Şahtı Şahbaz Kişilikler!

Şahtı Şahbaz Kişilikler! İnsanoğlu tarihi serüveni boyunca birçok kalıpların, simgelerin, maskelerin ardına saklanan bir üç maymunu oynayan ve üzerine yarasa kanatlarla varoluş hikayesine 'merhaba' diyen bir sürece imza atmıştır. Bu süreçte kişiliğini, biçemini, ruhunu herkesten saklayan irade sahibi varlık her seferinde bu gizemiyle gurur duyarak çıkmazlarda rol oynamaktan öteye gidememiştir. 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!' sözü, pek çoğuna anlamsız gelen bir mübalağa tabirinden ibarettir. Çıkarlar, ihtiraslar, hırslar, nefsi boyutlar insanlığı garip bir kısır döngünün içerisinde savurmuştur. Sahte samimiyetler, sahte saygılar, sahte olgular... İnsanlığın yitirilişi her geçen gün şaşalı törenlerle sınıflandırılırken, pek çoğu bunu dünya yapısallığına sığdırarak kendini vicdan yükünden kurtarmak istemiştir. İnsanoğlu her seferinde 'güç' savaşı içerisine girerek, kendi yarattığı put olan paraya tapmakla işe başlamıştır. Kendinden güçsüz gördüğü insan, hayvan, canlı ya da cansız her varlığı ezerek ya da yok ederek anlam yoğunluğu içerisinde kendisine bir saltanat ilan etmiştir. Kadınlar, hayvanlar, masumlar günden güne erirken, kendi otoritesi hükmünce kendi bildiğini okuyan bu şahbazlar, kafasına uyruk kurallarla dini, hayatı, insanlığı saptıran metinlere imzalar atarak doğruyu ve yanlışı maskelerin ardında vicdanın içerisine bırakmış ve sonuca asla ölene dek bir sorumluluk yükleme gereksinimi duymamıştır. Oysa insan, vicdanen ve emrolunduğu gerekçelerle kendini her daim değerlendirmelidir. İç sesi, iç kimliği, topraktaki yansıması ne denli insandır? Bunu sorgulamayan bir bireyin, örtüyü yalnızca bir argümanın üzerinde vasıflandırması 'kuş beyniyle' perde arkasındaki yaşantısını ne denli gizleyecektir? Rabbim herkese, bu dünyaya 'ne üzerine' geldiğini unutturmasın. Yakıp, yıkık, ezip, geçip, iki koltuk sevdasına kimseyi ahmak eylemesin. Bolca hidayetli günlere... Gazeteci-Yazar Nihal Özkan


Orjinal Habere Git