Avrupa Birliği (AB) ile Çin insan hakları görüşmeleri yeniden başlarken, İnsan hakları kuruluşları, AB-Çin insan hakları görüşmelerini 'önemsiz' olarak nitelendirerek protesto etti. Amerika'nın Sesi VOA’ya göre 38. AB-Çin İnsan Hakları Diyaloğu, 17 Şubat'ta Brüksel'de başladı. Çin'in Doğu Türkistan’daki insanlık dışı soykırım başta Tibet, Hong Kong’da artan insan hakları ihlalleri nedeniyle müzakerelere üç yıldır ara verilmişti. GÖRÜŞMELER ÇİN İLE AB’Yİ YAKINLAŞTIRIYOR   AB Dış İlişkiler komitesi Asya-Pasifik Direktör Yardımcısı Paola Pampaloni ve Çin Dışişleri Bakanlığı Uluslararası ilişkiler Direktör Yardımcısı Sun Lei ortak açıklamalarda bulundu. Avrupa Birliği tarafından 18 Şubat'ta yapılan açıklamaya göre, uzun yıllardır kapalı olan insan hakları müzakere kanalı yeniden açıldığı duyurulurken, görüşmeler, iki tarafın insan hakları konularında birbirine yakınlaşmasının göstergesi olduğu kaydedildi. “İNSANLIK DIŞI SUÇ” İŞLEDİĞİ KAYDEDİLDİ   Açıklamada, Çin'in insan hakları ihlallerinden duyulduğu derin endişeler dile getirilmesinin yanı sıra, Çin'in vatandaşların temel özgürlüklerinin kısıtlanması, Doğu Türkistan’daki zorunlu çalıştırma, yargıdaki adaletsizlik, keyfi tutuklama, Komünist Parti günümünde olmayan bağımsız bir yargı sisteminin bulunmamasına dikkat çekildi. DİYALOĞU DURDURAN NEYDİ?   Çin-Avrupa İnsan Hakları Diyaloğu'nun 1997'de başladığı ve başlangıçta altı ayda bir yapılması gerektiği, ancak diyaloğun Nisan 2019'da düzenlenmesinin ardından Çin’in insanlığa karşı suç işlemeye devam etmesi sonucu durdurulduğu biliniyor. 8 ÜLKE ÇİN’İ SOYKIRIMCI İLAN ETTİ   Bilindiği üzere Çin'in, Uygur Türklerine yönelik zulüm politikaları ABD, Hollanda, Kanada, Litvanya, İngiltere, Çek ve Belçika parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edildi. Fransa, Japonya, İrlanda ve daha pek çok ülke Çin’in eylemlerinden ciddi bir şekilde endişeli olduğunu belirtti. Hemen bütün Uluslararası kuruluşun gündemine giren Doğu Türkistan sorunu, hala bazı ülke ve küresel organizasyonlarca görmezden geliniyor. Buna karşın BM, AB, G7 ve NATO üye ülkeleri Çin hakkında ciddi endişe taşıdığını ifade ederken Çin hükumeti, dünya kamuoyundan toplama kamplarındaki Uygur Türklerinin gerçek durumuna dair tüm verileri gizliyor. Aynı zamanda da bölgedeki insanlık dışı uygulamalarını sahte ve çarpıtıcı bilgilerle veya Baskısı, etkisi altındaki İnsanları zoraki ifadeler vermeye mecbur ederek yalanlamaya çalışıyor. ÇİN, İŞLEDİĞİ CİNAYETLERİ YALANLIYOR   Oysa Etnik ve kültürel ayrımcılığa, sistematik Soykırıma maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Müslüman Kadınlar kısırlaştırılırken Müslümanlığa ve Türklüğe ait her şey yasaklanmış durumda. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre, Pekin idaresinin soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında 2 milyondan fazla Uygur Türkünü rızası dışında zorla tutuyor. Bu sayı BM tarafından 4 yıldır revize edilmezken, Kamp tanıkları ve sızan Çin kaynaklı belgelerde ise 8 milyon insanın 2016’dan beri dönüşümlü olarak alıkonulduğunu gösteriyor.