1071 den günümüze Anadolu'ya yönelik üç tehdit
1071 ile 1922 arasındaki mücadele esnasında Türk
milleti, Anadolu’daki varlığına ve hukukuna yönelik 3 büyük tehdit ile karşılaşmıştır.
Bunlardan birincisi, yukarıda kısa tarihi anlatılan Haçlı Seferleridir. Haçlı Seferleri, Türk milletini Anadolu’dan İran platosuna sürmeyi hedeflemekteydi.
İkinci büyük tehdit, 1402’de iki Türk ordusunun ve iki Türk hakanının dünya egemenliği için karşı karşıya geldikleri Ankara Savaşı sonrasında Batı Türk Devleti olan Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesine neden olmuştur.
Eğer bu dönemde birleşik Haçlı saldırısı düzenlenebilseydi Türk milletinin sadece Rumeli’ndeki değil, Anadolu’daki egemenliği de tehdit altında kalabilirdi.
Türk milletinin 1071 sonrasında yaşadığı üçüncü büyük tehdit, 1918 Mondros Mütarekesi-Sevr Antlaşması ile ortaya çıkan durumdur. 1917’de Kudüs’e giren İngiliz ordusu, son Haçlı Seferi’ni başarıyla bitirmiştir. Bir sene sonra, İngiliz Başbakanı, savaşın nihai hedefini açıklamıştır: 'Türkler geldikleri yere, Asya’nın derinliklerine gideceklerdir.'Türklerin Anadolu’da kalmasına da izin verilmeyecektir.
Çünkü 19. yüzyıl Avrupa’sı; Anadolu’nun, Avrupa’nın bir
parçası olduğunu arkeolojik bulgularla birlikte, Rum ve Ermenilerin buradaki varlığı vasıtasıyla da hatırlamıştır.
Osmanlı Devleti’nin yenilgiyi kabul ettiği tarihte,yani 1918’de Türk orduları, Misak-ı Millî sınırlarına çekilmişlerdir. 30 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda imzalanan Mondros Mütarekesi, imzalandığı zaman ordumuzun çizdiği sınır; bugünkü Suriye sınırımızın 150 kilometre güneyi ve Irak’ta, Musul, Kerkük, Erbil, Süleymaniye ve Dohuk’u kapsamaktadır ve bu bölgeler Anadolu’nun bir parçasıdır. İngiliz ordusu, Musul vilayetini ateşkes anlaşmasından sonra işgal etmiştir.
Artık son sığınak olarak düşünülen Anadolu’nun da Türkler için güvenli bir yer olduğunu söylemek mümkün değildir.
1919 yılında, dünya Müslümanlarının ancak %2,5’i, 300 milyonun 10 milyonu, yani Sakarya ile Aras nehirleri arasında yaşayan Türkler özgürdür.
23 Haziran 1919’da İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Yunanistan, Japonya, ve Sırbistan ortak bir bil-diri yayınlayarak şöyle derler:
Türk milleti, yabancı soyları yönetme yetisinden yoksundur. Tarih boyunca hangi ülke Türklerin eline geçtiyse o ülke maddi ve kültürel geriliğe gömülmüş, hangi ülke Türklerin elinden kurtulduysa o ülke maddi ve kültürel bakımdan yükselmiştir. Tarihi boyunca Türkler, ellerine geçirdikleri ülkeleri geliştirmemiş, yıkmıştır.
Çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnız yıkmayı bilirler. Türkler bozuk ahlaklı entrikacı bir ulustur. Bu gerekçeyle, topraklarını parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz.
İbrahim Bayrakçı