11189,50%1,65
42,52% -0,05
49,53% 0,02
5729,95% -0,11
9297,33% 0,00
Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde ikamet eden Sansarkan ailesi, doğum için hamilelik süresince rutin kontrol ve tedavilerini olduğu hastaneye başvurdu. Ailenin iddialarına göre doğum yatış sürecinin ilk saatlerinden başlayan ihmalkarlıklar taburcu oldukları güne kadar devam etti. Söz konusu hastanede yapılan tedaviler sonrası çocuklarının beyninde hasar oluştuğunu belirten Sansarkan ailesi, bu sorunun hastane personelinin ihmalkarlığından kaynaklandığını öne sürüyor.
Doğum ve tedavi süreçleriyle yaşadıkları mağduriyeti aktaran baba Veysel Karani Sansarkan, özel hastane olmasına rağmen hastane personelinin gerek ilgi gerekse enfeksiyon riski hususunda gerekli hassasiyeti göstermediğine dikkat çekti.

Veysel Karani Sansarkan
"Personel hastayla ilgilenmiyor, telefonla oynuyor"
Baba Sansarkan, doğum ve tedavi süreçlerini şu ifadeler ile dile getirdi:
"3 Kasım günü Dünya Park Hospital isimli hastaneye gittik, rutin kontrolleri yaptığımız yerdi. Sabah 08.00 sıralarında hastaneye vardığımızda doğumun başladığı, 4-5 saat beklemem gerektiği söylendi. Rutin kontrolleri yaptığımız Kadın Doğum Uzmanı B.B. isimli doktor, o gün sadece eşimin ilk kontrollerini yaptı ve daha sonra ebelere teslim ederek gitti. Aradan geçen 3,5 saat boyunca B.B. isimli doktor hiçbir şekilde kontrole gelmedi."
Eşi Elif Sansarkan'a karşı hastane personelinin tutumunu aktaran baba Sansarkan, "İçeride ise NST odasında eşim yalnız bırakılıyor, bir o odaya bir bu odaya götürülüyor, hiçbir şekilde ilgilenilmiyor, adeta 'kendin doğur' deniliyor. Eşimin beyanıyla ve doğum sonrası kendi gözümle gördüğümü söylüyorum personel o esnada orta banko bölümünde oturup telefonla oynuyor. Doğum sedyesinde eşime 'ayağını kendin kaldır, nefesini üzerime üfleme, elimi tutamazsın, bana bağırma' gibi ifadeler kullanılıyor." dedi.
"Zamanında gerekli müdahaleyi yapmadıklarından çocuğum oksijensiz kaldı"
İlgili birimde görevli uzman doktor tarafından da ilgisiz kaldıklarını öne süren baba Sansarkan, "Ebeler içeride yalnız bıraktığında eşim bir nevi doğumu kendi başına yapıyor. Daha önceden çağırılması gereken doktor, çocuğun başı gözüktükten sonra çağırılıyor. Forsep denilen cihazla çocuk çıkarılmak isteniyor. İlk seferde başarısız olduktan sonra ikinci denemede çocuk doğuyor fakat tepki vermiyor. Çocuğu yoğun bakıma götürdüklerinde bana bebeğin az süreli oksijensiz kaldığını, 5-6 saat içerisinde toparlanabileceğini söylediler. Daha sonra çocuk doktoru A.A.'a yönlendirdiler. A.A.'da çocuğun 2-3 gün daha kalması gerektiğini söyledi. Sıfır enfeksiyonla doğan çocuğum 240 değerle o hastaneden çıktı. Bize her türlü elbiseyi giydirdikten sonra çocuğun yanına gitmemize müsaade eden hastane personeli zaman zaman çıkıp dışarıda yemek, sigara, çay ihtiyacını karşıladıktan sonra herhangi bir önlem almadan ellerini kollarını sallayarak yoğun bakım ünitesine giriş yapıyordu." ifadelerini kullandı.
"Hastanede MR cihazı yok, çocuğumu başka hastaneye götürüyorlar"
İhmalkarlıklardan dolayı çocuklarının sağlık problemleriyle karşı karşıya bırakıldığını kaydeden Sansarkan, "Hastanede yatışın 6'ncı gününde çocuğumun kuvözde nöbet geçirdiğini söylediler. Apar topar hastaneye gittiğimde çocuk doktoru A.A., çocuğun nöbet geçirdiğini, MR röntgeni için başka hastaneye götürdüklerini söylediklerinde bu hastanede MR cihazının olmadığını öğrendim. Çocuğun beyninin 3 noktasında hasar kaldığı tespit edilmiş. İlk 3-4 gün olmayan şey sonradan oluşmasının tek kanıtı raporlarla sabittir: Çocuk doğumda oksijensiz, kanalda takılı kalmış, doktor ve ebeler ihmal etmiş. İleriki süreçte bizi ne bekliyor bilmiyoruz. Şu an çocuğumun hareketleri çok yavaş, normal bir bebek gibi davranmıyor, sürekli ağlıyor. Günde 4 kez nöbet ilacı veriyoruz." şeklinde konuştu.
Söz konusu şikayetlere ilişkin hastane yönetiminden bekledikleri duyarlılığı bulamadıklarını sözlerine ekleyen Sansarkan; hastane yönetimi, doktor, ebe ve hemşireler hakkında suç duyurusunda bulunacakların ifade ederek başka ailelerin de benzer mağduriyetler yaşamaması için ilgili makamların adı geçen ilgili personeller hakkında gerekli müeyyidelerde bulunmasını talep etti.

"Tüm ihmalkarlık sonuçları raporlarda belli"
Hastane yönetimim tutumundan da söz eden Sansarkan, "Hastane yönetimine bunun sorumlusunun kendileri olduğunu, bu hatanın telafi edilmesi gerektiği beyanında bulunduk. Başhekim, personelin sadece anneye kaba davrandığını kabul etti. Onun haricinde diğer durumları üstlenmiyorlar. Onların bizlere verdiği belgelerde suçlu oldukları belli. Mesela MR raporunda çocuğun doğum esnasında gelişen komplikasyonlardan kaynaklı oksijensiz kaldığı ve beyninde hasar oluştuğu belirtiliyor. Yine onların verdiği belgelerde çocuğun hangi gün doğduğu, hangi atakları geçirdiği, sıfır enfeksiyonla doğup 140 enfeksiyonla çıktığı belirtilmiş." diye belirtti.
Hukuki süreci başlatacaklarını kaydeden Sansarkan, "Belgelerden yola çıkarak nörolojik ve metabolik alanda Samsun, Şanlıurfa ve Hollanda gibi farklı yerlerden hocalarla görüştük. Tabi hastane yönetimi tüm bu olanlardan sonra tek bir kez dahi aramadılar, geçmiş olsun dahi demediler. Yasal süreç olarak onlardan dönüş bekledik, dönmediler. Hastane yönetimi, adı geçen doktorlar, hemşire ve ebeler hakkında suç duyurunda bulunacağız. Gerek maddi gerek manevi tüm davaları açacağız. Bizim yaşadıklarımızı başka ailelerin yaşamaması için sorumlu kişilerin gerekirse hapisle cezalandırılmasını istiyorum." dedi.
Konuya ilişkin hastane yönetiminden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Konuyla ilgili kurumumuza yansıyan herhangi bir hukuki süreç bulunmamakla birlikte, hasta ile ilgili kişisel sağlık verileri (KVKK) nedeniyle süreç ile ilgili tıbbi detayları paylaşmamız mümkün değildir. Kurumumuzda tüm doğum ve acil müdahale süreçleri ulusal sağlık mevzuatı, tıbbi protokoller ve hasta güvenliği standartlarına uygun şekilde yürütülmektedir." (İLKHA)