Zor Şehirsin Erzurum

Zor Şehirsin Erzurum Medeniyetlerin yol güzergâhı olmuş bir şehir. Kültür başkenti, eğitimin ana yurdu, tarih sayfalarına mürekkep dökülen mekân. Devletlerin sahip olmak için göz kırptığı sevgili, Anadolu'nun çatısı konumunda olan ve eşsiz coğrafyası ile baş döndüren bir güzellik. Aynı anda dört mevsim ikliminin yaşanabildiği ender bir yapı, kayak yapabilecek imkânda olanların kayak yaptığı, aynı saatlerde termal kaplıcalarda yeraltından doğal olarak temin edilen havuzlarda sağlık açısından yaşanan sıcak su keyfi.  Dünyada ilklere giren natürel bir şelale ve o şelalenin kapsamına dâhil olan gizemli bir göl. Kimi dağlarında saklı olan bakır ağırlıklı maden kaynakları, kimi dağları yeşilin her tonunda zümrüd ü anka zarafetinde. Bir dağın eteğinde rafting için dizginlenemeyen bir su, başka eteğinde ise saklı cennet misalinde yedi göller. Meyvelerin çeşidi sabır ile ölçülü, toprağına selam vermek bile çoğu zaman bereket ile eşdeğerdir. Kırmızı elmas diye adlandırsan o kadar olur, Uçsuz bucaksız kırmızı dağların bağrında gizemli hayallere dal. İnsanının mizacına bakma sakın yanılırsın, çelik gibidir görünüşü, aslında merhamet saklar. Öğrenilen tarihi Urartulardan başladığı bilinip, zikredilse de Dünya üzerinde kurulmuş olan birçok devletten, birçok halktan daha köklüdür Erzurum. Himayesinde bulunduğu her kavmin, her milletin, her devletin bir özelliğini üzerinde taşıdığından dolayıdır ki kültür zenginliği paha biçilmezdir. Tarihi, coğrafyası, iklimi ve sinesinde sakladığı gizemli vakarı ortaya öyle bir şehir yerleşim birimi çıkarmıştır ki, âlem kendisini Dadaşlar diyarı olarak bilir, karlar ülkesi olarak anar, yiğitler yuvası olarak ta işaret eder hep.   Kuzeyde Kargapazarı, güneyde Palandöken; halk âşıklarının terennümünde atışır dururlar karşılıklı; bazen bir Sümmani Babanın nasihat yüklü ezgisinde, bazen de Emrah'ın ayrılık içeren serzenişinde. Dumlu, Güvercin ve Mescit dağları eşliğinde asırlardır sürer gider bu serenat, kimi zaman Reyhanî alır sözü kimi zaman İhsanî ile birlikte Ruhanî. Ekmeğinin tuzu hiç olmamıştır bu şehrin. Tarihin ilk satırlarından itibaren merkez olan, gözde olan, başkent olan, kale olan bu şehir hiçbir zaman talandan, sömürüden kurtulamamıştır. Anlatmak için bu zor şehir Erzurum'u; günlere gün, sayfalara sayfa, kalemlere mürekkep eklemek gerek. Yazmaya el, anlatmaya dil, yaşamaya ise yürek gerek. Nazlıdır ama "şımarık" değildir. Vakarlıdır.   Son birkaç yılı değerlendirmeye almaz isek "kış mevsimi" diğer adı olarak anılır bu şehrin, uzundur ama soğuk değildir. Yokluklara maruz kalmıştır hep ama dilenci değildir. Ötelemelere maruz kalmıştır hep ama asi değildir. Unutulmalara maruz kalmıştır hep ama nankör değildir. Elinden her şeyi göz göre göre alınmıştır ama hırçın değildir. İkliminin verdiği, coğrafyasının verdiği, tarih zenginliğinin verdiği ve kültürünün verdiği suskunluğunu ve dahi azametini hiçbir zaman bozmamış, kendisine dahi garip olan, yalnız bir şehirdir Erzurum. Zor şehirdir Erzurum vesselam…    


Orjinal Habere Git