Bu ülkede herkes ahlak bekçisi.
Herkes dürüstlükten yana.
Herkes adalet istiyor.
Ama nedense adalet hep başkasına lazım.
Kendi çıkarı söz konusu olunca;
yalan "küçük",
torpil "mecburiyet",
haksızlık "sistem böyle" oluyor.
Kimse kendine bakmıyor.
Herkes karşısındakini tartıyor.
Birine kızıyoruz: "Ahlaksız!"
Aynı işi kendimiz yapınca: "Benim şartlarım farklı."
İşte bu ülkede ahlak tam olarak burada bozuluyor.
Büyük skandallarla değil, küçük bahanelerle.
Bir tanıdık kayırılıyor:
"E biz almasak başkası alacaktı."
Bir hak yeniyor:
"Zaten hak eden almıyor ki."
Bir yalan söyleniyor:
"Beyaz yalan canım."
Beyaz yalanlar birikti,
ülke griye döndü.
Herkes dürüstlük dersi veriyor ama kimse sınava girmiyor.
Çünkü sınavın adı belli: Menfaat.
Menfaat gelince;
kitaplar kapanıyor,
nasihatlar susuyor,
vicdan uçak moduna alınıyor.
Sosyal medyada ahlak timsaliyiz.
Gerçek hayatta "idare ederizci".
Tweet'te adalet,
işte torpil.
Paylaşımda vicdan,
pratikte kurnazlık.
Sonra da soruyoruz:
"Bu ülke neden böyle?"
Çünkü herkes ahlaklı…
kendine sıra gelene kadar.