Ankara'da Gazze için büyük etkinlik: Sözü muhatabına söylemeye geldik

Köklü Değişim Medya’nın çağrısıyla, “Sözü Muhatabına Söylemeye Var Mısın?” başlığıyla organize edilen Gazze yürüyüşü, Ankara’da yoğun katılımla gerçekleştirildi.

Güzergahı AK Parti Genel Merkezi’nden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne uzanan yürüyüşte, Türkiye’nin dört bir yanından gelen alimler, cemaatler, dernekler ve vatandaşlar tekbirler getirerek Gazze için adım atılmasını istedi.

Programda yapılan konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenilerek, 22 aydır süren katliama karşı artık somut adımlar atılması gerektiği vurgulandı.

Emniyet güçlerinin şehir dışından gelenleri engellemesi ve Ankara’da yolların kapatılması nedeniyle büyük zorluklarla Söğütözü semtinde başlayan programa katılanlar, “Ordular Aksa’ya” sloganları attı ve somut adım için çağrıda bulundu. 

İlk polis barikatını aşan kortej, AK Parti Genel Merkezi’ne kısa bir mesafe kala emniyet güçleri tarafından tekrar durduruldu. Burada ilk konuşmayı yapan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, “Sözü Muhatabına Söylüyoruz” başlıklı basın açıklamasını okudu.

Basın açıklamasında, orduların Gazze için harekete geçirilmesi çağrısında bulunulan kısımda şu ifadeler yer aldı: “Artık yeter diyeceğimiz, artık harekete geç diyeceğimiz, somut adımlar beklediğimiz muhatap sizsiniz. Onun için buradan, bu meydandan, sadece sizi ve hükümetinizi muhatap alarak diyoruz ki; elinizin altındaki gücü ve imkânları bugün kullanmayacaksanız ne zaman kullanacaksınız? Bu ordu bugün, açlıktan ölen, toprak yiyerek hayatta kalmaya çalışan, feryat ederek bizden yardım bekleyen Gazzeli kardeşlerimiz için yola çıkmayacaksa ne için çıkacak?”

Açıklamada, Ankara’nın Gazze’de yaklaşık iki yıldır süren soykırıma karşı caydırıcı tek somut atmadığına değinilirken, Gazze için yapılması gereken şeyler ve atılması gereken somut adımlar 9 madde halinde sıralandı.

Programın bir diğer konuşmacısı Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, toplanan kalabalığa karşı hitabetine, "AK Parti’nin önünde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne doğru yürüyelim ve sözümüzü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a doğrudan iletmiş olalım. Ama inanın ki şu anda siz iletiyorsunuz. Mesajlar muhataplarına ulaşmıştır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bakın benim güzel kardeşlerim, lütfen bir dakikanızı bu kardeşinize ayırın. Şimdi benim güzel kardeşlerim, bakın; şu anda biz burada başka şeyleri konuşuyor olmamız lazımdı. Ama inanın ki hepimiz imani sorumluluktan dolayı çok farklı bir boyuttayız ve ruh dünyamız, kalplerimiz, zihinlerimiz başka şeyleri bize söylüyor. İnanın ki şu anda imkan olsaydı da buradan bir ekrandan iki videoyu izleseydik ve biz buradan o iki videonun üzerinden mesaj verseydik... Birinci videoyu hepiniz biliyorsunuz. Hangisiydi? Ebu Ubeyde'nin sessiz kalan ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bütün tarafları hesaba çektiği o videoydu. O hepimizin yüreğini dağladı ve şu anda da bu sorumluluktan dolayı buradayız. İkinciyi hatırlıyor musunuz? Üzülerek söylüyorum... Bakın bu memlekette, 22 ay sonra hâlâ fuarlarda israile ticaret yapan ve israile silah satan 10 şirketin standı vardı. Bu 10 şirketten şirkete, üründen ürüne hiçbir açıklama yapılamadı. Ne oldu biliyor musunuz? Şuradan, AK Parti’ye yakın olduğunuz bir yerden o videoyu buradan göstermek isterdik. O video neydi biliyor musunuz? Ukraynalı bir hanım, Baykar’a teşekkür ediyor, gönderdiğiniz İHA’lardan dolayı, cihazlardan dolayı 'sağ olun' diyordu. Biz isterdik ki, vallahi biz bunu başka bir şey için istemiyoruz. İnanın ki onların ahireti için bu kardeşiniz buradan söylüyor: Biz isterdik ki Ebu Ubeyde de size teşekkür etsin. 'Sağ olun, 22 aydır gereken her şeyi yaptınız' desin. Ama yapmadınız. Etmeyin, eylemeyin... Sayın Cumhurbaşkanım, ne olur sesimizi duyun! Tarihe, eğer seçim kaybetmiş biri olarak geçersen vallahi bir şey kaybetmezsin. Ama sen iktidardayken Gazze düşerse vallahi çok şey kaybedersin. Kaybetmeden önce sana buradan sesleniyorum: Gereken adımlar neyse onları at. Artık sözün, söz edilmenin bir anlamı yok. Bundan sonra Gazze’ye yapılacak şeyler inanın ki kimi kitle değildir, slogan değildir, asla başka bir şey değildir. Yapacağımız iki şey var: En yakın zamanda insani yardım koridoru açmak. En yakın zamanda Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu dünyaya göstermek. İnşallah bunları yapacağınızı umuyoruz. Yarın Allah katında o hesabı verirken, hesabın altında ezilenlerden olmamak için bu sözleri söylüyoruz. İnşallah sözlerimiz size ulaşır ve gereği yerine getirmiş olursunuz." dedi.

Programda konuşan İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu, Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem’in sahabeleri ile nerede olursa olsun hakkı söyleyecekleri yönde aldığı biatı hatırlatarak, Ümmet-i Muhammed olarak kendilerinin de bugün burada hakkı söylemek için bulunduğunu ifade etti.

“Sayın Erdoğan, size bugün burada hakkı tavsiye etmek, sözü muhatabına söylemek için bulunuyoruz” diye seslenen İmamoğlu, ancak bugüne kadar somut tek bir adım atmadığını, Müslümanların kanlarını ve namuslarını BM’ye (Birleşmiş Milletler) havale ettiğini ve kirli ticaretin devam ettiğini hatırlattı.

“Kenar-ı Dicle edebiyatı yaparken, kenar-ı Gazze’de gasıp Yahudi varlığı katliamlarını sürdürürken kılınızı kıpırdatmadınız” diyen İmamoğlu, “Yarım kelime dahi olsa, bir Müslümanın öldürülmesine yardım edenin, alnına ahirette 'Allah'ın rahmetinden pay yoktur” hadisini hatırlatıp atılması gereken somut adımları sıraladı.

Son olarak Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin “ahirette hasımımızsınız” sözlerini hatırlatan Abdullah İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Batı’dan, ABD’den değil Allah’tan korkun” çağrısında bulundu.

Doktor Abdurrahim Şen, ise iktidara sorumluluklarını hatırlatarak harekete geçmesi için çağrıda bulunurken, hala işgalcilerle sürdürülen ilişkilere ve ticarete dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayet ve hadisler eşliğinde seslenen Şen, yürütülen bu siyasetin doğru olmadığını vurguladı.

Son konuşmacı Kuran'a Nebevi Davet Derneği Başkanı Ahmet Turgut Ulucak, Gazze’yi Buruç süresinde Ashab-ı Uhdud’a benzeterek süren zulme dikkat çekti. Hiçbir zulme sessiz kalmayacaklarını ifade eden Ulucak, Allah’ın hesap görücü olduğunu hatırlattı ama hesabı yalnız Allah’a bırakma tarafında olmayacaklarını da beyan etti.

Ulucak, Müslümanların burada küfre karşı burada bir araya gelmesinin kaçınılmaz imani bir sorumluluk olduğunu söyleyerek dualarla konuşmasını sona erdirdi.

Son olarak Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım’ın duası ile program, sona erdi. (İLKHA)