Bu “adam” bunları yaparken yorulmamış mı? Ben yazarken yoruldum! (2)
Bu şehir vizyonu Mehmet Sekmen ile tanıdı sayılır. İlk makama oturduğu zaman kurduğu hayalleri sıralamış olsa idi; hepimiz üzerine güler, aklından zoru var dercesine acıyarak bakar “vah, vah” çekerdik. Ama görünen o dur ki gerçek manada birilerimiz, Mehmet Sekmen’in hayallerine dahi ulaşamamışız.
Bazı ortamlarda dile getirilir
“arkadaş ne yapmışlar” diye.
“Nerede taş üzerine taş koymuşlar” diye. Ve hatta daha ileri gidip, akla hayale gelmeyen hallere girenlerimize dahi rastladım. İşte o zaman yukarıda paylaştığımız padişahın sözleri gelir hep hatırıma,
“bu şehir hak ettiğini hiç alamayacak”… İşte içimizde yaşayan bu tür insanlarımız yüzünden, inkarcılarımız yüzünden, bu şehrin ekmeğini yediği halde kötüleyenlerin yüzünden.
“bu şehir hak ettiğini hiç alamayacak”
Acaba bu
“birileri” doğru mu söylüyor diye bir araştırma yaptım, sahiden de bu başkanımız göreve geldiği andan itibaren ne yapmış bu şehire diye araştıralım dedik. Ve öyle bir kuyuya düştük ki, çık çıkabilirsen.
Nereye baksan
Mehmet Sekmen’in eli değmiş görünüyor. Ondan bir iz, bir işaret ve hatta bir yardım var. Kimi çalışmalar bizatihi kendi eseri, kimi çalışmalarda maddi veya manevi desteği söz konusu.
“Boşuna değil o kadar ödül ve birincilik alması” dememek için kendimi zor tutmama rağmen, sonunda dedim ve gitti. Gerçekten de boşuna değilmiş.
Çalışmalarının bazılarını birkaç isim altında toplamak istedim. Detaylı yazamayacağımı ve yazsam bile
“abartmış” denileceğini tahmin ettiğim için baştan söylemem de fayda var; bu yazılanların hepsi
yapılmış olanlar. Unuttuğum olanlar veya gözümden kaçmış olanlar ve kayda değer olarak görmediğim olanlar hariçtir.
Mesela çalışmaları;
Kentsel Dönüşüm çalışmaları,
Sosyal Tesis Çalışmaları,
Palandöken Çalışmaları,
Hizmet Tesisleri Çalışmaları, Şehir içi ve ilçeler olmak üzere değişik ana başlıklarla ayırmaya çalışarak belirtmek istedik. Bunlar yapılmış ve birçoğumuz bilmiyoruz, bazılarımız da siyaset gereği bilinçli olarak inkâr ediyoruz. Sadece Büyükşehir olarak değil, alt belediyeler olarak bilinen ilçe belediyelerimizin de bu şehir için yapılmış birçok emekleri var ve bütün bunları da dilimiz döndüğünce halkımıza yeniden hatırlatma yoluna gidilecektir. Bir
Palandöken Belediyesini, Bir
Yakutiye Belediyesini, Bir
Aziziye Belediyesini ve hatta hatta diğer ilçe belediyelerimizi. Hepsini alfabetik sırayla halkımıza attıkları adımlara varıncaya kadar anlatmak artık boynumuzun borcu olmuştur.
Çünkü bu saatten sonra içimizde yaşayıp, bu halkın ekmeğini yiyen, bu halkın arasında halkın kendisi gibi dolaşan ve arkasından inkâr edenlere, hak diye bir şey yok, olmayacak ta…”Tıpkı Reis’in dediği gibi yanlarına kalmayacak…”
Şurası unutulmamalıdır ki;
Büyük Şehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen elbet bir gün görevini birilerine devredip gidecektir. Ama kesinlikle unutulmayacaktır. Çünkü yapmış olduğu çalışmalar neticesinde bu şehire bırakmış olduğu eserleri alıp gitmeyeceğine göre o eserleri her kullandığımız zaman hatırlanacak
yâd edilecektir.
Hani birilerimiz; böyle haklı çıkmak için bazı ortamlarda, bağıra çağıra bu adam ne yapmış diye soruyor ya;
Anlatalım efendim,
bu “adam”
Fuar Merkezi denilince; aklımıza, daha önceleri gar meydanının etrafında kurulan çadırlar veya eski fuar alanı olan, şimdiki
Olimpiyat Parkının olduğu alanda kurulan çadırlar gelir iken; şimdilerde
Teknik Üniversitemiz karşısında,
Olimpiyat Parkının çaprazında kurulmuş olan ve
Orta Doğunun en büyük
Fuar Merkezi konumunda olan;
Recep Tayyip Erdoğan Fuar ve Kongre Merkezini yapmış.
85.000.-m2 alan üzerinde
20.000.-m2 kapalı alanı olan ve her türlü alt ve üst yapısı ile kullanılan bir fuar ve kongre merkezi. Ne var bu merkez içerisinde bakalım; 9 bölümden oluşan (4 blok, 4 geçiş alanı, 1 koridor binası) fuar ve kongre merkezinde 4 adet fuar salonu ile birlikte, lobilerin yer aldığı koridorlar, toplantı salonu, yönetim odaları, çocuk alanları, WC ler, Mescit, Teknik Odalar ve giriş takından oluşmakta olup, 500 araçlık ta oto parkı bulunmaktadır.
Orta Doğu’nun en büyük Kongre Merkezi…
Bence de dile kolay ne yapmış ki?
Daha ne yapmış;
Barış Pınarı Viyadükünü yaparak şehrin trafik sorunu çözümüne katkı sağlamaya çalışmış.
Kongre Caddesi,
Demirciler,
Sanayi,
Şükrü Paşa ve
50. Yıl Caddesinin tam ortasında bulunan bu
köprüyol sayesinde şehrin ulaşım alanında gözle görülür bir rahatlama sağladığı, ekonomiye (bilinmese de) katkı sağladığı, zaman açısından fayda sağladığı sıralanabilir. O birileri için kayda değer değildir belki ama böyle bir
köprüyol birilerinin rüyasında bile görülemezdi.
Viyadük yani köprüyol neyimize, tren raylarından ne güzel atlayarak geçiyorduk biz değil mi?
Başka ne yapmış;
Daha önceden var olmasına rağmen, kimselerin umurunda olmayan ve hatta ayakta kalabilmesi için bakımına bile kimsenin elini cebine atmadığı, şehrin göbeğinde evlatlık muamelesi gören, taaaa eskilerden gelen adı
Saray olan, daha sonraki eski adı
Dadaş Sineması olan yeri tadilattan geçirip, ilimizin sevilen sanatçısı rahmetli
İbrahim Erkal’ın adını vererek;
İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezini bu şehire kazandırmıştır. Bu sayede şehrimizin en büyük eksikliklerinden birisi daha sessiz sedasız halledilmiştir.
“Ne yapmış” diye soranların bir tanesinin bile o merkezden içeri kıskanmadan girmediğine inanmıyorum.
Başka başka ne yapmış;
Bilgi Evleri yapmış.
Eğitim Atölyelerinden oluşan,
eğitim sınıfları olan,
kütüphanesi, bulunduğu mahallenin
muhtarlık ofisi, bulunduğu alanın
taziye evi ve ayrıca
spor salonu olan bilgi evleri yapmış. Hem de şehrin dört bir yanına. Hem de şehrimiz açısından ve
Türkiye’miz açısından değer olanların isimleri verilerek. Mesela
Nurettin Topçu Bilgi Evi gibi,
Ahmet Hamdi Tanpınar Bilgi Evi gibi,
Sedat Sorgun Bilgi Evi gibi. Gerçi o
“ne yapmış” diye soranların içerisinde
Sedat Sorgun’un da kim olduğunu bile bilmeyenlerimiz vardır ya neyse…
Sonra ne yapmış;
Erzurum Sporun Büyük Şehir Belediyesi bünyesinde olduğu dönemde yapıp sonrasında devrettiği Kulüp binasını yapmış, yetmemiş
Palandöken’de
yüksek irtifa kamp merkezleri yapmış, yetmemiş yine
Palandöken de
Go Kart Pisti yapmış, yetmemiş yine
Palandöken’de
Snow Dora otelinin tadilatını yaparak şehrimizin
Kış Turizmine farklı bir yaklaşım sergilemiş, yetmemiş yine
Palandöken’de
Kış Turizmi kapsamında
Bungalov evler yapmış, sosyal tesisler yaparak vatandaşların tatil ve
kayak etkinliklerine katkı sağlamış, yetmemiş vatandaşların kullanımına sunulmak üzere hizmet etmeleri amacıyla
dükkân projeleriyle katkı sağlamış, yetmemiş
Palandöken’e
Zipline kurarak,
İnsan Sapanı ve
Dev Salıncak kurarak
kış turizmine katkı sağlamıştır. Bu terimlerin bir çoğunu bilmeyenlerin kalkıp ta ne yapmış demeleri gayet normal olup, hoş karşılanmalıdır.
Sadece ve sadece kamp dönemlerinde Palandöken Dağına gelen futbol takımlarının manasını idrak etseler bu şehire yeter de artar bile. Diğer zamanlarda gelen sporcu kafilelerini saymaya bile değmez. Göz görmek istemeyince, çöp batsa ne yazar.
Haydaaa; daha ne yapmış;
Gözümüzün önünde atıl vaziyette bekleyen ve tıpkı diğerleri gibi her geçen gün çürümekte olan
“Eski Fuar” alanı veya
“Serbest Bölge” alanı olarak bilinen yerleşkeyi, bugünkü durumuna getirerek içerisinde halkımızın kullanımına sunulan birçok tesis olarak faaliyete geçirmiştir.
Olimpiyat Parkı adı altında,
Millet Bahçesi olarak adlandırıp, aynı isimle Olimpiyat Millet Bahçesi
Cafe 25,
Olimpiyat Millet Bahçesi
Güreş Alanı, Olimpiyat Millet Bahçesi
Evlendirme Dairesi, Olimpiyat Millet Bahçesi
Go Kart Pisti,
Halı saha,
Tenis Kortları,
Kapalı Tenis Kortu ve Hatta
Golf Sahası,
Paıntball Sahası,
Lunaparkı,
Spor Salonu ve
Yüzme Havuzu yaparak bütün bunları bu şehrin insanlarının hizmetine açmıştır.
Ve hatta parkın içerisinde bulunan ve atıl vaziyette çürümekte olan
Havuzun tadilatını yaparak yanına bir de
Gemi Cafe yapması ise görsel olarak şehrimize artı katma değer sağlamıştır. Şimdiki gençlerimizin büyük bir çoğunluğu bilmez ama ben ne zaman
Olimpiyat Parkına doğru adım atsam
Ankara Gençlik Parkına aklıma gelir ve oraya gittiğimi zannederim. Ne yapmış diyenlere duyurulur, sizin yapamadıklarınızı veya birilerinin yapamadıklarını bu
“adam” yapmış. Yapıyor ne yapalım, yapmasın mı?