Kuran yani Hz. Allah kendisine İman ettiğini, İlah olarak yanlız 

                                                   Allah’ı Kabul Beyan edenlere buyuruyor.

                                                 Öyleyse bakalım İLAHIMIZ NE BUYURMUŞ 

               BİZLERE ELEST MECLİSİNDE VERDİĞİMİZ SÖZÜ HATIRLATMA ANLAMINDA PEYGAMBERLERİ 

          VASITASI İLE HATIRLATTIĞI İLAHLIĞINI, RABLİĞİ KARŞISINDA, KENDİSİNIN İLAHLIGINI VE RABLİĞİNİ 

                                        KABUL EDEN VE KENDİNEDE MÜSLUMAN DİYENLERE

                                            Kul Olmak,Allaha verilen bir ahıt bir söz vermek,

                                       Allahı rab olarak kabul etmek, Allah’ın İlahlığı karsısında,

                                                                       ''O'' nun 

                                                  Terbiye ediciliğini olarak kabul etmek,

   Allah'ın (c.c) insanın ve insanoğlunun, yaratılışları sırasında insanlar arasında yapıldığı kabul edilen sözleşme için kullandığımız bir tabirdir. Antlaşma, sözleşme anlamında bir terimdir.

   Bu yaradılışımızda Allah (c.c) insan ve insanoğluna kendi sahibi olduğu hayat vasfından (Hay) hayat vermiş, bu veriliş ile de ebedi olarak bizlere vermediğini her  nefis ölümü tadacaktır diyerek Elest Meclisinde açıklamıştır, bunun delillide Kuran ile sabittir

Farsça ‘da "sohbet meclisi" anlamına gelen bezm kelimesiyle Arapça ‘da "ben değil miyim" mânasında çekimli bir fiil olan elestüden oluşan bezm-i elest terkibi, "Ben sizin rabbiniz değil miyim" hitabının yapıldığı ve ruhların da "evet" diye cevap verdikleri mecliste Allah insan ve insanoğlundan bir söz almıştır. Dünya hayatı dediğimiz bu alemde kimin sözüne sadık kalacağının belirlenmesi manasında, imtihan edildiğimiz

bir manada HAYAT OKULU (Hayat verilenin okumasına delil ilk emir Hayatı oku İKRA) olan dünyada okulun sonu dediğimiz ölüm gerçeği sonucu DİPLOMALARIN verildiği sömestre gibi,AHIRET YURDUNDA karnelerin okunacağının farkındalığını dönem dönem unutmuş olan insan ve insanoğluna bu sözlerini hatırlatma babında PEYGAMBERLERİ vasıtası ile Allah ELEST MECLİSİNDEKİ sözümüze sadık kalmamızı hatırlatmış kalanların kurtuluşa ereceğini, hiç ölmeyecek gibi heva ve hevesleri peşinde koşanların karsısında, sözüne sadık olarak yaşayanların, Allah’ın (c.c) hükümlerini yeryüzünde hakım kılınmasını ve böylelikle (mazlumun dini olmaz) diye de adlandırdığımız ADİL OLAN Allah’ın Adaletinin tesisi için mücadele edilmesi gerektiğinide bizlere hatırlatmış olan SON UYARI,SON MUJDE olan KURAN Bizlere ne buyurdu, ne anlattı onu anlama adına ,

Bu farkındalığa Mehmet Akif, Kuranın indirilişindeki İlahı Hikmeti bu dizelerle apaçık bir şekilde bizlere izah etmiştir.

Büyük düşünür büyük şair Mehmet Akif'in şu dizelerine bir kulak verelim

“Ya açar nazm-ı celilin [Kur’an’ın] bakarız yaprağına

Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin

Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.”

  Kuran İnsan oğluna Allah’ın tek hakım güç olduğunu, bizlere şahdamarımızdan daha yakın olduğunu, hayatımızın Allah’ın Elinde olduğunu

Açıklamasına rağmen İnsan Lanetlenmiş İblisin halinden daha berbaht bir hal içinde olduğunun farkında olamamış,

Kuranı, fal, büyü, çocukları olmayanların çocuk arayışlarına, çare, bazı din adına dini anlatan(!) yobazların, yakmaz kefen, cinsel gücü artırıcı, gibi, tılsım kitabı, kurmak istedikleri KARUN saltanatlarına, sevap kazanacaksınız aşısı ile sermaye toplama aracı, vs. olarak yaşatılmasının getirisi olarak insanımız din ve diyanetten soğumuş ve soğutulmuştur.

  Birde buna İslam’ın düşmanları tarafından çok iyi bilinen İslam Tarihindeki önemli kırılma noktalarının getirisi olan inancımıza giren iktidar kavgalarının getirisi fitnelerin, hala günümüzdeki virüslerininde,dahada gelişerek her yerlerimizi kangrene çevirdiği gerçeği karsısında, İslam Toplumu üzerinde oynan oyunları da ele aldığımızda, günümüz insanı Allah'ın varlığını birliğini, bildiği halde, Kuranın Allah (c.c) ın kitabı olduğunu kabul etmekte etmesine de, nasıl bir kabul içerisinde olduğunun farkında olamadan yaşamanın bizleri ne hale getirdiğini anlatabilme adına, imanımızı hakkıyla iman edememenin getirisi farklı farklı, fırkalara bölünmüş, bu fırkalarda kendi içinde farklı farklı tarikatlar meşrepler adıyla farklılaşmış, asli olan iman hakikati yerine farklılıkların oluşturduğu, farklı imanlar ortaya çıkmış, bu farklı imanların, farklılığından da, farklı farklı tarikatlar meşrepler zuhur etmiş, kim hangi cemaatten, fırkadan ayrılırsa kafırlikle,zındıklıkla,suclanmış,herkesin eline bir cennet ve cehennem mührü, birbirlerini damgaladığı zamanda ,adam çıkmış Deccal çıkacak inanan ve inanmayanların alınlarına, sen cehennemliksin sende cennetliksin mührünü vuracak, diyerek Deccalla savaşırken, kimin Deccaldan önce çıktığının, asıl bu çıkanların büyük Deccalın Çıkısına zemin hazırlayan Deccalın çocukları olduğunu göremeden, din adına ahkam kesmekteler.

Maun Suresinde de (4) Hz. Allahımız 

İşte yazıklar olsun (bu duyarsızlıklarına rağmen) şu namaz kılanlara (şuursuz, huzursuz ve sorumsuz şekilde dua ve ibadet yapanlara)

Selam ve dua ile

Büyük Türk Dünyası Turan Keneşi Kurucu Genel Başkanı Adnan Şimşek