Tarih: 20.01.2023 19:30

VALİ, MAKAMINI YİNE TAŞIYAMADI

Facebook Twitter Linked-in

VALİ, MAKAMINI YİNE TAŞIYAMADI İki gündür şehrin gündeminde ilginç bir konu var: Eski Başbakanlardan Binali Yıldırım'ın hiçbir resmi görevi olmayan oğlu Erzurum'a gelmiş, güzel şehrimin valisi ile jandarma komutanı da onu görmeye bir mağazaya gitmişler(Makamdaki kişiyi temsil eden durumlarda makam ismi büyük yazılır ama makamdakiler küçük olunca yazım kurallarını bilinçli olarak bu seferlik es geçiyorum.). İkisinin de el pençe divan duruşu şehirde tartışma konusu oldu.  Herkesin dilinde vali ve komutanın duruşu, benim aklımda deli sorular:  Klasikleşen soru ile başlayalım: Vali ve komutan, bir vekil çocuğunun önünde neden o şekilde durur? Erkam Yıldırım'ın duruşu beden dilinde ne anlama geliyor?  Vali ve komutanın duruşu (İl başkanını saymıyorum.) beden dilinde ve bürokraside ne anlama gelir? Erkam Yıldırım ile neden makamda değil de bir mağazada görüşülüyor? Buna benzer olaylar geçmişte de yaşanmış mıdır?  Erzurum rastgele bir şehir midir, yoksa derin bir şehir midir?  Evvela herkesin malumu olan kısmı anlatalım: Efendim, Erzurum'da her sene aralık ayının ortalarında başlayıp ocak ayının ortalarında sona eren ve yüzyıllardır devam eden Bin Bir Hatim Geleneği'nin dua törenine katılmak amacıyla (!) Erzurum'a gelen Eski Başbakanlarımızdan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım, şehirde esnaf gezisine çıkmış. Kendisinin resmi bir görevi olmamasına karşılık siyasete soyunan bir vatandaşımız olduğunu düşünerek söz söylemiyorum. AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz ve ekibinin de ona eşlik etmesi gayet normal. Çünkü arkadaşın babası AK Parti Genel Başkan Vekili.  Esnaf ziyaretine Vali ve Jandarma komutanının katılması da neyin nesidir? Farz edelim ki Erkam Bey, vali ile görüşmek istedi. Makamına gider ve vali ile görüşür. Ama valinin, bir parti yöneticisinin çocuğunun yanında emir eri gibi dolaşmasını hiçbir protokol geleneğinde görmedim.  Aklıma gelmişken: Bu görüşmede Kolordu Komutanı, İl Emniyet Müdürü yok da Jandarma komutanı neden var?  Erkam Yıldırım'ın fotoğrafı bana birkaç ay önce Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi'ne katılan ülkelerin devlet başkanlarıyla verdiği pozu hatırlattı. Mağazadakilerin bakışları ile devlet başkanlarının bakışları arasında fark yoktur. Mesela, o fotoğrafta Putin ezik olarak gösterilmeye çalışılmıştı, diğerleri hayran. Bu durumda mağazadakilerin pozisyonlarını nasıl yorumlamak gerekiyor? Erkam Yıldırım'ın duruşunu çok inceledim. Fotoğrafı büyütüp büyütüp inceledim. Beden dili, ortamın sahibi olduğunu gösteriyor. Biriken kiraları toplamaya giden dükkân sahibi gibi oturuyor. Elindeki tespih muhtemelen yeni hediye edilmiş. O yüzden elinde tutuyor (İyi niyetli düşünmeye çalışıyorum.) ama arkasına yaslanıp yarı yatar vaziyette oturması her ne kadar kilolarıyla ilişkilendirilebilir gibi görünse de aslında ortama hâkim olmanın verdiği rahatlıktan kaynaklanıyor. Sakal tıraşı gibi, dış görünüşe yönelik ayrıntılara girmiyorum. Adam tabiri caizse kimseyi takmamış.   Ortamdakilere baktığımızda tek kişilik oturakların birleştirilip 2 yerine 3 kişi oturtulması da ortamdakilerin gördüğü değerle alakalı. Vali'nin otururken Erkam Bey'e doğru yan dönmesi, onu dinler görünmesi ilgisinin orada olduğunu gösteriyor.  Az önce Erkam Bey'i kiraları toplamaya gelen dükkan sahibine benzetmiştik, karşısında el pençe divan duranlar da kirayı geciktirmiş ya da aksatmış kiracı gibi duruyorlar. Vali'nin görev süresi seçimle birlikte doluyor. Bu şekilde hareket etmesi, yeni görev için daha iyi bir yer alabilmek içindir. (Bu konuyla ilgili farklı bir bakış açısı da Sevgili Sinan Özçaylak getirdi. Vekilliğe oynama durumu varmış.) Bu en iyi ihtimal, kötü olanları düşünmek bile istemiyorum. Komutanın görev süresi nedir, onu bilemiyorum ama yukarıda da belirttiğim gibi Jandarma komutanı beni hayli düşündürüyor.  Görüşmek için bir mağazaya gidilmesi dikkat çekici. Mağaza sahibi beni oldukça meraklandırdı. Kimdir, necidir, neden orası buluşma yeri olarak seçilmiştir, araştırmak lazım. Malumunuz bu tarz geziler hazırlıksız yapılmıyor. Daha önceden girilecek yerler tespit ediliyor hatta bazen fikirleri sorulduğunda nasıl konuşmaları gerektiği kulaklarına üfleniyor. Dolayısıyla mekân rastgele değil, onu biliyoruz. Mağaza sahibi, bu işin kaymağını çok yiyeceğe benziyor.  Bu durum valinin ilk vukuatı değildi. Son üç ayda üç vukuat var. Eskilere gitmiyorum. Vali'nin Yusufeli Barajı'nın açılışında Cumhurbaşkanı ile çekilen fotoğrafta kadraja girebilmek için verdiği mücadele de devlet adamının ağırlığına yakışmamıştı. Bakan Bilgin'in Erzurum ziyaretinde ETSO önünde çekilen fotoğrafta kenarda kalışı da valinin ağırlığını tartışmaya açmıştı. Bakan Bey'in bir yanında Vali, diğer yanında Erzurum Milletvekili Selami Altınok, onun yanında da Mehmet Sekmen'in olması gerekirken bu protokole dikkat edilmediği dikkatimizden kaçmamıştı. Bunu da valinin protokol kurallarına dikkat etmeyişinin ona pahalıya mal olması olarak yorumlamıştık. Geçen yazılarımdan birinde söylemiştim: Erzurum tarihi yazılırken Okay Memiş isminden hiç güzel bahsedilmeyecek. Kıymetli Dostlar, Erzurum rastgele bir şehir değil. Geçen yaz CHP, 128 vekille Erzurum'a geldi. AK Parti, ilk yılında Kongre Binası'nda Bakanlar Kurulu Toplantısı yaptı. Sayın Erdoğan her seçimde ya ilk ya da son mitingini bu şehirde yapar. Burada yöneticilik yapan isimler devlette önemli görevlere gelmişlerdir. Bunlar önemli mi, aslında önemli ama önemsiz de görebilirsiniz.   Geçmişte de Erzurum'a gelen isimlerin makamda değil de diplerde bir yerlerde toplandıkları olmuştu. Hatta oralara valilerin ve bürokratların davetle (çağrıldıklarında) gittiklerini çokça işitmiştik. Oraya girebilmek için büyük mücadele veren isimleri de bilmiyor değiliz. Hatta birisi bana "çağrıldığı halde gitmediği için çeşitli şekillerde uyarılar aldığını" söylemişti.  Erzurum derin bir şehir, o yüzden boşaltılmaya çalışılıyor. Erzurum önemli bir şehir, o yüzden liderlik yapacak kişiler şehirden kaçırılmaya çalışılıyor. Bu sayede dirayetli olmayan kişiler göreve getirilerek rahatlıkla oyalanıp idare ediliyor. Tahmin edilenden çok daha fazla kripto insan var bu şehirde. Maalesef güç de onlarda. Dişi kıran pilavın içindeki beyaz taşlar. Çok türkü biliyorum da daha fazlasına şimdilik gerek yok. Arif olanları sahada görelim.                                                 Ömer Faruk Kızılkaya  


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —