yönelik saldırıda 2 ABD askeri ve 1 sivil hayatını kaybetti

IHO EBRAR'dan Etiyopya'da ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı

Rusya: Moskova’nın dondurulan varlıklarına yönelik misilleme adımları gecikmeyecek

Muğla açıklarında 29 düzensiz göçmen kurtarıldı

AB’nin Rus varlıklarını kullanma planına 4 ülke karşı çıktı

Giresun'da trafik kazası: 5 yaralı

Ağrı Karma Yaşam Projesi'nde ön talep süreci başladı

HAMAS: İşgalciler ateşkesi kasten baltalamaya çalışıyor

Osmangazi’de Cengiz Aytmatov Günleri sanat ve edebiyatla taçlandı

Siyonist işgalcilerin Gazze'de bir araca düzenlediği saldırıda 4 kişi şehit oldu

Bolivya eski devlet başkanı tutuklandı

Arcen Koleji eğitimde yeni bir vizyonla kapılarını açtı

Kamboçya, Tayland ile tüm sınır geçişlerini askıya aldı

Malatya'da rezerv alan inşaatında iş kazazı: 1 ağır yaralı

Beslenme yardımı birinci yılında binlerce öğrenciye ulaştı

Endonezya'da sel felaketi: Can kayıpları artıyor

Yeni Cuma Parkı yaz aylarında botanik bahçesine dönüşecek

Venezuela: ABD'nin amacı Latin Amerika ve Karayipler'de savaş çıkarmak

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

Erzurum’da Yaz Turizmi Beklentiyi Karşılamadı

Erzurum’da Yeni Eğitim Yılı Velilere Ağır Geldi

Erzurum’da Kira Artış Tavanı Belli Oldu

HZ. PEYGAMBER’İN AHLAKI İNSANLIK İÇİN KURTULUŞTUR

Erzurum Kuzey Çevre Yolu’nda erkek cesedi bulundu, soruşturma açıldı

İspir’de heyelan sonrası 70 ev tahliye edildi: Risk izleme sürüyor

Doğu Anadolu’da bugün yerel sağanak ve serin hava bekleniyor

Erzurum’da Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı

: Erzurum Karayazı’da feci kaza: Aynı aileden 3 kişi yaşamını yitirdi

FUAT DEMİR’İN ACI GÜNÜ

Beslenme yardımı birinci yılında binlerce öğrenciye ulaştı

Güneş: Bugün gençlerimizin en büyük ihtiyacı; aidiyet duygusu, doğru rol modeller ve samimi rehberliktir

Türkiye’de bir ilk: Liseliler tercihten önce üniversite öğrencisi oldu

Liseli gençlerden örnek dayanışma: Balon al, Melek’e umut ol

Başkent Üniversitesi’nden 2025 UI GreenMetric Dünya Üniversiteler sıralamasında büyük başarı

Bakan Tekin açıkladı: Meslek liselerine ilgi artıyor

"Gelecek nesillerimizi inancımızın değerleriyle yetiştirmenin güzelliğini yaşıyoruz"

İzmir'de kadınlara mobil kuaför ve eğitim hizmeti

Ardanuç'un tek köy ilkokulunda 'yerli' coşku

Geleceğin mühendislerinden kıyasıya duvar örme yarışması

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 16 12 1 3 24 39
2.TRABZONSPOR A.Ş. 15 10 1 4 14 34
3.FENERBAHÇE A.Ş. 15 9 0 6 18 33
4.GÖZTEPE A.Ş. 15 7 3 5 9 26
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 15 7 4 4 7 25
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 15 6 4 5 -1 23
8.KOCAELİSPOR 15 5 6 4 -3 19
9.CORENDON ALANYASPOR 16 3 4 9 -1 18
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 16 4 6 6 -3 18
11.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 15 4 6 5 3 17
12.TÜMOSAN KONYASPOR 15 4 7 4 -4 16
13.GENÇLERBİRLİĞİ 16 4 9 3 -4 15
14.KASIMPAŞA A.Ş. 16 3 7 6 -7 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 16 4 9 3 -14 15
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 16 2 6 8 -17 14
17.İKAS EYÜPSPOR 16 3 9 4 -11 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 15 2 11 2 -16 8

YAZARLAR