Tarih: 04.10.2023 19:59
Ve işte Erzurum’un gururu…
Ve işte Erzurum'un gururu…
Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çelik ve ekibi dünyayı ilgilendiren büyük bir başarıya imza attılar. 14 yıl önce iki akademisyen olarak başlattıkları bilimsel çalışmalarında ekiplerini büyüterek dünyada bir ilki gerçekleştirdiler. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Murat Çelik ve Doç.Dr. Ufuk Atmaca, Mikrobiyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Barış; Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai Halıcı, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkerim Olğun, Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bilici'den oluşan ekip Türkiye'nin ilk yerli ve milli ilacını üretmeyi başardı.
Şeker hastalarının vücutlarındaki yaraların ne kadar zor iyileştiğini bilmeyen yoktur. Bu yaralar, çoğu zaman uzuvların kesilmesine bile sebep olmaktadır. Yanık yaraları ile yatalak hastaların vücutlarında oluşan yatak yaralarının hem hasta hem de yakınları için ne kadar dayanılmaz olduğunu biliriz. Bu yaraların iyileşme süreleri de kısa olmamakla birlikte net bir iyileştirme de görülememektedir. Bu sorunu gören ve çözüm bulmak için kolları sıvayan
Prof. Dr. Murat Çelik ve asistanı
Doç.Dr. Ufuk Atmaca, 14 yıllık bir çalışmanın sonunda amaçlarına ulaştılar. Piyasada bu hastalıklar için kullanılan bazı kremlerin bulunduğunu ancak alınan sonuç bakımından kendi çalışmalarının onlardan açık ara önde olduğunu söyleyen
Çelik, "Hazırladığımız kremin dengi dünyada yok. Yurt dışında bazı üniversitelerle çalışmamızı paylaştık ve davetler aldık. Ancak biz çalışmamızı kendi ülkemizde ve kendi şehrimizde değerlendirip ülkemizin ve şehrimizin ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz." dedi.
Prof. Dr. Murat Çelik, başarı hikayelerini şöyle anlattı: "14 yıl önce literatür taraması yaparken bu konuda eksiklik olduğunu gördük ve çalışmalara başladık. Erzurum'da da yetişen bir bitkide literatürde bilinen bir molekülün aktif olduğunu belirledik. Bu bitkideki etken maddenin flora ve içerik farklılığı sebebiyle deniz seviyesinden getirdiklerimizde daha yoğun olduğunu belirleyince Erzurum dışından getirdiklerimiz üzerine yoğunlaşıp çalışmalarımızı onlarla yürüttük. Molekülün yapısını spektroskopik yöntemlerle aydınlattık. Bu molekül, laboratuvar ortamında sentezlendiğinde maliyetin katbekat arttığını gördük. Bu konuda fakültemizin Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Barış'tan destek istedik. Prof. Dr. Özlem Barış, çeşitli mantarlar üzerinde deneme yaptı. İstediğimiz bileşiğin efektif sentezini mantarla yapmayı başardı. Prof. Dr. Özlem Hoca'nın MC9 adını verdiği mantarla molekülün kullanılabilir hale gelmesi çalışmaları 3 yıl sürdü. Bu çalışmanın sonunda organik etken maddenin 1 aylık çalışma sonucunda yüksek verimle ortaya çıkmasını başardık.
Çalışmalarımızın sonunda hazırladığımız ilacı, test için
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Dahili Tıp Bilimleri,
Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai Halıcı'ya teslim ettik. Prof. Dr. Halıcı'nın laboratuvar ortamında fareler üzerinde test ettiği krem,
yanık ve yaralama deneylerini başarıyla geçti. Metabolizmaları insana benzeyen farelerde kremin iyileştirici gücünün tespit edilmesi üzerine bu kez gönüllü hastalarda çalışma uygulandı.
Yeniden doku ve deri oluşturmada güzel sonuçlar aldığımız kremimizi, şeker hastaları üzerinde de görmeyi arzu ediyorduk.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ndeki diyabet hastalarında kullanıldı. Tamamen bitkisel olan ilacın kullanıldığı şeker hastalarından birinin ayağı kesilmekten kurtarılırken diyabetik yaraların yaklaşık 1 ay içinde iyileşmeye başladığını da gözlemledik. Şekeri 300-400 olan hastaların bile yarası kısa sürede iyileşti. Kremi,
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkerim Olğun'un gönüllü hastalarında da denemeye başladık. Krem, yatalak yaşlı hastanın vücudunda oluşan yaraları da kısa sürede iyileştirdi.
El ve vücut kremi olarak da kullanılabilen kremimizin yanık ve yaralarda kullanılmasının daha uygun olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye'nin ilk yerli ve milli ilacı olma özelliği gösteren çalışmamızın insanlığa ulaşabilmesini temenni ediyoruz. Önümüzdeki tek engel, çalışmamızın patentinin alınıp seri üretime geçilmesi. Bu konuda Sağlık Bakanlığımız ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızdan destek istiyoruz. Kremimizin geliştirilmesi için bir yıl gibi kısa bir süreye ihtiyacımız var. Şu an istenmesi halinde 100 ton üretim yapabilecek yeterliliğe sahibiz.
İlaç Sunum
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —