Canlıların varlıklarını koruma hakkına sahip olması gibi devletler de kendilerini koruma hakkına sahiptir. Bu nedenle dünyanın hiçbir ülkesinde, vatanı bölmek ya da rejimi değiştirmek isteyen siyasal partiler kurulmasına izin verilmez. Terör örgütlerinin parti kurmaları söz konusu bile olamaz.
Bunun demokrasiye aykırı bir tarafı yok...
İngiltere'de Kuzey İrlanda'nın, Fransa'da Korsika'nın, İspanya'da Katalan bölgesinin ülkeden ayrılmasını isteyen partiler kurulmasına izin verilmiyor. Aynı şekilde Almanya'da da rejimi değiştirmek isteyen Nazilerin parti kurması yasak.
Bizde neden bölücü ve terör örgütünün sözcüsü ya da şeriatçı partiler kurulmasına izin veriliyor?
Biz İngiltere, Fransa, İspanya ve Almanya'dan daha mı demokratız?
"Hırsız içeride ise kapı kilit tutmaz" derler! Teröristlerin temsilcilerinin Meclis'te olduğu, diğer partilerin de oy için ona yaranmaya çalıştığı bir ülkede ne terör önlenebilir, ne de ana kuzusu Mehmetçiklerimizin şehit olması!..
Bir de terör örgütünün arkasında emperyalistler varsa ve iktidarı, muhalefeti ile partiler emperyalistlere ses çıkaramıyorsa, millet de hala bu partilerden bir şey bekliyorsa, sonun nereye gideceğini söylemeye dilim varmıyor!..
Ağla sevgili ülkem!..
Kimse topu Anayasa Mahkemesi'ne atmasın. Siyasal partilerin kapatılmasını zorlaştıran, daha doğrusu olanaksızlaştıran anayasa değişikliklerini bu siyasetçiler yaptı!..
Bildiri tartışmaları hikaye. Vatanseverliğin ölçütü bildiri yayımlamak değil, "cumhuriyetin ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün" korunmasıdır.
Vatansever olduğunu öne süren parti bu konuda hazırlayacağı anayasa düzenlemesi teklifini versin Meclis'e. Görelim kim vatansever, kim değilmiş!..
Your browser doesn't support HTML5 video.