Tarih: 27.12.2025 17:29

Öztürk: Asgari ücrete yapılan yüzde 27’lik artış enflasyon rakamları karşısında çok düşük

Facebook Twitter Linked-in

Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı ve Türkiye Federasyon Kurulu üyesi Musa Öztürk, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Öztürk, asgari ücrete yapılan yaklaşık yüzde 27’lik artışın, mevcut ekonomik koşullar dikkate alındığında çalışanlar açısından yetersiz olduğunu ifade etti.

İLKHA muhabirine konuşan Öztürk, 2026 yılı için belirlenen 28 bin 75 TL’lik asgari ücretin resmi enflasyon rakamları, yoksulluk ve açlık sınırı ile temel tüketim kalemlerine yapılan zamlar karşısında düşük kaldığını vurguladı.

Öztürk, “Malum olduğu üzere 2026 yılında uygulanacak asgari ücret açıklandı ve 28 bin 75 TL olarak belirlendi. Bunun ne kadar yeterli olup olmadığı zaman içerisindeki fiyat artışlarıyla daha net ortaya çıkacaktır. Ancak bugünden bir değerlendirme yapacak olursak, bu rakamın çalışana ne kadar rahatlık getireceği daha iyi anlaşılacaktır.” dedi.

“TÜİK verilerine göre hane halkı enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 51 seviyesinde”

Resmi verileri hatırlatan Öztürk, ekonomik göstergeler arasındaki farklara da dikkat çekerek, “TÜİK’in verdiği bilgilere göre Aralık ayı kira artış oranı yüzde 35,9 olarak belirlendi. Yine TÜİK verilerine göre hane halkı enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 51 seviyesinde. Serbest piyasada enflasyonu ölçen ENAG’ın Kasım ayı itibarıyla 11 aylık enflasyon oranı ise yüzde 56,8. Döviz kurlarına baktığımızda, 1 Ocak 2025’te dolar yaklaşık 35 lira civarındayken, 26 Aralık itibarıyla serbest piyasada 42,9 liraya yükseldi. Bu da yaklaşık yüzde 50’ye yakın bir artış anlamına geliyor.” şeklinde aktardı.

Öztürk, Tüketici Birliği Federasyonu’nun saha çalışmalarına da değinerek, “Beş ilde, sekiz markette, çoğunluğu gıda olmak üzere 360 ürün üzerinde yapılan çalışmalarda 11 aylık ortalama enflasyon beklentisi yüzde 40’ın üzerinde. Bankalardaki cari faiz oranları da bankadan bankaya değişmekle birlikte yaklaşık yüzde 40 civarında. Tüm bu rakamlar birlikte değerlendirildiğinde, asgari ücretle çalışan işçiye verilen yüzde 27 civarındaki artış çok düşük kalıyor.” ifadelerini kullandı.

TÜİK’in 11 aylık enflasyon verilerine işaret eden Öztürk, “TÜİK’in açıkladığı 11 aylık enflasyon oranı yüzde 31. Aralık ayı da eklendiğinde bu oranın yüzde 30’un altına düşmeyeceği tahmin ediliyor. Hane halkı enflasyon oranı yüzde 50’nin üzerinde, ENAG verileri ise yüzde 56 seviyesinde. Bu tablo, asgari ücret artışının hakkaniyetli olmadığını ve çalışana gerçek anlamda bir rahatlama sağlamayacağını gösteriyor. Yoksulluk ve açlık sınırları dikkate alındığında bu rakam oldukça cılız kalıyor.” diye konuştu.

“Yılbaşından sonra asgari ücret gerekçe gösterilerek fiyatların ciddi şekilde artırılmasından endişe ediyoruz”

Öztürk, yılbaşından sonra zam beklentisinin güçlü olduğunu belirterek, şu çağrıda bulundu: “Her yıl asgari ücret açıklandıktan sonra piyasada ciddi fiyat artışlarıyla karşılaşıyoruz. Şu an için piyasada büyük bir hareketlilik yok ancak bu olmayacağı anlamına gelmez. Satıcıların çoğu, ellerindeki eski ürünleri yılsonuna kadar eritmeye çalışıyor. Yılbaşından sonra ise asgari ücret gerekçe gösterilerek fiyatların ciddi şekilde artırılmasından endişe ediyoruz. Ricamız, zorunlu bir artış yapılacaksa bunun özellikle asgari ücretle çalışanların durumu göz önünde bulundurularak yapılmasıdır. Biraz fedakârlık gösterilmesini temenni ediyoruz. Ancak ne yazık ki toplumda yılbaşından sonra fiyat artışlarının kaçınılmaz olacağı yönünde güçlü bir beklenti var.” (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —