Bugün, 26 Aralık 2025 Cuma
14227,10%0,41
42,83% 0,03
50,49% -0,06
6168,79% -0,38
10014,28% 0,39
Emekliliğin ardından İstanbul’a yerleşen Kayahan, Kâhta’nın tarihine dair belgeler ve arşivler toplayarak kapsamlı bir araştırma sürecine girdi. Bu titiz çalışmaları sonucunda hem roman hem de belgesel niteliği taşıyan eserler kaleme alarak edebiyat ve tarih literatürüne önemli katkılar sundu.
İlk Eser: "Nemrut Topraklarında Suskunluk Sarmalı" (2012)
Mustafa Kayahan’ın ilk romanı "Nemrut Topraklarında Suskunluk Sarmalı", 2012 yılında yayımlandı. Osmanlı Arşivi belgeleri, yazılı kaynaklar ve sözlü anlatımlara dayanan bu eser, özellikle 1915 Tehcir Olayı’na ve Kürt toplumunun bu süreç karşısındaki tutumuna odaklanıyor.
Romanda, tehcir sürecinin bölgedeki sosyal ve ekonomik etkileri, Kürtlerin bu trajediye bakışı, dönemin kaotik yapısı ve yaşanan travmalar edebi bir üslupla işleniyor. Eserde, belgelerle desteklenen tarihsel gerçekler, destansı bir anlatım diliyle kurguya yedirilerek okuyucuya sunuluyor.
Yazar, tehcirin toplumda yarattığı izleri belgesel nitelikli bir kurguyla ele alırken, sürecin tarihsel boyutlarını objektif bir bakış açısıyla ele almayı tercih ediyor.
Kâhta Tarihi Üzerine Derinlemesine Bir Çalışma: "Belgelere Dayalı Kâhta Tarihi" (2024)
Mustafa Kayahan’ın 2024 yılı sonlarında yayımlanan ikinci eseri "Belgelere Dayalı Kâhta Tarihi", Kâhta ilçesinin ilk kapsamlı tarih çalışması olma özelliğini taşıyor.
Bu eser, tamamen doğrulanabilir belgelere ve resmi kaynaklara dayandırılarak kaleme alındı. Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivi belgeleri, devlet kurumlarının çıkardığı süreli yayınlar, salnameler ve resmi gazeteler gibi kaynaklar kullanılarak titizlikle hazırlanan eser, Kâhta’nın tarihi geçmişine dair önemli bilgileri sistematik bir şekilde sunuyor.
Kayahan, bireysel çalışmalar, tezler ve akademik makalelerden de titizlikle faydalanarak, eserin bilimsel ve güvenilir bir temel üzerine oturmasını sağladı. Süreli yayınlardan derlenen bilgiler ise dikkatle incelenerek, doğruluğu şüpheli olan içerikler metne alınmadı.
Bu yönüyle, Kâhta’nın tarihine dair en güvenilir kaynaklardan biri olma niteliği taşıyan eser, yerel tarih meraklıları ve araştırmacılar için önemli bir referans niteliğinde.
Son Roman: "Nemrut Topraklarında Güneş Batarken" (2025)
Mustafa Kayahan, 2025 yılı başlarında yayımlanan "Nemrut Topraklarında Güneş Batarken" romanıyla yeniden edebi dünyaya güçlü bir dönüş yaptı.
Bu romanda, Nemrut Dağı’nın merkez olduğu Kürt coğrafyasında, töre ve ağa düzeninin toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiği anlatılıyor. Dehşet ve şiddete dayalı geleneksel yapı, bireylerin yaşamını nasıl baskı altına alıyor ve bu sistem, toplumu nasıl bir ikiyüzlülüğe sürüklüyor?
Eser, bir infaz dehşetine tanıklık eden roman kahramanının, korkuyla doğaya sığınması ve burada kendini yeni bir hayat kurmaya çalışması etrafında şekilleniyor. Ancak, hiç beklenmedik bir zamanda, töre belası bir başkasının hayatını tehdit ettiğinde, kahramanın bu süreçle yeniden yüzleşmesi gerekiyor.
Romanda, bireysel özgürlük ile geleneklerin çatışması, toplumsal değerlerin dönüşümü, şiddet ve baskının bireyler üzerindeki etkisi gibi konular işleniyor. Dönemin toplumsal yaşamına dair önemli kesitler sunan eser, aynı zamanda kısmi belgesel bir özellik de taşıyor.
Mustafa Kayahan: Yerel Tarih ve Edebiyatın Önemli İsmi
Mustafa Kayahan’ın eserleri, yalnızca edebi bir anlatım sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin tarihine dair kapsamlı araştırmalarla desteklenmiş gerçekleri okuyucuya sunuyor.
"Nemrut Topraklarında Suskunluk Sarmalı", tehcir süreci ve toplumsal etkilerini incelerken,
"Belgelere Dayalı Kâhta Tarihi", Kâhta’nın tarihine yönelik ilk sistemli çalışmayı ortaya koyuyor.
"Nemrut Topraklarında Güneş Batarken" ise töre ve ağa düzeninin bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor.
Eserlerinde tarih, toplum, birey ve gelenek arasındaki ilişkiyi ele alan Kayahan, Adıyaman ve Kâhta’nın yazın dünyasında önemli bir yer edinmesini sağlamış isimlerden biri olarak öne çıkıyor.
Kaynak : PHA
Yorum Ekle
